Karakter boyutu :
06 Nisan 2014, 20:15
CİA Erdoğan'ı Nasıl Çözdü?Peki,bu değişimin nedeni nedir? Erdoğan neden gözden düştü?
SIBEL EDMOND,CIA'NIN ERDOGAN'I NASIL ÇÖZDÜGÜNÜ ANLATIYOR. Ç.N: uzun metin için kusura bakmayin, ancak bir solukta çevirdim, basindan kalkamadim. son derece açiklayici, bence okunmasi gereken bir röportaj. Aslinda, bunlar hepimizin bildigi seyler, ancak detaylari sasirtici olabilir pek çogunuz için. SIBEL EDMOND,CIA'NIN ERDOGAN'I NASIL ÇÖZDÜGÜNÜ ANLATIYOR. Uzun süre Türkiye'de yasadim ve Türkiye iç politikasini çok yakindan takip ediyorum. Ve dogrusu, benim FBI muhbirlik davamin konusu aslinda ABD-Türkiye arasindaki gizli görüsmeleri desifre etmemden kaynaklaniyor. Bu yüzden hem ABD'de,ABD çikarlarina zarar verdigim,hem de Türkiye'de Türkiye çikarlarina zarar verdigim gerekçesiyle iki ülkede de tamamen dislandim. Insanlar Twitter üzerinden, siradan vatandaslar, soruyorlar, "Erdogan hakkinda düsüncelerinizi bizimle paylasabilir misiniz", yazdigim makalede bunu yapmaya çalistim, ve insanlarin konuyu dogru anlayabilmesi için, ciddi bir tarihi arkaplan bilgisi vermek zorunda kaldim. Insanlar sasiriyor, Erdogan önceleri bir melekken, nasil oldu da ABD için simdi bir seytan, bir düsman haline gelebildi, bu sistem nasil çalisiyor? CIA'nin kukla hükümetler kurdugu, onlari kullandigi, ve ardindan bir gecede onlari nasil yokkettikleri bilenen bir gerçek. Ayni sey Erdogan'in da basina geliyor. Ah evet, bu durum pek çok Amerikali'ya Donald Rumsfeld'in Saddam'la tokalastigi o unutulmaz görüntüleri, ve daha sonra gözden düstügünde isgal ve yokedilisini hatirlatiyor. Ayni süreç,Erdogan'la iliskilerde de açikça görülüyor. Ve Erdogan'in tasfiye süreci Gezi Parki olaylari ile baslamis gibi görünüyor, ancak makalenizde de belirttiginiz gibi bunun çok daha genis çapli, farkli nedenleri var. Örnegin daha önce Bir Gladyo Projesi: Fetullah Gülen röportajimizda anlattiginiz gibi Gülen'le de baglantili. Peki,bu degisimin nedeni nedir? Erdogan neden gözden düstü? Evet, bütün bunlar bana göre Gülen ve Erdogan arasindaki kavgayla basladi. Gülen cemaati AKP'nin hükümet olmasi için çok ciddi destek verdi, Erdogan ve Gül'ün bütün bürokratlari Gülen cemaatinin destegiyle geldi o noktalara. Ancak burda suna dikkat etmek gerekiyor, Gülen sadece bir sembol. Asil önemli olan ve isi yapan Gülen markasi. 1997'den sonra CIA Gülen'i oyuna dahil etti. Gülen Türkiye'de seriat düzeni kurmak istiyor ve suçlarindan dolayi araniyordu. CIA onu ABD'ye getirdi ve ne tesadüf ki CIA merkezinin hemen yani basinda bir eve yerlestirdi. Gülen su anda 15 yildir ABD'de yasiyor ve 20-25 milyar dolarlik bir agi kontrol ediyor, ve kimse gerçekten bu paranin nerden geldigini bilmiyor. Bu Gladyo A plani idi. Gülen'in ABD disinda CIA ile birlikte açtigi okullar, camiler, medreseler birer birer kapatiliyor çünkü bu ülkeler, Gülen cemaatinin varliginin kendi ülkelerinin ulusal güvenligine bir tehdit oldugunu, CIA ile ortak operasyonlarda kullanildigini