20 Kasym 2010, 17:52
Hacılarımız Suudi Arabistan'a Ne Kadar Kazandırdı?
Boğazına kadar borçlu bir ülkenin oldukça fakir vatandaşlarının her sene 1 milyar Euro'ya yakın parası Suudi Arabistan'a gidiyor.
TÜRKIYE’DEN HACILAR SUUDI ARABISTAN’A NE KADAR PARA KAZANDIRDI? Hacca gitmek için önce borçlu olmamak ve helal kazanç sahibi olmak, küslerle barismak gibi belli temel görevleri yerine getirmek gerekiyor. Kimin kazancinin helal olup olmadigini bilmek, bu konuda konusmak mümkün degil. Fakat Hacca gidenlerin borçlu olmamasi konusu, borçlu olan ülkelerde belli soru isaretlerini de beraberinde getiriyor. Bir ülke bogazina kadar borçlu olmasi demek, bu borçlar o ülkenin fertlerinin de sorumlu olmasi demektir. Acaba bogazina kadar borcu olan bir ülkenin vatandaslarinin Hacca gitmesi farz midir degil midir? Bunun ölçüsü nedir? Hele imkani olanlarin ömürde bir defa yapmakla yükümlü olduklari bir vecibe olmasina ragmen, Osmanli sultanlarinin bir tanesi bile hacca gitmemisken, Türkiye’de 1 milyona yakin kisi hacca gitmek için sira beklerken çok degerli milletvekillerimiz ve bakanlarimizin birden fazla hacca gitmesinin adaleti ve vecibesi konusunda hocalarimiz bizi aydinlatirlarsa memnun oluruz. Suudi Arabistan, ülkelerin Müslüman nüfusunun binde bir oraninda ülkelere hac kotasi vermektedir. Türkiye’nin de 75 bin olmasi gerekirken muhtemelen 100 bin kisi bu sene hacca gitti.750 bin üzerinde kisi de hacca gitmek için basvurmus, sirasini beklemektedir. Diyanet’in Hacca götürme paket ücreti 2500 - 5100 Euro arasi. Kurban parasi sonradan tespit ediliyor. Özel sirketler hac organizasyonu paket ücretleri de 2/3 bin -11 bin arasi degisiyor. Haci adaylarinin en azindan %60’i Diyanet organizasyonu ile hacca gidiyor. Ortalama 4 bin Euro diye hesap etsek bu sene 400 milyon Euro’nun büyük bir kismi petrol zengini Suudi hükümetinin kasasina girdi. TÜRSAB’in verilerine göre asagi yukari 120 bin kisi de umreye gidiyor.400 milyon Euro da bunu desek, arti bir sürü görünmez masraflari da eklersek bogazina kadar borçlu bir ülkenin oldukça fakir vatandaslarinin her sene 1 milyar Euro’ya yakin parasi Suudi Arabistan’a gidiyor. Diger fakir Islam ülkeleri vatandaslari da üç bes kuruslarini zar zor bir araya getirip hac görevlerini yerine getirmeye çalisiyorlar. ISRAF ISLAM’DA GÜNAH DEGIL MI? Islam’da israf tabii ki günah, fakat maalesef yillardan beri soruna çözüm getirilemedigi için en büyük israf hac döneminde gerçeklesiyor. 1986 yilinda 1,5 milyon haci adayi kurban kestirmis bu kurbanlarin 350 bin tanesi açlik çeken Afrika ülkelerine gönderilmis geri kalani yeterli soguk hava depolari olmadigindan kesildikleri mezbahanenin hemen ilerisindeki alana gömülmüstü. (Milliyet, 15.08.1986) Sorum su; Bu sene kaç milyon kurban kesildi geri kalan kaç tanesi soguk hava depolari ve bu özellige sahip TIR’larla fakirler ulastirildi, kaç tanesi daha evvelki senelerde oldugu gibi toprak altina gömüldü? Son 30 yilda kaç milyonluk kurbanlik hayvan dünyada bir sürü aç varken dini görevlerimizi yerine getirecegiz diye böyle israf edildi? Bunun açik bir cevabinin verilmesi Müslümanlara yapilacak en büyük iyiliklerden biri olacaktir. Aman müminler gücenir, aman belli yerlerden tepki aliriz diyerek bu konularda sessiz kalmak faydadan çok zarar getirmektedir. Israf Islam’da haram iken böyle büyük bir israfa yillardir nasil göz yumuluyor, neden bunlar gündeme getirilmiyor? Neden bu kadar önemli konuya çözüm bulunamiyor? Neden fakir Müslümanlarin parasi, kaynaklari böyle israf ediliyor? SUUDI HÜKÜMETININ BÜYÜK HAC GELIRI NEREYE GIDIYOR? 