Zehra Güner’le iki yakadaki kadinlarin bulusmasi üzerine
11 Mart'ta Yunanistanli kadinlar,TKP'li kadinlarin davetlisi olarak Edirne'deydi.
Pazar günü Edirne’de bir araya gelerek 8 Mart’i kutlayan Türkiyeli ve Yunanistanli kadinlarin bulusmasi üzerine TKP Merkez Komite Üyesi ve kadin çalismalari sorumlusu Zehra Güner’le söylestik.
soL: Neden 8 Mart’i böyle kutladiniz?
Zehra Güner: Bu soruyu Yunanistanli kadinlarla bulusmayi yapmadan önce de soranlar oldu. Nedeni, bizim kadinlar ne için, nasil mücadele etmelidir sorularina verdigimiz yanitla iliskili. Biz, ülkemizin kadinlar açisindan umudun tükendigi bir ülke olmasina izin vermeyecegimizi ilan ettik. Bugün Yunanistan’da çok önemli bir mücadele yürütülüyor. Yunanistan Komünist Partisi’nin basini çektigi ve Tüm Isçilerin Militan Cephesi PAME öncülügünde emperyalizme ve sermayeye karsi yürütülen mücadele bugün hepimizin umutla izledigi gelismeleri içerisinde barindiriyor. Bu örgütlenmelerin içerisinde yer alan kadin örgütü olan OGE de kadinlarin kurtulusunun isçi sinifinin kurtulusunda oldugunu savunuyor ve mücadelesini bu parametrelerle belirliyor. Bizim açimizdan Yunanistanli kadinlar yürüttükleri çalisma ve örgütlenme ile bize umut veren, bizim de mücadele azmimizi kuvvetlendirecek bir kavga içerisindeler. Açikça mücadele edenler umudu da yaninda, bagrinda tasir. Biz Yunanistanli kadinlardan güç almak, onlara da güç vermek için bu 8 Mart’ta birlikte olmak istedik. Bulusmamizin adina da yansidigi gibi, “Kadinlar emperyalizme karsi esitlik ve özgürlük için bulusuyor” dedik. Gerek Yunanli dostlarimiz gerekse bizim açimizdan bu çok önemliydi.
Bu bulusmadan hep birlikte kuvvet alacagimizi düsünüyorduk.
soL: Toplanti amaçladiginiz bu hedefe ulasti mi?
Zehra Güner: Aslina bakarsaniz yalnizca toplanti yapmadik. Sinirda toplanmaya basladigimizda ve dostlarimizin bizim tarafa geçtikleri an herhalde her iki taraf açisinda da heyecanin en yüksek oldugu andi. Gözyaslari ile kucakladik birbirimizi. Aramizdaki dostluk bagi çok güçlü… Öncelikle bütün güne yansiyan bu bagdan söz etmeliyim. Günün asil vurgusu her iki tarafinda konusmalarina yansiyan esitlik ve özgürlük için kadinlarin mücadele ön saflarda yer almasi gerektigi oldu. Kaldi ki onlar çok sicak bir mücadelenin içerisinden geliyor. Yasadiklari pratikte bu böyle oluyor. Biz de kadinlarimizi mücadelede en önde yer almalari için yüreklendirmeye çalisiyoruz. Bu bulusmanin bu yönde bir etkisinin de oldugunu düsünüyorum. Toplantimiz amacina ulasti bence. Hepimiz salondan mücadele azmimizi kuvvetlendirerek çiktik.
soL: Ülkemizdeki kadin hareketi içerisinde pek çok kadin örgütlenmesi de var…
Zehra Güner: Pek çok kadin örgütü var, haklisiniz. Ancak mücadele konulari açisindan oldukça sikintili bir durum da var. Bugün ülkemizde kadina yönelik kusatma artmis durumda. Issizlik, siddet, muhafazakar baski, egitim hakkindan yararlanamama, taciz, tecavüz, ucuz emek gücü olarak kadin emeginin kullanilmasi, gelir güvencesinin olmamasi. Bütün bunlari daha da artirabiliriz kuskusuz. Saymakla bitmez kadina yönelik kusatma.
Önce bu kusatmanin nedenini akla ve bilimsel gerçeklere göre belirleme görevimiz var. Bu kusatmanin ülkemizdeki pek çok kadin örgütünün ifade ettigi gibi erkekler tarafindan yapildigini iddia etmek, bilimsel gerekçelere ve sinifsal perspektifimize uygun bir yaklasim degil. Çogu kadin örgütünün gündeminde erkek egemenligine karsi mücadele var.
soL: Sizce bu durumun sonuçlari kadinlari nasil etkiliyor?
