Suriyeli büyük sair Adonis, baslangicinda büyük heyecan duydugu "Arap Bahari"nin geldigi noktadan çok rahatsiz. Adonis, karsi karsiya oldugumuz sürecin bir uyanis degil, tarihsel bir gerileme olabilecegini düsünüyor.
2008'de Mahmud Dervis yasamini yitirdiginden bu yana birçoklari için Arapça'nin yasayan en büyük sairi, Adonis. 1930'da Suriyeli Alevi bir ailede dünyaya gelen Adonis, 82 yasinda halen edebi faaliyetini çesitli dergiler çikartarak sürdürüyor.
Adonis bir sosyalist degil, hatta bir radikal de degil. Ancak sagduyu sahibi bir aydin. Ve Suriye'de yasananlar, Adonis'i baslangiçta çok heyecanlandiran "Arap bahari"konusunda çok temkinli bir noktaya sürükledi.
Gerçek adi Ali Hamid Said Esber olan sair, bir sene önce Tunus ve Misir'daki ayaklanmalar basladiginda o kadar heyecanlanmistiki, kendi kendine ufak siirler yazarken buluyordu kendini. Haziran ayinda Lübnan'in es Sefir gazetesinde Besar Esad'a bir açik mektup yazarak, Suriye'deki rejimi "siddete dayali bir güvenlik rejimi" olarak nitelemis, demokrasiye geçilmemesi durumunda ülkenin cehenneme dogru ilerledigini söylemisti.
Ancak süreç, Adonis'i çok temkinli davrandigibir noktaya sürükledi. 27 Ocak'ta Guardian'da yayimlanan mülakatinda Adonis, "Bu bahari yaratan Arap gençligi, ilk defa Araplar batiyi taklit etmiyor - bu siradisi bir sey. Ancak buna ragmen, bu devrimci anin meyvesini yiyenler islamcilar, tüccarlar ve Amerikalilar oldu"diyordu.
Adonis, dün Avusturya'nin Profil dergisine röportaj verdi. Röportajin çevirisi, Almanyali Kürt gazeteci Melda Çiçek tarafindan çevrilerek blogunda paylasildi.
"TUNUS BURGIBA'NIN GERISINE DÜSTÜ"
Suriyeli sair, memleketinde henüz bir iç savasin yasanmadigini, ancak bunun olabilecegini ve bir felaket olacagini düsünüyor. "Arap Bahari"nin baslangicindan bir yil sonra bilançonun pek olumlu oldugunu düsünmüyor: "Elbette olanaklar var. Ancak pratik olarak pozitif bir bilanço mümkün degil. Tunus'a bakiniz. Bugün ülke, Habip Burgiba'nin da gerisine düstü. Burgiba rejimi laik idi. Simdi ise Islamcilarca yönetiliyor."
Yasami boyunca laikligin bir savunucusu olmusolan sair, sürecin islamcilari iktidara getiren bir noktaya gelmesinden rahatsiz. Bu nedenle de derginin muhabiriyle tartisiyorlar. Adonis Arap ülkelerinde halkin örgütsüzlügüne isaret ederek, "bir tek köktendincilerin ciddi bir örgütlenmeye sahip olduklarini"söyleyince, muhabirin kafasindaki çerçeve bozuluyor:
profil: Lütfen ama! Bugün Humus ve Hama'da sokaklara çikan ve katliamdan geçirilenler Islamci degil ya.
Adonis: Bunu nereden biliyorsunuz?
profil: Bütün muhabirler bunu söylüyor. El Cezire de.
Adonis: Ve bunlara inaniyor musunuz? Muhaliflerin büyük çogunlugu köktendincilerden olusuyor. Ben radikal bir sekilde rejime karsiyim ama muhalefeti de desteklemiyorum. Çünkü ben, askeri diktatörlükten dini diktatörlüge geçise katki sunmak istemiyorum.
"BU TARIHSEL BIR GERILEME"
Muhabir, Adonis'e islamcilasmanin gerçekçi olup olmadigini, Misir'da Iran'a benzer bir teokratik yapinin veya bir çesit halifeligin kurulup kurulmayacaginisorunca, Adonis "Halifelige hiç gerek olmaz"diyor, "DINI EGILIM YETERLIDIR. BU EN AZINDAN TARIHSEL BIR GERILEME. BUNUNLA ALAKAM OLSUN ISTEMIYORUM. ARAP DÜNYASINDAKI DEVRIM - KIBÜTÜN ZEMINLERDE MODERN ÇAGDAN ÇOK ORTAÇAGA YAKINDIR - LAIK OLMAZSA BASARILI OLMAYACAKTIR. DIN VE DEVLETI AYIRMAZSAK, KADINLARA TAM ESITLIK VERMEZSEK VE KENDIMIZI SERIAT YASALARINDAN KURTARMAZSAK, SADECE BIR DESPOTLUGUN YERINE BIR BASKA DESPOTLUK KOYMUS OLACAGIZ. ASKERI DIKTATÖRLÜK DÜSÜNCEYI KONTROL EDIYOR.AMA DINI DIKTATÖRLÜK HEM DÜSÜNCEYI AMA HEM DE BEDENI, DILI VE GÜNLÜK YASAMI KONTROL EDIYOR. BU ISE TOPYEKUN DIKTATÖRLÜKTÜR."
