Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Suriyeli Muhaliflerle Röportajlar, Dış politika analizleri
18 Haziran 2011, 13:51

Suriyeli Muhaliflerle Röportajlar, Dış politika analizleri

Suriyeli Muhaliflerle Röportajlar 2-3-4 : Kürt Din Adamı Haznievi, Av.Yaser Tabbara, Şam Deklarasyonu Genel Sekreteri Abdullah

Suriyeli Muhaliflerle Röportajlar 2-3-4 : Kürt Din Adami Haznievi, Av.Yaser Tabbara, Sam Deklarasyonu Genel Sekreteri Abdullah

Suriyeli Muhalifler - 4: Kürt Din Adami Muhammed Murat El Haznievi ile Röportaj
 
 
ORSAM Ortadogu Danismani Doç.Dr.Veysel Ayhan,ORSAM Ortadogu Uzmani Oytun Orhan
 
Suriyeli Kürt kökenli din adami Seyh Muhammed Masuk El Haznevi 2005 yilinda Suriye makamlari tarafindan gözaltindayken öldürülmüstü. Bu olay, 2004'teki Kamisli olaylarindan sonra Suriye’de yasanmis en genis çapli Kürt ayaklanmasiydi. Olayin ardindan rejim ile aralari açilan Haznevi’nin yakinlari ve takipçileri ülke disina çikmak durumunda kalmisti. Halen Irak’in Erbil kentinde ikamet eden ve buradan Suriye yönetimine karsi mücadelesini sürdüren Seyh Muhammed Masuk El Haznevi’nin oglu Muhammed Murat El Haznevi Antalya’da düzenlenen Suriyeli muhalifler toplantisinda yer aldi. Sehitlerin Seyhi, Diyalog, Bagislama ve Dinin Yenilenmesi Kurumu Baskani Haznevi ile gerçeklestirdigimiz görüsmede; Suriyeli Kürtlerin durumu, Suriye’deki olaylara Kürtlerin bakisi ve Türkiye’den beklentileri konusunda görüslerini aktardi.
 
 
ORSAM: Kendinizi kisaca tanitabilir misiniz?
 
HAZNEVI: Ismim Muhammed Murat El Haznevi. Sehitlerin Seyhi, Diyalog, Bagislama ve Dinin Yenilenmesi Kurumu Baskaniyim. Sih Hazne’nin torunlariyiz. Sih Hazne Naksibendî tarikati seyhidir. Türkiye’de çok müridimiz bulunmaktadir. Özellikle Menzil cemaati bize baglidir. Ayrica Gaziantep’te bulunan bazi Naksibendî tarikatlarinin yönetimleri ve Urfa’daki bazi cemaatler de bize baglidir. Mesela Tillo’da Molla Burhan, Seyh Masuk’a baglidir, Seyh Masuk da bize baglidir. Yani Türkiye’de pek çok yerde bize bagli tarikat vardir.
 
Suriye muhalefetindeki rolünüz tam olarak nedir?
 
Biz siyasetçi degiliz. Biz sadece Kürtler için destek veriyoruz. Burada Kürtler de bulunmaktadir. Biz onlarla geldik ve onlara din anlaminda ve yanlarinda olarak destek veriyoruz.  Biz Kürtlerle beraber yürüyoruz, Kürtleri savunmak için beraber hareket ediyoruz.
 
Suriye rejimi ile aranizdaki iliski nasil?
 
Son derece sorunlu ve kötü iliskilerimiz vardir. Rejim 2005 yilinda babami öldürdü. O tarihten itibaren iliskimiz kötüdür. O olaydan sonra büyük gösteriler oldu. Biz su an Kuzey Irak’ta oturuyoruz.
 
Antalya Konferansi hakkindaki düsünceleriniz nelerdir?
 
Çok olumlu bir gelismedir. Burada farkli muhalif gruplar birbirini tanidi, görüstü ve anlama firsatina sahip oldu.
 
Bu ilk kez oluyor, degil mi?
 
Evet, ilk defa muhalefet bir yerde oturup konusuyor. Henüz bir sonuca ulasilamadi ama umudumuz iyi sonuçlarin çikmasidir. Suriye için iyi olan ne varsa bu konferanstan insallah o çikar.
 
Sam’da daha önce yayinlanan deklarasyonlar var. Bu konferansta da herhangi bir sonuç bildirgesi çikacak mi?
 