2010 yilinda 2,5-3 milyon kisi hac görevini yapti. Bunun bir milyona yakini resmi olmayan yollari kullanarak hacca gitti. Suudi hükümetinin bir ayi bile bulmayan süredeki hac geliri 2010 yilinda 17,5 milyar dolar. (The Guardian, 14.11.2010) Umre kazancini da eklerseniz bu rakami iki veya üçe katlamaniz gerekiyor. Peki Suudi hükümeti petrolden ve hac ve umre ziyareti gelirinden kazandigi bu paralari ne yapiyor? Paralar çogunlukla Kraliyet ailesinin ileri gelenleri ve dört bin rakamini asan sayida Suudi prenslerinin gereksiz lüks harcamalarina ve hükümetin büyük miktarda silah alimina gidiyor. Suudi Arabistan GSMH oranina göre dünyada silah alimina en çok para harcayan ülke. Dördüncüsü Türkiye, besinci de Iran. 2.ve 3. Siralari ABD ve Rusya aliyor. (1) Fakat onlar ayni zamanda silah üreticisi ve ihracatçisi. Petrol ve fakir Müslümanlardan hac ve umre yoluyla saglanan paralarin çogu da basta ABD olmak üzere Bati’nin, silah tüccarlari, finans kurumlarina veya baska kaynaklarina çesitli vesilelerle geri gidiyor. Kisacasi; kutsal hac gelirinin çogundan yine küresel sermaye faydalaniyor. Suudi hükümeti yüzyillardir Mekke’de Kabe’den daha yüksek bina yapilmasinin caiz olmamasina bu konuda hadisler olmasina ve Osmanli’nin bu kaideye önemle riayet etmesine ragmen kazanç ugruna bu kaideye hiç uymadi. Çok yüksek binalarla Mekke ve Kabe’yi çepeçevre sararak Mekke’nin otantik tarihini ve Osmanli’dan kalan bütün o güzel yapilari acimasizca yok ettiler. Mekke’ye bir ABD sehri görüntüsü kazandirdilar. Üstüne üstlük Mekke’nin alt yapisini ihmal ettiler. Yarim saatlik bir yagmur aynen birkaç yüz yil evvel oldugu gibi Mekke’yi bir göl haline getiriyor. Bu sene de ayni durumu hacilar yasayip perisan oldular. KURBAN KESMEK ISLAM’DA FARZ DEGILDIR Dünyada asagi yukari dinlerin çogunda bir çesit kurban sunma adeti vardir. Bu tarihte kanli ve kansiz da olabiliyordu. Tanrilarin kizginligini yatistirma, onlardan af dileme, günahlardan kurtulma, tanriya sükran ve sükür, verimlilik amaci gütme gibi çok çesitli amaçlarla kurban kesilmistir, kurban adagi sunulmustur. Islam dogmadan önce Arap Yarimadasi’ndaki Arap’lar arasinda da kurban adeti vardi. Islam öncesi cahiliye döneminde Araplarin hem putlara hem de hac sirasinda kurban kestikleri bilinmektedir. (2) Cahiliye döneminde (Islam öncesi) bir çocugu sünnet ettirmek, bir kiz çocugunu nikahlamak veya bir ölüyü defnetmek istedikleri zaman Hubel Putu’na 100 dirhem para ile bir kurbanlik deve getirirlerdi.’ (3) Arap’lar putlardan bir arzular oldugu veya dua edecekleri zaman puta kurban veya para takdim ederlerdi. ‘Putlara kurban kesilir kanlari putlarin üzerine sürerler bununla mallarinin artmasini umut ederlerdi… (Kurbanin) Allah’in hissesine düsen kismini fakirlere, misafirlere, putlarin hissesini de puthane hademesine tahsis ederlerdi’ (4) Bir dilek karsiligi kurban adayip kesmek, kurban kanini kisilerin alnina sürmek bu eski adetten gelir. Mesela bugün Arapça’da bayrami ifade eden ‘iyd’(id) kelimesinin kökeninin Akadça oldugunu görüyoruz. Mesela Babil’de iyd’ ler festivaller vardi Tarihte birçok dinde çesitli ifadelerle anilan kurban gelenegi vardir. Kurban; kurbanin cinsi, sunulus sekli ve amacina göre çesitli isimlerle ifade edilmisti. Ibranice’de kurban karsiliginda kullanilan terimlerin biri de kutsal kan dökmeyi ifade eden ‘zebah’tir (Tekvin, 31/54, Çikis,10/25, 12/27) Islami literatürde her ne kadar kurban karsiliginda kullanilan genel terim ‘grb’ kökünden gelen kurban bir iki ayette kullanilmasina ( Ali-i Imran, 138, Maide 27) ragmen Islam’da ister hayvan ister insan olsun bogazlama yolu ile kurban sunma karsiliginda genel olarak ‘zebeha’ fiili kullanilmistir’ (5) Kurban Ibranice ‘grb’ kökünden gelen yaklastiran sey, takdim edilen, anlamina gelen ‘gorban’ (Korban)’dir. (Ezra, 20/28, 40/43…) Kisacasi; kurban hem Ibranice’de hem Arapça’da Allah’a yaklastiran sey anlamina gelmektedir. Hz. Isa insanlik adina onlarin günahlari adina çarmiha gerilmis yani kendisi kurban olmustur. Ekmek Hz Isa’nin etini sarap da kanini temsil eder. Ekmek ile sarap adeti Hititlerde de vardir. Hitit dini metninde söyle der: ‘Ekmek, bira, sarap ile birlikte diger kurban maddelerini tapinakta tanriya sunuyoruz.’ (6) Kuran ögretisi açisindan bakildiginda kurban bir ibadet zorunlulugu olarak getirilmemistir. Bir tek Ebu Hanife’nin kurbani vacip olarak gördügü öne sürülür ise de bu da tartismalidir. Islam’da kurban farz degildir (Kur’an Hac 36-37). Peygamberin yaptigi için yapilmasi gereken vecibedir. Bayram günlerinde (Kurban Bayrami) kurban kesmek Hanefi Mezhebine göre zengin olanlara vacip diger mezheplerde sünnettir. (7) Bunun yaninda kurban gelenegi bir tanrisal emir olarak kabul görmüstür. Hatta Hac görevi yerine getirdikten sonra kesilmesi neredeyse bir farz olarak kabul olunmasi yanin da hali vakti yerinde olup Hac’a gitmeyenler bile kurban kesmeyi adet edinmisler bu adet zamanla sanki bir farzmis gibi algilanip yayilmistir. Acaba diyorum hali vakti yerinde olanlar kurban yerine fakir çocuklarin okumasina yardimci olsa veya her sene bir veya iki agaç dikse hayvanciligimiza, ekonomimize, çevreye, insanliga daha hayirli olmaz mi? Ismail Tokalak Odatv.com 1- The Economist, 5-11 Mayis 2007 International Institute for Strategic Studies (IISS) raporu) 2- Ibn el-Kalbi, Putlar Kitabi, Çeviri: Prof. Beyza Bilgin (Istanbul: Pinar Yay. s. 45,49, 63-65, 75) 3- El-Erzaki Kabe ve Mekke Tarihi Çeviren Y. Vehbi Yavuz, (Istanbul: Çagri Yayinlari, 1980, s.183) 4- Mahmud Esad, Islam Tarihi (Tarih-i Din-i Islam), (Istanbul: Marifet Yay. 1983, s.283, 314) 5- Bakara, 2/49,67,71, Ibrahim, 14/6, Kassas,28/4, Maide,5/3, Neml,27/21… 6- Aygül Suel, Hitit Kaynaklarinda Tapinak Görevleri ile Ilgili Bir Direktif Metni, (Ankara: Ankara Üniversitesi Dil Tarih Cografya Fak. Yay. 1985 s. 33) 7- Prof. Ahmet Güç, Islam’da Kurban, (Istanbul-Bursa: Düsünce Kitabevi, 2003, s382)
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 1297 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|