12 Eylül 2010, 12:52
12 Eylül'de darbe kime indi?
Postalla takunyanın akrabalığını bir kez daha anlatmanın zamanı.
12 Eylül'de darbe kime indi? 12 Eylül'ün 30. yilinda milyonlarca kisi AKP'nin Anayasa paketine oy vermek için sandik basina gidiyor. Tam da bugün 12 Eylül'ün nasil, kim tarafindan ve kime karsi yapildigini hatirlatmanin zamani. Postalla takunyanin akrabaligini bir kez daha anlatmanin zamani. Bugün 12 Eylül. Tam 30 yil önce, Orgeneral Kenan Evren liderligindeki cunta yönetime el koydu. Peki 30 yil önce bu darbe, kim tarafindan kime karsi yapilmisti? Tam da AKP'nin Anayasa paketinin oylandigi gün, gerçekleri bir kez daha hatirlamanin zamani. 12 Eylül'e nasil hazirlanildi? 12 Eylül 1980'deki darbe, birçok kisi tarafindan kabul edildigi gibi bir hazirlik döneminin ardindan gerçeklesti. Özellikle 1977'de Taksim'de yüzbinlerce emekçinin katildigi coskulu 1 Mayis kutlamasina The Marmara Oteli'nden sikilan kursunlar, 1978 Yilinin Aralik ayinda Kahramanmaras'ta solculara ve Alevi yurttaslara dönük olarak devlet ve MHP isbirligi ile gerçeklestirilen katliam ve 1980 yilinda Çorum'da yine solcu ve alevi yurttaslara dönük olarak ve yine devlet-MHP isbirligi ile gerçeklestirilen katliam darbeye ortam yaratmak amaciyla düzenlenmisti. Kahramanmaras ve Çorum'da gerçeklestirilen katliam günlerce sürmüs ancak devlet olaylara israrla müdahale etmemisti. Maras katliami sonrasinda verilen Sikiyönetim karari katliamin amacina ulastiginin bir kanitiydi. Darbenin ekonomik programi da darbeden önce hazirlanmis ve bir ölçüde uygulanmaya baslanmisti. Ekonomik krizle geçen dönemde ihracata ve ucuz isçilige dayali program patronlarin temel taleplerinden olmus ancak solun ve emekçilerin direnci nedeniyle programin uygulanmasinda ciddi sikintilar yasanmisti. 24 Ocak'ta Süleyman Demirel'in basbakanligindaki Milliyetçi Cephe hükümeti döneminde kabul edilen ve DPT müstesari Turgut Özal tarafindan hazirlanan 24 Ocak kararlari da, darbenin ekonomik programi olarak 12 Eylül sonrasinda yani solun ve isçi sinifinin direncinin kirilmasinin ardindan tam anlamiyla uygulanabilmisti. 22 Temmuz 1980 yilinda DISK Baskani Kemal Türkler'in öldürülmesi, diger yüzlerce cinayetle birlikte darbe öncesinin mantigina bir örnek. Darbenin dis baglantilari ise yine hazirlik dönemi konusunda net fikir verecektir. Afganistan ve Iran'da sorun yasayan ABD ve NATO'nun Türkiye'yi de kaybetmekten korktugu ve darbeye her türlü destegi verdigi biliniyor. Dönemin ABD Baskani Carter'a Ankara'daki Amerikan diplomatik kaynaklarindan geçilen "Bizim çocuklar basardi" cümlesi Kenan Evren ve arkadaslarindan böyle bir darbenin dört gözle beklendiginin bir kaniti niteligindeydi. 12 Eylül darbesini kim yapti? 12 Eylül darbesi dönemin Genelkurmay Baskani Orgeneral Kenan Evren liderliginde yapildi. Ancak yukarida da bahsedildigi gibi darbeyi basta emperyalist baskentler ve TÜSIAD olmak üzere bir “ekip” yapti. 12 Eylül öncesi ve sonrasinda yasananlar dis politikadan ekonomiye, kültürel politikalardan egitime kadar tam anlamiyla sag bir programin söz konusu oldugunu gösteriyor. Ülkeyi 12 Eylül'e tasiyan sagci liderler Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkes'in en az Kenan Evren kadar suçlu oldugu darbenin öncesindeki son üç yila bakildiginda net olarak görülebilir. 