Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Korkuya karşı özgür sanat
14 Mayys 2012, 13:10

Korkuya karşı özgür sanat

Sönmez,Sendika.Org ile Adana'dan telefonla sohbet etti

Korkuya karsi özgür sanat

 
 
Sehir Tiyatrolari Yönetmeligi’nde yapilan degisiklikle Sehir Tiyatrolari belediye bürokratlarina teslim ediliyor. Sanatçilar, degisikligin özgür sanat ve özgür tiyatroya bir saldiri oldugunu düsünerek sokaklara çikti. Onlara binlerce tiyatro izleyicisi katildi. Kisa zamanda hem sosyal medyada hem sokaklarda en çok konusulan gündemlerden biri haline gelen sanatçilarin direnisini Oyuncular Sendikasi Genel Sekreteri Sebnem Sönmez’le konustuk. 1 Mayis hazirliklari, Sehir Tiyatrolari için yapilan tartismalar, eylemler, çalismalar ve tiyatro oyunlari arasinda oldukça yogun bir dönemden geçen Sönmez, Adana’daki “Korkuya karsi özgür tiyatro” eyleminden sonra “Dügün” oyunuyla sahneye çikti ve Sendika.Org ile Adana’dan telefonla sohbet etti


Sehir Tiyatrolari’ndaki “Yönetim, belediye bürokratlarina birakiliyor” denerek protesto edilen yönetmelik degisikligi genel olarak ne getiriyor?

Yeni yönetmelikle, eski yönetmelikteki genel sanat yönetmenin yetkileri tamamen alinmis durumda. Genel sanat yönetmeninin yerine, Sehir Tiyatrosu’nun yönetim kurulunun basina belediyeden bir bürokrat geliyor. En önemlisi bu.

Ikinci önemli konu: Repertuar Kurulu, edebi kurul haline getirilmis. Repertuar Kurulu’nda da belediyeden atanmis olan genel sanat yönetmeni yetkili oluyor, enteresan bir sekilde. Bundan önceki yönetmelikte Yönetim Kurulu, dört tane sehir tiyatrosu sanatçisi, arti üç tane belediyeden atanan bürokratlardan olusuyordu. Genel sanat yönetmeni ve üç sehir tiyatrosu sanatçisi bulunuyordu. Fakat Simdi Yönetim Kurulu’nda sadece bir tane sehir tiyatrosu sanatçisi var. Adi da genel sanat yönetmeni. Yetkisi olmadigi için adini birakip fikrinin içini bosaltmislar diyelim. Bu çok önemli.

Peki belediyenin “Daha demokratik bir isleyis olacak, tek kisinin degil çok kisinin söz hakki olacak” gibi bir savunmasi var. Onu nasil degerlendiriyorsunuz?

Bunu anlamiyorum. Yönetim kurulunda 6 tane bürokrat var ve 1 tane de Sehir Tiyatrosu’na atanmis bir genel sanat yönetmeni varsa, çok sesliligin sadece bir taraftan ve “fazlasiyla” gelecegini düsünüyorum. Altisi bürokrat olunca çok seslillik herhalde koral olmasi gerekiyor degil mi? Ben öyle anladim. Saçma sapan bir sey bu söyledikleri.

Peki yönetmelikte söyle bir sey geçiyor: Sehir Tiyatrolari’nin disaridan proje satin alabilmesi mümkün olacak. Bu ne demek? Ne yapilmak isteniyor?

Su demek: Özel tiyatrolarin oyunlari alinabilir ya da yurtdisindan oyun getirilebilir. Bundan saçma bir durum yok. Türkiye genelinde bütün belediyelere gittiginiz zaman görebilirsiniz. Belediyeler oyun alir, özel tiyatroyla anlasir, o oyunu alir. Biletlerini kendi satar, disaridan oyun almis olur. Aynisini burada da uygulamaya çalisiyorlar. Ben burada tehlike sakinca görmüyorum. Özel tiyatrolar için de çok iyi bir durum oldugunu düsünüyorum.

Siz kendi isinizle alakali, kendi çalistiginiz yerde sizi kim yönetsin istersiniz? Benim meslegimle ilgili hiçbir bilgisi olmayan bürokratin fikri var, enteresan bir sekilde...

Sanatçilar yönetmelige niçin itiraz ediyor? Bu, sanatçilarin yalnizca istedikleri oyunu oynayamama sorunu mu? Yoksa ucuz ve nitelikli oyunlara ulasmak isteyen tiyatro izleyicileri için de bir anlami, bir karsiligi var mi?

