Iktidari ti’ye aldigi için ekranlarin yasakli sanatçilari listesinin basini çeken Levent Kirca, “Hapse atmiyorlar ama elimi kolumu bagladilar. Memleketin halini bana sunma hakki verilmiyor” dedi
Sagliginiz nasil? Kalbimde ritim bozuklugu var ve 2000 yilindan beri onunla yasiyorum. Ancak ölüp düsmanlari sevindirmem.
Formunuz her zaman yerinde…
Çok çalistigim için hem formdayim, hem de gündemdeyim. Yaziyorum, çiziyorum, okuyorum, sahneye oyunlar koyuyorum. Kitlelerin izledigi kolay olmayan, politik oyunlar oynuyorum. ‘Azinlik’ adli bir oyun oynuyorum. Atatürkçü Düsünce Dernegi ile Türkiye Isçi Partisi destek oluyor. Simdi de ‘Içeridekiler’ adli oyunu hazirliyorum. Bildiginiz gibi içeride olan pasalari, gazetecileri anlatan bir oyun bu. Önüme engel koymazlarsa, bu oyunu da sahneye tasiyacagim. Biliyorsunuz ‘Azinlik’ oyunuma AKP tarafindan iki sorusturma açildi.
Demokrasilerde politik oyunlara da hosgörülü olunmasi gerekmiyor mu? Elbette gerekiyor ama istemiyorlar. Sahnede yaptiklarim, ‘Olacak O Kadar’daki parodilerimden çok daha sert ve dik. Nedense simdilik ses çikarmiyorlar. Eskiden “Ben Ergenekon savcisiyim” diyordu usta (Basbakan) simdi “Yaziktir yahu, bu adamlar içerde” diyerek taktik degistirdi.
Levent Kirca, yillar yili sahnelerde ekranlarda. Demirel’i de Özal’i da Evren’i de gördünüz. Her zaman sizin için hayat zor muydu? Bizim gibi demokrasisi tartisilan ülkelerde bir sanatçinin yasamasi elbette çok zordur. Elbette sansür ve baski her zaman vardi bu ülkede. Ancak bu kadar degildi. Bugün artik karikatür çizen adam tutuklaniyor. Bugün artik adam kitabindan degil taslagindan tutuklaniyor. Bugün içerde tutulan 100 küsur gazeteci “Bizim suçumuz nedir?” diye haykiriyor. Bu insanlarin suçu Atatürkçü olmaktir. Bugün öyle bir gün ki, esas oglan Acun’un (Ilicali) bile programina katilan çocugun formasindaki Türk Bayragi örtülüyor. ‘Içeridekiler’ oyunumda bunlarin hepsi var.
Maddi sikintilariniz var mi? Elbette maddi sikintilarim var. Kiram var, suyum var, buyum var. Oysa ‘Olacak O Kadar’ programinin da tam zamani… Iddia ediyorum, beni bu hafta ‘Olacak O Kadar’ programiyla televizyona çikarsinlar, o kanaldaki reyting siralamasinda ilk bese girerim. Beni hapse atmiyorlar ama disarda hapsediyorlar, elimi kolumu bagliyorlar. Keske vatansever bir isadami çikip programi desteklese de yine parodilerimi ekrana tasisam. Öyle güzel malzemeler var ki! Ne yazik ki mizah olarak sunulan filmler ortada, sitcom’lar ortada. Mesaji olan mizah ise yasak. Keske yine bir vatansever isadami çiksa ve bir sinema filmi için destek olsa da Silivri’de yatanlarin filmini yapabilsem. Gelecek kusaklara kalmasi için çok önemli. Bazi vatansever isadamlari çikip “Levent Bey, size destek olurum ama lütfen benim adimi açiklamayin” diyor. Sadece bu durum bile memleketin ne halde oldugunu gözler önüne seriyor iste.
Dostunuz çok mudur? Böyle bir sistemin içinde kimsenin güvenecegi çok sayida dostu yoktur. Çünkü dönem, çikar ve menfaat dönemidir. Eskiden mahalle dolusu dostluklar vardi, sevgiler vardi. Kapitalist sistem her sey gibi dostluklari da sevgileri de yerle bir etti. Simdi herkese mudi ve müsteri gözüyle bakiliyor. Ben de sokaktaki adama seyirci gözüyle bakiyorum, bu adam niye tiyatroma gelmiyor diye düsünüyorum. Herkes herkese para ve çikar açisindan bakiyor.
Biliyorsunuz Türk Hava Yol- lari’nda uygulanan gizli alkol yasagi hâlâ sürüyor… (Gülüyor) Eskiden Anadolu turnesine çikinca, aksam oyunumuzu oynar, ardindan belediye baskani ya da emniyet müdürüyle yemege çikar, birer kadeh içip öyle otelimize gidip yatardik. AKP’den sonra turnelerdeki bir iki kadehlik keyifler de ortadan kalkti. Resmi degil ama el altindan alkol yasaklandi. Türkiye’yi çok gezdigim için bu yasagi en iyi gören kisilerden biri de benim. Türk Hava Yollari’na gelince; Valla bizim uçaklarin üzerinde çarsaf niye yok, ben ona sasiriyorum. Uçagi birak, bir süre sonra sokakta alkollü dolasanlari falakaya yatirirlarsa hiç sasmayacagim. Hadi bakalim, Türk Hava Yollari’nin serefine içiyorum (gülüyor).