Karakter boyutu :
13 Haziran 2015, 22:48
2014-2015 Eğitim Öğretim raporuEğitim-Sen Giresun şubesi ile Eğitim-İş Trabzon şubesi 2014-2015 Eğitim Öğretim raporu
2014-2015 Egitim Ögretim Yilinda Egitimin Sorunlarina Çözümler Üretilememis,Yapisal Sorunlar Katlanarak Artmistir! Egitim sisteminin, egitim ve bilim emekçilerinin yillardir birikerek artan sorunlari 2014-2015 egitim-ögretim yilinda katlanarak artmis, Milli Egitim Bakanligi`nin çözüm üretmekten çok, yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamalari nedeniyle egitim emekçileri, ögrenciler ve veliler ciddi anlamda magdur edilmistir.12,5 yildir tek basina iktidarda olan ve 7 Haziran seçimlerinde iktidar çogunlugunu kaybeden AKP, Türkiye`nin bütün alanlarinda oldugu gibi, egitim sistemini de kendi siyasal-ideolojik hedefleri için dönüstürmeye çalismistir. Milli Egitim Bakanligi`nin bütün kademelerinde, bakanlik teskilatindan, okullara kadar her alanda yogun bir siyasi kadrolasma yasanmis, egitim yöneticilerinin belirlenmesinde liyakat degil, siyasi referans (torpil) belirleyici olmustur. Aday ögretmenler, "ögretmen yapilmamakla" tehdit edilerek yandas sendikaya üye yapilmis, okullarda baski, siddet ve zorbalik eksik olmamistir.Sendikal-siyasal referanslarla egitim yöneticilerinin belirlenmesi ve yandas olmayanlarin birer birer tasfiye edilmesi vb gibi pek çok uygulama egitim sistemini içten içe çürütmüs, egitimin zaten bozuk olan niteligini daha da kötülestirmistir.Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde egitimin önündeki engeller ve yasaklar 2014-2015 egitim-ögretim yilinda da devam etmis, zorunlu din derslerinin kaldirilmasi ve anadilinde egitim talepleri israrla görmezden gelinmistir. 2014-2015 egitim ögretim dönemi içerisinde geçen sene ortaokuldan mezun olan 36.401 kiz çocugu bu egitim-ögretim döneminde açik liselerde dâhil olmak üzere hiçbir ortaögretim kurumuna gitmemistir. Kamusal egitimin zayiflatilmasi, egitimin tamamen parali hale getirilmek istenmesi, atamasi yapilmayan ögretmenlerin durumu, ücretli-vekil ögretmenlik uygulamalarinin devam etmesi, egitim yöneticilerinin siyasi referanslarla belirlenmek istenmesi gibi sorunlar artarak sürmüstür.2014-2015 Egitim-Ögretim Yilina 19. Milli Egitim Surasi Kararlari Damga Vurmustur2-6 Aralik 2014 tarihleri arasinda yapilan 19. Milli Egitim Surasi, basindan sonuna kadar laik, bilimsel egitim anlayisina ve pedagoji bilimine açikça meydan okuma üzerinden sekillendirilmistir. Sura, bilinen anlamda bir egitim surasindan çok, karma egitim tartismalarinin öne çiktigi, egitimin bütün kademelerinde zorunlu din derslerinin, dini ve manevi degerler egitiminin temel gündem oldugu bir "dini egitim surasi" olarak gerçeklesmistir. Temel Liseler Egitimde Özellestirmeyi Hizlandiracak Dershanelerin özel okula dönüstürülmesi sürecinde ortaya çikan Temel Liseler, egitimde yeni bir ticarilesme ve özellestirme dalgasi yaratmaya baslamistir.Ortaögretimde Örgün Ögretimden 458 Bin Ögrenci Açik Liseye Yönelmistir! MEB`in 2013-2014 