ABD-TÜRKIYE ANTLASMALARI
Kendilerini yetistiren iktidara getiren efendilerine arada sirada meydan okumalar yapilir. Amaç; sapkin yandaslar desteklediklerinin kimin emrinde olduklarini farketmesinler.
Türkiye, 1930’lu yillarda bagimsiz politikaya yönelir. ABD Lozan antlasmasini imzalamaz. Bugüne kadar da imzalamamistir. Türkiye; kalkinma hamleleri ile Sadabat Pakti ve Balkan antanti ile bölgesel etkinlige yönelir. Bu durum; Ingiliz Fransiz Amerikan güçlerini harekete geçirir. 1936 yilina kadar Istanbul Marmara bölgesi, limanlar isgalcilerin elindedir.
ABD; Ikinci Dünya Savasindan, Nükleer gücü tekelinde bulunduran bir süper güç olarak çikar. Amerikan yasam tarzi, propagandayla dünyayi saran moda halinde idi. Bu parlak görüntünün arkasinda bir emperyalist devlet vardi. ABD-Ingiltere Ikinci dünya savasi sonrasi birliktedir. Iki ülke, tek bir politika ile küresel strateji olusturulur.
ABD, Ingiltere ile birlikte Ortadogu cografyasinin SSCB nüfuzunun girmesini önlemek için strateji gelistirir. Bunun sonucu olarak; baglayici anlasmalara gider. Ilk olarak da Türkiye’yi yeniden mutlak vesayete almaya yönelirler.
Kapitülasyon Antlasmasi:1 Nisan 1939
Türkiye, Atatürk’ten sonra yabaci bir devlete ekonomik imtiyaz taniyan ilk ikili antlasmayi 1 Nisan 1939′da ABD ile yapar. 5 Mayis 1939′da yürürlüge giren antlasmaya göre Türkiye, ABD’ye gerek ithalat ve ihracatta ve gerekse diger bütün konularda en ziyade müsaadeye mazhar millet statüsü tanimistir. Ayrica, ABD sanayi mallari için gümrük indirimleri saglaniyordu. Lozan’da bin bir zorlukla kaldirilan kapitülasyonlar Inönü eliyle geri gelir.
Karsilikli yardim anlasmasi: 23 Subat 1945
Antlasma; “Karsilikli Yardim Antlasmasi” olarak gözükmesine karsin, tümüyle ABD isteklerinin Türkiye tarafindan kabulünü içerir. Antlasma, ABD’nin haklarini korumaktadir! Antlasmanin 2. maddesinde: “T.C. Hükümeti, saglamakla görevli oldugu hizmetleri, kolayliklari ya da bilgileri ABD’ye temin edecektir” denilmekteydi.
Kredi Antlasmasi: 27 Subat 1946
ABD ile imzalanan ikinci antlasma. Antlasmanin özü dünyanin degisik yerlerinde kalmis ABD’nin savas artigi eski malzemelerini satin almasi kosuluyla Türkiye’ye 10 milyon dolar borç verilmesi idi ve agir kosullar içeriyordu. Türkiye, malzemeyi kirik, bozuk, islemez nasil bulduysa satin alacak! Ayrica satin alinan malin mülkiyeti ABD’de kalacak!
Truman Doktrini: 12 Temmuz 1947 Antlasmasi
Basbakan Recep Peker, ABD basinina: “Baskan Truman, tam geçekçi ve tam insani bir görüsten mülhem olmustur” diyordu. 24 Mayis 1947′de subay üniformalari, Amerikan subaylarinin ki örnek alinarak degistirilir. Dünya Savasi sonunda 245 Milyon Dolarlik döviz ve altin stoku olan Türkiye, kendi olanaklariyla yatirim yapabilecekken, ABD güdümüne sokulur. ABD, Türkiye’yi bir açik pazar, bir hammadde kaynagi olarak yapilandirir.