Bu konferansin katilim seviyesi Sam Deklarasyonu’ndan daha yüksektir. Sonuç bildirgesi de çikacaktir.
 
Peki, sizin talepleriniz nedir?
 
En önemli talebimiz Kürtlerin haklarinin anayasada yazilmasidir. Biz Suriye’de Kürt milleti olarak variz. Biz yabanci degiliz. Kendi topragimiz üzerinde yasiyoruz. Nasil Arap bir vatandas her hakkini kullaniyor ayni seyi Kürtler için de istiyoruz. Anayasada esit olmak istiyoruz. Çünkü halen vatandaslik hakki olmayan birçok Kürt kökenli Suriyeli vardir. Olaylarin çikmasinin ardindan bazi adimlarin atildigi söyleniyor ama hala tamamlanmadi. Örnegin Kürtlerden devlet memuru almamaktalar. Pek çok gencimizin diplomasi var ancak is bulamiyor. Sadece tarimla ugrasabiliyorlar. Kürt halkina yaziktir. Ayrimcilik istemiyoruz. Vatandas olmak istiyoruz.
 
Esad rejimi yikilirsa yeni devletin nasil olmasini istiyorsunuz?
 
Din ayri devlet ayri olmalidir. Laiklik olmali ancak Türkiye’deki gibi degil. Bizim istedigimiz laiklik din ve devlet islerini ayirmak anlamindadir.
 
Laikligi Suriye toplumunda bulunan Hiristiyan ve Dürzî toplumlar adina da iyi oldugu için mi istiyorsunuz?
 
Islam böyledir. Vahiyle inen seylerin hepsini kabul ediyoruz ama vahiy disi bizim seçimimiz de vardir. Resullullah o hakki bize vermektedir. Hatta Resullullah’in yasamini sahabeler çok istisare ediyor, hükümet Islam’da ilahi degildir. Medenidir. Su an bazi gruplar vardir Islam siyasetiyle kendine yol açiyorlar. Siyasi Islam’in Islam’da yeri yoktur. Islam’da temellerimiz vardir. Adalet olmasi gerekmektedir. Esitlik gerekmektedir. Herkesin ayni olmasi gerekmektedir. Insanlarin birbirlerinin hakkini gasp etmemesi gerekmektedir. Ama hangi yolla bu amaçlara ulasacagimiz bizim seçimimizdir.
 
Konferansa katilan bazi Sünni Araplar bu düsünceye biraz karsi çikiyor. Diyorlar ki Islam’da din ve devlet ayri olmaz…
 
Onlara destek veren azdir. Islam’i basamak olarak kullaniyorlar.
 
Örnegin Müslüman Kardesler sizin bu düsüncenize karsilar…
 
Onlar Islam düsüncesiyle yola çikiyorlar. Bu bize uygun degildir.
 
Peki, nasil orta yolda bulusacaksiniz?
 
Demokratik ve liberal ilkelerde herkes kendi hakkini almali, ama bir grup ayricalikli konumda digerlerinin hakkini almaya baslayinca o yapi yürümüyor.
 
Sizce Dürzîler ve Aleviler de bu muhalefete destek verecek mi?
 
Destek veren var ama az sayidadir.
 
Türkiye’nin politikalarini nasil görüyorsunuz? Destek veriliyor mu ve sizin talepleriniz bulunuyor mu?
 
Biz Türkiye’den çok seyler bekliyoruz. Yaptigi seyler azdir. Türkiye ve Suriye kardesten fazladir. Türkiye’nin en uzun siniri Suriye’yledir. Suriye ve Türkiye tarafinda akrabalar vardir. Bu nedenle daha fazla seyler bekliyoruz. Suriye halkina destek vermelerini bekliyoruz. Sayin Erdogan ve Sayin Besar Esad çok yakin iliskilere sahipler. Her ikisinin bir sey yapmak için yollari vardir.
 
Besar Esad’in birakmasini mi yoksa basta kalarak reform yapmasini mi savunuyorsunuz?
 
Biz Kürtlerin Besar Esad’in sahsiyeti ile bir sorunu yoktur. Biz Kürtlügümüzü ariyoruz. Çözüm içerdigi sürece Besar Esad’i da destekleriz. Bizler haklarimizi istiyoruz. Araplar gibi yasamak istiyoruz. Esad gitse bile bizden cumhurbaskani veya basbakan olmayacak. Dil özgürlügümüz, ayrimciligin bitmesini istiyoruz.
 
