Karakter boyutu :
03 Ekim 2012, 06:24
ABD PETROLÜNÜN TÜRK KRALI; ŞÜKRÜ AKKAYAİşkence odalarından işadamlığına...
ABD PETROLÜNÜN TÜRK KRALI; SÜKRÜ AKKAYA Sükrü Akkaya, ekonomik basarilari ile Amerika Birlesik Devletleri'nde yasayan Türklerin ve Giresunlularin adeta bir idolü. 12 Eylül iskence odalarindan New York'a uzanan yasam öyküsünü kaleme aldik. Binlerce kilometre uzakliktan,Anadolu’dan kalkarak okyanus ötesine vararak ekonomik refah seviyesini yükseltme ve basari saglama gayesi ile bu ülkeye bir sekilde ayak basan Türk insaninin basarilari sayesinde gipta ile baktigi bir isim Sükrü Akkaya. Basari,refah ve söhret Amerika rüyasinin 3 önemli unsurunu olusturmaktadir.Her ne kadar 19’ncu yüzyildan sonra çabuk zengin olma fikri rafa kalkmis görünse bile Dünya’nin süper gücü olan bu firsatlar ülkesinde Akkaya,ticari basarilari ve yasam öyküsü ile gögsümüzü kabartmaya devam ediyor.12 Eylül’ün iskence odalarinda en acimasizca eziyete maruz kalan,aylarca cezaevlerinde yatan Akkaya ile New York’un en büyük adasi olan Long Island’in Port Jefferson’da bulunan malikânesinde görüstük.1985 yilindan bu yana ABD’nin en önemli merkezi olan New York’un Petrol Dagitim alaninda en önemli ismi olan Akkaya, sorularimiza açik yüreklilikle yanitladi. SÜKRÜ AKKAYA KIMDIR? 7 Ekim 1962 tarihinde Yaglidere’nin Ahalli köyünde dogan Sükrü Akkaya,Ilk ve Orta ögrenimini Yaglidere’de yapti.Giresun Tarim Meslek Lisesi’ni kazandi.3 gün gitti ondan sonra okulu birakti. Giresun Lisesine kaydoldu.Maddi imkânsizliklardan dolayi lise egitim yasami sorunlu basladi.Giresun’da evleri veya bir yakini bulunmayan Akkaya, Eskisehir’de bulunan Astsubay olan agabeyinin yanina giderek egitim hayatina 1 yil Eskisehir Atatürk Lisesinde devam etti.Lise 1’i orada okuduktan sonra Lise 2’de tekrar Giresun Lisesine geldi. ÖGRENCI OLAYLARININ GÖBEGINDE BIR ISIM 1979-1980 yillarinda ögrenci olaylarinin en yogun oldugu dönemde Giresun Lisesinin ögrencisi idi. Ülke genelinde Türk insaninin olaylar yüzünden bazi gün 5 bazi gün ise 50 kisinin öldügü günlerdi. Akkaya bakin o günleri nasil anlatiyor; “Bu dönem yeniden Giresun’dan ayrilarak egitim yasamimi Samsun 19 Mayis Lisesinde devam ettirdim. O günlerde okumak için bir tarafta olmak zorunda oldugunuz yillardi.Olmamak gibi bir seçeneginiz yoktu. Seçenegi olmayanlarin çok az oldugunu tahmin ediyorum. Bizde Giresun Lisesine kaydolmusuz…Dogal olarak sol görüslü idik ve Samsun’da da aynen devam etti. Liseyi burada bitirdik.” 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasinda kendini cezaevinde bulan Akkaya,oldukça zor ve sikintili bir sürecin içerisine girmis. O günleri yine kendi agzindan dinliyoruz; “Katildigim bir cenaze törenin ve mitingden dolayi hakkimda istihbarat tarafindan dosya hazirlanmis.Elbette sadece ben degil; hakkinda dosyasi olan herkes ihtilal sonrasi önce gözaltina daha sonrada iskencelerden geçirildikten sonra askeri cezaevlerini boyluyorlardi.Bizi de bu yolla aldilar.6 ay Samsun Sihhiye Okulunda tutuklu olarak yattim.Yargilandik,daha sonra cezaevine havale ettiler. 6 ay kadarda orada yattim.Sonra içerden çiktim.” ILK TICARI GIRISIM BASARISIZLIKLA SONUÇLANDI Cezaevinden çiktiktan sonra Samsun’da ticarete atilan Akkaya,bir müddet burada çalismis.1978-1979 yillarinda hakkinda tutulan dosyalardan dolayi kisa süreli bir memleket gezisinde arandigini duyunca tekrar Samsun’a geri dönmüs. Akkaya,ilk ticari girisiminde, ellerinden olmayan sebeplerden dolayi iflas ettiklerini anlatti.Tecrübeli isadami sunu eklemeden de geçemiyor; “Ticarette iflasta dogal bir olaydir.Iflas eden insan daha fazla tecrübe kazanir.” Basarisiz bu ticari girisiminden sonra Bursa’ya giden Akkaya,bir pazarlama sirketinde kitap satmaya baslamis.1 yil kadar burada çalistigini ifade eden Akkaya söyle devam ediyor; “Pazarlama döneminde çok ciddi paralar kazandim.Yillar sonra ticari hayatta kazandigim basarinin altinda bu dönemin yattigini gururla söyleyebilirim. 