Sevgi Dündar
Et - Tırnak Meselesi...
04 Mart 2013, 14:16
sevgi.dilayla@hotmail.com
ET-TIRNAK MESELESI... Hava soguk, sinirler gergin,dillerin söyledigi sözü önce bin düsünüp sonra bir denilecek itinanin gösterilmesi gereken,sessizligin bile sorun oldugu zamanlardan geçiyor ülke. Baris adina diyorlar ya bilemiyoruz önünü arkasini,Imrali'nin su yolu yapildigi bir zaman. Kimin kiminle yol aldigi,kimin kime yoldaslik,yandaslik,soytarilik yaptiginin belli olmadigi zamanlar. Bos mudur dolu mudur bilinmez gelip gidenlerin üzerine yapistigi bu kavramlar ama ben bu noktada bir ara duygusalligima yenilerek etnik kimlik tarafsizligimi da bir yana birakarak alinganlik yaptim açikçasi,Demirtas’in parmak bastigi bir noktaya. Bu noktaya girmeden önce sunu sormak istiyorum “ATATÜRK TÜRKÇÜLÜGÜ ETNIK BIR TÜRKÇÜLÜK MÜDÜR?” Osmanlinin bin bir çesit etnik kökeni içinde barindirdigi,Türkçülügün esamesinin bile okunmadigi( bana göre elbette ki,bu konuda oldukça da katiyim) bir dönemde mümkün müdür böyle bir direnise,böyle bir iç ve dis savasa giren Atatürk’ün etnik Türk anlayisiyla bu yola çikmasi. Ülkede etnik olarak Türklerin oldugu ve çogunlugu elbette ki bir gerçek ama Türkiye cumhuriyeti anlayisinda,Atatürk Türkçülügü anlayisinda etnik Türk anlayisinin yatmadigini ne zaman anlayacak gerek türk milliyetçileri,gerek diger etnik halklar. Siyaset hangi anlayis üzerinden isliyor,AKP,CHP,MHP hangi etnik kimlik altina siginiyor,onu bilemem ama siyasetin hararetinden uzaklasmamak adina her gün bir ters köseye yattiklari da asikar. Millet nedir sizce ?Bir arada yasamis ve yasayan,bir arada yasamayi hedefleyen ve bu dogrultuda da üzerinde bulundugu topragin bütünlügüne inanan insanlar toplami degil midir?Ben Atatürk ilkelerinde TÜRKÇÜLÜK diye bir sey bilmiyorum ve Milliyetçilik ilkesini de Türk etnik kökencilik olarak algilamiyorum.Siz algiliyor musunuz,ya da neden algiliyorsunuz? Aslinda bu soruyu etnik köken üzerinden siyaset yapan ve kitleleri arkasina takan bütün siyasetçilere soruyorum. Benim derdim bu baslik altinda Atatürkçülügü savunmak filan degil. Benim derdim kendi alinganligim belki de. Ama Demirtas’in sarf ettigi sözün altini amacindan çok uzak dolduracak o kadar çok bilinçsiz ve art niyetli insan var ki bu ülkede. Bana göre söyledigi söz amacindan çok uzak bir yere düstü. Biz iki farkli halk olabiliriz bu ülkede,hatta çok çok halk,hani omuz omuza dünden bu güne. Omuz omuza ve onurlu ne çok halk,fakat biz etle tirnak gibiyiz be azizim,etle tirnak gibi… Ayni okula gittik,ayni siralarda oturduk,ayni evi paylastik,hatta ayni lokmayi,ayni sokagi, ayni oyunda ben ebe oldum mesela seni sobelemek için. Benim babamin gönderdigi para erken bitti ve senin harçliginin ortagi oldum kimi zaman. Ayni kiza asik olduk,ayni sarkilari dinledik,ayni saflarda yerimizi aldik her türlü direnislerimizde. Sonra kiz aldik mesela sizden ve ben SIZDEN birine hala oldum ya da yenge. Ben güneydoguya ilk gittigimde ortaokuldaydim. Kendi mahallemden çikar ve çirçir mahallesine giderdim Kürt olan arkadaslarimla oynamak için ya da onlar gelirdi bizim mahalleye.Yorulurduk ve annemin yaptigi kekleri,pastalari