örgün egitim istatistiklerine göre açik ögretim lisesinde okuyan ögrenci sayisi 1 milyon 12 bin 349 iken, 2014-2015 egitim ögretim yilinda bu sayisi belirgin bir artisla 1 milyon 470 bin 434`e çikmistir. Egitimde Tarihin En Büyük Siyasi Kadrolasma Operasyonu Yapilmistir Yillardir egitim kurumlarini "parti sirketi" gibi yönetip, okullari "ticari isletme" haline getiren MEB, egitim yöneticileri yillarca sendikal-siyasal referanslarla belirlemis, çok sayida egitim yöneticisi geçtigimiz dönemde tasfiye edilerek, yerlerine yandas sendika üyeleri getirilmistir.Egitimde Zorunlu Rotasyon Uygulamasindan Derhal Vazgeçilmelidir! Milli Egitim Bakanligi egitim politikalarindaki basarisizligini sorgulamak yerine, her firsatta egitimcileri tasfiye adimlari atmaktadir. Egitim yöneticilerinin performansa dayali çalismaya bagli olarak rotasyona tabi tutulmasinin ardindan sira ögretmenlere gelmistir. Ögretmenler açisindan tarihin en büyük sürgünü anlamina gelen ve on binlerce ögretmeni yakindan ilgilendiren, "ögretmenlere rotasyon" uygulamasi için ilk adim atilmis, okullarda yeni ve kitlesel bir tasfiye için dügmeye basilmistir. 7 Haziran seçimleri sonrasinda AKP`nin iktidardan düsmüs olmasi, 12 Haziran sonrasi baslatilmasi düsünülen zorunlu rotasyon uygulamasinin durdurulmasini gerektirmektedir. Yeni hükümet kurulana kadar ögretmene zorunlu rotasyon uygulamasi durdurulmalidir. Bu anlamda yeni kurulacak hükümetin egitim emekçilerinin taleplerini göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerekmektedir. Sonuç7 Haziran seçimleri sonrasinda 12,5 yildir egitim ve bilim emekçilerinin kazanilmis haklarini birer birer gasp eden, egitim sistemini kendi çikarlari için düzenlemeye çalisan AKP iktidari sona ermistir. Giresun Egitim Sen Sube Yürütme Kurulu olarak; yeni kurulacak hükümetten ilk talebimiz tüm toplumun ve ögrencilerin gelecegini dogrudan olumsuz etkileyecek politika ve uygulamalara derhal son verilmesidir. Egitimde 4+4+4 uygulamasindan derhal vazgeçilmeli, atamasi yapilmayan ögretmenlerin atanmasi yapilmali, AKP döneminde haksiz olarak yapilan tüm atama ve görevlendirmeler iptal edilmelidir. Basta zorunlu rotasyon uygulamasi olmak üzere, egitim sistemini alt üst edecek tüm uygulamalar durdurulmalidir. Egitimin hiçbir asamasinda ögrenci ve ögretmenlere dayatmada bulunulmamali, ögretmen, ögrenci ve velilerin egitim sistemine yönelik kaygilarini giderici düzenlemeler yapilarak, üzerimize çöken enkaz en kisa sürede kaldirilmalidir. Okulöncesi egitimden baslayarak egitim yatirimlarina, ders kitaplarinin hazirlanmasindan egitim yöneticilerinin belirlenmesine; sinif mevcutlarindan egitimin laik, bilimsel ve her bireyin kendi anadilinde olmasina, demokratik ve kamusal yönünün gelistirilmesine özen gösterilmelidir. Derslik, okul, ögretmen açiklarindan egitimin genel bütçe içindeki payina kadar, egitimin hemen her alaninda köklü bir degisime gereksinim vardir. Kamusal, parasiz, demokratik, nitelikli, bilimsel ve anadilinde egitimin önündeki yasal