1 yil kadar sonra askerligimiz geldi.Askere gittim.1 Mayis 1985 günü teskere aldim.” AKLINDA YOKKEN KENDINI AMERIKA’DA BULDU! Amerika’ya gidis serüvenini Akkaya söyle anlatiyor;“Giresun’a Yaglidere’ye geldigimde babam Amerika’ya gitmemi söyledi.Inanin hiç aklimda olan bir sey degildi.Ben yine Bursa’ya dönerek biraktigim isimi sürdürürüm diye düsünüyordum.Ancak,daha öncede bir agabeyim 1977’de Kanada’ya gitmisti.Bir baska kardesimle birlikte bana Kanada’dan 21 Temmuz tarihli uçak bileti gönderdi.Hiç buralara gelmek istemiyordum.Babamin baskisi ile zorla geldim sayilir.Sürekli illaki buradan gitmemi telkin ederdi.Bizde gitmeye karar verdik.Hazirliklara basladik.Öncelikle Pasaport çikartmam gerekiyordu.Pasaport çikartmam içinde askerlik subesinden ilisigimin olmadigina dair yazi almam gerekiyordu. Teskerem askerlik yaptigim yerden bagli bulundugum Tirebolu Askerlik Subesi’ne gelmediginden beklemeye baslamistim.Ikinci kez gittim yine istenilen yaziyi alamadim. Üçüncü kez gittigimde ise hakkimda yakalama emri oldugu gerekçesi ile Giresun Emniyet Müdürlügü’nden gelen Siyasi Sube ekipleri tarafindan gözaltina alindim.7 gün içerde kaldim,8.Gün sartli olarak serbest birakildim.O zaman fazla iskence görmedim ama ilk alindigimda çok iskence gördüm. Bilahare babam ‘pasaportu alalim’ dedi.Emniyete gittik yine oradaki görevli polisler bize ‘savciliktan yazi getirin verelim’ dediler.Savciliga gittik… Görevli savci; ‘Bu davada 22 kisi var onlarin ifadesi alinmadan yazi veremem’ deyince ne yapacagimizi sasirdik.Daha sonra bir sekilde bürokrasinin yardimi ile pasaportumuzu aldik.21 Temmuz 1985 günü Kanada’nin Montreal havaalanina indik. Kanada’da 1 hafta kaldiktan sonra yürüyerek,ormanlardan geçerek Amerika’ya ayak bastik.O gündür bu gündür burada bir mücadeleye devam ediyoruz.” “TÜRK GENÇLIGINI,DARBECILER KATLETTI” Yakin zamanda 12 Eylül darbesini yapanlarin yargilandigini ve neler hissettigini sormamiz üzerine Akkaya su düsüncelerine yer verdi; “Darbecilere karsi açilan davalar tamamiyla yerindedir.Hatta geç kalinmistir.Samimi olarak söylemek gerekirse 12 Eylül’de büyük bir gençligi yok etti bunlar.O gençler hayatta olsaydi belki bugün Türkiye çok farkli olacakti.Gençlerin yaptiklari bir seyde yoktu.Sokaga çikip yürümekten,cenazeye gitmekten,slogan atmaktan suçlu bulunan insanlari siz dünyanin hangi medeni ülkesinde görürsünüz.Mantiksizligi yasadik o yillar. Insanlar gözleri kapali kafasina bir seyler geçirilmis sekilde kollarinda 2 askerle sorgu olarina sapa saglam gidip sedye ile çikiyorlardi.Sahsen bendenizin de kaldigi Samsun Sihhiye okulunda 6 ay bu böyle devam etti. “DARBEYI YAPAN 2 PASA MI IDI?” Bilmedigimiz sahit olmadigimi kim bilir neler var! Cezaevinde yargilama esnasinda o zamanin hakimleri bile bizlere küfürler ediyordu. Özgürlük, demokrasi getirdik diyorlardi… Bu mu idi özgürlük ve demokrasi? Cezaevine ilk girdigimizde 10 gün 7 kisi bir hücrede kaldik.12 Eylül Türk insanina karsi haksizca yapilan anti demokratik bir uygulamadir.12 Eylül’ü yapan 2 tane pasa mi idi? Nerede digerleri? O zamanin valileri, Emniyet Müdürleri,Polisleri,askerleri