yerdik birlikte. Kavgalara birlikte girdik,birlikte duvarlarin arkasindan atladik,birlikte düstük,birlikte kanadi dizlerimiz. Benim ilk kan kardesim bir kürt mesela. Yillar sonra yine yolum düstü güneydoguya. Kimsenin gözlerinin içine bakamadim,kendimi bir tuhaf aitsizlik durumuyla bas basa gibi gördüm. Bu aitsizligim korkudan miydi, üzüntüden miydi, utançtan miydi bilinmez. Hepsinin arasinda geldim gittim çünkü. Hiçbirinde duramadim maalesef. Etle tirnak olmak nasil bir sey ki?Nasil etle tirnak olunur,ne yaparsaniz,neleri paylasirsaniz birileriyle de etle tirnak olursunuz?Ben bu soruyu soruyorum simdilerde kendime… Biz omuz omuza,kendi onurlarinin disinda ortak onurlarda da birlesen iki farkli halk olabiliriz Sayin Demirtas,ama biz ETLE TIRNAK GIBIYIZ. Sadece Kürt/Türk et-tirnakligi degil bu,bütün etnik kimliklerle beraber yasanan bir et-tirnak meselesi. Kürt halkinin onuru ve özgürlügü için savas verirken Türk etnik kökeniyle bir alakasi olmayan ATATÜRK TÜRKÇÜLÜGÜ’nün altini çizin lütfen.Çünkü bu kavramin içinde yer aliyorsunuz ne kadar kabul etmeseniz de… Sahip olunmak istenen haklara karsi durdugumdan degil benim bu tavrim. Zamanin sartlarina göre,birlik be beraberligin,bir bütün içinde idamesine hizmet amaciyla bazi kavramlar kullanilmisligi dogrudur.Lakin kavramlarin içi bosalinca oldu ne olduysa. Ne kadar sert durursa dursun esnekti aslinda ATATÜRK TÜRKÇÜLÜGÜ VE MILLIYETÇILIGI. O nedenledir zaten herkesin bu kavramlarin farkli kanatlarindan tutup tutup çekistirdigi, ekledigi,çikardigi,sagina soluna yama yapip,altini üstünü kirptigi. Üç kurusluk siyaset anlayislarinin çikarlari dogrultusunda aslini unutup, nesline haksizlik eden,dününe,bugününe ve yarinina hakaret eden,önümüzdeki isigi kesip bizi karanlikta birakan bir sürü hadsizler olmadi degil. Söylemek istedigim su ki her kosul kendi eylemini ve sonucunu dogurur. Dönemsel sartlar isigindaki dönemsel eylemleri günümüze enjekte etmek ne kadar dogru. Elbette ki herkes kendi kimligini,kendi dilini ve dinini özgürce yasayabilmeli bu topraklarda. Bunun altini her zaman çizdim ben kendimce yazdigim bütün yazilarda. Bundan söz ettim girdigim her ilgili sohbette. Bununla ilgili her imzayi attim ama çocukluk anilarimi,gençlik asklarimi,davalarimi, ideolojilerimi, hayata baktigim pencereyi gereksiz kurulan bir cümle ile kimseye teslim de etmem. Bir söylemle bunlardan vazgeçmem. Sonra küserler bana çocuklugumdan,gençligimden çikip gelen berfinler,narinler,sivanlar ya da dimitriler,agatalar,garineler veya evrolar,ardeler,civaneler… Kimse sanmasin ki ne koyu bir ATATÜRKÇÜLÜK,ne koyu bir TÜRKÇÜLÜK,ne de koyu bir KÜRTÇÜLÜK yapiyorum. Yillardir süren su çatismalarda ölen bir Türk gencine üzülmeyen Kürde Kürt demem ben, ölen Kürde üzülmeyen Türke Türk demedigim gibi. Kimse üzerine alinmasin lütfen. Bu bir bakis meselesi. Sen davul zurna halay çekermissin,o da senin sorunun. Sadece bu topraklarda yasamayi hak etmedigini düsünürüm o kadar ve bunu söylerim düsünmekten öte ve bunu bagiririm da söylemekten de öte. Bundan da beni kimse men edemez.
Bu yazı 1013 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|