Irak tarzi bir otonom bölgeye nasil bakiyorsunuz? Böyle bir talebiniz var mi?
 
Yok, bizim öyle bir talebimiz yok, Suriye birdir. Suriye’de yasamak istiyoruz. Haseke ve Kamisli’da halkin %80’ni Kürt’tür. Köylerin hepsi Kürt’tür, sehirlerde Araplar çoktur. Suriye’deki sistem Türkiye gibi degil, çok farklidir. Su an Osmaniye Türkiye’de il statüsündedir. Haseke Osmaniye gibidir, Kamisli Osmaniye gibidir. Yani Haseke vilayetinin tamaminda 2 milyondan fazla nüfusu vardir.
 
K. Irak’taki Kürt gruplarla iliskiniz nasil, hangi grupla daha yakinisiniz?
 
Iyi iliskilerimiz vardir. Biz Barzani’ye daha yakiniz. Çünkü Erbil’de kaliyoruz. Eskiden de onlarla iliskilerimiz vardi. Çünkü onlarda da Naksibendî tarikati vardir. Oradan bir yakinlik söz konusudur.
 
Bir arastirma merkeziniz var galiba…
 
Evet. Danisma, diyalog, bagis ve dinin yenilenmesi üzerine çalismaktadir. Erbil’de faaliyet göstermektedir. Islami stratejik danisma merkezidir.
 
Sizce Suriye’de toplam Kürt nüfusu ne kadardir?
 
Iki sayim vardir. Birincisi Kürtçe konusanlari kapsar, digeri asli Kürt olan ama Kürtçeyi unutanlardir. 150 yil öncesinden baska sehirlere gitmislerdir. Kürtçe konusan 3-3,5 milyon vardir. Bu da toplam Suriye nüfusunun % 15’ine tekabül etmektedir. Ama Kürtçe konusamayan dâhil % 40’a ulasabilir. Çünkü 150 yil öncesinden göç etmis ve dillerini unutmuslardir.
 
Bu konferansta bir geçici hükümet kurulacak mi?
 
Hayir, geçici hükümet kurulmayacak ancak bir meclis, grup, komite gibi bir organ olusturulacak.
 
Bu komitede Kürtler, Arap Aleviler gibi bir dagilim olacak mi?
 
Evet, herkes dagilimina göre ayrilacak. Mesela Kürtler 4 kisi, Müslüman Kardesler 4 kisi, Arap asiretler 4 kisi, bagimsizlar, Sam deklarasyonu bes kisi gibi. Toplamda 31 kisi olacaktir. Bu konferansin sonunda ilan edilecektir.
 
Bu Komite yurtdisinda sizin adiniza sözcülük mü yapacaktir?
 
Evet.
 
Baskani olacak midir?
 
Hayir, henüz belli degildir.
 
Peki, bu Komite çalisabilecek mi? Farkli fikirlerde gruplar var gibi görünmektedir…
 
Su an herkes kendi grubu için çalisiyor. Gruplar fazladir. Buraya katilan kisi sayisi da fazladir.
 
Buradaki gruplar ve kisiler Suriye halkini ne kadar temsil ediyor? Geçici bir Komite kurulacak ama çogu sürgünde yasamaktadir…
 
Suriyeli kisiler temsil edilemiyor. Bunlar sadece Suriye disini temsil etmektedir. Çünkü Suriye iki Suriye’dir. Suriye nüfusu diyorlar ki 23 milyondur. 20 yil önce de 23 milyondu. Bir 20 milyon da disarida yasamaktadir. 23 milyon içeridedir. Bunlar disaridaki 20 milyonu temsil etmektedir. Suriye’dekileri desteklemeyi amaçlamaktalar.
 
Dis müdahaleye nasil bakiyorsunuz. Yani olaylarin büyümesi durumunda Bati’nin ya da NATO’nun müdahalesini nasil karsilarsiniz?
 
Hem dis müdahale hem de silah kullanimina karsiyiz. Büyük bir günah olarak görüyoruz. Degisim içerden olacaktir.
 
Kürtlerin içinde farkli egilimler var midir? Kürtlerin ne kadari sizi desteklemektedir?
 
Farkli egilimler yoktur. Islami yoktur içlerinde. Kürtlerin hepsi liberaldir. Belki bazi komünist gruplar vardir ama onlarin sayisi azdir. Çogunlugu liberaldir.
 
