02 Aralyk 2011, 18:43
Deprem değil KİMYASAL KÂBUS KORKUTUYOR
AKSA mağdurları,olası bir depremde enkaz altında kalmaktan çok AKSA ve şimdilerde kurulması gündeme gelen VOPAK kimyasal atık depolarının patlamasından kaygı duyduklarını vurguluyorlar.
Deprem degil KIMYASAL KÂBUS KORKUTUYOR 17 Agustos depreminin yil dönümü vesilesiyle düzenlenen anma etkinliklerinde depremden ziyade kimyasal kâbus tehlikesi Yalova ve bölge halkini tedirgin ettigi ortaya çikti.Fay hatti üzerinde kaçak olarak insa edilmis olan AKSA siyanür tanklarindaki patlama sonrasinda enkaz altindaki komsularini çikaramadan Yalova’yi terk etmek zorunda kaldiklarini gözyaslariyla anlatan AKSA magdurlari,olasi bir depremde enkaz altinda kalmaktan çok AKSA ve simdilerde kurulmasi gündeme gelen VOPAK kimyasal atik depolarinin patlamasindan kaygi duyduklarini vurguluyorlar. Aksa’nin patlayan depolarindan sizan siyanürden dolayi Yalova’yi terk etmek zorunda kalan basta Tasköprü ve Altinkum sakinleri olmak üzere kimyasal tehlikeyi bire bir yasayanlar, benzer bir kâbusun tekrarlanmasinin endisesini tasiyorlar.Yillardir Yalova ve Bölgesinin kimyasal çöplük olmamasi için hukuk mücadelesi veren Av.Ayse Aydemir ve Altinkum sakinleriyle 17 Agustos depremi sonrasinda yasadiklari kâbusu konustuk. AKSA fabrikasinin fay hatti üzerinde, kaçak bir yapilanmayla kuruldugunu ve bölge için kimyasal tehlike arz ettigini hukuksal olarak da kamuoyuna sunan Av.Ayse Aydemir ve Altinkum sakinleri yasadiklarini aktardilar.Sayin Aydemir,siz kamuoyunda AKSA ve çevre sorunlariyla mücadele etmekle taniniyorsunuz.AKSA karsitliginizin arkasinda yatan sebepler nelerdir?Öncelikle çevre sorunlarina duyarliliginizdan dolayi 3.Göz Gazetesi ailesini yürekten kutluyorum.Sizlerin yayinlari ve dik durusunuz sayesinde birçok mesele gün yüzüne çikti. Yine çevre sorunlariyla mücadele edenlerin onurlandirilmasi için baslattiginiz geleneksel 3. Göz GAZETESI Çevre Ödül töreni de bu alanda mücadele edenlere moral kaynagi oldu.Aslen Giresunluyum.Istanbul Barosu avukatiyim.Fakat kendimi bildim bileli dogaya asigim.Bu bana biraz da babamdan miras kalmis olsa gerek. Yalova’da bu duyguyu yasayanlar için bulunmaz bir cennet gibiydi.Denizi,yesili,ormani,havasi… hülasa dogasiyla bizleri cezp etti. Istanbul’a da yakin. Isime buradan rahatlikla gidip gelebiliyordum. Altinkum’da çok güzel komsuluklarimizda vardi.Dolayisiyla burasi dogayla iç içe olmak isteyenlerin vazgeçemeyecekleri kadar güzel bir yer.Ta ki 17 Agustos depremine kadar.O gün yasadiklarimizi ömrümüz boyunca unutmamiz imkânsiz.Bir yandan depremin felaketi bir yandan kimyasal kâbus.Depremi kamuoyu biliyor.Fakat bu kimyasal kâbus meselesini biraz açar misiniz?Irfan Bey o dönem ve sonrasinda yasadiklarimizi kelimelerle izah etmek o kadar güç ki. Düsünün büyük bir yikim,felaketle karsi karsiya kalmaniza ragmen kendinizi toparlayip enkaz altindaki komsularinizin yardimina kosuyorsunuz.Can havliyle enkaz altindan yaralilari çikariyorsunuz.Bütün gün boyunca yilmadan,yorulmadan,açikmadan hülasa kendinizi unutup,komsularinizin yardimina kosuyorsunuz.Birkaç saat evvel çay içip sohbet ettiginiz arkadaslariniz enkaz altindan size sesleniyor.