1930'lu yillardan baslayarak devlet eliyle ve ABD'ye yanasarak hizla zenginlesen, dönemin en büyük patronu Vehbi Koç'un darbenin ardindan Kenan Evren'e gönderdigi mektup 12 Eylül'ün sinifsal içerigi hakkinda da net bir fikir veriyor: "Yakalanan anarsistleri ve suçlularin mahkemeleri uzatilmamali ve cezalari süratle verilmelidir.Polis teskilatini teçhiz ederek ve kuvvetlendirecek imkanlar genisletilmeli, gerekli kanunlar bir an önce çikarilmalidir. Isçi-isveren iliskilerini düzenleyecek olan kanunlar asgari hata ile çikarilmalidir. Bazi sendikalarin Türk Devleti’nin ve ekonomisini yikmak için bugüne kadar yaptiklari asiri hareketler, göz önünde bulundurulmalidir. DISK’in kapatilmis olmasindan dolayi bir kisim isçiler sendikal münasebetler yönünden bekleyis içindedirler. Militan sendikacilar bu isçileri tahrik etmek ve faaliyeti devam eden sendikalarin yönetim kadrolarina sizarak, kendi davalarini devam ettirmek niyetindedirler. Bu durum bilineler, hazirlanacak kanunlarda gerekli tedbirler alinmalidir. Komünist Parti’nin, solcu örgütlerin, Kürtlerin, Ermenilerin, bir takim politikacilarin kötü niyetli tesebbüslerini devam ettirecekleri muhakkaktir, bunlara karsi uyanik olunmali ve tesebbüsleri mutlaka engellenmelidir. Zatialilerine ve arkadaslariniza muvaffakiyetler temenni ediyorum. Emrinize amadeyim. 12 Eylül darbesi kime karsi yapildi? 12 Eylül darbesi kuskusuz 'piskopat askerler tarafindan sivillere karsi' yapilmadi. Kuskusuz 'sag-sol kavgasina son verelim' diye de yapilmadi. Darbenin siyasi-ekonomik-ideolojik bir programi vardi. Bu programin uygulanmasi için solun gücünün ciddi bir biçimde geriletilmesi gerekiyordu. Sol örgütlere ve sendikalara sinirsiz operasyonlar, gözaltilar, iskenceler, hapis cezalari ve idamlar ülkeden solun temizlenmesi için yapilmisti. 12 Eylül öncesinde 45 milyonluk Türkiye'de 4 milyonun üzerinde sendikali isçi varken bugün bu sayinin 700 bin civarinda olmasi, darbenin bu konuda bir ölçüde basarili oldugunun kaniti. Yine darbenin ardindan kurulan YÖK, üniversitelerden solcu akademisyenlerin ve ögrencilerin kazinmasi amaci tasiyordu. Darbe ile beraber sendika konfederasyonlarinin tamami kapatildi ancak sonrasinda gerçeklesenler yine darbenin mantigi hakkinda fikir veriyor. Sagci sendika Hak-Is kapatilmasindan birkaç ay sonra 1981 yilinda açilirken, yine devlet sendikasi olarak bilinen Türk-Is, 1982 yilinda Genel Kurul toplayacak duruma gelirken DISK'e asagidakiler yapiliyor. •17 Eylül'de gözalti süresi doksan güne çikarildi. DISK yöneticileri ve üyeleri uzun süre yargiç önüne çikarilmadi. •Milli Güvenlik Konseyi, 18 Eylül'de yayinlanan 8 No'lu karari ile DISK'in tasinir ve tasinmaz mal varliklarina el koydugunu açikladi. •11 Kasim'da DISK üyesi sendikalarin yönetimine Sikiyönetim Komutanlarinca belirlenen kayyimlar atandi. •7 Aralik'tan itibaren 2364 sayili Yasa ile tüm sendika üyelerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu uygulamasina geçildi. 12 Eylül'de gözaltina alinan altmisyedi DISK yöneticisi tutuklandi. •Aralarinda DISK Genel Baskani Abdullah Bastürk'ün de bulundugu 52 DISK yöneticisi hakkinda idam cezasi istemiyle dava açilacagi basina açiklandi. •DISK üyesi Deri-Is Sendikasi Genel Baskani Kenan Budak, 25 Temmuz'da polis tarafindan kurulan bir pusuyla sokak ortasinda öldürüldü. •DISK Davasi 24 Aralik'ta Istanbul Sikiyönetim Mahkemesi'nde basladi. Yüz altmis dosya birlestirildi, toplam sanik sayisi bin dört yüz yetmis yedi, hakkinda idam istenilenlerin sayisi yetmis sekize çikarildi. Sayilarla 12 Eylül - 650 bin kisi gözaltina alindi. - 1 milyon 683 bin kisi fislendi. - Açilan 210 bin davada 230 bin kisi yargilandi. - 7 bin kisi için idam cezasi istendi. - 517 kisiye idam cezasi verildi. - Haklarinda idam cezasi verilenlerden 50’si asildi (18 sol görüslü, 8 sag görüslü, 23 adli suçlu, 1’i Asala militani). - Idamlari istenen 259 kisinin dosyasi Meclis’e gönderildi. - 71 bin kisi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargilandi. - 