ISTANBUL- Sosyal medyada sert üslubu, çarpici çikislariyla özellikle dindar kesimin tepkisini çeken ‘haber 7.com’ yazari Esra Elönü ile din üzerine, muhafazakârlik üzerine ve Müslümanlik üzerine Derya Demir'e konustu.

Birden fazla kitabiniz var ve bu sert üslubunuzla yazmaya da devam ediyorsunuz. Din üzerine, muhafazakârlik üzerine yazdiginiz bu cesur yazilar hakkinda ne diyeceksiniz?

Soguk dus etkisi yapan yazilar insanlari kendine getirir. Bu dönem, özellikle herkesin dini manipüle ettigi bir dönem. Baska oyunlar sergileniyor. Insanlara bir seyler hatirlatmak gerekiyor. Muhafazakar çevre sinirlerimi bozuyor. Bir zamanlar attiklari sloganlarin aksini yapanlarla sorunum var. Spesifik bir kalip yok bunun içinde. Ben kendi camiam içinde yasanan saçmaliklari yazmayi tercih ediyorum özellikle. Çünkü onlar ayetleri kendilerine kilif olarak kullaniyorlar. 28 Subat sürecinde çok acilar çektik. Ama o günlerin acisini böylesine saçmaliklarla çikariyorlar. Bu camia içerisinde çok sahte seylerle karsilasiyorum. Riyakârlik ve ikiyüzlülük had safhada.

‘MUHAFAZAKÂRIM DIYENLER MÜSLÜMAN OLAMAZ’

Muhafazakârlik ve dindarlik kavramlarini herkes farkli farkli tanimliyor. Size göre muhafazakârlik ne demek? Ya da dindarlikla arasindaki ayirim nedir?

Ben muhafazakar degilim, benim muhafazakarlik anlayisim biraz farkli. Muhafazakârlik sosyolojik bir terimdir. Muhafazakârligi bile muhafaza edemeyen bir yapi içerisindeyiz. En büyük muhafazakâr bana göre Ebu Cehil’di. Ebu Cehil peygamberimizin ve Islam’in düsmanidir. Müslümanlara karsi savasmistir. Bir Müslüman asla muhafazakâr olmayi kabul edemez. Peygamber efendimiz de muhafazakar degildi. Muhafazakarlik, ortaçag döneminin karanligi demektir. Çünkü geriye dönük, tamamen dogmalari olan bir anlayistir. Bedeviliktir. ‘Ben iyi bir dindar olmaya çalisiyorum’ sözü daha nezih duruyor. Yeniliklere açik olmayan, alisilagelmis ayetleri anladigi gibi ortaya koyan, her seye kapali olanlar nasil Müslüman olabilirler? Muhafazakarlar, dogmalari olup, inadindan, çag disiligindan asla kopamayanlardir. Birileri bu insanlara fason üretimden bu ismi koydu ve bu sürü de kabul etti. Dindarim da diyemem onu Allah bilir.

‘SOLCULUK DA, KURAN-I KERIM DE AYNI SEYI SÖYLÜYOR…’

Muhafazakar degilsiniz, sizin deyiminizle Müslümansiniz ve dindar olup olmadiginiz da Allah’a kalmis… Peki siyasi durusunuz nedir? Çikislarinizda, yazilarinizda ‘sol’ bir görüs var gibi…

Sol kavraminin içerigi de kutsal kitabimizin içeriginde de ayni felsefe söz konusu. Kökenleri esitlik üzerine kuruldur. Ibadetlerden ziyade kul hakki, esitlik ve baris üzerine kurulu bir kitap var karsimizda, Kuran-i Kerim. Sol mantikla yakin buluyorum. Sol Müslüman olur mu sorularini ortaya çikaran gruplari, aristokrasiye baskaldiranlar dogru bir durus sergiliyorlar. Bu çikis gerekiyordu. Benim bir siyasi çizgim var ama bu bir siyasi partiden geçmiyor. Düsüncelerime uyan bir parti göremiyorum. Bir dönem HAS Parti’yi destekliyordum. HAS Parti beni umutlandirmisti. Ama düsüncem degisti. HAS Parti simdi AKP ile bütünlesiyor. Böyle olacagini tahmin ediyordum. Yan figürler her zaman için o büyük sahneye toplanir. Nitekim öyle oldu. Kurtulmus ‘sokagi’ bilmiyor. Çok elit bir havasi var. Bence her iktidar zaafini da beraberinde getirir. Siyasi, demokrasi zaafini beraberinde tasiyorlar. Iktidarin yarattigi bir sinif var. Sosyolojik bir çözülme de var. Insanlar, AKP’nin yarattigi konfor ile degerlerini terk etti. Alevilerin cem evlerinin ibadethane olmadigi tartismasinin yapilmadigi bir siyasi parti istiyorum.