Çok tesekkür ederiz.
 
 
 
* Bu röportaj 2 Haziran 2011 tarihinde ORSAM Ortadogu Danismani Doç. Dr. Veysel Ayhan ve ORSAM Ortadogu Uzmani Oytun Orhan tarafindan Antalya’da düzenlenen “Suriye’de Degisim Konferansi” sirasinda gerçeklestirilmistir.
 
Suriyeli Muhalifler - 3 : Insan Haklari Avukati Yaser Tabbara ile Röportaj
 
Doç.Dr.Veysel Ayhan,Oytun Orhan
 
Antalya’da düzenlenen “Suriye’de Degisim Konferansi”na Suriye içinden katilanlarin yani sira çogunlugu Avrupa, ABD ve Arap ülkelerinde yasamak durumunda kalan muhalifler katilmistir. ABD’de yasayan, “CAIR-Chiago” isimli insan haklari örgütü üyeligi görevini yürüten ve ayni zamanda ABD’de kendi bürosunda insan haklari avukatligi yapmakta olan Suriyeli eylemci Yaser Tabbara ile Antalya’da Konferans ve Suriye’nin gelecegi üzerine konustuk. ABD ve Avrupa’da yasayan eylemcilerin Suriye içindeki etkinlikleri sinirli olsa da dünya kamuoyunun ilgisini Suriye’ye çekme ve Esad rejimi üzerinde uluslararasi baskinin saglanmasi yönünde önemli noktalarda bulunmaktadirlar.
 

ORSAM: Kendinizi kisaca tanitabilir misiniz?
 
Tabara: Ismim Yaser Tabbara. Suriye kökenli Amerikali avukatim. Chicago’da on yildan bu yana hukuk alaninda çalisiyorum. Suriye kökenliyim, Chicago’da dogdum, Sam’da büyüdüm ve daha sonra tekrar ABD’ye döndüm. Siyaset Bilimi ve Hukuk ögrenimi gördüm. Ilgi alanim Insan Haklari ve Bireysel Haklar konusudur. Chicago’da faaliyet gösteren “CAIR-Chicago” isimli bir örgütün üyesiyim. Bu örgütün amaci ABD’de yasayan Arap ve Müslüman kökenli halklarin haklarinin korunmasidir. Halen Chicago’da bir avukatlik bürom bulunmaktadir.
 
Antalya’daki muhalefet toplantisindaki konumunuz nedir?
 
Ben toplantiyi muhalefet toplantisi olarak nitelendirmenin dogru olmadigini düsünüyorum. Toplanti bütün dünyaya bu hareketin ana güç oldugunu, marjinal bir hareket olmadigini göstermistir. Biliyorsunuz Suriye muhalefeti hep organize olamamakla, parçali olmakla, zayif olmakla ve Suriye’de yasamiyor olmakla suçlaniyordu. Dünya tarafindan Suriye muhalefetinin algilanisi bu sekildeydi. Bagimsiz olan, herhangi bir siyasi harekete üye olmayan veya siyasi gündemi olmayan birçok özgür düsünen Suriyeli bulunmaktaydi. Simdi burada bütün bu insanlar bir araya gelerek bütün dünyaya çok güçlü bir mesaj gönderiyorlar. Bu mesaj da “Suriye’de devrimi destekliyoruz” mesajidir. Bu konferansin en büyük basarisi bu olmustur.  
 
Konferans sonunda bir Komite kurulacak ve burada Müslüman Kardesler’den Kürt gruplara kadar degisik kesimlere pay verilecek. Bu Komite hakkinda ne düsünüyorsunuz?
 
Bence bu konferans hakkindaki yanlis algilamalardan biri de Libya örneginde oldugu gibi bir Geçici Konsey olusturulacagidir. Bu dogru degil. Bu konferansin düzenlenmesinin tek bir amaci vardir ve o da Suriye Devrimi’ni desteklemektir. Esasen burada kurulacak olan bir Konsey degil Komite olacaktir ve bahsettigim amaca dönük olarak çalisacaktir. Bu dogrultuda dünyanin dört bir yanindaki Suriyeli eylemcileri bir araya getirmeye çalisacaktir. ABD, Avrupa, Arap ülkeleri ve dünyanin geri kalan bölgelerinde yasayan Suriyeliler tarafindan bu yönde birçok çaba gerçeklesmisti. Ancak bu çabalar çok da koordineli bir sekilde yürümüyordu. Bu konferans, bütün eylemciler arasinda bir uyum, isbirligi saglama çabasinin ürünüdür. Böylece yapilan isin etkisini artirmak amacindayiz. Bu nedenle konferansin sonucu isbirliginin sürekliliginin saglanmasi olacaktir. Isbirligini saglayacak bir organa ihtiyaç duymaktayiz. Iste bu organ kurulacak Komite’dir. Bu Komiteyi olusturmak için farkli yöntemler söz konusu ancak en fazla kabul gören seçim yapilmasi. Oylama yoluyla Müslüman Kardesler, Kürtler ve herkesin temsil edilmesini saglamaya çalisiyoruz. Böylece gerçek temsil gücü olan bir Komite olacaktir.
 