ve fiili engellerin kaldirilmasi için somut adimlar atilmali, egitimde ticarilestirme ve egitimi dinsellestirme adimlarina derhal son verilmelidir. GIRESUN EGITIM SEN SUBE YÜRÜTME KURULU 2014-2015 EGITIM ÖGRETIM YILI DEGERLENDIRME RAPORU Egitim biliminin en temel ilkelerine aykiri düzenlemelerde israrini sürdüren Milli Egitim Bakanligi, 2014-2015 egitim-ögretim yilinda da egitimi niteliksizlige ve düzensizlige sürükleyerek çocuklarimizin gelecegi ile oynamistir. AKP iktidarinin cumhuriyetimizin 90 yillik egitim birikimini yok sayarak uygulamaya koydugu 4+4+4 düzenlemesi, daha üçüncü yilinda yalniz egitim açisindan degil, içerdigi amaçlar ve yaratilmak istenen insan modeli yönünden de tam bir yikim yasasina dönüsmüstür. Egitimde yillardir acil çözüm bekleyen sorunlari bir tarafa birakan Milli Egitim Bakanligi, “dindar ve kindar nesil” yetistirme hedefine uygun olarak dini egitimi yayginlastirmaya çalismistir. Her okulda mescit açma zorunlulugunun getirilmesi, anaokulu dahil ortaokullarda ve liselerde basörtüsünün serbest birakilmasi, AIHM’nin zorunlu din dersleri ile ilgili kararina ragmen 19. Milli Egitim Surasi’nda alinan tavsiye karariyla seçmeli din derslerinin ilkokul 1, 2 ve 3. siniflar ve anaokullarinda dayatilmasi, okullarin imam hatibe dönüstürülmesinden istenen sonuç alinamamasi üzerine normal okullar içinde imam hatip siniflarinin açilmasi, ögrencileri imam hatiplere yönlendirme uygulamalari, belirli gün ve haftalara dini günlerin eklenmesi ve 19. Milli Egitim Surasi’nda alinan kararlar, egitimin “tek din, tek mezhep” anlayisina göre nasil biçimlendirildigini ortaya koymustur. Karma egitim fiilen ortadan kaldirilmaya çalisilmis birçok okulda, kiz ve erkek ögrenciler ayrilmis, erkek ögrenciler sabahçi, kiz ögrenciler ise öglenci olarak egitim görmüstür. Yine Osmanlicanin okullarda zorunlu olarak okutulmasi tartismaya açilmis, alfabede yapilan devrime karsi bir konum alinmistir. Basta ögretmen yetistirme problemleri olmak üzere, personel istihdam sorunlari, derslik açiklari, fiziki ortam yetersizlikleri, kalabalik siniflar, ögretmensiz okullar, bilimsellikten, sanattan, spordan uzak programlar ve plansiz uygulamalar sonucunda sorunlar katlanarak artmis, egitim sistemimiz çökertilmis, egitim emekçileri, ögrenciler ve veliler magdur edilmistir. AKP iktidari 2014-2015 Egitim Ögretim Yilinda da egitim sistemimizi bir yandan gericilestirme öte yandan da tam bir isletme mantigiyla ticarilestirme ve yerellestirme çalismalarini hizla sürdürmüstür. Okulöncesi Egitim Gözden Çikarildi Zorunlu ilkögretime baslama yasinin bir yil erkene alinmasi, okulöncesi egitimin zorunlu egitimin disina çikarilmasi çocugun gelisim ve egitimine iliskin olumsuz sonuçlarini kisa sürede ortaya çikarmistir. 