Karakter boyutu :
31 Ekim 2010, 00:32
Oktay Ekşi istifa ettiHürriyet Başyazarı Oktay Ekşi 28 Ekim'de yazdığı ve HES'lerle ilgili iktidarın tavrını eleştiren köşe yazısı nedeniyle özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan gelen tepkinin ardından görevini bıraktı.
Oktay Eksi istifa etti. Hürriyet Gazetesi Basyazari Oktay Eksi tepki çeken köse yazisinin ardindan görevini birakti. Hürriyet Basyazari Oktay Eksi 28 Ekim'de yazdigi ve HES'lerle ilgili iktidarin tavrini elestiren köse yazisi nedeniyle özellikle Basbakan Recep Tayyip Erdogan'dan gelen tepkinin ardindan görevini birakti. Oktay Eksi’nin 27 Ekim tarihli “Az bile demisiz” yazisi HES’lere karsi alinan yargi kararlarini ve AKP hükümetinin buna verdigi tepkileri genel anlamda toparlayici bir yaziydi. Eksi, gazetenin tasra baskisi için yazdigi yaziyi da “Simdi her seyi satan iste o zihniyetin marifetlerini görüyoruz” diye bitirmisti. Sehir baskisi saati yaklasinca Eksi yazisini yeniden gözden geçirdi ve yine kendine göre “Ayari kaçirdi”. “Simdi, analarini bile satan iste o zihniyetin marifetlerini görüyoruz” cümlesinin eklendigi gazeteler muhtemelen sadece 50.000-70.000 Hürriyet okuyucusuna ulasti ama bu bile Basbakan’in simseklerini çekmek için yeterli oldu. Cumhuriyet Resepsiyonu’na katilan Vuslat Dogan Sabanci ve Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir’in çok sikintili oldugu görülebiliyordu. Basbakan “Görün bakin daha neler olacak. Bu gazetecilikle mücadele etmem savasirim” sözleri üzerine Vuslat Dogan Sabanci duruma müdahale etme geregi hissetti. 29 Ekim gecesi Beyaz TV ekranlarindan Hürriyet ve Eksi’yi elestiri bombardimanina tutan Rasim Ozan Kütahyali gibi isimler Eksi’nin özür dilemesine de imkan sagladilar ama yeterli olmadi. Eksi’nin yazisi gece yapilan müdahale ile degistirildi. Öyle ki, Istanbul’un bazi semtlerine erken saatlerde sehir baskisi Hürriyet ulasamadi. Gün ortasina dogru AKP Istanbul teskilatlari twitter ve facebook gibi ortamlarda organize olarak Hürriyet’in önünde toplanma ve protesto karari aldilar. Amaç parti olarak Eksi’yi istifaya zorlamak, gazeteyi boykot etmekti. Ve sonunda beklenen oldu. Aksam 18.30 sularinda TV ekranlarina düsen son dakika haberiyle Eksi “Veda yazimda birakma nedenlerimi açiklayacagim. Son yazimi yaziyorum” dedi. Eksi’nin emekli olmasi ve Basin Konseyi’ndeki görevlerinden de ayrilmasi bekleniyor. YERINE KIM GEÇECEK? Bu arada, Oktay Eksi’den bosalacak basyazarlik koltugu için en kuvvetli adayin Sedat Ergin olacagi tahmin ediliyor. OKTAY EKSI'DEN Ayari kaçirmisiz OKUYUCUDAN tepki gelmese belki unutup gidecektik. Ama “Bu düpedüz hakaret anlamina geliyor” türü uyarilar üzerine dönüp bakinca, itiraf edelim, “Lafin hem ayarini kaçirmisiz, hem de seviyesini çok düsürmüsüz” diye çok rahatsiz olduk. Önce kimi rencide etmissek tüm içtenligimizle özür diliyoruz. Gelelim simdi hikâyenin kendisine: Bize yani Hürriyet’in köse yazarlarina kendi yazilarini, “eger ifade düsüklügü, bilgi yanlisi, eksik anlatim gibi bir kusur varsa düzeltmesi için” bir firsat verilir yani ya evine gazetenin erken baskilari gönderilir veya yazisi fakslanir. Bu profesyonel mükemmeliyetçiligin geregidir ve yillardir yapilir. Biz yazarlar -en azindan ben öyleyimdir- geç vakit de olsa, o metni bir kere daha gözden geçiririz. Zaman olur yaziya ilave yapariz. Zaman olur yazinin bütününü degistiririz. Zaman olur içindeki bir ifadeyi yeterince açik yahut çarpici bulmaz, onun yerine baska bir cümle yazariz. Simdi bu yaziyi yazmamiza sebep olan makalenin basindan aynen öyle bir sey geçti. Geçen gece, yani 27 Ekim günü saat 23.30 sulariydi. “Okuyucunun önüne çikacak metinde hata olmasin” diye, eve fakslanmis yaziyi gözden geçirdim. Gerçekten metinde ufak tefek hatalar vardi. Onlari düzelttim. Yazi, Rize’nin Ikizdere vadisinde 22 adet Hidroelektrik Santral yapilmasini engelleyen Trabzon Kültür ve Tabiat Varliklarini Koruma Kurulu’nun kararina destek veriyor ve “Elektrik üretimi için ülkedeki tüm akarsularin kullanma hakkinin 49 yilligina özel sirketlere verilmesini” bir “peskes çekme” olarak nitelendiriyordu. Konusmacilar gibi yazarlar da son cümlenin “vurucu” olmasini isterler. Çünkü dinlediginiz konusmanin yahut okudugunuz yazinin deyim yerindeyse tadi o son cümlededir. Ben de, akarsularin kullanma hakkinin 49 yilligina verilmesiyle ilgili hususu, “Simdi, her seyi satan iste o zihniyetin marifetini görüyoruz” diyerek ifade etmistim. Aklima bir önceki Maliye Bakani Kemal Unakitan’in meshur “Babalar gibi satacagiz” sözü geldi. Ondan esinlenerek “her seyi satan zihniyet” ifadesini degistirip “analarini bile satan” yaptim ve o metni gazeteye faksladim. Bu degisiklik sadece saat 24’ten sonra basilan gazetelere yani sehir içlerinde dagitilan Hürriyet’lere girdi. Ertesi sabah gazetede kendi yaptigim degisikligi görünce “Galiba kantarin topunuzu kaçirmisiz” dedim ama is isten geçmisti. Gerçekten ifade hem “maksadimi” asmisti, hem de bu sütunu izleyenlerin yadirgayacagi kadar agir kaçmisti. Nitekim okuyucu hiçbir faturayi ödetmeden birakmaz: Protestolar yaginca, basa döndük ve “vurucu ifade” sehvetine kapilip birilerini -özellikle siyasi iktidari- rencide ettigimizi gördük. Konuyu bir de gazetede kendi aramizda tarttik. Sonunda “hatayi kabul etmenin de bir görev ve bir borç oldugu” gerçegini dikkate alip “üzdüklerimizden özür diledigimizi” tüm içtenligimizle duyurmaya karar verdik.
Haberi Ekleyen: Ali Dursun Bu haber 1312 defa okunmuştur.
|
YAZARLAR
VİDEO GALERİ
GÖRELE ' DE HAVA DURUMUARŞİVLEN HABERLERArama |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||