Karakter boyutu :
05 A?ustos 2012, 01:33
HES'ler topraklarımızın,sularımızın elimizden alınmasıdır!DEKAP sözcüsü Ömer Şan ile HES sorununu ve halkın direnişini konuştuk.
HES’ler topraklarimizin,sularimizin elimizden alinmasidir!DEKAP sözcüsü Ömer San ile HES sorununu ve halkin direnisini konustuk.HES’ler topraklarimizin,sularimizin elimizden alinmasidir!Ülkenin bütün yer alti ve yer üstü kaynaklarini,kurumlarini satan AKP Hükümeti,simdi de sularimiza el atti ama bu sefer güçlü bir halk direnisiyle karsilasti.“Dereler Özgür Akacak” diyenler Derelerin Kardesligi Platformu (DEKAP) altinda örgütlendi.Biz de Ulusal Kanal olarak DEKAP sözcüsü ve basarili gazeteci Ömer San ile HES (Hidroelektrik Santralleri) sorununu ve halkin direnisini konustuk.ULUSAL KANAL: HES nedir? HES’lere neden karsisiniz? ÖMER SAN: Herhâlde bu soruyu espri olarak sordunuz! Yani ince göndermeler olsun diye! Elbette ki bizi bilimsel tanimlamasindan daha çok bizim için ne anlama geldigi kismi ilgilendiriyor!.. HES’ler, yani ülkemizin bütün vadilerini bir kanser virüsü gibi sarip, derelerimizin sularini kilometrelerce tünellere alacak olan, ilk belirlemelerimize göre sayilari 2 bin 300’leri bulan, bunlarin yaninda düsünülen 2 binin üzerindeki mikro HES’le birlikte 5 ila 10 bin sayilarindan söz edilen yikim projeleri!.. Dogal yasam alanlarimizi ortadan kaldirarak, yasam kosullarimizi yok ederek, bizleri yurtsuzlastiracak; yüzyillardir atalarimizdan dedelerimizden emanet aldigimiz ve koruyup kollama görevini yerine getirerek gelecek nesillerimize aktaracagimiz topraklarimizin, sularimizin elimizden alinacagi projelerdir HES’ler… Enerji açigi bahanesiyle, yatirim safsatalari gölgesinde gelistirilen rant projeleridir… Biliyorsunuz Enerji Bakani Yildiz, bir kaç hafta önce bu yönde bir açiklama yapti ve elektrik enerjisi açigimiz olmadigini ve hatta fazlamiz oldugunu söyledi! Bizler bunu yillardir, devletin resmi raporlari dogrultusunda söylüyor ve resmi rakamlarla ortaya koyuyoruz! Ancak, eski Çevre ve Orman Bakani, simdiki Orman ve Su Isleri Bakani ve HES’lerin hamisi konumundaki Sayin Eroglu bunun tam tersini söyleyerek adeta bu projeleri dayatiyor… HES’ler ayni zamanda sularimizin ticarilestirilmesinin altyapisidir… Sularimizin kontrol altina alinmasidir!.. Su ve toprak olmadan ugruna mücadele edecek bir sey olur mu? Üreterek var edebilir misiniz yasami?.. Iste HES budur bizim için! Ve iste bunun için karsiyiz HES’lere…
UK : Neden Derelerin Kardesligi? ÖS : Mücadelenin birligi, paylasimi… Söylem birligi, dayanisma ve yardimlasma! Hepsinden önemlisi yasami savunmak… Dünyanin neresine bakarsaniz bakin insanlar bütün yerlesim alanlarini neredeyse akarsularin kenarlarinda, olusturdugu vadilerde kurmuslardir. Bu alanlarda üreterek var etmisler ve yasam alanlarini olusturmuslardir. Özellikle de yurdumuzda ve Dogu Karadeniz bölgesinde bunu sikça görürüz. Yerlesim yerlerine verilen isimler, bölgesel ve yerel adlandirmalar hep bu yönde olmustur. Derelerin Kardesligi bir anlamda böyle bir dayanisma, birliktelik ve olusumdur. Hiçbir hiyerarsik yapisi olmadan, tamamen gönüllülük esasina dayanan ve tamamen bagimsiz yerel bir halk hareketi olan bu yapida hiçbir fon, sponsorluk, lobicilik, kurum veya kuruluslara dayali proje destegi vs gibi olusumlardan herhangi bir destek, yardim veya benzeri türden katki alinmaz, kabul edilmez veya beklenmez.