2011-2012 egitim ögretim yilinda, 5 yas grubunda okulöncesi egitimde okullasma orani % 65,69 iken, 2012-2013 egitim ögretim yilinda bu oran % 39,72’ye düsmüs, 2013-2014 egitim ögretim yilinda ise ilkokula baslama yasinin 66 aydan 69 aya çekilmesi nedeniyle bir önceki yila göre çok az bir artisla % 42,54’e çikmistir. Bu yil ise 5 yas grubu çocuklarin % 53.78’i okul öncesi egitim almaktadir. MEB’in 2010-2014 Stratejik Plani’nda hedef, “Okul öncesi egitimde okullasma oranini plan dönemi sonuna kadar % 70’in üstüne çikarmak” seklinde belirlenmesine ragmen, okulöncesi egitimde okullasma orani, 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte gerilemistir. Okul öncesi egitimde, okul öncesi çagdaki ögrencilerin zorla ilkokula kaydedilmesi nedeniyle okul ve ögrenci ve ögretmen sayilarinda da azalma meydana gelmistir. 4+4+4 uygulamasindan önce 2011-2012 egitim ögretim yilinda 28.625 olan okul öncesi egitim veren okul sayisi, 2014-2015 egitim ögretim yilinda 26.972’ye düsmüs, ögrenci sayisi ise 1.169.556’dan 1.156.661’e gerilemistir. Okulöncesi Egitimde Okul, Ögrenci ve Ögretmen Sayilari Egitim Yili Okul Ögrenci Toplam Ögrenci Kiz Ögrenci Erkek Ögretmen 2011/'12 28.625 1.169.556 562.504 607.052 55.883 2012/'13 27.197 1.077.933 515.754 562.179 62.933 2013/'14 26.698 1.059.495 504.301 555.194 63.327 2014/’15 26.972 1.156.661 549.414 607.247 68.038 Kaynak: Milli Egitim Istatistikleri, Örgün Egitim 2014/2015 Okullasma Orani Düstü Egitimin temel sorunlarindan biri olan okullasma oranlarindaki yetersizlik çözülememistir. Istatistiklere göre, ilkokul ve ortaokulda okullasma oranlarinda belirgin bir düsüs yasanmistir. 2013-2014 egitim ögretim yilinda okullasma orani ilkokullarda % 99.57, ortaokullarda % 94.52 iken, bu yil bu oranlar ilkokullarda % 96.30’a, ortaokullarda % 94.35’e düsmüstür. Geçtigimiz yil % 99.61 olarak gerçeklesen kiz çocuklarinin okullasma orani ise bu yil % 96.57’ye gerilemistir. Derslik Basina Düsen Ögrenci Sayisi Yüksektir MEB’in istatistikleri, derslik basina düsen ögrenci sayisinin geçen yillara göre az da olsa düsmekle birlikte, özellikle göç alan illerde hala ortalamanin üstünde kalabalik siniflar bulundugunu ortaya koymustur. Resmi okullara baktigimizda, ilkokullarda derslik basina düsen ögrenci sayisi ortalama 23, ortaokullarda 34, liselerde ise 30’dur. Çocuk Isçiligin Önü Açildi MEB istatistikleri, son yillarda sermayenin kalifiye ve ucuz isgücü ihtiyacina bagli olarak meslek liselerinin sayisinda da artis oldugunu ortaya koymustur. Türkiye genelindeki toplam 9 bin 61 lisenin yarisindan fazlasi yani 5 bin 106’si mesleki ve teknik lisedir. Özel meslek lisesi sayisi ise 429’a çikarken, geçen yil bu okullarda okuyan ögrenci sayisi 56 bin 53’ten bu yil verilen tesviklerle 75 bin 890’a yükselmistir. Bu okullarda okuyan ögrenciler daha ögrencilik yillarindan itibaren düsük ücretle isçi olarak çalistirilmaktadir. “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sloganiyla sermayenin resmi kurumlarla düzenledigi kampanyalar, özel meslek lisesi açacak is adamlarina tesvik verilmesi uygulamasi nitelikli çocuk isçiler yaratmak içindir. Egitim sistemi sermayenin çikarlari dogrultusunda sekillendirildi MEB istatistiklerine göre ülke genelinde, 59 bin 509 okul bulunuyor. 