kavradilar. Gülen cemaati ve CIA bununla kalmadi tabii ki, Türkiye'de büyük bir medya agi kuruldu, satin almalar yoluyla, polis teskilatina, hukuk, ve askeri alanlara sizdilar. Ve iste bu güç agi, yani Gülen ve CIA ortak hareketi, Erdogan'i parlatarak hükümete tasidi. Aslinda 97'de Erdogan'in üyesi oldugu parti askerlerin müdahalesiyle kapatilmis, Erdogan hapse atilmis iken, 2002'de bu kez askerler geri adim atti, sessiz kaldi ve Erdogan'in basbakan olmasina izin verdi. Peki 1997-2002 arasinda degisen neydi? Evet, artik Gladyo B planina geçilmisti, Gülen ABD'deydi artik. Erdogan o sirada degismis, asiri güven kazanmis, beslenmis, ve artik "bu imama artik boyun egmek zorunda degilim, halk beni seviyor ve ben ne dersem inaniyorlar" demeye basladi. "Imam kabul etse de etmese de ben kendi istediklerimi artik özgürce yapabilirim" diyordu. Erdogan'daki bu asiri güven sadece bir neden. Diger bir neden de Erdogan'in Israil'e karsi sert tutumu, sözünü geçirebiliyor görüntüsüydü. Türkiye'deki bütün partilere, medyaya ragmen bunu elestiren de nevar ki Fetullah Gülen'di. Ve bu arada, bir yan not olarak sunu söyleyeyim ki, Gülen'in ABD'deki en büyük destekçisi de ordaki Yahudi lobisiydi. Isterseniz Google'a gidip, en büyük yahudi lobisi olan aipac'i, ya da atc'yi sorgulayin "gulen aipac" seklinde. Ilginç olan bir Islam Mollasi, Imami olan Gülen (!), Yahudi lobisi tarafindan destekleniyordu. Tek basina bu durum bile, insanlarin Gülen hakkinda süphe duymasi, soru sormaya baslamasi için yeterli bir nedendir. Bu da Erdogan Gülen arasindaki kavganin ikinci nedeniydi, yani Yahudi lobisinin destekledigi Gülen, Erdogan'in Israil'e karsi sert çikislarini dogru bulmuyordu. Ayrilik çanlari çalmaya baslamisti. Ve ardindan Suriye konusu geldi. Türkiye, AKP hükümeti Suriye'deki muhalifleri egitiyor, silahlandiriyor, ve bütün bunlar ABD tarafindan, Incirlik üzerinden yönetiliyordu. Buraya kadar hersey yolunda gidiyordu, ABD emrediyor, Erdogan uyguluyor, Esad'in devrilmesi için gereken hersey yapiliyordu. Ancak beklenmedik birsey oldu, ABD'de Esad'a uygulanan siddet, saldiri hos karsilanMamaya baslandi. Obama bu konudaki destegini yitiriyordu. Ve tam bu noktada Rusya'nin devreye girmesi ABD'yi geri adim atmak zorunda birakti. Ve iste tam bu sirada, Erdogan'in uyguladigi ABD emirleri Türk halki tarafindan sorgulanmaya baslandi. Türk halki olanlardan, yapilanlardan hiç de memnun degillerdi. Çünkü Türkiye Suriye ile, Esad ile son derece iyi iliskilere sahipti, ayrica, Suriye müslüman bir komsu ülkeydi. ABD geri çekilince, Erdogan tamamen ortada kaldi. Artik halki arasinda popüler degil, nefret edilen bir lider olmaya baslamisti. ABD artik verdigi sözleri tutmuyor, Erdogan'i tamamen yalniz birakiyordu ki bu da Erdogan'i oldukça sinirlendirmisti. Bu da üçüncü bir neden oldu. Bu noktada baska bir olay patlak verdi; Gezi Parki olaylari. Gülen, Erdogan'la aralarindaki kavgada, bunu bir firsat olarak degerlendirmek istedi. Ve Gülen protestolara kendi