“Köylüler ekmegini paylasti, karsiliginda cop yedi” UK : Derelerin Kardesligini savunanlara yapilan baskilar (özellikle kolluk kuvvetlerinin) hakkinda bilgi verir misiniz? ÖS : En basindan bu yana her türlü baskiyi deniyorlar. Önce bu projeler devlet yatirimiymis gibi gösterilerek insanlar aldatildi. Sirketler ortaya çikinca halk bunun farkina vardi. Özellikle son dönemde daha da ön plana çikmaya baslayan kolluk kuvvetlerinin engellemeleri oluyor. Mesela ekonomik anlamda teklifler, is vaatleri ve benzeri türdeki rüsvet teklifleri önce köylüler arasindaki sosyal iliskileri bozdu. Siyasi baskilar geldi ardindan. Yetmedi bu kez, devletin gücü kolluk kuvvetleriyle girdi devreye. Köylerde, vadilerde, yaylalarda köylülere, helke copla müdahale edip, biber gazi sikildi. Yasam alanlarini savunan, tarihini, kültürünü, sosyal iliskilerini korumaya çalisan insanlar, köylüler vatan sevmezlikle suçlanarak, çesitli yakistirmalarla asagilanip küçümsenmeye çalisildi. Hopa olaylarinda bu tirmanisin yansimasini gördük. Gerze’de, Tortum’da, Solakli’da yasadik gelismeleri. Hayatinda eylem nedir bilmeyen köylüler örgüt üyeligi ile suçlanarak topluca gözaltina alindi. Çoluk çocuk, kadin erkek, genç yasli demeden sorusturmalar açildi. Asli görevleri halkin can ve mal güvenligini koruyup kollamak olan kolluk kuvvetleri, içerisinden çiktigi halkin karsisina dikildi. Halki korumak bir yana neredeyse sirketlerin özel güvenlik güçleri gibi çalistirilmaya baslandilar. Köylüler gece yarilarina kadar nöbet tuttugu dere kenarlarinda, yaylalarda kolluk kuvvetlerine su verdi, ates yakti, ekmegini paylasti ama karsiliginda cop ve biber gazi aldi!
UK : Yapimina baslanan birçok HES projesi durduruluyor. Mücadeleniz hakkinda bilgi verir misiniz? Nasil bir gelisme ve kazanim sagladiniz? Yapimi durdurulan HES’lerin dogaya biraktigi zararlar nedir? ÖS : Bu soru aslinda mücadelenin en basindan beri süregelen çalismalari ele alir ki, anlatimi sayfalara veya kisacik sütunlara sigmaz. Evet, bugüne kadar 120’nin üzerinde dava açildi HES’lere ve 100’ün üzerinde yürütmeyi durdurma ve iptal karari verildi. Bu yargi kararlarinin tamaminda bu projelerin hukuka, yasa ve yönetmeliklere, kamu yararina, uluslararasi anlasmalara, bilime ve en önemlisi de hukuka açikça aykiri oldugu vurgulaniyor. Ama gelin görün ki, bu yargi karalari yokmus gibi, hukukun üstünlügü ilkesi çignenerek hala bu projelerde diretiliyor ve dayatiliyor. Öte yandan sadece yapimi durdurulan degil, bütün HES projeleri yasami yok ediyor. Burada sadece dogadan söz etmek, sadece çevresel etkilerini ön plana çikarmakla yetinemeyiz. Bir bütünü düsünmek zorundayiz ve bu bütün yasami olusturmaktadir. Iste ortak mücadelemiz de iste bunun içindir, yasam mücadelesidir yani! Suyu yasamin asli unsuru ve vazgeçilmesi olarak yasamin odagina koydugunuzda bu projelerin zararlarini daha iyi anlayabilir ve kavrayabilirsiniz…