4+4+4 düzenlemesi öncesi 2011-2012 egitim ögretim yilinda 4 bin 664 özel okulda 535 bin 788 ögrenci egitim görürken, geçtigimiz yil 6 bin 710 özel okulda, 698 bin 912 ögrenci egitim görmüstür. Bu yil ise 7 bin 474 özel okulda 823 bin 515 ögrenci egitim görmektedir. Egitim kademesi Özel okullarin sayisi, geçen yila göre % 11.38 oraninda, 2011-2012 egitim ögretim yilina göre de % 60.2 oraninda artmistir. Ortaya çikan tablo, AKP hükümetinin egitim sistemini sermaye sinifinin çikarlari dogrultusunda nasil sekillendirdigini ve egitim sistemindeki ayrismayi gözler önüne sermektedir. MEB’in istatistikleri, özel okullari dogrudan kamu kaynaklariyla destekleyen AKP’nin egitimi kamusal bir hizmet olmaktan çikarma amacini ortaya koymustur. Yine AKP döneminde sayilari yaklasik 4 bine ulasan ve 1 milyon 220 bin ögrenciyi sinavlara hazirlayan dershaneler, geçtigimiz Mart ayinda dershanelerin kapatilmasiyla ilgili düzenlemenin yasalasmasiyla birlikte, 1 Eylül 2015 tarihinden sonra ya kapatilacak ya da temel lise adi altinda egitim verecek. MEB’in son rakamlarina göre 3 bin 300 dershaneden %60’i okula dönüsmek için basvurdu. 2 bin 36 dershanenin dönüsüm basvurusu kabul edildi. Sadece tabela degisikligiyle dönüsümü “Temel lise” adi altinda gerçeklestirecek bu liselerde, yine dershanecilik faaliyeti yapilacak, dershaneler özel okullara degil, tüm özel okullar dershanelere dönüstürülecektir. Imam Hatiplerin Sayisinda Patlama Yasandi 4+4+4 kesintili egitim modelinde, yeniden ortaokul olarak düzenlenen ikinci 4 yillik egitime mesleki yönlendirmeyi erken yasa çekme gerekçe olarak sunulmustu. Ancak üç yillik uygulamadan da anlasildigi gibi hükümetin amaci mesleki yönlendirme degil bütün okullari imam hatip okullarina dönüstürmektir. Imam hatip ortaokullarinin yeniden açilmasi ve birçok genel lisenin imam hatip lisesine dönüstürülmesiyle, bu okullarin sayisinda inanilmaz bir artis yasanmistir. MEB’in istatistiklerine göre Türkiye genelinde imam hatip ortaokulu sayisi bir yilda 1361’den 1597’ye, imam hatip lisesi sayisi ise 854’ten 1017’ye çikti. Imam hatip lisesi ögrenci sayisi 546 bin, imam hatip ortaokulu ögrenci sayisi ise 385 bin oldu. Geçen yila göre ortaokul ve lise ile birlikte imam hatipli sayisi yaklasik 658 binden yaklasik 932 bine yükseldi. Yine imam hatip ortaokullarinda görev yapan ögretmen sayisi 11 bin 408’den 17 bin 325’e, derslik sayisi ise 7 bin 134’ten 10 bin 385’e çikmistir. Imam hatip ortaokullarinda 22 ögrenciye bir ögretmen düsüyor. Derslik ve ögretmen ihtiyacinin hat safhaya ulastigi ülkemizde imam hatiplerin ögretmen kadrosu bakimindan avantajli olmasi dikkat çekicidir. Ortaögretimde ögrenciler açik liseye yöneliyor AKP hükümeti tarafindan 4+4+4 düzenlemesi “zorunlu egitimin 12 yila çikarilmasi” girisimi olarak sunuldu. Oysa MEB’in 2014-2015 istatistikleri ortaögretim çagindaki çocuklarin örgün egitimden koparak açik liseye yönlendigini ortaya koymustur. Istatistiklere göre, mesleki açikögretim lisesi de dahil olmak üzere açikögretim