Derelerin Kardesligi Platformu’ndan
Yargi Kararlarina Vurgu
Hukukun Üstünlügü ‘Yok’ Sayilmasin!..
Özellikle Dogu Karadeniz Bölgesinde yapimi planlanan HES’lere karsi, dogal yasam alanlarina verdigi geri dönüsümsüz zararlar nedeniyle demokratik ve hukuksal anlamda mücadelesini sürdüren Derelerin Kardesligi Platformundan yapilan yazili açiklamada, HES projelerinde yargi kararlarina uyulmasina vurgu yapildi.
Platformun Kurucu Yürütme Kurulu Baskani ve HES’lere karsi verilen mücadelelerdeki gönüllü avukatlarindan olan Av. Remzi Kazmaz’in, bölgede yapimi devam eden HES’lerdeki hukuksal sürece iliskin degerlendirmelerde bulundugu açiklamada, ‘Hukukun üstünlügü ilkesinin yok sayilamayacagi’ kaydedildi.
Açiklamada Kazmaz, bir süre önce Rize Idare Mahkemesi’nin ‘yürütmeyi durdurma’ karari verdigi Ambarlik 1-2 Regülatörleri ve HES projesine deginerek; “Rize Askaroz Deresi ve Andon Içme Suyu Tesislerinin bulundugu noktada kurulmasi planlanan HES çalismalari, yöre halki tarafindan tepki ile karsilanmasina ragmen sürdürülüyordu. Bilindigi gibi Andon Içme Suyu 10 Belediye 26 köy ve 300 bin kisinin içme suyunu karsiliyor. Andon Içme Suyu’nun Rize ile birlikte söz konusu 9 belediye ve köylerdeki halkin ihtiyacini karsilayamadigi, özellikle yaz aylarinda sikça sularin kesildigi kamuoyunca bilinmektedir. Buna ragmen gözlerini kar hirsi bürümüs bir avuç insan, bir sirket kurarak Rize’nin yasam kaynagi suyun üzerinde, ‘elektrik üretimi yapacagiz’ diye bir HES projesi konduruverdiler. Rize halkinin içme suyunu gasp ederek, adina da ‘ülke kalkinmasina hizmet’ dediler” ifadelerine yer verdi.
Halkin yogun tepki ve protestolari, bilimsel raporlar ve mahkeme kararlarina karsin HES projelerinin inatla devam ettigini ancak mahkemelerin HES’lerle ilgili ‘yürütmenin durdurulmasi’ ve ‘iptal’ kararlarini vermeye devam ettigini anlatan Av.Remzi Kazmaz; “Bütün bunlara karsin yine de mahkeme kararlarini dinleyen yok! Hukuk tanimazlik had safhada! Çayeli Senoz’da yüce mahkemenin yürütmeyi durdurma kararlarini hiçe sayanlar, islem ve eylemlerine gözü kara bir sekilde devam ettiler. Unutulmasin ki, Türkiye Cumhuriyeti sinirlari içerisinde bulunan her kisi ve kurum, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmasi kriterlerine, bagimsiz yargisi, mevcut hak ve hukuk düzeni ve hukukun üstünlügü ilkesi kurallarina uymak zorundadir! Bu herkesin hak ve ödevidir. Eger bir kisi veya kurum verilen yargi kararlarini begenmiyorsa, bir üst mahkemeye, Danistay’a müracaat ederek hakkini arar veya kararin düzeltilmesini ister. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasi önünde herkes esit oldugu gibi, hak ve hukuklari da Anayasal güvence altindadir. Ortada bir haksizlik ve hukuksuzluk varsa ilgili ve yetkili kurum ve kuruluslar bu konuda gerekeni yapmalidir” seklinde açiklamalarini sürdürdü.
