Karakter boyutu :
16 Mart 2012, 21:06
Türkiye'de nükleer santral intihardırGreenpeace Başkanı Kumi Naidoo,İstanbul ziyaretinde Milliyet'e özel röportaj verdi
Türkiye’de nükleer santral intihardir - Mehves Evin - Istanbul
Greenpeace Baskani Kumi Naidoo,Istanbul ziyaretinde Milliyet’e özel röportaj verdi.Fukusima’nin birinci yildönümünde hem nükleer santralin tehlikelerini,hem de Türkiye’de planlanan santralleri konustuk.Kumi Naidoo,üç yildir dünyanin en ünlü çevre örgütü Greenpeace’in basinda... Güney Afrika dogumlu Naidoo,bir insan haklari aktivisti.Genç yasta Apartheid ile mücadele etmis, Nelson Mandela ile çalismis.Naidoo,kâh Kutuplar’da eylem yapip gözaltina aliniyor,kâh Fukusima’da radyasyon ölçüm cihazlariyla dolasiyor! Angela Merkel gibi siyasi liderlerle görüsüyor,Davos’a gidiyor, büyük sirketlerin CEO’lariyla da masaya oturuyor...Bu yüzden elestirilse de müdanasi yok: “Faydasi olacaksa,neden konusmayayim ki? Zamaninda apartheid’in sorumlulariyla konusma imkânim olsaydi, yapardim!” diyor. Fukusima’daki nükleer kazanin üzerinden bir yil geçti.Bu felaketten ne ögrendik? Dünyada, nükleer enerjiden vazgeçen bazi devletler dahil olmak üzere, büyük bir kesim önemli dersler çikardi. Fukusima felaketi, nükleerin insanlik için neden yanlis oldugunu gösterdi. Çok pahali, çok tehlikeli oldugunu bir kez daha anladik. Türkiye dahil olmak üzere, bazi devletler neden hâlâ nükleer enerjide israr ediyor? Önce kendinize sunu sorun: Neden Türkiye gibi, Kyoto’ya imza atmis her hükümet, gelecegimizi tehdit eden karbon salimlari konusunda ayak diretiyor? Nedeni, fosil yakitlara tutunmayi sürdürerek elde edilen orantisiz güç, etki ve kazanilacak para... ABD’ye bakalim. Amerikan Kongresi, paranin satin alabilecegi en uygun parlamento modeli! En basta petrol, kömür endüstrisinin parasi geliyor. Nükleer endüstride çok büyük paralar söz konusu. Fukusima’daki nükleer santrali isleten TEPCO sirketi, bir monopoldü. Sadece hükümet üzerinde degil, medya üzerinde de müthis etkisi vardi. Japon halki ses verdi Japon halki nükleere karsi artik sesini çikariyor... Hükümet, TEPCO’yu kollamak adina dürüst ve seffaf olmak konusunda o kadar zavalli davrandi ki, her sey degisti. Bir günde Tokyo’da üç farkli gösteriye katildim. Binlerce insan toplanmisti. En gencinden en yaslisina, herkes birlesmisti. Japonya’da 54 reaktör aktifti. Su anda iki tanesi çalisir durumda. Bunlari da durduracaklar. Nükleersiz bir yazin ardindan kimsenin elektrik sikintisi çekmedigini görecekler... Oysa bize, “bu santraller kurulmazsa elektriksiz kalacaksiniz” deniyor... Fosil yakit ve nükleer endüstrinin yaptiklarini ve yapmakta olduklarini küçümsemeyelim... Yenilebilir enerji teknolojilerine karsi bile lobi yapiyorlar! Mesela bazi ülkelerde, kendi elektrigini üretebilen, fazlasini devlete satabiliyor. Simdi bunu da engellemekle mesguller... Güney Afrika’da hükümet “nükleere yatirim yapmaliyiz, halkin yüzde 20’sinin elektrigi yok” diyor. Iyi ama o insanlara elektrik vermek için nükleere ihtiyacin yok ki! Eger güvenli, uygun fiyata ve hizlica bu isi yapmak istiyorsan baska yollari var. Alti ayda enerji güvenligini saglayabilirsin! Yenilenebilir enerjilere yol açarsin. Yilin her günü günes gören Zulu halki, hem kendi elektrigini üretebilir, fazlasini da devlete satabilir. Iyi de hükümetler bunu istemiyor... Ama istemeliler! Belki bir CEO için “kötü” fikirdir. Ancak hükümetlerin görevi, halkin lehine karar vermek. Buradaki sorun, pek çok hükümetin seçtigi politikalarin, nükleer ve fosil yakit endüstrisinin hâkimiyeti altinda olmasi. Risk almaya deger mi? Türkiye’de dört nükleer santral planlaniyor. Ikisi yolda. Hatta Sinop’taki için TEPCO ile anlastilar... Akkuyu ise fay hattinda. Ne diyorsun bu duruma? Bu bir intihar girisimi! Neden bir hükümet ve bir halk, bu riski alsin? Dünyanin en önemli turistik çekim merkezlerinden birini tehlikeye atsin? Bakin... Fukusima’daki radyasyon, sulara karisti, havada kilometrelerce öteye tasindi. Japonya turizmi çöktü. Türkiye’de nükleer santral yapilirsa, milyonlarca turistin bölgeye gelmesi tehlikeye girer... Halk da nükleeri istemiyor... Türk halkinin yüzde 65’i, nükleeri istemiyor. Fosil yakit ve nükleer söz konusu oldugunda, halka hiç danisilmiyor. Fukusima’da TEPCO, kaza zamaninda halkin yapmasi gerekenlere dair hiçbir yükümlülügünü yerine getirmedi. Halka açik bilgi verilmiyor. Bu nedenle ABD’de “çevre irkçiligi” diye bir kavram tartisiliyor. Zira kömürün, nükleer santrallerin yapildigi yerler, renkli, fakir insanlarin yasadigi yerler. Dünyanin her yerinde bu tip santraller, toplumda en az sesi çikan, en fakir halkin yasadigi yerlerde kuruluyor. Fukusima’da çalisan TEPCO yetkililerinin hiçbiri, aileleri de santralin etki alani içinde yasamiyordu! Bu yüzden devletten veya sirketten bir yetkili “merak etmeyin güvenlidir” dediginde, “o zaman sen yasa orada, inanayim” demeli. Fukusima’dan sonra, deprem bölgesinde olan bir ülkede nükleer santral kurmak, intihardir. Neden, yenilenebilir enerji teknolojilerine yatirim yaparak bölgesinde bir mucize yaratabilecek bir ülke olma imkâni varken böyle yatirimlar yapilsin? NÜKLEER ATIK NE OLACAK? ENERJI DEVRIMI MÜMKÜN EN ZENGIN JAPON PARASINI YATIRDI Kumi ve Greenpeace ekibi Kutup’ta petrol sirketine karsi eylemde! Haberi Ekleyen: Ali Dursun Bu haber 1017 defa okunmuştur.
|
YAZARLAR
VİDEO GALERİ
GÖRELE ' DE HAVA DURUMUARŞİVLEN HABERLERArama |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||