08 Ocak 2013, 05:15
Mehmet Sırrı Öztürk'le Başbaşa...
Röportaj: Ali Bilir
Mehmet Sirri Öztürk'le Basbasa... Sanata Adanmis Hayatlar programinin ikinci bölüm konugu Karadeniz Halk Müzigi'nin en önemli enstürmani kemençe'nin vazgeçilmez ismi Mehmet Sirri Öztürk.
Ali Bilir’in hazirlayip sundugu programda, sanata yillarini vermis,mesleginde zirveye çikmis M.Sirri Öztürk'ün yasam öyküsü izleyicilerle bulustu.Kemençe Sanatçisi Mehmet Sirri Öztürk Röportaj: Ali Bilir, Kasim 2008, Kulaksiz-Istanbul — Hocam sizin yasadiginiz dönemin sartlarina bagli olarak egitiminizi ilkokul düzeyinde birakmak zorunda kaldiniz. — Evet. — Ancak üniversitede 27 yil hocalik yaptiniz. Ve bugün kemençenin duayeni ve efsanevi ismi olarak biliniyorsunuz. Bu basariyi nasil sagladiniz? — Kendi kendimi yetistirdim. — Çok çalistiniz. — Çok çalistim yorulmadim hala da yorulmadim hala da çalisiyorum. — Hala da kosuyorsunuz görüyoruz. — Hala da kosuyorum. Bu sanatimi çok seviyorum. Sanatimi kemençemi çalarken kendimden geçiyorum. Zaten sevmezsem bunu yapamazsiniz. — Gerçi çok çalismak bütün herkes için geçerli. Bütün basari için çok çalismak gerekiyor. Kemençe ögrenmek isteyenlere önerileriniz nelerdir? Gençlere bu anlamda ki tavsiyeleriniz neler olur? — Ben gençlere çok yalvardim bir zamanlar. Bak bu imkâni bulamazsiniz gelin benden faydalanin diye çok yalvardim. Sen o yörede yetistin, o yöreyi biliyorsun he diyor sana gelmiyor. En son duydu ki is isten geçti. Bu kemençenin hakikatten bu kadar çevresi genis mi demeye basladilar? Amerika’ya gitti, Israil’e gitti hep televizyon çekiyor. Pisman oldular. — Su an günümüzde gençlerden özellikle kemençeyi tam anlamiyla icra eden sanatçilarimiz var mi? — Yok — Isin kolayina gidiyorlar biraz. — Isin kolayina gidiyor — Elektronik baglama ile klavye ile kendini kurtarmaya çalisiyorlar. — Sanattan anlamayanda horona giriyor iste o ona hos geliyor. Dav dav dav riv riv riv… Eger o ritim olmasin kimse o horonu yapamaz bak denesin arkadaslar…— Neydi müzik aleti vardi — Ork — Ork. Ondaki o ritim olmasin kimse horon oynayamaz. Onun hayrina horon yapiyorlar, kesiyor kemençeyi bap bap… Onun ritmine oynuyorlar. — evet. — Örnek verecegim simdi sana. Simdi adam (kemençe çaliyor) Simdi uzun hava yapiyor (kemençe çalarak türkü söyleniyor.) — Evet, hocam birazda kemençenin tekniginden bahsetmek istiyorum. Kemençe 55 cm. Standart bir boyu var sanirim. Hangi tarz agalar kullaniliyor? — Erik agacindan. — Hep erik agacindan mi? — Erik agacindan güzel oluyor. — Güzel olur. — Andiçtan olur. Ondan sonra yavan kirazindan olur. (elindeki kemençeyi göstererek) iste bu tekne eriktendir. (kemençenin ön kisminin asagisini göstererek) bu asli (kemençenin ön üst kismini göstererek) burasi da çam agacindandir. Hartama deriz biz buna…— Kemençe’nin hartama si çam agacindandir. (kemençenin ön alt kismini göstererek)— Bu da burgulari yani kulak. (kemençenin tel kismini göstererek)— Buna biz esik deriz. Bunlar köprü derler burada. — Evet.— Yaydaki de at kili sanirim. — At kili. — Peki, at kilindan baska kullanilan var mi? — Yok. Naylondan yapiyorlar tutmuyor. Reçine tutmuyor çalarken kayiyor. — Su anda imalati ne durumda karadeniz de? Çok miktarda yapiliyor mu? — Var var. Ben bunu (kemençeyi göstererek) rahmetlik Somuncu Eset’den (Esat) aldim. — Kaç yillik bu kemençe? — Tam 45 yil bitti.3 ay oldu 46’dan gün aldik. — 45 yildir elinizde — Elimde evet. Nisanlandim yüzük taktim bu kemençeyi yaptirdim. Hesap et artik. Benim evlilik tarihimi bu yazdi. (kemençeyi göstererek gülümsüyor) — Kemençe bizim sadece horonumuzda degil tabi bizim Karadeniz insaninin sosyal yasantisina da çok girmis durumda. — Senlik bununla olur, festivaller, dügünler bununla olur. — Evet. — Asker yolcu ederiz bununla olur, dügünlerde bununla olur, geceler bununla olur. Yani agirlik kemençede bizim o yörede agirlik