lisesinde okuyan toplam ögrenci sayisi 1.470.434’tür. Bu sayi geçen yil 1 milyon 306 bin 994 iken 4+4+4 düzenlemesi öncesi 2011-2012 egitim ögretim yilinda ise 940 bin 268’di. Liseye devam eden ögrencilerin yüzde 32’si açik liseye kayitlidir. Tasimali egitim uygulamasindaki artis sürmektedir 6287 sayili Yasa hazirlanirken gerekçe olarak kesintisiz 8 yillik egitim nedeniyle kirsal kesimde pek çok köy okulunun islevsiz kaldigi, fizikî sartlarin yetersiz oldugu, yatili bölge okullarina ya da tasimali egitim merkezi olan okullara ögrencilerin tasinmasi için tahsis edilen servislerin uzun mesafeleri kat ettigi ve ögrencilerin bu yolculukta çektigi eziyetler ileri sürülmüstü. Ayrica kirsal bölgelerdeki ailelerin küçük kizlarini bu sartlardaki tasimali egitime vermeleri konusunda ciddi sikâyetleri oldugunu ve bu uygulamanin okullasma, özellikle de kiz çocuklarinin egitimi adina sorunlara kaynaklik ettigi ifade edilmisti. Oysa 2014-2015 egitim ögretim yilinda tasimali egitim artarak devam etmistir. 2012-2013 egitim ögretim yilinda tasinan ögrenci sayisi 801 bin 708 iken, 2013-2014 egitim ögretim yilinda toplam 23 bin 880 okul, 10 bin 551 merkez okula tasinirken tasinan ilkokul ve ortaokul ögrenci sayisi 825 bin 90’a çikmistir. 2014-2015 egitim ögretim yilinda ise 27 bin 921 okul, 10 bin 748 merkez okula tasinmaktadir. Tasinan ögrenci sayisi ise 850 405’tir. Ikili Egitim Sorunu Hala Çözülememistir Yillardir sinif mevcutlarinin azaltilmasi ve tekli ögretime geçilmesi hedeflenmekte ancak 4+4+4 düzenlemesi ve artan sinif mevcutlari nedeniyle okullarin önemli bir bölümü ikili egitime zorlanmaktadir. 2014-2015 egitim ögretim yilinda tam gün ögretime baslayan okullarin önemli bir bölümü ikili ögretime geçmek durumunda kalmistir. Türkiye genelinde ilkögretimde 9919 okulda, liselerde 1085 okulda olmak üzere toplam 11.004 okulda ikili egitim yapilmaktadir. Bütçede Yatirima Yer Yok Özel ögretimi özendirmek için özel okullari dogrudan kamu kaynaklariyla destekleyen siyasi iktidar, “kaynak yok” bahanesiyle devlet okullarina, kamusal egitime yeterli bütçe ayirmamistir. AKP Hükümeti, bu yil da sadece zorunlu harcamalari karsilayan bir bütçe hazirlayarak egitim harcamalarinin yükünü yine velilerin ve hayirsever vatandaslarin sirtina yüklemistir. 2014 yilinda 55 milyar 704 milyon 817 bin 610 TL olan MEB bütçesi, artan okul, derslik, ögretmen ihtiyaci ve altyapi sorunlarina ragmen 2015 yili için 62 milyar TL olarak belirlenmistir. Bütçeden egitime ayrilan pay artirilmis gibi görünse de MEB bütçesinin büyük bölümü personel giderlerine (% 78) ayrilmistir. Bütçeden, yatirimlara ayrilan pay sürekli düsmüs, 1997-1998 egitim ögretim yilinda MEB bütçesinden yatirimlara % 30, 2002’de yatirimlara % 17 pay ayrilirken 2015’te bu oran % 8,86’lara gerilemistir. MEB bütçesinin GSMH’ya orani % 3.25’iken dünya ortalamasi % 5’tir. Ülkemizde ögrenci basina harcama 3500 dolar, OECD ülkelerinde ise 10 bin dolardir. Bu haliyle Türkiye, 2015 yilinda da milli egitime ayirdigi bütçe