Size cevap veriyorum. Çok da kesin bir cevap. Siz kendi isinizle alakali, kendi çalistiginiz yerde sizi kim yönetsin istersiniz? Ben yapabilir miyim? Bu bir yetenek mevzusu. Bir bilgi, birikim mevzusu, e degil mi? Benim meslegimle ilgili hiçbir bilgisi olmayan bir çok bürokratin fikri var, enteresan bir sekilde. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak gibi bir egilimimiz var bizim. Hiçbir sekilde, hiçbir oyuncu, hiçbir tiyatro insani, hiçbir tiyatro düsünürü, elestirmeni, yazari seyircisi buna evet diyemez. Sizin akliniz aliyor mu böyle bir seyi Allah askiniza?

Su an çok elverisli bir ortamdayiz aslinda bu röportaj için. Çünkü oyun ekibimizle beraber oyundan çiktik. Arkadaslarim da diyorlar ki bu soruya cevap olarak, herhangi bir ameliyata girebiliyor mu bürokratlar? Hastaneyi idare edebilir? Ama ameliyat yapabilir mi? Doktorlarin konsültasyonuyla ilgili herhangi bir fikir beyan edebilir mi? Bu bir literatür isidir. Tiyatro edebiyati diye çok önemli bir edebiyat var biliyorsunuz ki. Bundan bihaber kim yönetebilir? Siz bana söyleyin. Ben simdi çok keskin konusuyorum ama belediyeden gelen herhangi bir bürokrata çok üzülüyorum, çok aciyorum. Çünkü hiçbir sekilde bilmedigi bir konuda çok bilgili insanlari yöneterek, çok aci çekecek o zavalli insanciklar. Ne diyecekler? Nasil mizansan verecekler? Hangi teksti nasil yorumlayacaklar? Neye dayanarak, hangi saglam bilgiyle yapacaklar, oyun dagilimini nasil yapacaklar? Çok üzgün oluruz onlar için. Üzülürüz, hatta belki onlari daha fazla sevkatle kucaklamamiz gereken günler olur. O yüzden isin baska tarafina da bakalim. Onlara da yazik olmasin. (gülüyor)

Aslinda sunu sormak istiyordum. Bugün Türkiye’nin bir çok yerinde yapilan eylemlerde yalnizca sanatçilar yoktu. Çok fazla destek olan tiyatro seyircisi de vardi. Hatta Istanbul’da 5000 kisi vardi. Bunun nedeni nedir sizce?

6 bine yakin kisi vardi Istanbul’da. Nedeni su olabilir: Lütfen bu söyledigimi dikkate aliniz isterim, özellikle yansitilan bu oldugu için. “Halk bu oyunlari istemiyor” diye; çogunlugumuz, halkimizin çogunlugu bu oyunlari istemiyor diye bir propagandayla, gerekçeyle degistirildi bu yönetmelik. Ama benim halktan anladigim su: Bu söylemde bulunanlar yüzde 52’lik oy oranina sahip bir kesimden bahsediyorlar, yani oydan bahsediyorlar. Fakat belediyeler oy çogunluguyla degil, o belediyeye vergisini veren halkin çogunlugu ile ölçülebilir. Dolayisiyla benim vergi verdigim belediyeye, ben vatandas olarak hizmet verecek en kaliteli durumu isterim. En kaliteli sunumu isterim.

Çünkü benim vergimle o sanatçi oraya gidiyor, orada o maas aliyordur. Su anda bizi dinleyen arkadasim diyor ki sanatin iyisi ve kötüsü olur ama muhafazakari olmaz.

ISTISAN’in da (Istanbul Büyüksehir Belediyesi Sehit Tiyatrosu Sanatçilari Dernegi) bir yönetmelik taslagi var zannediyorum. Bu yönetmelik hakkinda bilgi sahibi misiniz? Sizce yönetmelik nasil olmali?

Hayir onu ben söyleyemem. Buna Sehir Tiyatrolari kendileri karar verecek. Biz yalnizca meslektaslarimiza destek olacagiz, onlarin verdikleri ortak karar, ortak irade, strateji, plan her neyse, biz sonuna kadar kendi meslegimize çok asik oldugumuz için ve asla meslegimizi birakmak istemedigimiz için, her zaman onlarin yaninda olacagiz. Ama onlarin verecegi karar ya da arzu ettikleri yönetim biçimi onlar tarafindan karar verilmelidir. Bizlerin disaridan su modelle çalisiniz, bakin model de var demesi hiç de dogru olmaz. Ama arastirmalarimiz onlarla birlikte devam etmektedir. Biz zaten birlikte çalisiyor ve davraniyoruz. Oyuncular Sendikasi olarak söylüyorum bunu.


