TEKSIF IZMIR SUBESI BASIN AÇIKLAMASI
09 Mart 2010 – IZMIR
Taris pamuk birligi ege bölgesinde 7 ilde 44 kooperatif 30.000 askin ortagi 2.000’e yakin çalisani bulunmaktadir.
Ülkemizde Cumhuriyetin ilanindan 6 yil sonra 1929 yilinda, çikartilan tarimsal kredi kooperatifi kanunuyla kurulan tarim satis kooperatifleri ve birlikleri 1972 yilina kadar Zamanla geliserek 17 birlik haline geldi. Bu birliklerin ortak sayisi, mali yapisi bölgedeki Pamuk yetistiren sayisi ve çalisanlari ile Türkiye de en büyük birlik olarak günümüze kadar gelmistir.
Bulundugu tarim havzalarinda bölgenin sahip oldugu tarimsal ürünlerde üreticilere hiçbir araci kullanmadan destek olup, piyasalarda çiftçinin emegini, hakkini koruyup üretimde de Emegin payinin sermayeye yenik düsmesinin önünde engel teskil ettiler. Tarladaki mahsule Katma deger kazandirarak ülke ekonomisine zenginlik kattilar. Ama tarimda dünyanin gelismis. Ülkelerinin dümen suyunda hareket eden sözde uluslar arasi kuruluslar olan F.A.O, D.T.Ö, I.M.F ve Dünya bankasi gibi kurumlarin bize sundugu tarimdaki reçetelerin AB’nin dayatmasiyla birlesince Türk tariminda tarim satis kooperatifleri ve onun birlikleri günah keçisi haline gelmistir.
Üretici köylü, çiftçi endüstriyel tarima kurban edilmistir. Ülkemizde iktidara gelen siyasi erklerinde tarimda kalici ulusal politikalar yerine uluslar arasi kuruluslarin politikalarini izlemesi Türk Tarimi’nin gözbebegi Taris’i acz içerisine düsünüp faturayi da ortaklari ve çalisanlarin sirtina yüklenmistir.
Sözde demokratiklesme ve özeklesme adi altinda çikartilan aslinda tarimsal birlikleri Tasfiye kanunu olan ve meshur 15 günde 15 Kanun Dervis kanunlari olarak bilinen 2000 Yilinda çikartilan 4572 yasa ile birliklerin idam fermani aslinda o gün çekilmistir.
Çünkü bu yasa ile birliklere deniliyor ki siz sanayicilik yapmayin, üretmeyin, satmayin, Katma Deger üretmeyin. Yurt içerisinde sanayicilerin yurt disinda da çok uluslu sirketlerin rakibi olmayin elinizdeki sanayi tesislerini bir an önce satin sadece ürün alim ve satimi isi ile ugrasin deniliyordu.
Türkiye tarimini çökertmek isteyenler 4572 sayili yasa ile yetinmeyip sözde birliklerin yeniden yapilandirma anlaminda gene dünya bankasi projesi olan A.R.I.P. i devreye sokmuslardir. Bu proje kapsaminda Dünya Bankasi agzi ve felsefesiyle konusan yeniden yapilandirma kurulu fabrikalarinizi sirketlestirin. Sirketlerinizi bir an önce satin ve sürekli çalisanlarinizi çikartindan baska bir sey söylememistir.
4572 sayili yasa ile birliklere hazineden kaynak aktarmanin önü tikanmis yalnizca yeniden Yapilandirma kurulunun onayi ile D.I.F.E. kredisi kullanma olanagi getirilmistir. Ancak birlikleri ve pamugu bitirmekle görevlendirilenler son iki yilda Taris pamuk birligine D.I.F.E Bir kurus bile kredi kullandirmayarak özel bankalara mahkum ederek bu gün gelinen noktanin bas sorumlulari olmuslardir. Aslinda kendi çikardiklari kanun olan Tarim kanununda belirtilen oranda bile tarima kaynak aktarilmis olsaydi bu günkü sikintilar yasanmis olmazdi.
