Sinavin Adini Degistirmek Yerine, Sinav Merkezli Egitime Son Verilmelidir!
Türkiye’de egitim sistemi, ilkokuldan baslayarak üniversite sonrasina kadar, kelimenin tam anlamiyla sinav merkezlidir. Egitim sistemimiz, ögrencileri egitmek, onlarin çok yönlü olarak gelismelerini saglamak yerine her yil milyonlarca ögrencinin girdigi merkezi sinavlara hazirlayan bir yapiya bürünmüstür.
Her yönüyle sinavlara endekslenen egitim sistemi kamu egitimini islevsiz birakarak, egitimi özel kurslar, özel ders ve özel okul alanina kaydirmistir. Okullarin yapmasi gereken egitimi özel kurslar yapmakta, bu nedenle her yil sinav zamanlarinda siniflar bosalmaktadir. Egitimin niteligini olumsuz etkileyen bu durumun öncelikle sorgulanmasi gerekir.
Siyasi iktidar egitimin bütün kademelerinde benimsemis oldugu dayatmaci tutum ile egitimde yasanan sorunlari daha da derinlestirmekte, velilerin ve ögrencilerin tercihlerine, ögrencilerin ilgi ve yetenekleri dogrultusunda istedikleri okulda okuma kosullarini saglamak yerine, sürekli sinav sistemini degistirerek, attigi her adimda ögrenci ve velileri magdur etmektedir. Bu durumun son örnegi 2017/2018 egitim ögretim yilinda TEOG sinavinin kaldirilacaginin açiklanmasi ile görülmüstür.
Basta PISA sonuçlari olmak üzere, uluslararasi alanda ögrenci basarisinda yasanan gerilemeyi TEOG sinavini kaldirmakla çözecegini sananlar, TEOG yerine baska bir sinav getirerek sorunu çözmekten çok, egitimde yasanan basarisizliklardaki paylarini gizlemeye çalismaktadirlar.
Bugüne kadar çocuklarimizi/ögrencilerimizi sinav odakli egitim sisteminden kurtarmak yerine, sadece sinavlarin adini degistirerek sonuç almaya çalisan siyasi iktidar, Albert Einstein’in ünlü “Ayni yöntemleri kullanarak farkli sonuçlara ulasmaya çalismak aptalliktir!” sözünün hakkini verircesine hareket etmektedir.
Iktidarin Ne Yapmaya Çalistiginin Farkindayiz. Milli Egitim Bakanligi, pes pese yaptigi yönetmelik degisiklikleri ile bütün okullari imam hatiplestirmek yönünde adimlar atmaktadir. Son olarak geçtigimiz hafta içinde yapilan yönetmelik degisiklikleri ile imam hatipler disindaki ortaögretim kurumlarina açilacak sube siniri getirilirken, imam hatiplere herhangi bir sinir getirilmemesi dikkat çekicidir.
Ortaögretim kurumlari (liseler), tipki ilkokul ve ortaokullar gibi mevcut sistemin ekonomik ve siyasal ihtiyaçlari dogrultusunda yeniden yapilandirilirken, sorunu TEOG sinavinin kaldirilmasi ile sinirlandirmak mümkün degildir. TEOG’un kaldirilmasi ile birlikte ortaögretimde ‘adrese dayali kayit’ sistemine geçileceginin açiklanmasi, ögrencilerin önemli bir bölümünün imam hatiplere mecbur birakmasina neden olacaktir. Il ve ilçelerde hangi okullarin açilacaginin ‘ihtiyaca binaen’ valilik teklifine birakilmasi, normal Anadolu liselerine sube açma siniri getirilirken, Anadolu imam hatiplere yönelik herhangi bir sinirlandirma yapilmamasinin ne tür sonuçlar ortaya çikaracagini tahmin etmek zor degildir. Anadolu liselerinde kontenjanlarin dolmasi halinde ögrencilerin zorunlu olarak imam hatiplere ve özel liselere yönlendirilmesi kaçinilmaz olacaktir. Dolayisiyla sorun sadece TEOG sinavinin kaldirilmasi degil, ögrencilerin zorunlu olarak imam hatiplere, imam hatiplere gitmek istemeyenlerin ise özel liselere yönlendirilmesidir.