cemaatinden insanlari soktu. Erdogan basina neler gelecegini anlamisti. CIA ve Gülen ise el atmis, protestolarda aktif rol oynamaya baslamisti. Erdogan bunu net olarak görüyordu. Süphesiz Gezi Parki olaylari gerçek halk tarafindan baslatilmisti, ancak CIA'nin kontrolündeki Gülen cemaati bunu, bu firsati degerlendirmekte gecikmemisti. Ve es zamanli olarak ABD ve Avrupa basininda Erdogan "diktatör" olarak anilmaya baslandi. Erdogan'in El Kaide ile iliskileri ortaliga dökülmeye baslandi ki, El Kaide'nin de ne tür bir operasyon oldugunu biz açiklamaya, desifre etmeye daha önce çalismistik. Erdogan artik El Kaide'nin parasal kaynak saglayicilari ile baglantiriliyordu. Ve bütün bunlar, bu operasyonlar CIA tarafindan yönetiliyordu. Peki, bütün bunlar gayet açik, anlasilabilir ancak benim kafama takilan soru su, Gülen'le, daha dogrusu CIA ile Erdogan arasinda bir sorun varsa eger, bu sorunun nedeni nedir, CIA Türkiye'den, Erdogan'dan ne istiyor? Erdogan, AKP sadece birer sembol, tipki diger ülkelerdeki kukla hükümetler gibi, Obama gibi, George Bush gibi. Asil önemli olan, bu sembolün arkasindaki güç, yani CIA, yani ABD Silah Sanayi. CIA'nin yapmak istedigi, sözkonusu ülkeyi tamamen kontrol altina almak, iç ve dis politikasini yönetmekti, ki son derece düzgün bir sekilde çalisti, diledikleri kukla hükümeti, yani Erdogan'i getirmeyi ve uzun süre hükümette tutmayi basardilar. CIA'nin plani, Türkiye'yi bir model ülke olarak kullanmak, ve diger ülkeleri de ayni sekilde hizaya getirmekti, Ilimli Islam projesini Orta Dogu'da uygulamaya geçirmekti. Erdogan ve Gülen, daha dogrusu CIA arasindaki sorun, bu planlari aksatiyordu. CIA, kullandigi kuklalarindan birinin (Erdogan) kontrolünü kaybediyordu, bu arada Gül'le hiçbir sorunlari yoktu. Gül iyi bir usak (bu kelime aynen kullaniliyor görüntülerde) olmustu, emirleri harfiyen uyguluyordu. Erdogan boyun egmeyecegini göstermek için, bir mesaj vermek için sunu söyledi "milyarlarca dolarlik silah alimlarini sizinle degil, ABD ile degil, Çin'le yapacagim". Bu ölümcül bir hataydi, bu ABD ve NATO'nun en üst düzey kurallarindan birinin ihlali anlamina geliyordu, yapilabilecek son seydi. Iste bu, NATO ve ABD Silah Sanayisini çileden çikardi. Ve Erdogan daha da ileri giderek, AB'ye girmek için yillardir beklediklerini ve bunun gerçeklesmeyecegini anladigini, bunun yerine Sangay Birligi'ne katilmak istedigini söyledi. Ve resmen basvuruda bulundu. Ve bu davranis yine, çignenebilecek en son kurallardan biriydi. Bir kukla, kukla oynaticisina karsi, sahibine karsi isyana kalkmisti. Iste bunlari yaptiginizda, son kullanma tarihiniz dolmus demektir. kim olursaniz olun artik bitmistir. Ve ABD'nin uygulayacagi cezanin diger ülkeler için ibretlik olmasi gerekiyordu, çünkü bu durum baskalari tarafindan örnek alinabilirdi, bu risk göze alinamazdi. Erdogan'a su ihtimaller sunuldu, tabii bunlari hiçbir yerde duyamazsiniz; birincisi, geri adim atacaksin, herseyi geri saracak, Israil'le iliskilerini