diger iskenceci memurlari nerede? Asil onlar yargilanmalidir! Bize Kenan Pasa iskence yapmadi ki.Iskencenin uygulayicilari nerede? Bugün PKK illegal yoldan masum insanlari katlediyorsa dün de legal kisve altinda insanlar öldürüldü,katledildi.Oralarda yakalandigi hastaliklar sebebiyle yillar sonra hayatlari noktalandi.Yakalandiklari psikolojik travmalarin etkileri yok oldu zannediyor musunuz? En az 40 bin kisi gitti.Ne neferler katledildi sagdan da soldan da.Size sorarim,17 yasindaki çocuk yagli urgan da asilir mi? Bu ne insafsizliktir.Bunu asanlarin hiç mi vicdani yoktu? Iskencelere ve psikolojik baskilara dayanamayarak binalardan atlayanlar,bileklerini keserek yasamlarini sona erdirenler hala gözlerimin önünden geçiyor.Allah o günleri tekrar bir daha göstermesin diyorum.” ILK IS BENZIN POMPACILIGI Yeniden Amerika günlerine ve ticari yasamina dönüyoruz Akkaya’nin.Amerika Birlesik Devletleri’nde New York’un en büyük adasi olan Long Island’da benzin pompacisi olarak is yasama yeniden basladigini anlatan Akkaya,söyle devam ediyor; “Ilk geldigimizde bizden önce buraya gelen Harun Yaglidere’yi bulduk.Allah razi olsun o amcamizdan.Is ve ev bulana kadar bizi kendi evinde bakti.O zaman Keneddy’e yakin bir yerde ikamet ediyordum.Kisa zamanda yasamimi idame ettirecek kadar dil de ögrendim.Zaten benzin pompaciligi yapmak için fazla dil bilmeye gerek yok.Parayi ve rakamlari bildiginiz zaman yetiyordu.Iste öyle basladik ve 1 sene bir fiil çalistim.Açik söylemem gerekirse,Türkiye’de öyle yogun bir çalisma yasamim olmamisti.Benzin istasyonunu, sabah saat 5’de açiyor gece 12’de kapatiyordum.Her gün 7 – 8 bin galon benzin pompaliyordum.Bu da 20-25 ton benzin ediyor.Tek basima idim.Bir de istasyonun dükkani vardi.Günde 1200 karton da sigara satiyordum. ÇALISMA TEMPOSU HASTALANDIRDI! Allah’dan geldigimde çok yagmur yagiyordu. Hasta oldum. Burayi birakmak zorunda kaldim. Biraz tedavi gördüm tekrar çalismaya basladim. Amerika’da degisik islerde çalistim. Çiçekçilik, Pizzacilik, Taksicilik yaptim. Tekrar benzin isine döndüm. Benzin istasyonlarini yapan bir firmanin sahibi ile görüstüm. Beni firmasina alarak bana pompa yapmasini ve tamir etmesini ögretti. Bütün makineleri, hatta kamyon sürmesini kullanmasini ögretti. Burada kendimi yetistirdim. O patronumun vasitasi ile benzin isine girdim. Benim köylüm olan Mustafa Çatalbas ile ortak bir istasyona basladik. 1992 yilindan 2004 yilina kadar 20 tane istasyonumuz oldu. 2004’den sonra perakendenin yani sira toptan petrol satisina basladik. Simdi perakendeden çikmaya çalisiyoruz. Toptan satis isimiz devam ediyor.” 3 SENE SONRA YENIDEN TÜRKIYE “ABD’ne ayak bastiktan sonra tekrar ne zaman Türkiye’ye döndünüz?” sorumuz üzerine Akkaya sunlara yer verdi; “Bu ülkeye geldigim zaman söyle bir tasarim vardi. O da su; ‘Ben madem bu ülkeye geldim bu ülkedeki insanlarin haklari gibi hakkim olmasi lazim’ dedim. Is kurmadan önce yasal olmayi düsündüm ve bunu basardim. 1987 yilinda bir evlilik yaptim 1997 yilina kadar evli kaldim. O yasamimdan 2 tane çocugum var. Toplam 5 çocugum var. Çocuklarimin 2 tanesi üniversiteye gidiyor. Sizin sorunuza gelince 3 sene sonra Türkiye’ye tatile geldim.” AMERIKA HAYALLER ÜLKESI MI? Amerika’nin herkesin dedigi yada hayalini kurdugu gibi rahat bir yer olmadigini vurgulayan Akkaya, çalismadan bir yere gelinemeyecegini söylüyor ve eklemeden de edemiyor; “Su da bir gerçek Türkiye’de böyle çalissak böyle olabilir miydik? Tahmin ediyorum olurduk. Biz Amerika’ya geldigimizde Türk yokken Giresunlu da pek