Milli Egitim Bakanligi bugüne kadar benimsedigi egitim politikalari ile ögrenci ve velilerin kafasini karistirmak, egitim sistemini kendi ihtiyaçlari dogrultusunda yap-boz tahtasina çevirmek disinda egitimde somut ve çözüme dayali politikalar gelistirmemistir. Her yil TEOG sonrasi yerlestirmelerde yasanan sorunlar, bakanligin asil amacinin saglikli, herkesin memnun olacagi bir ortaögretim sisteminin olusturulmasi olmadigini göstermektedir.
Ögrencilerimiz Sinav Cenderesinden Kurtarilmalidir. Bugüne kadar, çesitli adlar altinda yapilan sinavlarda ortaya çikan sonuçlar, çocuklarimizin matematik bilmeyen, soyut düsünemeyen, dogadaki olaylari algilamakta ve yorumlamakta bilimsel anlamda yetersiz kaldiklarini göstermistir.
Sinavlar yoluyla yapilan eleme ve yönlendirmeler, zaten esit olmayan bir egitim sistemi içinde yeni esitsizlikler ve adaletsizlikler yaratmaktadir. Sinavda yüksek puan almayi basari gibi sunan ve egitim hizmetinin niteligi ile farklilasan degerlendirme ölçütleri, özellikle gelir ve egitim düzeyi düsük ailelerin çocuklari, kiz çocuklari, anadili Türkçe olmayan çocuklar, bedensel ve zihinsel engelliler, kirsal kesimde egitim görenler ve diger dezavantajli kesimler açisindan ciddi olumsuzluklar içermektedir.
Kültürel ve çevresel uygunluk açisindan egitim sisteminin beklentilerine karsilik vermekte basarisiz olabilecek farkli özellikteki çocuklarin standart sinav uygulamalari üzerinden yaristirilmasinin hiçbir saglikli yani yoktur. Siyasi iktidar, sorunun tek basina TEOG’u kaldirmak olmadigini, asil sorunun sinav merkezli egitim sistemi oldugunu anlamamakta israr etmektedir.
Egitimin uzun zamana yayilan beklentileri ile sinavlarin ortaya çikardigi pratik sonuçlarin giderek daha fazla ayrismaya baslamasi, sinavlarin sistem tarafindan kendisinden beklenen islevini bile yeterince yerine getiremediginin kanitidir. Hangi biçim altinda olursa olsun, sinavlarin içeriginden biçimine, süresinden amacina kadar hemen hiçbir özelliginin gerçek anlamda aday basarisini ölçmede yeterli olmadigi yasanan örneklerden yola çikilarak görmek mümkündür.
Türkiye’de egitim sisteminden baslayarak düzeyler arasi geçisler, okul türlerini tarif ve egitim programlari basta olmak üzere, egitimin tüm tür ve düzeylerinin kamu tarafindan ve kamusal kaynaklarla sunulmasi ve adil dagitiminin saglanmasi, insancil ve demokratik bir okul iklimi olusturma gibi pek çok sorun varligini sürdürmektedir.
Sinavlara endekslenmis bir egitim sisteminin nitelikli olmasi nasil mümkün degildir. Ilkögretimden üniversiteye kadar yapilan sinavlarda çocuklarimiz ve gençlerimiz resmen yaristirilmakta, birbirleriyle rekabet etmeleri istenmektedir. Kapitalizmin dayattigi “piyasaci egitim” anlayisinin tipik bir örnegi olan bu anlayis derhal terk edilmeli, ögrencileri birbiri ile rekabet eden degil, onlari gelistiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandirici, nitelikli bir egitim anlayisi benimsenmelidir. Bunun için öncelikli olarak yapilmasi gereken, ögrencilerimizi sinav cenderesinden kurtarmak olmalidir.
Egitimin hiçbir kademesinde ögrencilere ve dolayisiyla ailelerine dayatmada bulunmamali, egitim sisteminin öncelikli sorunu olan “sinav merkezli egitim” anlayisi derhal terk edilmelidir. Her ögrencinin kendi ilgi ve becerisi dogrultusunda hangi alanda okuyacagini kendisinin belirleyecegi bir egitim sistemi olusturulmadan atilacak her adim, egitimde yasanan kaosu derinlestirmekten baska bir ise yaramayacaktir.
Ergün ÖNAL
Sube Baskani Sube Yürütme Kurulu adina
Kapu Mah. Gazi Cad. No: 93/5 GIRESUN
Telefon / Faks : 0 454 212 32 03 E-MAIL: giresun@egitimsen.org.tr
Bu haber 2050 defa okunmuştur.