Eylemlerdeki ana slogan “Korkuya karsi tiyatro”ydu. Buradaki korkuyu tanimlayabilir misiniz?

Ben tanimlayamam çünkü ben korkmuyorum. Saniyorum sunu ifade ediyordu arkadaslarim: Sanatin yani tiyatronun tehlikeli oldugunu düsünenler ya da tiyatrodan korkanlara karsiydi o slogan. Muhafazakarlara karsiydi yani. Muhazafakar sanat isteyenlere karsiydi.

Istanbul Belediye Baskani Kadir Topbas’in sanat danismani Kenan Isik da istifa etti. Hiç bu kadar radikal bir degisiklik olmamisti demisti. Hiç bu kadar radikal bir degisiklik olmus muydu?

Benim bildigim olmamisti, hayir. Benim hatiramda bilgimde dagarcigimda hiç böyle bir sey yok. Hiç yok.

Milli Gazete’de yazan Mustafa Miyasoglu kendi halkina muhalif oldugu tespitini yapmis Sehir Tiyatrolari’nin. Nereden varmis olabilir bu kaniya?

Çok iyi taniyorum onu. Bence bunu isterseniz tam da Mustafa Bey’e sorun. Çünkü ben hayatim boyunca hiç anlayamadigim bir insan olarak görüyorum kendisini. Çok merakla mercek altina yatirmak istedigim bir zihni var. Ne yemis, ne içmis olabilir? Nasil okullarda nasil bir egitim almis olabilir? Arkadaslari kim olabilir? Bilemiyorum. Benim kavrayamadigim bir insan ruhuna ve zihnine sahip. Ama Mustafa Bey’e sorun. Beni sorun. Herhangi bir kisiyi sorun. O engin fikirleriyle size “herkes” hakkinda bastan sona röntgen çekerek çok iyi yorumlarda bulunabilir. Aynen Sehir Tiyatrosu’na son derece net fikirlerde bulundugu gibi. Kendileri kendi oyunu hiçbir sekilde repertuar kurulundan geçmedigini ifade ederek basladilar zaten elestirmeye. Burdan da bir sey anlayiniz rica ederim. O yüzden lütfen Mustafa Bey ve digerlerini ayni kesede degerlendirerek, mesnetsiz yerlerden davranan insanlari kendilerine soralim.


Hamlet tespih mi çekecek?

Firat Tanis da “Olmuyor” sarkisini degistirdi. “Hamlet tespih çekiyor, sükür Godot geliyor, Juliet için Romeo daglari deliyor” dedi. Böyle mi olacak tiyatro gerçekten bundan sonra?

Siz benden sunu istiyorsunuz galba, bir kristal küreye bakarak muhafazakar sanat isteyenlerin nasil bir dünya hayal ettigini Sehir Tiyatrosu üzerine.

Birlikte, kendi istedigimiz gibi, seyirciyle oyuncunun bulustugu ve araya hiç kimsenin, hiçbir seyin, baska bir unsurun girmedigi bir ülke istiyorum

Ne öngörüyorsunuz, neyi elestiriyorsunuz, bunu daha iyi netlestirmek için soruyorum.

24 Nisan’da Istanbul’da alti bin kisinin ayrica bütün Türkiye’de 70 küsür ilde es zamanli olarak eyleme katilan bütün sanatçi arkadaslarimla birlikte seyircinin oralarda olmasi... Bu en güzeli. Seyirci, tiyatrosuna, sanatina sahip çikiyor anlamina geliyor. Birlikte, kendi istedigimiz gibi, gerçekten tiyatroya yakisan gibi, seyirciyle, oyuncunun bulustugu ve araya hiç kimsenin, hiçbir seyin, baska bir unsurun girmedigi bir ülke istiyorum. Ben bunu hayal ediyorum. Baska hiçbir sey hayal etmiyorum. Oyuncu oldugum için böyle söylüyorum ama sanatin diger bütün dallari için de bunu istiyorum elbette. Çünkü ben baska türlü yasayamam. Benim arzum, diger bütün arkadaslarim ve seyirci gibi bu.