açisindan OECD ülkelerinin gerisinde kalmis, egitime en az pay ayiran ülkeler arasinda yer almaktan kendini kurtaramamistir. Öngörülen milli egitim bütçesiyle parasiz, nitelikli ve herkese egitim anlayisinin yasama geçirilmesi mümkün degildir. Fatih Projesi Çöktü AKP iktidarinin “çag açip, çag kapatacak” diye tanimladigi ve 2011 yilinda baslattigi büyük bir rant projesi olan Fatih Projesi çökmüstür. Projeyi egitim alaninda yarattigi tahribatin üzerine örtmek için kullanan AKP hükümeti, 2014’te bitirilmesi öngörülen projenin ancak % 10’unu hayata geçirilebildi. 18 milyon 228 bin 936 ögrenci ve ögretmene tablet bilgisayar dagitimi yapilmasi gerekirken sadece 731 bin 503 yani % 4,01 ögrenci ve ögretmene dagitim yapilabildigi ortaya çikti. 620 bin dersligin etkilesimli tahta ile donatilmasi gerekirken sadece 84 bin 921 derslikte donatim yapildi. % 13,69 oraninda derslige etkilesimli tahta ulastirilabildi. Egitim Çalisanlari Borç Bataginda Ögretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük haklari, AKP iktidari döneminde ciddi sekilde gerilemistir. Egitim sisteminde yasanan köklü degisiklikler, 4+4+4 gerici egitim yasasiyla Ögretim Birligi’ne vurulan darbe, okul dönüsümleri, siyasi kadrolasma, yandas yönetici atama gayreti, egitimin dini referanslara göre sekillendirilmek istenmesi ögretmenlerin yasadigi sorunlari daha da derinlestirmistir. Ögretmen yetistirme süreci siyasallastirilarak çökertilmis, ögretmenligin sayginligi da bundan büyük zarar görmüstür. Son yillarda siyasi iktidar tarafindan ögretmenlik mesleginin itibarini zedeleyen söylem ve tutumlarin süreklilik kazanmasi, Alo 147 gibi isimsiz ihbar hatlarinin kurulmasi, ögretmene yönelik siddet eylemlerini artirmistir. Bu tür olaylar sonucunda hayatini kaybeden ya da ciddi saglik problemleri yasayan ögretmenler bulunmaktadir. Egitim-Is’in “Ögretmenlerin gelirlerine iliskin ögretmen görüsleri” adli arastirma sonuçlari ögretmenlerin karsi karsiya oldugu ekonomik sorunlari ortaya koymustur. Arastirmaya katilan ögretmenlerin % 73’ü gelirlerindeki yetersizlik nedeniyle meslegine motive olamadigini, % 61’i gelirlerindeki yetersizlik nedeniyle psikolojik sorunlar yasadigini, % 69’u ise daha çok para kazanacagi bir is imkani olursa ögretmenligi birakacagini belirtmistir. Ögretmenlerin yüzde 81’i kredi kartina, yüzde 79’u bankaya, yüzde 41’i esnafa, % 39’u ise sahislara borcu oldugunu belirtirken, % 40’i ise annesinden ve babasindan maddi destek aldigini belirtmistir. Yandas Yöneticilerden Sonra Yandas Ögretmen Dönemi Öte yandan, tamamen yandaslarini kayirma amacini tasiyan, degerlendirme ölçütleri belli olmayan bir mülakat yöntemiyle yöneticiler kiyima ugratilmistir. Iktidarin taseronlugunu yapan Hükümet-Sen kendi kadrolarina yer açabilmek için bu kiyimda etkin rol almistir. Çagdas, ilerici, devrimci, Atatürkçü yöneticiler tasfiye edilerek AKP’nin kapikulu zihniyetine uygun yöneticiler atanmistir. AKP’nin yandas kadro meraki, yalnizca yöneticilerle sinirli kalmamis, torba yasayla