Yoruldum artik her öküzün altinda buzagi aramaktan. Aklimin ermedigi isler oluyor bu ülkede. Herkes birbirine yabanci, herkes birbirine ürkerek bakiyor. Her seyi anlayabilirim, evet evet, her seyi, siyasal dayatmalari, ekonomik zorlamalari, iliskilerin yön degistirmesini ama bu iki seyi anlamadim, anlamayacagim da. Biri dilim, biri dinim.
Dilim derken sakin yanlis yerlere gitmesin söz, Türkçeden baska dil bilmem ben, ha bir de Tarzan usulü Ingilizcem vardir, sag olsun egitim sistemi, ögrettiler iste kafamiza vura vura zamaninda okullarda. Gerek isimdeki gereksizligi, gerekse çevre darligi onu da öldürdü gitti.
Peki neydi bendeki bu dil sikintisi?
Kendimi hep ellerinden dilleri alinmis insanlarin yerine koydum, dedim ki “gelse biri ve bir gün bana Türkçe konusmak yasak” dese.
Ben baska dil bilmem ki. Nece düsünür, nece severim onu bilemiyorum amma ve lakin konustugum bir dil var, onu elimden alirlarsa sevgimi de, düsüncelerimi de elimden almis olmazlar mi? olurlar elbet. Sahiden düsünmenin, sevmenin dili yoktur diyorlar, anlatamadiktan sonra neylemisim ben öyle düsünceyi, öyle sevgiyi.
Bunun temelleri çok yillar öncesine dayaniyor elbette, egri oturup dogru konusmak gerek. Tek tip bir millet yaratma arzusunun getirdigi en büyük sikinti bu.
Düsünmeden edemiyorum (hangi dilde düsündügümü bileniniz var mi), simdi çikip gitsek bir ormana ve ormanin bütün kanunlarini degistirsek ve desek ki bir aslana kedi gibi miyavlayacaksin bundan sonra, ya da bir kusa aslan gibi kükreyeceksin, mümkün mü? Birakin onu kümesinizdeki horozu gidaklatabiliyor musunuz, var mi bunun mümkünü? Herkesin kendini anlattigi, anlatmayi seçtigi bir dili var elbet. Biliyorum, diyeceksiniz ki o baska, bu baska. Dil ögrenilebilir nihayetinde. Iyi de ne faydasi var bize bir aslanin kedi gibi miyavlamasinin, ya da hala kükrüyorsa ne zarari olabilir?
Birakalim da insanlar konusmayi seçtikleri dille düsünsünler, sevsinler.
Bu mesele gündemden biraz uzak bu aralar. Biz gelelim gündemi oyalayan asil meseleye. Iste burada ciyak ciyak bagirmak istiyorum.
“DINIMI GERI ISTIYORUM” diye.
Benim seçtigim dine ebeveynlerimin bile müdahale hakki yokken devletin buna müdahale etmesi nasil bir anlayistir. Peki, ben bu ülke içinde hristiyan olmayi seçtiysem beni iyi bir katolik olarak mi yetistirecekler? Hayir mi? peki ya ne?
Bireysel bir tercih olan din seçimi nasil devletin tekeline girer, onu anlamiyorum.
“DINDAR NESIL” size de ilginç, ilginçlikten de öte fazla cesur bir yaklasim olarak gelmiyor mu?
Ben yeteri kadar dindar degilsem bunun kime ne zarari var, ya da çocugumu dindar yetistirmiyorsam? Çocuklari egitim kurumlari ve egitim verenleri ile ailesi arasinda birakan bir sistem, toplumu çekirdekten zedeleyen bir sistem nasil faydali bir nesil olabilir ki? O zaman önce çekirdek aileye din egitmenleri sokmalisiniz, ya da bu çekirdek aileleri zorunlu egitime tabi tutmalisiniz. Yoksa kendi içinde çelisen, neye inanacagini bilmeyen, zorunluluktan, zorbaca bir dayatmadan dogan plastik inançlar cereyan etmez mi? Aile içindeki inanci parçalayarak devlet bütünlügünü mü saglamak istiyorsunuz yoksa aileden de muaf, tek basinaligina inandirilmis neferler mi yetistirmek istiyorsunuz?
Namaz kilmayinca ögretmenlerin ögrencilere küstügü, ögrencileri gözden düsürdügü,ders aralarinda tespih hatimlerinin yapildigi, zorla para toplayarak kurbanlara katildigi, haremlik selamlik egitim birimlerinde ders görüyor zaten çocuklar. Hakli olarak da soruyorlar körpecik akillariyla “dindar olunca baska ne yapiliyor?”
Simdi anlatin bakalim, “dinde zorlama yoktur” önermesini siz bu çocuklara.
Evet, ben dinimi geri istiyorum.
Baskalarinin haklarina, inançlarina, yasam sekline saygili olmayi ögreten dinimi,
insana önce insan gözüyle bakmayi emreden dinimi,
her türlü ibadetin gizli yapildigi , gizli ibadetin daha makbul oldugu dinimi,
alan elin degil veren elin inanciyla yetistiren dinimi,
insana önce kendini sonra bütün insanlara sevmeyi emreden DINIMI GERI ISTIYORUM...
Ve bunun ötesinde huzurunuzda namaz kilmiyorsam,
bagira bagira dua etmiyorsam,
inancimi sessizce, reklamsiz yapan ailemin ögrettigi gibi yasiyorsam,
örtünmenin kisisel bir seçim olduguna ve bununla insanlarin ibadetlerinin sinirlanmayacagina inaniyorsam...
Ve hala siz bana din ögretmek amaciyla dayatmalarda bulunuyorsaniz,
kafa kagidimdaki din hanesini degistirecegim inançsizdir diye.
Siz adami dinden imandan çikarirsiniz çünkü.
Sevgi Dündar/ 4subat2012
Bu yazı 1281 defa okunmuştur.