‘GERÇEK DINDARLAR, SOLCULARDIR’

Dindarim diyenler solculari hep dinsiz olarak tanimladilar… Solcular gerçek dindarlardir. Gerçek din budur. Her insan namaz kilabilir, oruç tutabilir ama önemli olan ruhen inanmaktir. Allah’tan baska kimseye boyun egilmeyecek ve zulme secde edilmeyecek. Benim namazim budur. Yatip kalkmak namaz degildir. Bunu herkes yapabilir. Ben çok namaz kilan birine ne kadar dindarsin diyemem. Dindarligin ölçütü emektir. Karsindaki insanin hakkina özen göstermektir. Allah’in da buyrugu budur. Allah “Bana bir tek seyle gelmeyin o da kul hakki” demistir. Hak ve esitlik en büyük dindarliktir. Benim Müslümanlik algim budur.


Atasehir’deki Mimar Sinan Camisi bu hafta içinde Basbakan Erdogan’in katilimiyla açildi. Her sey düsünülmüs. VIP salonu bile bulunuyor. Çok konusuldu. VIP camii olur mu? Bu tartismalara nereden bakiyorsunuz?

Bir yazimda ‘Ramazanda sezlong secdesi’ni yazmistim. Bir ayet söyle der: Yeryüzü size mescit kilinmistir. Camiler bana göre bir saltanatin, bir gücün göstergesidir. Bana göre peygamber efendimizin zamanindaki gibi küçük mescitler makbuldür. Eskiden camilerde çocuk, kadin herkes birlikte yemek yerdi. Peygamber onlara hallerini sorardi. Ama simdi camilerde tesbih var. Tesbih, cemaati susturmak için Emeviler tarafindan icat edilmistir. VIP ne demek? Allah askina ahirette de VIP olacak mi? Esitlige ters düsen bir sahteligi barindirir bu.


‘CAMILER SPOR SALONU OLDU’

Bir Müslüman ibadetini yapmak için camiye girebilir. Ama bu bir gösteris, bir sasa ve dindarlik ölçüsü olmamalidir. Camiler aslinda sosyal ortamlardir. Ama susturuldu simdi. Camiler spor salonu olmus. Ibadethaneler neden bir kesimin kalesi gibi gösterilmeye çalisiliyor. Iman, inanç, Allah’la kul arasindadir. Bugün camilere artik giris kriterleri var. Camiye girdiginde namaz kilmak zorunda olmamalisin. Cami Allah’la bulusma kafesidir. Kisi bir sey hissetmiyorsa namaz da kilmasin.

Dindar kesimde bir yozlasma mi yasaniyor?

Evet, ne yazik ki dindar kesim dejenere oldu. Paraya yenildi. 28 Subat süreci bir dönüm noktasi oldu. ‘Bacilarimizin basörtülerine karismayin’ diye naralar atanlarin hiçbiri su an basörtülülere sahip çikmiyor. Basörtüsü sorunu oldugu kesin. Ama bu marka basörtüsü sorununa dönüstü. Ciddi bir ikiyüzlülük var. Dindarlik emanet gibi duruyor. Dindar kesim ciddi bir yobazlasma yasiyor. 28 Subat süreci bir dönüm noktasi oldu ve dindarlar paraya yenildi. Etrafimiz "Dindarim" deyip, kul hakki obezi olan, "Müslümanim" deyip, konforlu secde meraklilariyla dolu. Bu insanlar dinden sogutma cihazlari gibi ortalikta dolasiyorlar. Kul hakki yemeyen bir ateist, kul hakki yiyen bir Müslüman'dan kat be kat üstündür!


Dindarlikla din-darlik arasinda bir fark var. Herkes bir din-darligi çekiyor. Onun anladigi ile benim anladigim bir degil. Bugün dindarim diyenlerin çogu din-darligi çekiyor. Ben bedevilikten degil, kentli Müslümanliktan yanayim. Dindar gençlik yetistirecegiz meselesinde de öyle. Bu Islamci gençlik ise ben bir kiyaslama yapamiyorum. Aramizda ciddi bir dislanmislik var. Din kardesiyiz sözü yalan. Biz uzaktan akraba bile olamayiz. Ben herhangi bir kiyida da görmüyorum kendimi.

Artik basörtüsü yasak olmaktan çikti. Cumhurbaskanimizin ve Basbakanimizin esi de türbanli. Birakin Türkiye’yi, uluslararasi protokollere de türbanli katiliyorlar…

Basörtülüler bu kadar aciz degil. Benim taktigim basörtüsü onlarin ki ile onlarin basörtüsü de benimki ile bir degil. Bir basörtülünün bir basörtülüyü temsil edecegine inanmiyorum. Basimizdakinin herkes için farkli bir anlami var. Ona göre kafasindaki basörtüsüdür bana göre ise kafamdaki bir süsten ibarettir. Benim taktigim tesettür denilen bu bez parçasi vicdan, adaletin simgesidir. Bu olmalidir. Belki de Allah’in basimiza koydugu bir anti virüs programi olabilir. Basörtüsü, takani takmayandan daha dindar yapmaz. Beni hak ve adalet konusundaki inançlarim dindar yapiyor. Onlar için de durum öyle mi, bilemiyorum.