düzeltecek, Çin'den silah almaktan vazgeçeceksin, Sangay'dan uzak duracaksin, Gülen'den özür dileyeceksin, bu senin birinci seçenegin. ikinci seçenegin, sessizce istifa edip gideceksin. Çünkü biz hali hazirda senin yerine gelecekleri belirledik (Ç.N: CHP!). su ana kadar çalip çirptigin paralari da beraberinde götürebilirsin. senden öncekiler de çaldi, sen de çaldin, ve bunlarla Ingiltere'ye gitmene izin verecegiz. Üçüncü seçenegin ise bizi beklemek olacaktir ki bu sana iki senaryo sunar; Kaddafi gibi, Saddam gibi yokedilirsin, seni Taksim meydaninda, Gezi Parki'nda öldürürüz. ikinci senaryo da, Mübarek gibi korkak bir sekilde teslim olabilirsin, seni Ingiltere'de bir hapishaneye atariz, yasaminin kalanini orda sürdürürsün. Iste su anda, Erdogan bu seçeneklerle karsi karsiya. Bu seçenekler Kaddafi, Saddam ve Mübarek'e sunulanlarla ayni, CIA böyle çalisiyor. Senaryolar o kadar ayni, sasmaz ve detaylariyla benzer ki, insan neredeyse ayni seyleri tekrar tekrar görmekten sikiliyor. Ve birkaç ay içinde sonucu görecegiz çünkü bu durum fazla uzun sürmeyecek. El Kadi ile Erdogan'in iliskisi su anda piyasaya sürülüyor ancak El Kadi 1990 ortalarindan beri FBI tarafindan biliniyordu. El Kadi'nin çalisma merkezi Sikago idi, ve garip olan, Gladyo B'nin de çalisma merkezi Sikago. Ayni zamanda Abdullah Çatli da Sikago'ya geldi, orda ona ABD'de sürekli kalma izni (Yesil Kart) verildi, daha sonra çesitli bölgelere gönderildi, mesela Azerbeycan'a baba Aliyev'i öldürmek üzere gönderildi vs. Yani Sikago bu islerin merkezi, yönetim noktasidir. FBI El Kadi'yi ne zaman Sikago'da sikistirip da yakalamak istese, araya CIA giriyordu. Ve nihayet, El Kadi'ya toparlanip Arnavutluk'a kaçmasi için yeterli zaman verildi. Ve kaçinca da "hay allah, elimizden kaçirdik" dendi. El Kadi bu defa, mensubu oldugu Gladyo B operasyonlarina Arnavutluk'tan yön vermeye devam etti. bu arada ABD onu 9-11'in para saglayicisi olarak her yerde desifre ediyordu. ABD bu kez, "onun Arnavutluk'da oldugunu biliyoruz, adresi herseyi elimizde, Arnavutluk hükümetinden onu resmen isteyelim" dediler. Ancak ona Türkiye'ye geçmesi için gereken iki haftalik süreyi vermeyi de ihmal etmediler. Garip olan, El Kadi Arnavutluk'da iken elinde Arnavutluk pasaportu vardi, ve Türkiye'ye geldiginde Türk nüfus cüzdani tasiyordu. yani hersey çok önceden planlanmisti. ABD bu kez "hay allah, Arnavutluk'tan da kaçirdik adami" diyiverdi. bu defa Türkiye ile yazisti ve "bu adami sizden istiyoruz" dedi. Türkiye tarihinde ilk defa Türkler "pardon, aramizda böyle bir suçlu degisim anlasmasi yok, bu adam herhangi bir suç da islemedi burda, bu yüzden onu size veremeyiz" dedi. Ve ABD "ah öyle mi, tamam sorun degil" diyerek dosyayi kapatti! bu kadar basit ve saçma bir sekilde dosya kapatildi. El Kadi Türkiye'de pek çok bankanin sahibi, Azerbaycan dahil pek çok yere gidip gelen bir adam. Sadece Asya bölgesine degil, ayni zamanda Avrupa'ya da gidiyor bu adam, örnegin Londra'ya, is gezileri. Sonunda, El