Konferansta gruplar arasinda herhangi bir sorun yasaniyor mu? Farkli muhalif gruplar ortak bir zeminde bulusabildiler mi?
 
Konferansa ilk geldigimde beklentim çok düsük seviyedeydi. Birkaç nedenden ötürü olumlu anlamda sasirdigimi söyleyebilirim. Ayrimin boyutunu görünce, sorunlari görünce, farkli vizyonlari görünce açikçasi konferansin basarisiz olacagini düsünmüstüm. Sadece sloganlar atilarak, marslar söylenerek tamamlanacagini düsünmüstüm. Ancak böyle olmadi. Konferans sasirtici derecede medeni bir havada geçti. Sasirtici derecede verimli oldu. Evet, egolar vardi, baskalari ile çalismayi sevmeyen klasik lider karakterleri vardi. Ancak benim görüsüme bu unsurlar burada hiçbir siyasi gündemi olmadan bulunan Suriyeli gençlerin varliginin gölgesinde kaldi. Bu gençlerin aklinda tek bir düsünce vardi ki o da çalismak ve sonuç almak.
 
Burada basarilan bir diger konu çalistaylarin, komitelerin olusturulmasi oldu. Bunlar isbirliginin nasil saglanacagi, kanitlarin korunmasi gibi konularda uzun tartismalar gerçeklestirdiler. Kanitlarin korunmasi yasal süreçlerin yürütülmesi açisindan büyük önem tasimaktadir. Bunun yani sira medya alaninda nasil organize olabilecegimizi konustuk. Ayni anda dünyanin farkli yerlerinde ayni mesaji verecek ve yüz binlerce Suriyelinin katildigi Suriye Devrimi’ne destek verme amaçli toplu protesto gösterilerinin nasil organize edilecegi konusunda tartistik. Yani çok önemli konularda ilerleme saglandi. Bu da konferanstan memnun kalmami saglayan ikinci unsurdu.
 
Ancak buradaki gruplar arasinda çok fazla görüs farkliligi oldugunu düsünmüyor musunuz? Bu farklilik devrimin basarini engelleyebilir mi?
 
Sunu fark etmemiz gerekir ki bu konferans modern Suriye tarihinde ilk kez farkli geçmislere sahip gruplarin bir araya geldigi bir toplantidir. Suriye toplumu tam bir mozaiktir. Dini, etnik, siyasi olarak farkli kesimler bulunmaktadir. Besar Esad rejimi tarafindan sürekli olarak mezhepsel korkulara maruz birakildik. Yani rejim kendi alternatifi olarak hep istikrarsizlik ve çatismayi sundu. Böylece ne umudumuz ne de gelecegimiz oldu. Ancak bu konferans gösterdi ki aramizdaki bütün farklara ragmen bir araya gelebiliyoruz. Bir araya gelerek ortaya bir seyler koyuyoruz, çalistaylar düzenliyoruz ve ortak hareket yönünde adimlar atiyoruz. Bazi çalistaylara katilmanizi çok isterdim. Izleyiciler daha çok konferansin siyasi sürecine dahil oldu ve takip etti. Siyasi kisimlar hep tartismali olur. Bu nedenle sanki tartismalar, görüs farkliliklari çok fazlaymis gibi görülmüs olabilir. Siyasi kisimlar her zaman tartismali olur. Bu süreç pazarliklarin oldugu, her grubun daha fazla temsil hakki kazanma çabasi içinde oldugu süreçlerdir. Bence bu da saglikli bir süreçtir. Suriyeliler ilk kez demokratik bir süreçte bir araya geliyorlar. Bazi tartismalarin olmasi çok dogaldir ancak çok olumsuz bir durum olusmamistir. Herhangi bir kisi ya da grup konferansi terk etmemistir. Kimse “ben bunu ummuyordum” dememistir. Açikçasi ben bu tarz sorunlar bekliyordum gelmeden önce. Dolayisiyla bence çok basarili bir konferans ve beklentilerimin üzerinde gerçeklestigini söyleyebilirim.
 