yandas ögretmen dönemi de baslatilmistir. Aday ögretmenlerimiz ilk yil performans degerlendirmesine tabi tutulacak ve sonra da saibeli bir "mülakattan" sonra kadro güvencesi kazanabileceklerdir. Aday ögretmenler, okul müdürü maarif müfettisi ve okul müdürünün belirleyecegi bir ögretmen tarafindan performans degerlendirmesine alinacak, performans degerlendirmesini geçemeyen ögretmenler yazili sözlü sinava katilamayacak ve devlet memurlugu ile ilisigi kesilecektir. Mülakatta aranacak temel ölçüt ise yandaslik olacaktir. Böylece AKP torba yasalarla devlet memurlarinin is güvencelerini ortadan kaldirmaya, kapitalizmin en acimasiz emek sömürüsü olan taseronluk sisteminin içerisine egitim emekçilerini de almaya çalismaktadir. Rotasyon ile Ögretmenler Emeklilige Zorlanmaktadir Milli Egitim Bakanligi, ögretmenleri çalisma sürelerine bagli olarak zorunlu rotasyona tabi tutacaktir. Yasamlarini zor kosullara ragmen sürdürmekte olan ögretmenlerimizi yerlerinden ve okullarindan koparacak bu uygulamanin egitim sistemine hiçbir katkisinin olmayacagi açiktir. Ögretmenlerimizin istegi disinda rotasyona tabi tutulmasi sürgün anlamina gelmektedir ve Bakanligin bu tür bir dayatma içine girmesi kabul edilemez. Bu uygulama ile yüzbinlerce ögretmenimiz ailelerinden ayrilacak, aile bütünlükleri bozulacak buna bagli olarak da is verimleri düsecektir. Böyle bir rotasyon ögretmenlerimizi emeklilige ve istifaya zorlamak demektir.
Egitim Yönetiminde Kadinin Adi Yok Türkiye’de örgün egitimdeki yaklasik 900 bin ögretmenin % 55'inin kadin olmasina karsin yönetim kademelerinde kadinlar azinliktadir. Egitim yönetiminde kadin yok sayilmis, ISID mantigi uygulanmistir. Milli Egitim Bakanligi verilerine göre, 62 bin 333 okul yöneticisinden sadece 6 bin 701’i kadinken, 81 il milli egitim müdürü içinde sadece bir kadin bulunmaktadir. MEB’in Merkez Teskilati’na baktigimizda ise durum yine degismemektedir. 16 Genel Müdürden sadece 1’i kadin, 91 Daire Baskanindan sadece 7’si kadindir. SONUÇ Egitim sisteminin karsi karsiya kaldigi sorunlar, 4+4+4 egitim sisteminin uygulamaya konulmasinin ardindan bugün içinden çikilamaz hale getirilmistir. Bilim insanlarinin ve egitim örgütlerinin uyarilari dikkate alinmadan, yeterli hazirlik ve altyapi çalismalari yapilmadan uygulamaya geçirilen 4+4+4 düzenlemesi egitim sistemimizde yikimin adi olmustur. Dogma ve hurafelerin belirleyecegi bir toplumsal yapinin olusumuna zemin hazirlayan 4+4+4 düzenlemesi, ülkemize ve ulusumuza daha fazla zarar vermeden kaldirilmalidir. Zorunlu ve kesintisiz 13 yillik (1+12) bilimsel, laik ve demokratik bir egitim yapilmasi için hizla çalismalar baslatilmalidir. Ülkemizin gelecegini olusturacak yeni kusaklar, akil, bilim ve sanat ortaminda verilen egitim sistemiyle yetistirilmelidir. Yönetim Kurulu Adina Tamer ÖZLÜ (Sube Baskani) Haberi Ekleyen: Ali Dursun Bu haber 961 defa okunmuştur.
|
YAZARLAR
VİDEO GALERİ
GÖRELE ' DE HAVA DURUMUARŞİVLEN HABERLERArama |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||