ABD ile Egitim Komisyonu Antlasmasi: 27 Aralik 1949
ABD, Türkiye’de yerlestikçe ve denetimi ele geçirdikçe kendi ideolojisini benimsemis, ABD’nin çikarlarini kendi çikarlari gibi özümsemis ve ileride Türkiye’de önemli görevlere gelme olasiligi yüksek gençleri ‘yetistirmek’ yolunu tutmustu. Bu antlasma, ABD’nin egitime önce ortak edilmesini, sonra da belirleyici olmasini saglayacak bir antlasmaydi. Antlasmanin 1. Maddesine göre: Türkiye’de bir Birlesik Devletler Egitim Komisyonu kuruluyordu.
NATO anlasmasi: 18 Eylül 1952
Türkiye Basbakani Adnan Menderes, Türk-Amerikan iliskileri için ölümsüz dostluk derken, ABD Disisleri Bakani John Fuster Dulles; Amerika’nin dostu yok, çikari vardir diyordu.
Petrol Yasasi:1954
Yabanci petrol sirketlerinin adami Max Ball’e hazirlatilan ve petroldeki devlet tekelini kaldiran “Petrol Yasasi” ayni yil TBMM’de kabul edilir. Yasanin degistirilen 136. maddesinde; “Bu yasa yabanci sirketlerin izni olmadan degistirilemez” deniliyordu.
Vergi Muafiyetleri Anlasmasi: 23 Haziran 1954
Yalnizca Amerikalilarin yararlandigi bu anlasma, Türkiye’deki ABD varligini adeta devlet içinde devlet haline getiriyor ve ABD sirketlerine vergisiz, gümrüksüz, denetimsiz ve yargi organlarindan uzak, yasa üstü bir statü taniyordu. 1959 yilinda millilestirme islemlerinde muhatabin ABD olmasini kabul eden, Istimlâk ve Müsadere Garantisi Anlasmasi yasalasir.
Tarim Ürünleri Antlasmasi: 12 Kasim 1956
Antlasmaya göre ABD Türkiye’ye 46.3 milyon dolarlik bugday, arpa, misir, dondurulmus et, sigir eti, konserve, donyagi ve soya yagi satacakti. Bir tarim ülkesi olan Türkiye’nin ürettigi bu temel ürünler, ABD gibi gelismis bir ülkenin, esit olmayan rekabetine terk ediliyordu.
ABD’ye Askeri Müdahale Yetkisi Veren Antlasma: 5 Mart 1959
Bu antlasmada ABD’ye “Türkiye’nin siyasi bagimsizligina ve toprak bütünlügüne karsi yapilacak her türlü tehdidi çok ciddi bir biçimde arastirmak” görevi veriliyor. Yine: ABD’nin “dogrudan dogruya ya da dolayli olarak; tecavüz, sizma, yikici faaliyet, sivil saldiri, dolayli saldiri hallerinde” Türkiye’ye müdahale etmesi kabul ediliyordu. Dolaysiz saldiri, dolayli saldiri, tecavüz ve özellikle sivil saldiri gibi kavramlarin ne anlama geldigi açikça tanimlanmamis, bunlar ABD’nin yorumuna birakilmisti. Disisleri Bakani Fatin Rüstü Zorlu, 4 Nisan 1960′ta bu gerçegi kabul edecek ve açiklamasinda bu konudaki takdir hakkinin Amerikalilara ait oldugunu söyleyecektir.
ABD Kredi Anlasmasi; 31 Mayis 1968
Türkiye’yi ekonomik, mali ve siyasi bagimliliga sürükleyen kosullu kredi anlasmalarina çarpici bir örnektir. 1962 yilinda ABD Savunma Bakani Mc Namara: Gelecek yil Amerikan askeri okullarinda yabaci uluslardan 18 bin kisi egitim görecektir. Bu kisilerde her biri demokrasimizin nasil çalistigina tanik olacak, bizim hükümet geleneklerimizi ve felsefemizi ögreneceklerdir. Ülkelerine döndüklerinde de her biri bunun uygulayicisi olacaktir, diyordu.
Ya sonraki antlasmalar?
Imzalanan sayisi ve niteligi bilinmeyen gizli anTlasmalar Türkiye’nin gerçegi degil mi?
Günün Sözü: Milli kimligi ve kisiligi gelismemis insan siginma geregi duyar ve emireri olur.
Bu yazı 1688 defa okunmuştur.