Siyasal Islam Ve Rejim Degisikligi
AKParti ve MHP’nin ittifaki ile T.C. Anayasasi’nin bazi maddelerinin degistirilmesi gündeme damgasini vurmus durumdadir.
AKP-MHP yetkililerinin basina verdigi mesajlarda özetle;”bu bir rejim degisikligi degildir.” diyorlar. CHP ise, su andaki rejimin aynen devam etmesini isteyerek, itirazda bulunuyor.
Al birini vur ötekisine. Hiç birinin aklina üçüncü yol gelmiyor. Yani ülkemizin iç ve dis siyasi konjonktürü göz önüne alarak “Demokratik Cumhuriyet” sistemi üzerinden kafa yormuyorlar.
Ülkede demokratlar, aydinlar, yazarlar, akademisyenler, halktan yana siyaset yapanlar yani iktidara ve Saray’a muhalif olan her kim varsa susturulmaktadir. Zindanlar bu insanlarla dolup-tasmaktadir. Iyi ki bu cesur insanlarimiz var. Tüm baski ve susturmalara ragmen yine de düsüncelerini dile getirmeye çalisiyorlar.
“Iki askeri darbeyle (12 Mart 1971) ve 12 Eylül 1980) solu ezmeyi basardilar. Solun ezilmesinde “kemalist ordunun” rolü büyüktü… Ve bosalan yer dinci gericilik tarafindan dolduruldu. 1970’li, 1980’li ve 1990’li yillarda Siyasal Islam bir çok hükümetin ortagiydi. Siyasal Islam ilk defa 2002’de iktidara gelmedi. Bütün bu zaman zarfinda devlet aygiti Siyasal Islamci militanlarca dolduruldu. Bu, TC’nin sistematik bir uygulamasiydi…” (Fikret Baskaya-Özgür Üniversite)
Sistematik olarak sosyalist solu ezen, Kürdleri, Alevileri ve azinliklari yok etmeye çalisan Türk-Islam sentezli rejim kendi sonunu da getirmeye mahkûmdur.
Ne yazik ki, Türkiye Ortadogu cehennemine ve Suriye batakligina sürüklendi. Ülkemizde oluk oluk kan akmaya basladi. Dolayisiyla ekonomik kriz kaçinilmazdir. “Tek millet…!” ve tekçilik mantigiyla ülkeyi bu batakliktan kurtarmak mümkün degildir.
“Rejim elden gidiyor” diyen önemli bir kesim hakli olarak korkuya kapildi. Ancak; Kendini “Demokrasi Militani, Cumhuriyet’in yilmaz savasçisi” olarak lanse eden ve Türkiye’yi parti kapatma mezarligina çeviren o eski Yargitay savcilari, anayasa eski baskanlari neredeler? Kürdler ve sosyalistler söz konusu olunca mi bunlar kis uykusundan uyaniyorlar?
Saltanatçi taraf Muhammed’i, cumhuriyetçi taraf da Atatürk’ü referans göstermektedir. Birakin bunlari. Bunlar kendi çaglarinda kaldi. Artik evrensel çagdas çözümler üretilmelidir.
Her türlü gericilige ve militarizme karsi demokrasi cephesinde kesintisiz mücadele etmek gerekir, diye düsünüyorum.
Ne tekçi Islam Cumhuriyeti, ne de tekçi Kemalist cumhuriyet. Yasasin laik-demokratik Cumhuriyet.
Bu yazı 871 defa okunmuştur.