Türk halki ve hükümetine ne mesaj vermek istersiniz?
 
Bu konferanstaki herkes ayni mesaji sürekli olarak veriyor. Herkes Türk halkina bizi misafir ettigi, bizi kabul ettigi, bizim durumumuzu anladigi, davamizi destekledigi, ülkelerini bize açtiklari için minnettar. Bu son derece hassas bir siyasi konu. Bu durumun Türk halki ve hükümeti açisindan çok da kolay ve memnuniyet verici bir durum olmadigini biliyoruz. Bunu takdir ediyoruz. Konferansin ilk gününde Suriye rejiminin siyasi tutuklulara af çikardigina iliskin haber geldi. Verdigimiz ilk tepki hemen bir gösteri düzenlemek oldu. Gösterinin sonunda herkes “Sükran Sükran Türkiye” (Tesekkürler Tesekkürler Türkiye) seklinde bagiriyordu. Herkes tek bir agizdan bunu söylüyordu. Bu slogan buradaki insanlarin duygularini yansitmaktadir. Siyasi boyutta ise Türk hükümetinden Besar Esad yönetimine karsi daha sert tavir almasini bekliyoruz. Türk hükümetinin su ana kadar yapmis olduklari da inanilmaz. Ancak bir adim ileri gidilmesi gerekmektedir. Bu adim da Besar Esad rejiminin tartismasiz bir sekilde mesru olmayan bir yönetim oldugunu açiklamasi ve Besar Esad’a siddet kullanmaya son vererek demokratik sürecin önünü açmasi çagrisinda bulunmasidir.
 
Sayin Tabbara, degerli fikirlerinizi bizimle paylastiginiz için tesekkür ederiz.
 
 
* Bu röportaj 1 Haziran 2011 tarihinde ORSAM Ortadogu Danismani Doç. Dr. Veysel Ayhan ve ORSAM Ortadogu Uzmani Oytun Orhan tarafindan Antalya’da düzenlenen “Suriye’de Degisim Konferansi” sirasinda gerçeklestirilmistir.
 
Suriyeli Muhalifler- 2: Sam Deklarasyonu Genel Sekreteri ve Suriye Adalet ve Kalkinma Hareketi Genel Baskani Anas Abdullah ile röportaj
 
Doç.Dr.Veysel AYHAN,ORSAM Ortadogu Danismani,Oytun ORHAN,ORSAM Ortadogu Uzmani
 
2005 yilinda imzalanan Sam Deklarasyonu, daginik haldeki Suriye muhalefetini bir araya getirmek için hayata geçirilmisti. Deklarasyona; liberaller, Arap asiretleri, isadamlari, Kürtler ve sivil toplum kuruluslarindan olusan farkli muhalif gruplar imza atmisti. Suriye rejimi deklarasyonun yayinlanmasindan sonra birçok kisiyi tutuklamis ve neticesinde imzacilar Suriye disinda faaliyet göstermek zorunda kalmisti. Antalya’daki Suriyeli muhalifler toplantisina katilanlardan biri de Sam Deklarasyonu grubu olmus, olusturulan Komite’de gruba dört sandalye ayrilmistir. Grubun Genel Sekreterligi’ni yürüten, Antalya toplantisinin organizasyonunda rol alan ve ayni zamanda Türkiye’de AK Parti’den esinlenerek kurdugu Suriye Adalet ve Kalkinma Hareketi’nin Genel Baskanligi’ni yürüten Anas Abdullah ile Suriye’deki muhalif halk hareketlerinin gelecegini, Antalya toplantisinin sonuçlarini ve Türkiye’den beklentilerini konustuk.

ABDULLAH: Her seyden önce Türk halkina ve devletine minnettar oldugumuzu söylemek isteriz. Bu da Türkiye’de su anda yasamakta oldugumuz özgürlük ve demokrasi deneyiminden kaynaklanmaktadir. Bu konferansi Türkiye’de yapabilme imkanina kavustuk. Bu konferansi düzenlemek için izin almamiza gerek kalmadi. Konferansi herhangi bir Avrupa ülkesinde de yapabilirdik. Ancak burada da ayni standartlara sahibiz ve burada düzenlenen bir konferans bizler için çok daha büyük anlam ifade etmektedir. Bizlerin tarihe dayali iliskileri bulunmaktadir.