“Allah rizasi için acele edin.Kurtarin bizi.”diye,gün boyu bu çalismalari yürüttük.Fakat öglen sonrasi her birimize bir haller olmaya basladi.Kollarimiz uyusuyor,nefes almakta zorluk çekiyoruz,basimiz dönüyor vs.tabi kimse ne oldugunu bilmiyor.Yorgunluktan dolayi böyle oldugumuzu zannederken aramizda bayilanlar olmaya basladi.Ikindi üzeri felaketin büyügüyle yüz yüze geldik.Hemen yani basimizdaki askeri üs apar topar bosaltilmaya baslandi.Ve bizleri de Altinkum’dan uzaklastirdilar.Gerekçesi neydi?Zaten sorun da orada Irfan Bey.Bizim bir seyden haberimiz yok.Fakat ögrendik ki AKSA’da siyanür tanklari patlamis.Ortalik zehir merkezi olmus.Her birimiz siyanür zehirlenmesiyle karsi karsiya kaldik.Enkaz altindaki komsularimizdan kurtarabildigimizi kurtardik, kurtaramadiklarimizin seslerini duymamiza ragmen zoraki siteyi ve Yalova’yi terk etmek zorunda kaldik.Artik nefes almakta zorluk çekiyorduk. ayanacak gücümüz kalmamisti. Yüreklerimiz parçalanarak can havliyle Orhangazi ve Iznik’e sigindik.Sitede kalan olmadi mi?Kaldi.ALTINKUM SITESI yöneticilerinden Lütfü Yücepur ve muhterem esleri Sultan Yücepur, tüm israrlara ragmen siteyi terk etmediler.Hatta Sultan Teyze “Evladim bizim yasimiz kemale erdi.Kalalim da en azindan kurtarmaya gelen olursa onlara yardimci oluruz. Baksaniza komsularimizin sesleri geliyor.Biz yerlerini biliyoruz.En azindan gelenleri onlari gösteririz.Ölürsek de hakkinizi helal edin” diyerek her birimizi gözyaslarina bogarak orada kaldilar.Sonrasinda onlarda zehirlendikleri için ambulansla hastaneye kaldirildilar.Yalova, gerçek kâbusu depremle degil,AKSAnin tanklarinin bir kisminin patlamasiyla yasadi.O zamana kadar biz de Aksa’nin ne tür tehlike saçtigini bilmiyorduk.Fakat yasadiklarimizdan sonra hak arayisina girince diger kirli baglantilari da ögrenmis olduk.Kirli baglantilari soracagim. Fakat bu süreçte neler yasadiniz, Orhangazi ve Iznik’te ne kadar kaldiniz?Tabi biz can havliyle oradan olabildigince uzaklasmak istedik.Önce Orhangazi’ye geldik. Orada çok büyük kalabalik vardi.Allah Rahmet eylesin dönemin belediye Baskani M.Turgut Ünlü ve ekibi siginmacilara çok yardimci oldu.Sonrasinda Iznik Gölü kiyisina geçtik.Orada tam bir ay kaldik.Kimseden haber alamiyoruz,ne oldu,ne bitti.Ne tür bir kimyasalla karsi karsiya kaldik,durumumuz ne olacak…hiçbir seyden habersiz bir ay Iznik Gölü kiyisinda konakladik.Sag olsun Iznik Belediye Baskani Zeynel Abidin baskan da çok yardimci oldu. fakat o günleri hatirlayanlar bilirler,yardim da bir yere kadar.Ne parani kullanabiliyorsun ne de gelecekle ilgili bir karar verebiliyorsun.Yalova’nin bosaltilma olayina ben de sahit oldum.Tam bir mahser aniydi.Fakat