“HES’lere karsi yürüttügümüz mücadelede, HES firmalarin yaptigi yatirimlarin da ülkemizin milli serveti oldugu bilincindeyiz. Ancak, HES projeleri gündeme geldiginden bu yana vermis oldugumuz demokratik ve hukuksal mücadelelerde bu projelerin yanlis oldugunu vurguladik. Yatirim yapacak firma ve sirketlerin bu yatirimlarinin bosa gidecegini ve bunlara izin vermeyecegimizi defalarca dile getirerek gerekli uyarilarda bulunduk” diyen Av.Kazmaz, açiklamalarini söyle sürdürdü: “Yine de bu süreç içerisinde ilgili firmalar, basta Çevre ve Orman Bakanligi ile DSI olmak üzere ilgili kurum ve kuruluslar; yasa, yönetmelik ve hukuk kararlarini yok sayarak çalismalarini sürdürdüler. Hiçbir yasa ve yönetmelige, hukuk kuralina uymadan, internet üzerinden yaptiklari arastirma ve indirdikleri haritalar üzerinden vadilerimiz ve derelerimizde yüzlerce proje gelistirdiler. Bunlarla DSI’den olumluluk raporu, EPDK’dan üretim lisanslarini uydurup, ‘su kullanim hakki’ adi altinda anlasmalar imzaladilar. Hiç kimse bu derelerde, bu vadilerde kim yasar, kim oturur, ne yenir ne içilir, bu canlilarin bir sahibi yok mu, buralarin özellikleri, öncelikleri nelerdir diye sormadi, arastirmadi, hesabini yapmadi! Bu dereler, bu vadiler bizim dedelerimizin, ninelerimizin, atalarimizin, ecdatlarimizin tarihe ve bizlere biraktigi miraslardir. Onlari yüzyillardir gözleri gibi korumuslar, gerektiginde canlarini dahi vermislerdir. Buralarda yüzyillardir yasayan halk, kendi yasam alanlarinda bu projeleri, HES’leri istemiyor! Karadeniz’in vadilerindeki, derelerinin etrafindaki, ormanlarindaki flora ve faunasi ile endemik türlerin özellikleri, Dünya’nin en zengin bitki örtüsü ve en zengin hayvan türlerine sahip oldugu artik bütün Dünya’ca bilinmekte ve koruma önceligi verilmektedir. Bu varligi ve gerçegi hiç kimse göz ardi ederek katletmeye kalkisamaz!”
Kazmaz açiklamasinda, “Bize artik hiç kimse ‘ülkenin enerjide disa bagimliliktan kurtulmasi, enerji açigi’ gibi hikâyeler anlatmasin! Biz çok iyi biliyoruz bu beyaz yalanlari! Artik halkimiz da ögrendi bu yalanlarinizi. Yalanlariniza kanarak vadilerimizi, sularimizi harcatmayacak, dogal yasam alanlarimiza geri dönüsümsüz zararlar vermenize izin vermeyecegiz” görüslerine de yer verdi.
Ortada büyük ve korkunç bir yanlislik oldugunu, bu yanlisligi önce hükümet yetkililerinin gözden geçirmesi gerektigine vurgu yapan Kazmaz, “Dogayi ve çevreyi koruyup kollayarak gelistirmekle asli görevli Çevre ve Orman Bakanligi, yasa ve yönetmelikler çerçevesinde kalarak, hukukun üstünlügü ilkesi dogrultusunda yargi kararlarini uygulayarak; halkin istek ve uyarilari da göz ardi edilmeden bir an önce bu projelerden vazgeçilmelidir” dedi.
Rize Idare Mahkemesi’nin, Ambarlik HES için Çevre ve Orman Bakanliginca verilen ‘ÇED Gerekli Degildir’ kararinin yürütmesini durdurmasinin yerinde ve dogru bir karar olduguna vurgu yapan Av. Remzi Kazmaz, “Artik herkesin oturup düsünmesi gerek. Sonuçlarin böyle olacagi biliyordu. Buna karsin neye, nelere veya hangi güçlere güvenilerek bunca yatirimin, külfetin ve harcamanin altina girildi” diye sordu.
Enerjinin alternatifi oldugunu ama dogal ekolojik yapisi ile Dünya’da koruma önceligi olan Karadeniz vadilerinin, derelerin ve dogal yasam alanlarinin baska bir alternatifi olmadigini anlatan Kazmaz, açiklamalarini söyle tamamladi: “Eger, Salarha Vadisi üzerindeki Andon Içme Suyu’nu da direkt olarak etkileyen Ambarlik HES projesinde, bu mahkeme kararina karsin hala çalisma devam ettirilecekse, bizler hem bu sirket yetkililerini ve hem de onlarin bu çalismalarina göz yumacak idareyi ‘Hukuk tanimaz’ olarak addedecegiz ve gerekeni yapacagiz!.. Sadece Ambarlik HES ile ilgili degil, bölgemizdeki HES’ler konusunda verilen ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ seklindeki yargi kararina karsi HES’lerle ilgili yapilacak her türlü insa islem ve eylemleri hukuka aykiridir. Bu hukuksuzluklarin karsisinda dün oldugu gibi bugün de güç birligi ve birliktelik içerisinde mücadele edecegiz. Derelerin Kardesligi Platformu olarak, hukukun üstünlügüne olan inancimiz ve demokratik haklarimiz dogrultusunda, bagimsiz bir halk hareketi olarak bu mücadelemizi sürdürecegiz.”
Görele Sol
Bu haber 593 defa okunmuştur.