kemençede olur. — Imecelerde çok kullanir. — Evet — En çok ekin kazma imecelerinde kullanilir herhalde. — Hayir. Kaval çalinirdi eskiden kaval kullanilirdi. — Imecelerde — Evet. O acemi kemençeciler giderdi imeceye. — Acemiliklerini gidermek için. Sizin gittiginiz olmus muydu? — Benim çok olmustu — Oralarda ögrendiniz. Acemiliklerini oralarda giderip dügünlerde prova yaptiklarinizi çalardiniz. — Evet. Ama o da sarardi. Kaldir kazmayi kaldir kazmayi kaldir sevdalik çeken kislar cebinde ayna tasir. — Ayri bir imece havasi yok. — Var. — Var midir? (kemençe çalar) — Hocam 4 tane çocugunuz var. -8 tane de torun var. —11 tane 8 olur mu, -11 tane torun var — 11 tane torun var. Peki, çocuklardan ve torunlardan çalmasini ögrenen, ögrenmek isteyen oldu mu hiç? — Zoraki. Ortanca kizim çalmaya basladi evlendi birakti. — Peki torunlardan? — Torunlar hiç heves etmedi. Simdikiler Besiktas, Galatasaray, Trabzon baska bir sey bilmiyorlar. — Hocam yine ilgimizi çeken durumlardan biridir. Bizim Karadeniz müzigi özellikle kemençeyle çalinan özellikle Giresun bölgesinde hatta Görele’de diyebilirim buna kemençeyle çalinan daha çok atma türküler vs. hep ask üzerine. Mesela kahramanlik üzerine pek rastlamayiz. — Zaten kahramanligi, basta gelir onu tarih yazmistir. — Eglence ondan sonra mi çikmis? Daha çok baglamayla çalinan hep bakariz hasret, özlem, aci. Onlarinda havalari vardir. (kemençe çalarak türkü söyler.) — Bir de Maçka’nin bir horon havasini çalayim. — Hocam ona geçmeden önce bir sey sormak istiyorum. Biz tabi ki var kahramanlik türkülerimiz dediniz ama kahramanlik türkülerimiz dediniz ama kahramanlik türkülerinde bile bir ask çagrisimi var. Bunun sebebi ne olabilir? Bu çok farkli bir sey güzel de bir sey aslinda. Yani aciyi eglenceye de sigdirabiliyorlar. — Karadeniz eskiden misir yiyordu biliyor musunuz? karadeniz çok hareketli bir insani oldugu için. Bugday yedi kap oldular.(gülümsemeler)— Karadeniz yöresi misir yiyordu eskiden yani o misir alkollü seydir. Raki gibi. Bunun için Karadeniz insani tez olur tetikte olmus olur. — Havasi gibi mi? — havasi gibi. — Sabah günes, aksam firtina, yagmur. — Bizim yöre bayir yöresi. Her taraf bayir. Adam çocugu sirtina alip gidiyor. Ama kocamiyorlar. Dinç kaliyorlar. Iste o tabiatin vermis oldugu sey. Kuvvet yani. Sevgili izleyiciler kemençenin efsanevi yorumcusu ve ustasi Mehmet Sirri Öztürk’le yolculugumuz devam ediyor. — Hocam izleyicilerimiz için tabi kemençe diyince sizin sanatiniz ve icraniz çok önemli. Bir esref sarkisi, bir yayla havasi, bir tamzara sizlerden dinleyebilir miyiz? —Tabi Zevkle. — Buyrun. (kemençe çalarak türkü söylenir)— Esref sarkisinin olusumu nasil olmustur? — Esref 2 isadamlari birbirini çekememezlikten o benim kilicim yürüsün o benim atim yürüsün diye birbirleriyle tartisiyorlar. Hakki çekip Esrefi vuruyor. Buradan Esref sarkisi doguyor. — Hocam sizin 12 tane albüm yaptiginiz biliniyor. Su anda yapmaya devam ediyor musunuz? Yoksa ara mi verdiniz? — Ara verdim. Yapmiyorum daha. Bir zamanlar yaptigimda ticaret için yapmistim. — Sizin albümünüzde ki sizin derlemesini yaptiginiz, yazdiginiz, bestelediginiz türküleri kullananlar var mi günümüzde? — Var. Gelin havasi benim eserim. Çiftetelli benim eserim. Benim sesimi silip üzerine çok müzik yapan oldu. — Sizin çalmis oldugunuz tamzara havasi var. (tamzara havasini çalar) — Günlük yasantiniz nasil? — Dügünlere, gecelere gidiyorum. Çalismasam çökerim.(gülüsmeler) — Hocam çok tesekkür ederiz. (Maçka horon havasini çalar) — Sevgili izleyiciler kemençenin keyifli dünyasinda Mehmet Sirri ÖZTÜRK hocamizla güzel bir yolculuk yaptik. Sanata adanmis hayatlar devam edecek. Bir baska programda görüsmek üzere… HOSÇAKALIN… Ali BILIRKasim, 2008 | Istanbul
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 1864 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|