ORSAM: Konferansin burada düzenlenmesi sizin seçiminiz miydi yoksa Türkiye mi sizi tesvik etti?

Bizim seçimimizdi. Bunun ilk nedeni Türkiye’nin komsumuz olmasidir. Ikinci olarak Türkiye’ye karsi duygusal yakinligimiz bulunmaktadir. Türkiye bizim için olumlu seyler ifade etmektedir. Özellikle son on yilda AK Parti’nin sagladigi basari bize ilham kaynagi oldu. Hatta ben de arkadaslarimla beraber Adalet ve Kalkinma Hareketi adiyla Türkiye’yi model alarak örgütlenmeye gittim. Suriye’de neredeyse herkes Türkiye’ye olumlu bakmaktadir, Türkiye’yi takip etmektedir. Bu bize çok fazla yardimci oldu. Bu nedenle konferansi Türkiye’de yapmaya karar verdigimizde bunu herkes olumlu karsiladi. Suriye ile problemli olan baska bir ülkeye gitmek istemedik. Komsu bir ülkeye geldik. Antalya Türkiye’nin güneyinde yer aliyor. Bizim anavatanimiza da çok yakin. Bu da konferansi daha anlamli kilmaktadir.

Müslüman Kardesler ile diger gruplar arasindaki problemin temeli, aradaki görüs farkliliginin özü nedir?

Ciddi bir görüs ayriligi oldugunu söylemek dogru olmaz. Fikir alisverisi demek daha dogrudur. Sonuç bildirgesi üzerinde pazarliklar, görüsmeler yapilmaktadir. Herkes kendine göre sonuç bildirgesi için önerilerini vermektedir. Bu önerilerden biri de kurulacak yeni Suriye’nin laik bir devlet yapisina sahip olmasidir. Bazi gruplar bu durumun zaten sonuç bildirgesinde yer aldigini ifade etti. Buna laiklik denmemesini, Islam’in önemli bir rol oynamasini savundular. Bunlar sadece önerilerdir. Sonuç bildirgesini hazirlayacak olan bir komitemiz çalismaktadir. Büyük ihtimalle bu hassas konu komitede ele alinmayacaktir. Bizim istegimiz demokratik ve halka dayali (sivil) bir devlet yapisidir. Halk tarafindan yönetilen ve denetlenen bir yapi. Bundan sonrasini Suriye halkinin kararina birakalim görüsü ön plana çikiyor. Suriye halki yeni anayasanin dogasini, Islamin ve diger dinlerin rolünü belirlesin görüsü kabul görecek. Bazi gruplar bu önerileri sonuç bildirgesinin parçasi olarak düsündü ancak bunlar sadece öneri idi.  

Bazilari Komite’nin seçilme seklini elestiriyor. Siz Komite’nin seçilmesi gerektigini ancak diger bazi gruplar ise her gruba esit sayida sandalye verilmesini istiyor. Sorun tam olarak nedir?

31 kisilik bir Komite seçmek konusunda anlasildi. Listelerin yarismasi konusunda da anlastik. Her kim bir liste sunmak istiyorsa 31 kisilik bir liste sunabilir ve buradaki herkes istedigi listeye oy verecektir. Böylece mümkün oldugu kadar çok temsilcimiz olacaktir. Eger liste olmadan dogrudan bir seçime gitseydik ulusal kompozisyonumuzun bir kismini gözden kaçirmis olacaktik. Bildiginiz gibi burada çok fazla Hiristiyan, Arap Alevi ve Dürzi bulunmamaktadir. Eger dogrudan seçimlere gitseydik Suriye toplumunun bu önemli unsurlarini gözden kaçirmis olacaktik. Bu nedenle listeler olusturulmasi ve listelere oy verilmesi düsüncesi öne çikti.

Eger talepler karsilanmaz ve bazi gruplar konferanstan tatmin olmazsa çekilme olasiligi var midir?

Toplantidan çekilme söz konusu olmayacaktir. Insanlar konusacak ve uzlasacaktir. Bu normal olan yoldur. Su da unutulmamalidir ki Suriye halki ilk kez bir araya gelerek konusmakta, tartismaktadir.

