23 Kasym 2010, 16:21
DEKAP'TAN DAVET VE BİLDİRİ
DEKAP'TAN DAVET VE BİLDİRİ
Derelerin Kardesligi Platformu’ndan Çagri DEKAP-Derelerin Kardesligi Platformu, ‘Tabiati ve Biyolojik Çesitliligi Koruma Yasa Tasarisini’ protesto etmek ve HES’lere karsi mücadeleleri hakkinda, 25-26 Kasim 2010 tarihlerinde Ankara’da bilgilendirme çalismasi yapacak. Derelerin Kardesligi Platformundan yapilan açiklamada; “Dogal Yasam Alanlarimizi kurdugumuz, tarihi, sosyal ve kültürel degerlerimizi korudugumuz Vadilerimizi, yok ederek ortadan kaldiracak ve geri dönüsümsüz zararlar verecek olan, ‘Tabiati ve Biyolojik Çesitliligi Koruma Yasa Tasarisini’ protesto etmek için, 25-26 Kasim 2010 tarihlerinde Ankara’da Sakarya Caddesinde, HES’lere karsi mücadelelerimiz ve söz konusu Yasa Tasarisi hakkinda bilgilendirme çalismalari yapilacaktir.” dendi. Açiklamada ayrica, “bu dogrultuda 25 Kasim Persembe günü Saat:12.00’da Ankara Sakarya Caddesi’ndeki kurulacak olan DEKAP standinda, Derelerin Kardesligi Platformu ve bilesenleri ile kardes derelerin temsilcilerinin de katilacagi bir basin açiklamasi yapilacagi” bildirildi. Derelerin Kardesligi Platformunca, belirtilen bilgilendirme aktivitesine tüm dostlari yanlarinda olmaya ve 2 gün boyunca sürecek çalismalari sürecine destek vermeye çagriliyor. Konuyla ilgili bildiri metni asagidadir. BILDIRI METNI Önümüze büyük bir yenilik diye getirilen ve 2010 Ekim sonunda Meclis’e sunulan ‘Tabiati ve Biyolojik Çesitliligi Koruma Yasa Tasarisi’, Dogal Hayatin ÖLÜM FERMANIDIR! Bu tasari yasallasirsa: Su ‘Kullanim Hakki Sözlesmesi’ imzalamis ve/veya HES (Hidroelektrik Santral) için lisans almis tüm sirketlerin önünde engel olarak duran ‘havza koruma statüleri’ kaldirilacaktir. Böylece Milli Park olan Firtina ve Munzur Vadisinde, Arili, Çaglayan, Ikizdere Vadileri gibi 1. Derece SIT Alani ilan edilen vadilerde sirketlerin faaliyetleri yasallasacak, Tasocagi, HES ve benzeri insaatlar hiz kazanacaktir. Bu yasa tasarisi ile tüm tabiat kararlari, dogal alanlari kimlerin nasil kullanilacagi ile ilgili karar verme yetkisi Çevre ve Orman Bakanligi’na verilecektir. Çevre ve Orman Bakanligi’nin alacagi kararlar, Bakanliga bagli bürokratlar, Bakanligin belirleyecegi akademisyen ve yine Bakanligin seçecegi STK temsilcilerinden olusan kurullar tarafindan verilecektir. Koruma statüleri iptal edilen vadi ve havzalarda yeniden koruma alanlarinin belirlenmesi için 3-8 yil kadar bir süre gerekmektedir. Bakanligin, bagli bulundugu hükümetin politikasini yerine getirecek kararlari bu bosta kalan süre zarfinda verecegi ve tüm dogal alanlari ‘koruma’ esasli degil ‘kullanma’ esasli degerlendirilecegi ve ticarilestirecegi açiktir. Bu Yasa tasarisi derelerini, ormanlarini, topragini, su havzalarini korumak için direnen halkin karsisinda sirketlerin çikarlarini savunmaktadir. Bu tasari yasallasirsa, hazine arazileri, meralar, ormanlar ve su havzalari kullanima açilacaktir! Çevre ve Orman Bakanligi, yasadan aldigi yetki ile gerekli gördügünde dogal alanlarla ilgili izinler, intifa veya irtifak haklarini üçüncü sahislara devredilebilecektir! Yasa Tasarisina göre, tür ve habitatlari koruma bahanesi ile dogal alanlarin isletme yetkisi ‘Bakan onayi’ ile Il Özel Idarelerine, Belediyelere, Vakif ve Derneklere verilebilecektir. Böylece sadece dogal alanlar degil Anadolu’da yetisen tüm biyolojik tür ve çesitler de dogrudan Bakan’in yetkisi ile ticarilestirilebilecektir. Bakanlik, bu Yasa ile koruma alanlarina ait ‘uzun devreli gelisme plani’ yapma yetkisini de özel kuruluslara devretmektedir. Yasaya göre sirketlerin kullanimina sunulan dogal alanlar özel güvenlik güçleri ile korunacaktir. Bugün Anadolu’nun pek çok yerinde sirketlerin HES yapmak için yagmaladigi su havzalarinda derelerini korumaya çalisan yöre halkina Jandarma ve özel güvenlik kuvvetleri müdahale etmektedir! Benzeri