21 Aralyk 2010, 19:24
ÖZERKLİK TALEBİNİN ŞİFRELERİ
ABD, ikinci bir İsrail devleti olarak inşa etmek istediği "Büyük Kürdistan" için önce Irak'ı parçalamış ve "Güney Kürdistan"ı kurmuştu; şimdi sırada "Kuzey Kürdistan" var!
ÖZERKLIK TALEBININ SIFRELERI ABD’nin AKP’ye uygulattigi ve nihai hedefi Irak’in kuzeyindeki yapiyi da kapsayacak sekilde “Türk-Kürt Federe Devleti” olan “Kürt Açilimi”nda yeni bir asamaya daha geçildi: Demokratik Özerklik! ABD, ikinci bir Israil devleti olarak insa etmek istedigi “Büyük Kürdistan” için önce Irak’i parçalamis ve “Güney Kürdistan”i kurmustu; simdi sirada “Kuzey Kürdistan” var! ABD, Kuzey Kürdistan’in insasi için hukuki planda Türkiye’ye “BM Ikiz Sözlesmeleri”ni kabul ettirdi; askeri planda PKK’yi güçlendirmeyi ve TSK’ya karsi gelistirmeyi sagladi; kültürel planda toplumsal ayrismanin zeminini yaratti; siyasal planda AKP üzerinden “Kürt Açilimi” uygulayarak, “Diyarbakir merkezli bölgesel özerkligin” örgütsel insasina harç sagladi. “Belediyeler Birligi”nden, “Eyalet Modeli” tartismalarina kadar yapilan ve gelistirilen her “çözüm”, bu siyasal hedefin asamalari oldu. Bu sürece direnecek kuvvetler de, basta TSK olmak üzere, bir dizi Ergenekon tertibi üzerinden adim adim etkisizlestirildi. DIYARBAKIR, AKP-BDP ITTIFAKIYLA, DEMORATIK ÖZERKLIGE MERKEZ OLUYOR BDP’nin ilk kez, Öcalan’in talebi üzerine, 19-20 Haziran 2010 tarihlerinde Diyarbakir’da yaptigi Il ve Belediye Baskanlari toplantisinda gündeme getirdigi “demokratik özerklik”, Türkiye’nin güneydogusunu “özerk” hale getirmeyi hedefliyor. Ahmet Türk ile Aysel Tugluk’un esbaskanligini yaptigi Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafindan 19 Aralik 2010 tarihinde gündeme getirilen “demokratik özerklik” taslaginda hedef söyle çizildi: “Demokratik Özerklik, Kürdistan toplumunu, hukuki, öz savunma, sosyal ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi seklindeki 8 boyutlu örgütleyerek siyasi irade yapip Demokratik Özerk Kürdistan insasini hedeflemektedir”. 1 BDP ve PKK’nin Demokratik Özerk Kürdistan diye hedefledigi olusum, AKP’ye hükümet olabilmenin kosulu olarak sunulan hedefle birebir uyumludur: “Su anda Amerika’nin da ‘Büyük Ortadogu Projesi’ var ya ‘Genisletilmis Ortadogu’, yani bu proje içerisinde Diyarbakir bir merkez olabilir. Bunu basarmamiz vardir”. 2 Basbakan Recep Tayyip Erdogan’in “basarmamiz gerek” dedigi “Diyarbakir’i merkez yapma” hedefi, iste BDP’nin dile getirdigi “Demokratik Özerk Kürdistan”in merkezidir, baskentidir! DTK, DEMOKRATIK ÖZERK YAPININ KONGRESIDIR PKK ve BDP, DTK’nin bir model ve hedef olarak önüne koydugu “Demokratik Özerklik” ile çok açik olarak, Ankara disinda ayri bir otoriteyi, iktidari hedeflemektedir: “Demokratik Özerklik’te siyasi yönetim, tabandan baslayarak köy komünleri, kasaba, ilçe, mahalle meclisleri, kent meclisleri biçiminde demokratik konfederal temelde örgütlenmesini yaparak üstte toplum kongresinde temsiliyetini bulur. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, demokratik Türkiye cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarina dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir. Ayrica demokratik özerklik alaninda farkli kimlikler de kendi sembollerini kullanir. Bu anlamda demokratik özerklik, Kürt halkinin Demokratik Türkiye içinde yasama iradesidir. Yani Kürt halkinin siyasi statüsünü ifade eder. Demokratik özerklik ile asil karar yetkisi köy, mahalle, sehir meclisi ve delegelerinindir. Her topluluk söz, tartisma ve karar yetkisini halk meclisleri ile yerine getirir. Katilimci, çogulcu, dogrudan halk meclisini esas alir”. 