KADIN OLMAK ZOR siirimden devam.
.....................
Zordur kadin olmak.
Alti yasinda nisanlan.
Ne ask,
Ne sevda,
Ne sevmeyi
Ne de sevilmeyi,
Ne hayal kurmayi
Ne, zamanda savrulmayi.
Ne çocuk dogurmayi,
Ne de kadin olmayi biliyordun.
Dokuz yasinda bir çocuktun,
Bacaklarinin arasindan akan kan,
Peygamberin dösegini islattigi zaman.
Peygamber ölünce ansizin,
On sekiz yasinda boynuna yüklediler,
Tüm islam aleminin anasi olmayi.
Daha bes yasina gelmeden
Kiminizi sokarlar türban denen çulun altina.
Kiminize kapkara bir örtü giydirirler,
Bunun adina da çarsaf derler.
Kiminizi bogazindan ayaklarina kadar uzanan
Adina pardesü denen
Baska bir çula sokarlar,
Üstüne anlamadigin kurallari koyarlar.
Evden disari çikmayacaksin.
Dünyayi görmeyeceksin
Hangi renk sana yakisir,
Hangi beden uyar bilmeyeceksin.
Çünkü vücutun ortaya çikmasin diye,
Normal ölçülerinden bol giyeceksin.
Eger çagdas bir ailede dogmussan,
Aydinliklarda yasiyorsa anan baban.
Korkular, hurafeler, öcüler, cinler sana yaban,
Beynine dolmussa gerçekçiligin isiklari,
Kafanin içi aydinliksa ayan beyan.
Simdilik biraz rahat dolasacaksin.
Gene de kurtulmus sayilmazsin.
Çünkü çok geçmeyecek, sokaga çikacaksin,
Yobaz, cahil cühela ne varsa ortalikta dolasan
Ve de seni kendine benzetmeye çalisan
Korkunç bir girdabin içinde kendini bulacaksin.
Böyle bir sansin yoksa dogustan,
Sen kap kara bu çullarin içinde evinde hapis iken,
Emsallerin sokakta gezecek yani basinda,
Kisin isinirken günesin altinda,
Yazin denizde serinlerken,
Sen ortaliga çikmayacaksin,
Çikarsan da kara çulun içinde
Sokakta bile hapiste olacaksin.
Saçlarini tarayacaksin aynanin karsisinda.
Kendi kendini seveceksin.
Türbanin varsa, saçlarini yalniz evinde ,
Kendi odanda göreceksin.
Siki siki baglayacaksin basini
Saçinin bir telini bile kimseye göstermeyeceksin.
Her sabah basina örtülen çul için
Bu illet nerden geldi diyeceksin.
Tap taze körpecik beynine doldurulanlara kanacaksin.
Bunlari senin kafana sokanlar
Aralarindaki sohbetlerde,
Ve kendi egoist dünyalarinda ,
Basi açik kizlari
Sözde cehennemlerde yakarken,
Sen özgürlüge hasret,
Yasamayi bile bilmeden ,
Kisiligini bulmaya çalisan gayretlerinle,
Içinden kopup, kopup yükselen,
Gençlik duygularinin atesinde yanacaksin.
Önüne dizecekler cehennem zebanilerini.
Seni sirat köprüsünün üstüne koyacaklar.
Eline tutusturacaklar günah defterlerini.
Baktiracaklar sagdan mi soldan mi verildigine,
Sagdan verirlerse cennete,
Soldan verirlerse cehenneme gönderecekler.
Eger bebekken öldüysen,
Erken ayrilmissan aralarindan,
Hiç haberin olmadan,
Sen dünyaya gelmeden bile
Ananin babanin isledikleri günahlarini sana yükleyecekler.
Cehennemde kaynatacaklar katran kazanlarini.
Eger basini açmissan dünyada,
Içine sokacaklar sirma saçlarini.
Eger düsünmemissen,
Eger sorgulamamissan,
Eger kanmissan tüm anlatilanlara
Hiçbir zaman anlayamayacaksin,
Söylenenlerin safsata,
Söyleyenlerin yalanci olduklarini.
Aslinda bunlarin hiç biri yok kitaplarda.
Ama düzeni böyle kurmus kuranlar.
Böyle dönüyor çarklar.
Sen cennet ile cehennem arasinda
Gidip gelirken korkularla,
Onlar paralarina para,
Keyiflerine keyif,
Mallarina mal katacaklar.
Bunlara da gözleri doymayacak,
Yalan, uydurma ve iftiralarla dolu kirli yataklarina,
Senin gibi körpe,
Senin gibi güzel,
Senin gibi saf ve temiz
Bir kizla yetinmeyip,
Dördünüzü birden alacaklar.
Devam edecek.. Mehmet Patan. 23.04.2015 KAVACIK
Bu yazı 5833 defa okunmuştur.