Kadi, bir is adami ve Gladyo B adami olarak BM'ye kendisini terörist listesinden çikarma basvurusunda bulundu, ve BM de bu basvuruyu degerlendirip onu listeden çikardi! Sonuç olarak, CIA için çalisan bu adam, ABD tarafindan aklanmis oldu. Ve aniden, Erdogan'in oglunun El Kadi, yani El Kaide'nin ana sponsoru olan terörist kisi ile fotograflari servis edilmeye baslandi. Bu tür haberler yayilmaya baslandi. Ve bu haberlerin pek çogu Gülen cemaati tarafindan servis ediliyordu. Ve tabii ki CIA destekli MIT'ten bir grup tarafindan... Ve çok ilginç bir nokta da su ki, bu servis edilen haberlerin çogu WikiLeaks'den geliyordu. burda kafama birsey takiliyor, acaba bunlar WikiLeaks'de halihazirda bulunan bilgiler miydi, yoksa birdenbire, aniden kesfedilmis bilgiler miydi? bu konuda süphelerim var. (Ç.N: WikiLeaks'in CIA kontrolünde oldugunu ima ediyor) soru: sizce Erdogan'in basina gelenler Kaddafi ve Saddam'in basina gelenlerle tipatip ayni mi olacak, yoksa biraz daha farkli bir versiyon mu görecegiz burada? Türkiye, Misir ya da Libya'dan tamamen farkli bir ülkedir, dinamikleri çok çok farklidir. Öncelikle, Türk insani gerçekten de farkindaligi yüksek bir kitledir. Aptallar için tasarlanmis iki partili sistem, ABD'de oldugu gibi, Türkiye'de çalismaz, Türkiye'de çok farkli fraksiyonlar, egilimler mevcuttur. ABD'de oldugu gibi, yani demokrat ve cumhuriyetçiler arasinda bir gel-git oyunu sergileyerek halkla dilediginiz gibi oynamaniz Türkiye'de çalismaz. Burada bilinç düzeyi son derece yüksek bir halk kitlesinden bahsediyoruz. ABD'den çok farkli bir kitledir bu. Egitimli ve düsünen insanlarin oldugu bir ülkede bu kadar kolay oyunlar sergileyemezsiniz, bu çok zordur. Diger bir fark da, Türk insaninin aktivist yönü, sokaklara inen, haklari için savasan bir topluluktur Türkler. Bana soruyorlar bazen, oyunu kime vereceksin diye. ben de "oyumu Türk halkina verecegim" diyorum, çünkü onlara inaniyorum, onlar kendilerine ne olacagina kendileri karar vereceklerdir. Türk halki gözünü açik tutmaya devam etmeli ve Libya'da, Misir'da olanlardan ders almalidir. bunlari milliyetçi bir kisiligim oldugu için söylemiyorum, burada tamamen farkli tür insanlardan bahsediyoruz. ABD'nin planlari Libya ve Misir'da oldugu kadar kolay islemeyecektir Türkiye'de. Diger bir konu da, AB meselesi. daha önce AB'yi bir kurtulus olarak gören Türk insani, AB'nin politik ve ekonomik çöküsünü görüyor. Almanlarin Türkiye'deki islere basvurduklarini, Avrupa'da issizligin boyutlarini görüyor. AB'ye girMEmis olmanin bir avantaj oldugunu düsünüyorlar. Sibel Edmonds Kaynak http://erkanarkutyaziyor.wordpress.com/2014/03/15/erdogan-onceleri-bir-melekken-nasil-oldu-da-abd-icin-bir-seytana-donusturuldu/ https://docs.google.com/document/d/10cQMThKr5pXGZUhmO_mAWOdxwi2dPXofTFAeES0zX50/edit?pli=1 Haberi Ekleyen: Görman Hesler Bu haber 1795 defa okunmuştur.
|
YAZARLAR
VİDEO GALERİ
GÖRELE ' DE HAVA DURUMUARŞİVLEN HABERLERArama |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||