Bugün metropol kapitalist ülkelerde dahi en öncelikle desteklenen sektör tarimdir. AB bütçesinin yarisi tarima ayrilmaktadir, bu anlamda hiç umutsuz degiliz. Türk tariminin birliklerin ve pamukçunun ihtiyaci olan dünyada yapilanan Türkiye ye uyarlanmasidir. Bu gün Türkiye de ki finansal kemsin yeniden yapilandirilmasi anlaminda 70 milyar dolar maliyet oldugu söyleyenler bütçeden yalnizca 4 milyar dolari tarima ayirmislardir. Finansal kesimin yeniden yapilandirilmasi anlaminda harcanan 70 milyar dolarin % 10 tarima harcansaydi bu gün Türk tarimi çektigi önemli sorununu halleder di bu gün Türk tariminin ihtiyaci farkli bir bakis açisi, farkli bir anlayis ve felsefedir.
Tüm bu anlattiklarimizin isiginda Taris’te yasananlar akil almaz suiistimaller, ihmaller ve hatta ihanetler sonucunda maalesef Taris Çiftçisine ve ortaklarina para ödeyemez, çalisanlari isten çikardigi halde kidem tazminatlarini karsilayamaz hale getirmis. Birligin tüm mallari mali piyasa kurallarini alt üst edercesine aleyhte ipotek altina alinmistir.
Sözün kisasi Taris Pamuk Birligi yöneticileri tarafindan arpalik haline getirilmistir. Isin içinden çikamayan yöneticiler gelinen bu noktada sorumluluklarin yerine getireceklerine bir isçiyi, çiftçiyi ve sendikayi suçlamaktan öteye bir politika üretmektedir. Sözüm ona Taris Iplik A.S.’nin daha önce yüksek düzeyde kredi bilitesi varmista isçinin hak arama mücadelesi nedeniyle yaptigi eylemler sonucu bankalarin destegini çektigini söylemektedirler. Ege bölgesinde yasayan herkesin bildigi bir gerçek var ki Taris'in kredisi bugüne kadar pamuk birligini yönetenlerin basiretsiz ve yanlis politikalar sonucu kendi kredisini zaten çok önceden bitirildigi herkes tarafindan bilinmektedir. Mevcut durumun ortaya çiktigindan beri Taris ipligin vizyonsuz yöneticileri gerçek çözümü aramak yerine isçiyle çiftçiyi, isçileri sendikayla ya da çiftçiyle sendikayi karsi karsiya getirmekten baska politika üretememislerdir. Taris Iplik Fabrikasi’nin çalismasi yönünde hiçbir arayisa girmemislerdir. Isçiler alsinlar çalistirsinlar, Sendika alsin çalistirsin gibi gerçeklesme imkani olmayan tekliflerde bulunmuslardir. Oysaki makinesi teçhizati ve eklentileri, binalari tamamen ipotek altinda olan bu isletmelerin hukuken bir baskasina devredilmesi neredeyse imkansizdir. Böylesine bölgesel bir sorunun çözümü siyasal iktidarin destegi ve denetimiyle mümkün olacaktir. Iplik A.S. de kurulmasi düsünülen tasfiye kurulunun ruhsal ve teknik olarak bu isin altindan kalkamayacagi asikardir. Bu nedenle tasfiye esnasinda böyle bir denetim destegine ihtiyaç vardir. Çünkü kulagimiza gelen bazi bilgilere göre Taris iplik A.S.’nin bilerek sorunun çözümsüz hale getirildigi ve günü geldiginde kamu oyuna bu isin çözümü olmadigi görüntüsü verilip (NL) adli bir firmaya satisini tek çözüm oldugu islenip basta da belirttigimiz gibi çiftçiye ortaklara ve isçilere ragmen yok pahasina satilacagi yönünde kuskulari barindirmaktayiz. Gelinen bu nokta da Iplik A.S. yöneticilerinin kamuoyundan, ortaklarindan ve çalisanlarindan hiçbir sey gizlemeden çözüm yolu aramasi soruna magazinsel yaklasmaktan vazgeçip, basta Taris Iplik A.S.’nin tekrar üretime kazandirilmasi, çalisanlarin ve çiftçileri haklarinin ödenmesi noktasinda seffaf bir yönetim tarzi izleyerek sorunu ilgili tüm kesimlere görüsmeleri sorunun çözümüne ciddi anlamda katki sunacagina inanmaktayiz.
Saygilarimizla,
TEKSIF SENDIKASI IZMIR SUBE BASKANLIGI
Özlem Asoglu
Bu haber 1215 defa okunmuştur.