Bazi türbanli kadinlar için de agir elestiriler içeren yazilar kaleme aliyorsunuz…

Muhafazakâr görünümlü ask kadinlari var. En büyük kul hakkini yiyenler, basörtülü olup da evli adamlarla birlikte olan kadinlar. Ikinci es olmayi kabul eden onursuz basörtülü kadinlar var. Ve bir de çokesliligi savunan, “Dinimizde var” diyen erkekler… O dönemde yetim ve dullara sahip çikilmasi için çokeslilik yasaniyordu. Hangi çagda yasiyoruz? Bugün kalkip, bir ayeti, uçkur kilifi yapiyorlar. Bu kadar onursuzluk olur mu?

‘AÇIK BÜFE BIR DIN YASIYORUZ’

Ramazan ayindayiz. Bugünlerin tartisma konusu bes yildizli otellerde yapilan iftarlar. Aleviler de 12 gün oruç tutuyor ve 12 gün boyunca sahura kalkmadan inançlari geregi, et yemiyor ve su içmiyorlar. Bir kiyaslama yapilabilir mi, bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Alevilik tasavvufa daha yakin. Tasavvufta et yememeye riyazet deniyor. Çünkü et gerçekten kalbi katilastiran, insani hantallastiran bir besin. Bes yildizli otellerde oruç açmak artik gelinen son nokta. Açik büfe bir din yasiyoruz. Bizim oruç tutmamizla Allah egosunu tatmin etmiyor. Dünyada 1 milyar insan neden aç sorusu ile yüzlesmemiz açisindan oruç önemli bir hesaplasma. Oruç bir ritüel. Oruç adi altinda aksama kadar yemek yemeyecegim, ama aksama kadar ne yiyecegimi düsünecegim! Kapitalist algi Müslümanlar arasinda hizla yayilmaya basladi. Onlara göre Müslümanlar zengin olmali, parali olmali.

‘HAC FOLKLORIK BIR HAL ALDI’

Din sömürüsü var diyorsunuz. Söylediklerinizden bu anlasiliyor. Hac ibadetini yapanlar da Araplar tarafindan sömürülmüyor mu?
Kulelerden, lüks otellerin odalarindan Kabe’yi izleyen bir kitle var. Angelina Jolie esliginde umreye gider gibi gidiyorlar. Hac folklorik bir hal aldi. Bana göre bu bir ibadet degildir. Manevi hazzi yakalamis gibi görünme modasina ayak uyduruyorlar. Ünlü isimler arasinda bu daha çok var. Zaten Allah diyor ki oraya gelecekseniz arinarak gelin. Samimi görmek istiyor Kâbe’ye gidenleri. Umreye gidis, bir kartvizit haline geldi. Müslümanlar Islam’i sömürüyor ve manipüle ediyor. Herkes kasasina, secdesine, konforuna, uçkuruna geldigi gibi algiliyor Islam’i. Bunlari yapiyorsan; dindarim, muhafazakârim demeyeceksin.

Her seye aykiri yaklasiyorsunuz. Peki ya aska?

Ask kapitalisttir. Mülk edinmek gibi bir sey. Bence herkes evlensin ama ayri evlerde yasasinlar. Ben her özelimi esimle paylasmak zorunda degilim. Bunun içinde baska bir es olmamak kosuluyla tabi ki.

Escinsellige bakisiniz nedir?

Ben escinsellerden çok es dinsellerden korkuyorum. Müslüman oldugunu iddia eden ama münafik gibi yasayanlar var. Onlardan korkulur. Escinselligin bir hastalik oldugu ispatlandi. Tercih konusunda Kuran’i Kerim’de bazi ayetler var.

"Türk olmaktan gurur duyacak bir sey yok" diyerek tepki çektiniz. Ne demek istediniz?

Ben Türk oldugumu inkar etmiyorum. Benim için ümmet bilinci daha önemli. Herkesin bir oldugu, ayni çati altinda farkliliklarinin irdelenmedigi bir bilinç daha önemlidir. Türk kani diyerek baski altinda bulunan etnik kökenler kendi kanini ortaya koyacaktir. Arap milletçiliginde de ayni algi vardir. Peygamber Efendimizin veda hutbesini okusunlar. Barisçil, sevgi ve adalet içeren bu hutbeyi insanlar algilayamiyorlar. Nerelisin sorusuna da çok kizarim ama merak ediyorsaniz söyleyeyim, Sivasliyim.