daha sonra AKSA meselesi kapatildi. Hatta Çevre Bakanindan çevreci ödülü bile aldi.Ta ki sizin davalariniz baslayincaya kadar.Evet,Irfan Bey,sorunun temeli ve kirli iliskiler de tam da burada karsimiza çikmaya basladi. Bir avukat ve AKSA magduru olarak zararlarin telafisi için dava açmaya karar verdim. Bölgedeki siyanür magdurlarinin bir kismindan da vekâlet alarak dava sürecini baslattik. Fakat ne süreç.Tehditler mi almadik,yildirma politikalari mi,gazetelere hakkimizda iftira yazilari mi..neleri anlatayim ki.Basta AKSA yetkilileri siyanürü inkâr ettiler.Mahkemeye verdikleri dosyalarda da tek gram siyanürlerinin zayi olmadigini ileri sürdüler.Kendilerine göre evrak da hazirladilar.Fakat aradan geçen bir zaman sonrasinda borsada hisseleri düsmeye baslayan AKSA,Hürriyet gazetesine küçük bir ilan vererek,depremde zarar gören 149 bin ton siyanürün ve de diger zararlarin telafisi için HALK SIGORTAdan 75 Milyon dolarlik tazminat alinacagini ilan etti.Bu ilan üzerine biz de Halk Sigorta’dan mahkeme karariyla bu resmi belgeyi istedik.Mahkemeye delil olarak sununca AKSA suçunu kabul etmek zorunda kaldi.Magdurlarin tamamina tazminat ödemeye mahkûm edildi.Ön görülen rakamin komik olmasi nedeniyle Avrupa Insan Haklari Mahkemesine olayi temyiz ettirdik. Anlayacaginiz biz depremden ziyade esas AKSA kâbusu yasadik.Hala daha da bu tehlike geçmis degil.Fay hatti üzerinde binlerce tonluk siyanür tanklari var.Yeni bir patlamada bölge felakete sürüklenir.Gelinen durum nedir? Tehlikenin farkinda mi Yalova halki?Maalesef.Farkina varmis olsaydik,AKSA Termik santral yapmaya hem de kaçak olarak cesaret edemezdi.Dahasi VOPAK gibi dünyanin kimyasal çöplügü olan bir firmayi Yalova’ya davet etmezdi.VOPAK varsa Aksa’nin kurdugu ve yakinda sessiz kalirsak el altindan isletecek oldugu Termik Santralden dolayi var.Bölgeyi cehenneme çeviriyorlar. AKSA ruhsatsiz bir sekilde bölgeyi zehir merkezi yapti. Fabrika ruhsatsiz,Termik Santral ruhsatsiz, her bir seyi ruhsatsiz. ( bu cümlenin geregini yapacak yetkili araniyor )Fakat AKSA her geçen yil büyüyor. u gidisle Yalova’yi da içine alacak.Çünkü Yalova siyaseti kendini AKSAya borçlu hissediyor. Dilerim bu yil 17 Agustos Depreminin yil dönümü vesilesiyle bölgeyi bekleyen felaketlerin farkina variriz.Aksi halde Yalova’yi bosaltsak bile kurtulamayiz.Ayse Hanim verdiginiz bilgiler için çok tesekkür ediyoruz. Haftaya AKSA’nin ruhsat durumu,kurulusunda hangi bürokratlara hisse verilerek kanunsuzlugu örtbas ettiler. AKSA’da hissesi olan VALI KIM?,Tasköprü’ye neden gerekli belediyecilik hizmeti verilmiyor.Altinkum sakinleri neden Belediyeden hizmet alamiyorlar? Cennet sahilleri neden gözden kaçirilmak isteniyor? AKSA’dan beslenen siyasi ve bürokratlar mi var? Ve daha birçok soruya cevap arayacagiz. www.ucuncugozgazetesi.com
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 919 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|