Bundan sonra ne yapacaksiniz?
17 bin imza topladik. Saniyorum 30 bine kadar gidecek. Sehir Tiyatrosu’ndaki arkadaslarimin kararlari her ne ise, nasil yönetilmek istediklerine dair bir plan proje isterlerse, onun yaninda ve destekçisi olacagiz. Oyuncular Sendikasi olarak, bütün özel tiyatrolar olarak, seyirci olarak.

Seyirci yoksa tiyatro da yok

Bazi Sehir Tiyatrolari gösterimlerinde gündem oluyor bu yönetim degisikligi. Dügün oyunuyla Adana’dasiniz. Nasil tepkiler aliyorsunuz seyirciden, gündem oluyor mu oyunlarinizda?

Biz bugün (24 Nisan) ve dün Istanbul’da degildik. Bunun için bütün ekibim üzgündük. Fakat Adana’da birlikte organize edip, arkadaslarimizla bulustuk. Eylemden sonra 40-50 kisi kadar oturduk sohbet ettik. Bu aksamki oyunda yönetmenimiz Tilbe Saran çok güzel bir konusma yapti ve seyrici ne kadar destekledi anlatamam size. Çok duygulandim, çok az olur böyle anlar. Sanatin, seyircinin yalnizca sahip çikabilmesiyle bir yere gelebilecegini yoksa Devlet Tiyatrolari’nin da Sehir Tiyatrolari’nin da özel tiyatrolarin da yok olacagini bu yüzden de yalnizca seyirciye güvendigimizi söyledi ve seyirci de bunu çok büyük bir coskuyla alkisladi. Bu bir çok seyi anlatiyordur, degil mi? ?

AKP medyasi haberlerinden sonra gelen degisiklik

AKP medyasi bir süredir Sehir Tiyatrolari’nin, Devlet Tiyatrolari’nin ahlkasizlikalr, müstehcenlikler dolu oldugunu söyleyen haberler yapti. Hatta bir ay önceden koltuklari doldugu halde, “tiyatrolar dolmuyor” diye günlerce haberler yapti. Bunlarin arkasindan da bu yönetmelik degisikligi geldi. Bunlarin hepsini birlikte degerlendirdiginizde ne söylersiniz?

Eh çok kolay bunlara baktiginiz zaman söylenecek sey. Sanati bitirmek isteyen ya da kendince yönetmek isteyen kesimler bunlar. Baska bir sey degil ki.

Sanat kapsar herseyi, bürokrasi halledemez hiçbir seyi

Sanati bitirmek mi istiyorlar yoksa kendi istedikleri tarafa evriltmek mi istiyorlar, nasil düsünürsünüz?

Sanati kendi istedigi tarafa evriltmek isteyen zaten sanati bitirmis demektir. Sanat bütün iktidarlarin ve bürokrasinin üstündedir. Sanat kapsar herseyi ama bürokrasi halledemez hiçbir seyi. Sanatçi bürokrat olabilir ama bir bürokrat sanatçi olamaz. Ama malesef sanatçi olmak yetenek gerektirir, onun için ayricalikli bir sey.

Sendika.Org
 

Haberi Ekleyen: Ali Dursun

Bu haber 840 defa okunmuştur.

Paylaş

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Röportaj-Söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi Dedesi rahmetli Mustafa Kul'un bayrağını taşıyor

Erdoğan'ın halifelik hayali Türkiye'yi tehlikeye attı!

Erdoğan'ın halifelik hayali Türkiye'yi tehlikeye attı! Ortadoğu'yu en iyi bilen gazeteci Hüsnü Mahalli, SÖZCÜ'ye konuştu

Cesur,Devrimci ve Çağdaş

Cesur,Devrimci ve Çağdaş TGB Başkanı Çağdaş Cengiz ile röportaj

Kılıçdaroğlu: AKP kaybedeceğini gördü

Kılıçdaroğlu: AKP kaybedeceğini gördü Kılıçdaroğlu provokasyonlar konusunda uyardı

Yıldırım Mayruk ülkeyi terk ediyor!..

Yıldırım Mayruk ülkeyi terk ediyor!.. Yıldırım Mayruk,Barbaros Şansal ile birlikte ülkeyi terk ediyor!..

GÖRELE ' DE HAVA DURUMU

GIRESUN

RÖPORTAJ

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

ARŞİVLEN HABERLER

Arama
ssssssssssssssssssssssssssssssssssss