müdahalelerin, elinden merasi, deresi, ormani ya da kamulastirilarak tarlasi elinden alinanlar için de yasanacagi açiktir. Unutulmamalidir ki; Bu tasari ve dogal, tarihi ve kültürel varliklarin ticarilestirilmesi için yapilan tüm uygulamalar, Türkiye'nin taraf oldugu, Bern Sözlesmesi, Avrupa'nin Yaban Hayati ve Yasam Alanlarini Koruma Sözlesmesi (1982-Türkiye 1984’de imzaladi), Dünya Mirasi Sözlesmesi, Dünya Kültürel ve Yaban Mirasinin Korunmasi (1983 Türkiye katilimi), Ramsar Sulak Alanlar Sözlesmesi (1971-Türkiye l994) gibi uluslararasi anlasmalara da aykiridir. Dogal alanlarin korunmasi ile ilgili tüm uluslararasi anlasmalarin da yok sayildigi bugün gelinen noktada idare, yani Çevre ve Orman Bakanligi; yasa yapma-yürütme, plan degisikligi yapma ve uygulama haklari ile donatilmis, su havzalarini bütünlesik olarak yöneten, AB Su Çerçeve Direktifine uyumlu kamu-özel ortakligidir. Tabiati ve Biyolojik Çesitliligi Koruma Yasa Tasarisi ile SIT ve tabiat koruma kararlarinin ‘iptal’ edilmesi de dâhil yukarida sayilan tüm degisikliklerle, dogal ve kültürel varliklarin kullanimi, paydaslarin yönetimine ve kullanimina sunulmaktadir. Paydaslar; dogayi ve dogal varliklari sermaye birikimine sokan/sokacak olan sirketler, ilgili kamu/özel kurumlari ve bu kurumlarin seçtigi (sirket-kamu isbirligindeki) sivil toplum kuruluslaridir. Yasa ile tüm Anadolu’da ‘Su Kullanim Hakki Sözlesmeleri’ ile HES yapimi için 49 yilligina sirketlere devredilen 2000 civarinda dere parçasi ve havzasinin, 10.000 civarinda olacagi varsayilan mikro-HES'lerin (0.5 MW'dan daha az kurulu gücü olan HES'lerin) yapilacagi alanlarin ticarilestirilmesinin, ormanlarin ve meralarin sirketlerin kullanimina açilmasini, maden arama ve çikarma faaliyetlerinin yolunu daha güçlü açmis olacaktir. Bizler; Dogayi, dereleri, meralari, ormanlari, yeralti sularini, madenleri, biyolojik tür ve çesitliligi sirketlerin sermaye birikimine sokan, Bugüne degin alinmis SIT kararlarini ve Tabiat Parklarini, Milli Parklarin koruma kararlarini kaldiran, Dogal alanlar ile ilgili kararlari Hükümetin politikalari dogrultusunda alan Çevre ve Orman Bakanligi’nin kurullarina ve Bakan’in dogrudan onayina birakan, Yöre halkini ve orada yasayan canlilari yok sayan ‘Tabiati ve Biyolojik Çesitliligi Koruma Yasa Tasarisi’na KARSIYIZ. Saydigimiz bütün bu nedenler ve çekincelerimiz dolayisiyla, TBMM’ye sunulan bu Yasa Tasarisi’nin biran önce geri çekilmesini, Bu süreçte, hazirlik sürecinden yasalasma sürecine kadar, üniversiteler, sivil toplum kuruluslari, bilim insanlari ve meslek kuruluslariyla birlikte uluslararasi ölçütlere uygun bir sekilde, tüm canlilarin yasam hakkinin ve uluslararasi taahhütlerin dikkate alinacagi yeni bir yasa hazirliginin baslatilmasini, Dünya ve Avrupa’da oldukça üst düzeyde olan ve ülkemizde sadece yüzde 4 gibi yok denecek bir düzeyde olan korunan alanlarinin, tehdit olarak görülmesinden vazgeçilmesini, Koruma konusunda tecrübeli uzman ve bililim insanlarindan olusan tarafsiz, özerk ve yetkili Doga Koruma Kurullari olusturulmasini, Olusturulacak Kurul ve Komisyonlarda sadece Bakanlik uzmanlari veya bürokratlari degil, deniz, göl ve akarsu ekolojisi, botanik, zoolog, meteorolog, sedimentoloji-paleontoloji konusunda uzman jeolog, jeomorfolog peyzaj mimari gibi farkli dogal degerleri tanimlayabilecek uzmanlar da bulunmasini istiyoruz. Bu dogrultuda siyasi ve idari dayatmalar, çikar hesaplari ile yagmalamaya meydan vermeyecek yeni bir Doga Koruma Yasasi çikarilabilmesi amaciyla, sorumlu ve ülkesini seven bütün yurttaslarimizi, kurum ve kuruluslari, sivil toplum örgütlerimizi, siyasi partilerimizi, tüm milletvekilleri ve yetkilileri bu konuda sorumluluk almaya ÇAGIRIYORUZ... Derelerin Kardesligi Platformu
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 1210 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|