Suriye Müslüman Kardesler örgütünün Islami Devlet konusuna yaklasimi nedir acaba?

Ben Suriye Müslüman Kardesler örgütünden degilim. Ancak Suriye Müslüman Kardesler örgütünün bu konuda önemli ilerleme kaydettigini söyleyebiliriz. Su anda hiçbir belirli dini grup tarafindan kontrol edilmeyen halka ait (sivil) bir devlet çagrisi yapmaktadir. Türkiye’nin Suriye muhalefetini desteklemek adinda daha fazla ne yapabilecegini düsünüyorsunuz?

Bence Türk halki otokratik bir Suriye’den ziyade demokratik bir Suriye’nin çok daha fazla ülkelerinin çikarina oldugunun farkina varmasi gerekmektedir. Besar Esad Türkiye için sorun anlamina gelmektedir. Türkiye, AK Parti döneminde Besar Esad ve rejimine siyasi ve ekonomik olarak çok fazla yatirim yapti. Zaten bu nedenle Basbakan Erdogan ve çevresi Suriye’den rahatsizdir. Çünkü bu kadar yatirim yaptiktan sonra bazi geri dönüsler beklemeniz normaldir. Erdogan Besar’i uyarmak için yapabileceginin en fazlasini yapti. Suriye’de devrim baslamadan önce bu uyarilar yapildi ama Besar “hayir bizde sorun yok, sorun çikmaz” dedi. Ancak Erdogan hakli çikti, Besar yanildi. Erdogan Suriye halkina destek anlaminda çok önemli açiklamalar yapti. Ancak Türkiye bundan sonra muhalefeti desteklemek konusunda daha fazla adimlar atmalidir. Çünkü demokratik bir Suriye Türkiye’nin çikarinadir. Besar Esad’in bölgede istikrarsizlik kaynagi olmasindan Türkiye’nin memnun olmadigini biliyoruz. Türkiye bölgede istikrarsizlik istememektedir. Bu nedenle biz de mümkün olursa barisçil bir geçis dönemi arzulamaktayiz. Eger olmazsa eminim ki geçis döneminde Türkiye’nin yardimina ve destegine ihtiyacimiz olacaktir. Anayasanin olusturulmasi, yeni kanunlar, is kanunlari, dernek kanunlarinin yapimi süreçlerinde Türkiye’nin verecegi bilgi destegine ihtiyacimiz olacaktir. Umuyorum ki yakin zaman içinde Türkiye deneyimini Suriye’de uygulama imkanina kavusacagiz. Ve yine umuyorum ki Suriye Adalet ve Kalkinma Hareketi bu süreçte basrolü oynayacaktir.

Sayin Abdullah degerli bilgilerinizi bizimle paylastiginiz için tesekkür ederiz.

* Bu röportaj 2 Haziran 2011 tarihinde ORSAM Ortadogu Danismani Doç. Dr. Veysel Ayhan ve ORSAM Ortadogu Uzmani Oytun Orhan tarafindan Antalya’da düzenlenen “Suriye’de Degisim Konferansi” sirasinda gerçeklestirilmistir

Haberi Ekleyen: Ali Dursun

Bu haber 1423 defa okunmuştur.

Paylaş

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Röportaj-Söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi Dedesi rahmetli Mustafa Kul'un bayrağını taşıyor

Erdoğan'ın halifelik hayali Türkiye'yi tehlikeye attı!

Erdoğan'ın halifelik hayali Türkiye'yi tehlikeye attı! Ortadoğu'yu en iyi bilen gazeteci Hüsnü Mahalli, SÖZCÜ'ye konuştu

Cesur,Devrimci ve Çağdaş

Cesur,Devrimci ve Çağdaş TGB Başkanı Çağdaş Cengiz ile röportaj

Kılıçdaroğlu: AKP kaybedeceğini gördü

Kılıçdaroğlu: AKP kaybedeceğini gördü Kılıçdaroğlu provokasyonlar konusunda uyardı

Yıldırım Mayruk ülkeyi terk ediyor!..

Yıldırım Mayruk ülkeyi terk ediyor!.. Yıldırım Mayruk,Barbaros Şansal ile birlikte ülkeyi terk ediyor!..

GÖRELE ' DE HAVA DURUMU

GIRESUN

RÖPORTAJ

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

ARŞİVLEN HABERLER

Arama
ssssssssssssssssssssssssssssssssssss