yoktu. Benzin istasyonlarin 2 tane tuvalet bulunuyordu bayan ve erkek olarak… Birini kapatip digerini ev olarak kullaniyorduk. Buralara da bir yere geliniyorsa kolay gelinmiyor. Hayat burada daha pahali... Ancak disini sikan, bekâr evlerinde kalan, iktisatli olan ancak para kazanir.” “AMERIKALILAR GAZ POMPACILIGINI BEGENMEZLER” “Neden petrolcü oldunuz? Neden Türkler bu sektörde yogunlar?” sorumuz üzerine ise Akkaya, “Petrolcü olmamdaki en büyük etken en kolay istir. Bir de Amerikalilar benzin istasyonunda çalismayi begenmezlerdi. Öyle basladi ve bugünlere geldik. Bundan 5-10 yil öncesine kadar Türkler petrol isinde yogundu. Ancak Amerika’daki ekonomik kriz ister istemez bu sektörü de etkiledi. Amerika’da ticaret çok farklidir. petrol fiyatlarini Türkiye’de devlet kontrol ediyor. Burada serbest piyasa belirliyor. Devlet orada üzerine vergi koyuyor; istersen bedava sat ama ben vergimi alirim diyor. Burada öyle bir sey yok. Güçlü isen ayakta kalirisin. Degilse dökülürsün. Bir kavsakta 4 tane benzin istasyonu vardir. Müsteri o tabelalara bakarak istasyona girer. Hangi tabela daha uygunsa benzini oradan alir. Bu yüzden devlet fiyat inis çikisi ile ilgilenmedigi için petrol piyasasi çok dalgalaniyor. Biz bile perakende de 3-4 yildir zarar ettik.” Sözü Akkaya’nin Türkiye’de ki yatirimlarina getirdik. Akkaya bu konuda da sunlara yer verdi; “2004 yilinda burada devlet haksiz yere üzerimiz geldi. Bunun üzerine ikinci bir alternatifimiz olmasi gerekir diye yatirimlarimizin bir bölümünü Türkiye’ye yapmaya karar verdik. Türkiye’de Giresun’da kalmayi arzu ettim. Benim memleketim. Bana göre dünyanin en güzel kenti. Çok yer gezdim ondan güzelinin göremedim. Ben öyle görüyorum. Artik burali oldugumuz için mi bilinmez. Memlekette emlak isi yapiyorum, hali saha isletmeciligimiz var… Fabrikamiz vardi o isi ortaga devrettim. Kent Hastanesinin hissedarlari arasindayim. Güneyde bir otelimiz var.” Aklimiza gelmisken ‘ticarette risk’ faktörünü soruyoruz… Aldigimiz cevap ise su; “Ticari basarinin altinda risk almak yatar. Riskleri alacan ki daha yükseklere çikacaksin. Ama belli bir dönemden sonra risk zararladir. Emin adimlarla yere basmak lazim.” EKONOMIMIZ NASIL CANLANIR? Söz dönüp dolasip ‘Giresun’un ekonomisi sizce nasil canlanir?’ sorusuna gelince ilginç yanitlar aliyoruz Akkaya’dan; “Önce devlet yatirimcinin önündeki bazi engelleri kaldirmalidir. Devlet olaya egilmelidir. Giresun’da insaat isi ile ugrasiyorum. Bir ruhsat alana kadar 6 ay geçiyor. Maliyetler eskisi gibi degil son yillarda yükselmistir. ABD’de akaryakit Türkiye’nin 3’de 1’i kadar. Akaryakit basta olmak üzere hemen hemen her seyde vergi var. Tesvik yasasi çikardilar o çok güzel. Ancak, kredileri uzun vadeli yapip faizleri düsürmeliler. Burada ev kredisi % 5-6 seviyesinde iken Türkiye’de 17-18’lerde. Vatandas bunu nasil ödeyecek yada ödüyor merak ediyorum. Yayla turizmi, kayak turizmi Giresun için biçilmez kaftandir. Bulari yaylasi Kayak turizmi için dizayn edilmistir sanki. Gölyani obasini sadece fotograflarda görüyoruz. Orasi fotograflarda görülecek yer olarak kalmamalidir. Yaylalarimizin alt yapisi ivedlikle yapilmalidir. Ulasim sorunu halledilmelidir. Giresun bir doga harikasidir. Bunu neden degerlendiremiyoruz anlam veremiyorum. Devlet özel sektörün yatirim yapmasi için önünü açmalidir. Yeni firsatlar yaratmalidir.” Haberi Ekleyen: Ali Dursun Bu haber 5806 defa okunmuştur.
|
YAZARLAR
VİDEO GALERİ
GÖRELE ' DE HAVA DURUMUARŞİVLEN HABERLERArama |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||