3 DTK, bu hedefle,ayni zamanda kendisini TBMM’ye delege gönderen, özerk bölgenin meclisi,kongresi olarak belirlemistir! Ilginçtir, DTK, Anayasa Mahkemesi DTP’yi kapatip, Türk ve Tugluk’u siyasal yasakli ilan ettikten sonra, BDP’nin AKP’nin siyasal ve yasal destegiyle kurdugu bir yapiydi. Öyle ki, siyasal yasakli Aysel Tugluk, avukat kimligi ile Imrali’da Öcalan ile görüsmüs ve AKP’ye aracilik yapmisti! PKK, DEMOKRATIK ÖZERK YAPININ ÖZ SAVUNMA GÜCÜDÜR Demokratik Özerklik taslaginda dile getirilen ve çok tartisilan “Öz savunma” konusu da, açik olarak, PKK’yi bu yapinin askeri gücü yapmayi ilan etmektir: “Dogada kendini savunmayan hiçbir canli yoktur. Öz savunma hem varligina distan gelecek saldirilari hem de ahlaki ve politik toplum gerçekligine karsi içten gelisecek tehlikeleri etkisiz kilmak için hava ve su kadar yasamsal önemdedir. Öz savunma, ahlaki ve politik toplumun güvenlik politikasidir. Öz savunma boyutu toplumlar için sadece bir askeri savunma olgusu degildir. Kimliklerini koruma, politiklesmelerini saglama ve demokratiklesmelerini gerçeklestirme olgusuyla iç içedir. Öz savunma örgütlü topluma dayanir. Örgütlü toplum öz savunmasini en iyi yapan toplumdur. Tüm toplumlarda öz savunma varligini korumanin olmazsa olmazidir. Kürtler ilk isgalci ve istilaci güçlerin saldirisindan günümüze kadar her türlü isgal ve saldirilara kari varligini korumak için öz savunma içinde olmustur. Demokratik özerklik statüsünün kabul edildigi kosullarda öz savunma askeri tekel olarak degil, toplumu iç ve dis güvenlik ihtiyaçlarina göre demokratik organlarin denetimi altinda olusturulabilinir. Sehir, kasaba, mahalle ve köyde yasayan tüm halklar fasist, gerici ve soykirimci saldirilara karsi bilinçli ve duyarli olur, öz savunma esasinda bu yönelimler karsisinda toplumsal direnisi ifade eder. Öz savunma uluslararasi sözlesmeler ve BM tarafindan da tanimlanan bir haktir”. 4 TSK SAVASMA YETENEGINI YITIRMEKTEDIR Peki ayri örgütlenme, ayri meclis, ayri yapi, ayri devlet ile “ayri” olmayi hedefleyen, kisacasi Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapisini ortadan kaldirmayi hedefleyen bu projeye karsi, anayasal görevi olan kurumlarin basinda kim gelmektedir? Elbette TSK. Peki, Ergenekon tertibiyle adim adim etkisizlestirilen TSK su anda ne durumdadir? 196 sanikli Balyoz durusmasi, iste bu kosullarda basladi. Muharebe kosullari bakimindan düsünüldügünde, 196 subayin “ölümü” muharebeyi neredeyse kaybettirir! Iste 196 subayini Balyoz sorusturmasiyla ABD’ye teslim eden TSK, maalesef neredeyse diz çökme noktasina gelmistir. Genelkurmay, BDP’nin üniter yapiya rest çeken “iki ayri dil” ilanina karsi bir kamuoyu bilgilendirme açiklamasi yapmis ama AKP’den “asker kendi isine baksin” 5, BDP’den de “ayar verme çabalari komik görülüyor” 6 yaniti almistir! TSK’nin düstügü bu durum, kuskusuz, adim adim “mevzi” terk etmesinin neticesidir. Öyle ki, bu mevzileri vere vere, TSK görevini yapamaz hale gelmistir. Ne acidir ki, örnegin TSK’nin PKK’lilarin pesine düserek 1.5 kilometre “Irak Kürdistan’i” siniri içine girmesi, ABD’nin uyarisi üzerine AKP hükümeti tarafindan durdurulabilmistir! 7 TSK, savasma yetenegini adim adim yitirmektedir. Mehmet Ali Güller Odatv.com KAYNAKLAR: 1 ANF, 19 Aralik 2010 2 Kanal D, Teke Tek, 16 Subat 2004 3 ANF, 19 Aralik 2010 4 ANF, 19 Aralik 2010 5 Vatan, 17 Aralik 2010 7 Taraf, 16 Aralik 2010
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 754 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|