“HES’ler çevreyi kirletmiyor, yasami yok ediyor!” UK : Orman ve Su isleri Bakani Veysel Eroglu “HES’ler çevreyi kirletmiyor, nehirde nokta gibi, taskinlari önlüyor. Fazla suyun enerjisini aliyor. HES’ler yapildiktan sonra Uzungöl’den daha güzel mesire alanlari çikacak.” Söylemleri hakkinda ne düsünüyorsunuz? ÖS : Biz çok sey düsünüyoruz da, O’nun düsünebildiginden emin degiliz. Sayin Bakanin söylemleri hakkinda da çok sey söyledik. Bir kere halki ve kamuoyunu yaniltmayi birakmali. Yargi kararlarina en azinda göz gezdirmeli ve bilimsel raporlara bakmali. Adinin önünde akademik unvani olmasina karsin sanki birilerinin sözcüsüymüs gibi konusmaya ve hikaye anlatmaya devam ediyor. Evet, HES’ler çevreyi kirletmiyor, yasami yok ediyor! HES’lerle birlikte mesire alanlarinda neler yapacak köylüler? Çay tarimi mi, findik mi, tütün mü, balikçilik veya hayvancilikla mi ugrasacak? Yoksa altindan su akmayan kemer köprülerini mi seyredecek? Oralarda akua parklar, dev akvaryumlar veya botanik bahçeleri mi kuracaklar? Bu projelerin etkisiyle, yok ettikleri endemik türleri yeniden dünyaya getirebilecekler mi? Oradaki yasami yeniden canlandirabilecekler mi? Uzungöl’ü ortadan kaldirdiklarinda, oradaki insanlarin yasayabilecegi baska bir Uzungöl daha bulabilecekler mi? Marks’in özlü sözüdür, ‘Kapitalizm, gölgesini satamadigi agaci keser! Iste buradaki olay da budur?
UK : HES firmalarinin hükümet ve uluslararasi baglantilari hakkinda bilgi verir misiniz? ÖS : Bu soru hakkinda yorum yapmamiza gerek yok! Bizim böyle bir yetkimiz veya polemige girme gibi de bir lüksümüz yok! Isteyen, bizim gibi sadece internet üzerinden kisa bir arastirma yaptiginda kimin kimlerle nasil baglantilari oldugunu gayet rahatça bulabilir. Ve hatta hangi lobilerle baglantili olduklarini dahi görebilirsiniz… Bunu siz de yapabilirsiniz! Hele de uluslararasi baglantilara baktiginizda hemen bütün projelerde, uluslararasi sermaye baglantilarini da görebilirsiniz. Örnegin, Finlandiyali bir su firmasinin Türkiye’de HES projesi gelistirdigini görebilirsiniz!
“ABD’de artik HES’ler ve barajlar yikiliyor!” UK : Sizce HES’ler olmazsa olmaz midir? Alternatifleri var midir? Özellikle AB ülkelerinde HES’lerin durumu? ÖS : Olmazsa olmaz kavrami bizim mücadelemize uymayan bir anlatimdir. Alternatif konusu ise bizim mücadele alanimiza girmedigi için ilgilenmiyoruz. Öneri gibi bir lüksümüz yok! Bizler, hayatimizi sürdürdügümüz dogal yasam alanlarimizin bir baska alternatifi olmadigini söylüyor ve ortaya koyuyoruz. AB ülkelerinde uzun zamandan bu yana HES yapilmadigini ve çok eskiden yapilanlarin zararlarini yeni görmeye basladiklarini; bunun yaninda da ABD’de artik HES’lerin ve barajlarin yikilmaya basladigini biliyoruz.