Zehra Güner: Kadinlarin bu içerikte bir mücadele ile kurtulmasi mümkün degil. Öncelikle ben kisisel olarak bu çabalari vakit kaybi ve yanlis hedefe yönelmis mücadele olarak gördügümü söylemeliyim. Kadinlar açisindan bakarsak çok hizli alicisi olduklari ve hizla örgütlendikleri yapilar da degil bunlar. Erkeklere karsi mücadele ya da bu yaklasimin varyantlari sermaye düzeni açisindan önemli bir tehdit içermiyor. Ayrica siyaseten geldikleri yer itibari ile bugün ülkemizde bu hareketlerin, AKP’nin kadin politikasi ile uyumlulastigini söyleyebiliriz.
soL: Nasil?
Zehra Güner: Erkeklere karsi koruma, kadini koruma iddiasi AKP’nin kadin politikasinin önemli bir bölümünü olusturuyor. Kamuoyunda “siddet yasasi” olarak bilinen yasanin içerigi ve mantigi erkeklerden korunma üzerine kurulu. Hatta bu taslak konusulurken Bakan Fatma Sahin, yüz naklinden sehir degistirmeye kadar, kadinlari erkeklerden korumak için önlemler alinacagini ifade etti. Bütün bu süreç boyunca sözünü ettigim kadin örgütleri bir degil iki kere ve birkaç gün boyunca Fatma Sahin’le birlikte taslak hazirligina katilmakla kalmadi. Çalismalar sirasinda kendi ifadeleri ile “çok iyi bir uyum” yakaladilar. Bu durum, ülkemizdeki kadin hareketinin ne kadar geriledigini anlatiyor aslinda. Çok üzücü!
Erkek egemenligine karsi mücadele bugün gericilesen tüm dünyada gericiligin parçasi haline geliveriyor. Bu anlayisi sosyalizm mücadelesi ile uyumlulastirmaya çalisan bazi uçlar de bu gericiligin parçasi olmaktan kurtulamiyorlar.
Kadina siddete neden olan politikalari ortadan kaldirmadikça siddet engellenebilir mi? Düpedüz kadin düsmani olan politikalari mesrulastiran eylem ve etkinliklerin kadin kimligini daha da zayiflattigi ortadayken üstelik. Güncel ve önemli olan kadin haklarini ilerletmenin yolu, kadin erkek birlikte sermayeye ve emperyalizme karsi mücadeleden geçtigini hatirlatti bir kez daha Yunanistan’daki kadinlar. Bu açidan da Yunanistanli kadinlar ile bulusmamiz çok deger tasiyor.
soL: Kadinlarin sosyalizm için mücadele etmesi gereklidir anlayisi çok elestiriliyor.
Zehra Güner: Iyi ama baska kosulu yok ki! Kapitalizmde kadinin kurtulusu nasil mümkün olacak? Örnegin ülkemizde yapilacak yeni Anayasa’da daha çok özgürlükler olacak deniliyor ya, kadinlara yönelik de özgürlüklerden söz ediliyor. Özgürlüklerin gökten zembille Anayasa’ya girmesi mümkün mü? Gerici, piyasaci, emperyalizme bagimliligin sart oldugunu düsünen bir siyasi iktidarin özgürlük getireceginin düsünülmesine inanmak imkansiz…
II. Cumhuriyet’in Anayasasinin özgürlük getirecegi mi gerçekçi olan? Ya da siddet yasasinin siddeti engelleyebilecegine mi inanmamizi istiyorlar? O zaman kadinlar için hayal ettiginiz dünya sömürü düzeninin varliginda mi gerçeklesecek? Esitlik olmadan özgürlük nasil olacak diye size sormazlar mi? Biz özgürlük oyununun içerisinde olmayacagimiz ilan ettik. Düpedüz kadin düsmani olan II. Cumhuriyet’in yaratmaya çalistigi kadin profili ile sonuna kadar mücadele edecegiz. Kadinlar bu düzene mahkum degil.
Yunanistanli dostlarimizin yaptigi gibi kadin erkek omuz omuza birlikte esitlik ve özgürlük için mücadeleye devam edecegiz. Direnenlerin, sosyalizm mücadelesine katilanlarin sayisinin arttigi, komünist partinin güçlü oldugu bir ülke emekçiler ve kadinlar için umudu temsil ediyor. Bu umudu paylasanlar, kadinlar için özgür bir ülke yaratmaya adim atacaklar.
(soL-Haber Merkezi)
Bu haber 954 defa okunmuştur.