Adonis, dine dayali devletler konusunda çok net. "Bu bölgede, dine dayali bir devletin oldugunu unutmamali: Israil. Bizim orada baska dini rejimlere ihtiyacimiz yok" diye altini çiziyor.
"DIS MÜDAHALEISTEYEREK MÜCADELE OLMAZ"
Adonis, mücadelenin geri çekilmesi yanlisi da degil. "Halk mücadelesini sürdürmeli ama dini ideoloji olmadan. Özgürlük için ölmeye hazir olmali" diyor, fakat batidan yardim talebinde bulunan mücadele tarzini mahkûm ediyor. "Bu olmaz. Halk, Amerikalilardan, Fransizlardan, Türklerden kurtarilmayi dileyemez ki. Ya da Suudilerden. Onlar kendilerini korkunç bir rejimden kurtarmali. Bütün bu olup bitenler onursuz ve acinacak bir oyun."
Muhabirin "Dolayisiyla dis müdahalelere karsisiniz" sorusuna Adonis söyle yanit veriyor: "Evet, özellikle de askeri müdahalelere. Arap ülkelerinden müdahale çagrilari tamamen yanlis. Bir devletin temelleri nasil, daha önce o ülkeleri sömürenlerin yardimiyla dösenebilir? Bati illa Araplarikurtarmak istiyorsa, o zaman Filistinlilerle baslasin. O zaman 50 yildan beri sistematik bir sekilde bastirilan ve imha edilen bu halk için bir seyler yapsin. Bu konuda ikiyüzlülük yapilmamali."
"SURIYE AYAKLANMASI BIR PROPAGANDA"
Muhabir, bu defa "Suriye'de binlerce insan vuruluyor. Muhalefet yardim istiyor" diyor, Adonis söyle yanit veriyor: "Sunu anlamalisiniz: Suriye'de bütün ülkeyi kapsayan bir ayaklanma yok. Ayaklanma Hama, Humus, Türkiye siniribölgesinde. Ama bir bütün olarak Suriye toplumu kipirdamadi. Peki ya Sam, Halep, Latkiye? Ülkenin merkezlerinde durum sakin. Suriye toplumu Yemen'deki toplum gibi hareket etseydi, o zaman her sey degisirdi."
Muhabir saf degistiren askerleri ve "Özgür Suriye Ordusu"nu hatirlatinca, Adonis bu defa "Bütün bunlar propaganda" diyor,"Bunlar gerçek olsaydi, gerçekten de üst düzeyli subaylar taraf degistirmis olsaydi, rejim sonuna gelmis olurdu."
"MÜSLÜMAN KARDESLER FASIST, BILDIGIMIZ FASIST"
Adonis'in islamci hareketi israrla mahkûm etmesi karsisinda muhabir, "Ama Müslüman Kardesler daha çok ilimli bir Islamitemsil ediyor" itirazinda bulunuyor. Adonis ise net: "Ilimli Islam diye bir sey yok. Ilimli Müslümanlar var, evet. Ama ilimli Islam yok. Eger Bati'nin bir ilimli Islama ihtiyaci varsa, Suudi Arabistan'da baslasin ya. Amerika'nin ve Bati'nin Arap dünyasina iliskin politikasina karsiyim. Onlarin mantigini paylasamam, paylasmam. Müslüman Kardesler fasistler, bildigimiz fasist. Saçma degil mi: 200 yil önce Mehmet Ali Pasa Misir'in moderniteye giden yolunu açti. Simdi ise iktidardaki Müslüman Kardeslerle bu kapilar yeniden kapatiliyor."
Adonis'in yaklasiminin, Avusturyali muhabirin kafasindaki çerçeveye uymadigi çok açik. Adonis "Arap dünyasi bana göre kayip" diyor. Belli ki büyük hayal kirikligina ugramis olan muhabir, "Yasayan en büyük Arapsairin, 'uyanis'in baslangicindan bir yil sonra, Arap dünyasinin kayip oldugunu söylemesi hayret verici degil mi?" diye soruyor. Adonis, "Dini diktatörlüklerle karsi karsiya birakilmaktansa kayip olmak daha iyi" diye yanitliyor.
(soL - Dis Haberler)