UK : Siyasi partilerin HES’ler konusundaki tavri nedir? Size destek olanlar? ÖS : Bizim bu mücadelede herhangi bir ayrim yapmamiz söz konusu degil! Bütün siyasi partilerden insanlar var aramizda ve mücadelemizde. Biz ulasabildigimiz herkese derdimizi anlatmaya ve sesimizi duyurmaya çalisiyoruz. Verilen desteklere tesekkür ediyoruz. Elbette ki hedefimizde iktidardaki siyasi parti duruyor ama mücadelemizde omuz omuza oldugumuz birçok yürekli dostumuz da var!
UK : HES firmasi AYEN’in adini ÇAYEN olarak degistirmesi ne anlama geliyor? ÖS : Hiçbir anlama gelmiyor! Ne degisirse degissin, dere kenarlarinda nöbet devam ediyor, mücadele sürüyor! Çiyanlik yapmasinlar!
UK: Bir Rizeli olarak Metin Lokumcu ve Çayan Birben’in polisin siktigi biber gazindan ölmesi hakkinda neler söylemek istersiniz? ÖS : Demek ki biber gazi sagliga zararli ve öldürücüymüs! Lokumcu’yu mücadelemizde yasatma sözümüz var! Çayan ise bu sonsuzlugun ucundaki isik gibi… Yüreklerimiz daglayamayiz!
UK : Son dönemde Karadenizli sanatçilarin basini çektigi Diren Karadeniz ve Ses Ver kliplerini nasil buldunuz? ÖS : Herkesin kendi mücadelesi içerisinde söz söyleme hakki vardir. Mücadelenin dile gelisidir bu tür gelismeler… Mücadeleyi anlatmak açisindan önemli vurgulardir. Belgedir en azindan tarihe isik tutacak. Hepsinin yüreklerine ve emeklerine saglik…
UK : Son olarak Ulusal Kanal okuyucularina söylemek istediklerinizi alabilir miyiz? ÖS : Bizlerin vermis oldugu bu mücadele sadece bizim sorunumuz degil. Yasami savunmak hepimizin sorumlulugundadir. Bu nedenle bizler kadar en az size de görev düsmektedir. Yasam hepimiz için ortak degerdir! Sudan sebeplerle yasama sahip çikin diye noktalamak gerekir… Ve ayrica bize böylesine bir olanak tanidiginiz, ilgi ve duyarliliginiz için de tesekkür ediyoruz… Röportaj :Ercan Küçük Bakanlar Kurulu'nun, DSI ve EPDK'ya HES'ler için yeniden "Acele Kamulastirma" yetkisi vermesine yasam savunucularindan tepki geldi. Derelerin Kardesligi Platformu, Bakanlar Kurulu'na ait olan ve savas hukuku normu niteliginde olan yetkinin devredilmesini hukukun üstünlügünün yok sayilmasi olarak yorumladi.
Resmi Gazete'de yayinlanan kararla artik, Bakanlar Kurulu’na ait olan "Acele Kamulastirma" yetkisi, DSI ve EPDK’ ya (Enerji Piyasasi Düzenleme ve Denetleme Kurulu) devredildi. Buna göre Kirikkale, Ankara, Adana, Erzurum, Kahramanmaras, Ordu, Çanakkale, Bursa, Zonguldak, Isparta ve Burdur il sinirlari içerisindeki HES projeleri için EPDK ve DSI’ye Kentsel Dönüsüm ve Yenileme projelerinin için de bazi belediyelere, ‘Acele Kamulastirma’ yetkisi verilmesini kararlastirdi. Haberi Ekleyen: Ali Dursun Bu haber 1521 defa okunmuştur.
|
YAZARLAR
VİDEO GALERİ
GÖRELE ' DE HAVA DURUMUARŞİVLEN HABERLERArama |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||