98 bin 404 kisi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargilandi. - 388 bin kisiye pasaport verilmedi. - 30 bin kisi “sakincali” oldugu için isten atildi. - 14 bin kisi yurttasliktan çikarildi. - 30 bin kisi “siyasi mülteci” olarak yurtdisina gitti. - 300 kisi kuskulu bir sekilde öldü. - 171 kisinin “iskenceden öldügü” belgelendi. - 937 film “sakincali” bulundugu için yasaklandi. - 23 bin 677 dernegin faaliyeti durduruldu. - 3 bin 854 ögretmen, üniversitede görevli 120 ögretim üyesi ve 47 hâkimin isine son verildi. - 400 gazeteci için toplam 4 bin yil hapis cezasi istendi. - Gazetecilere 3 bin 315 yil 6 ay hapis cezasi verildi. - 31 gazeteci cezaevine girdi. - 300 gazeteci saldiriya ugradi. - 3 gazeteci silahla öldürüldü. - Gazeteler 300 gün yayin yapamadi. - 13 büyük gazete için 303 dava açildi. - 39 ton gazete ve dergi imha edildi. - Cezaevlerinde toplam 299 kisi yasamini yitirdi. - 144 kisi kuskulu bir sekilde öldü. - 14 kisi açlik grevinde öldü. - 16 kisi “kaçarken” vuruldu. - 95 kisi “çatismada” öldü. - 73 kisiye “dogal ölüm raporu” verildi. - 43 kisinin “intihar ettigi” bildirildi. 12 Eylül onlarla sürdü I: Turgut Özal Darbenin ekonomi programini hazirlayan Turgut Özal cuntanin TÜSIAD ve ABD ile baglarini kuran kisi olarak biliniyor. 12 Eylül cuntasinin ekonomi bakani da olan Özal, 1983 yilinda Basbakan oldu. Ihracata dayali büyüme modeli ile ülkedeki toplam ihracatin üçte ikisi hayali ihracat oldu. Özal döneminde tam 256 tane sirketin hayali ihracat yaptigi kanitlandi. Olaganüstü Hal uygulamasi, 1987 yilinda Özal döneminde baslatildi. Özal ayrica, Özel Tim’in kurulmasini saglayan isimdi. Özel Tim 1983 yilinda Özal’in basbakanligi döneminde kuruldu. Özal hükümetinin bir diger icraati da bölgeye “istenmeyen gazetecilerin” girisinin önüne geçmek için çikarilan “sansür ve sürgün kararnameleri” oldu. Özal, 1985 yilinda PKK’ye karsi Kürtler arasindan geçici köy koruculari olusturulmasini saglayan adimlari atti. 1. Körfez Savasi sirasinda "Irak Savasina Amerikalilarin yaninda girersek bir koyar üç aliriz" diyerek siyasi literatüre yeni bir deyim armagan etti. Özal'in o dönem, ABD'nin yaninda savasa girildigi takdirde, Musul ve Kerkük'ün Türkiye topraklarina katilabilecegini düsündügü yazildi. Turgut Özal, yine 1. Körfez Savasi döneminde, Meclis onayi almadan ABD'ye hava sahasinin açilmasinin Anayasa'ya aykiri oldugu elestirilerine, "Anayasayi bir kere delmekle birsey olmaz" dedi. Özal hakkindaki en özlü ifade ise isçilerden geldi: Çankaya'nin sismani isçi düsmani! 12 Eylül onlarla sürdü II: Necmettin Erbakan Darbeye ortam hazirlanmasinda Süleyman Demirel ve Alparslan Türkes ile birlikte 'büyük emegi' geçen Necmettin Erbakan'in önü, konusma yaparken elinden Kuran'i düsürmeyen Kenan Evren ile alabildigine açildi. Türkes'in söyledi "Fikirlerimiz iktidarda biz içerdeyiz" sözü aslinda Erbakan'in durumunu da özetliyordu. Netekim içerde de çok kisa kaldi. 12 Eylül'de bir süre Izmir Uzunada'da gözaltinda tutulan Erbakan, 15 Ekim 1980'de 21 MSP yöneticisiyle birlikte 'MSP'yi illegal bir cemiyete dönüstürmek ve laiklige aykiri davranmak' suçlamasiyla tutuklandi. Ancak hemen 9 ay sonra 24 Temmuz 1981'de serbest birakildi. 1987'de tekrar siyasete dönen Erbakan, 19 Temmuz 1983'te kurulan Refah Partisi'ne genel baskan seçildi. 1991 seçimlerinde Konya'dan milletvekili oldu. 1995 yilinda da Basbakan oldu. 12 Eylül onlarla sürdü: Çiller, Yilmaz ve nihayet Erdogan 90'li yillarda Basbakanlik yapan Dogru Yol Partisi lideri Tansu Çiller ve ANAP lideri Mesut Yilmaz Turgut Özal'in birer kopyasi olmaya çalistilar. Piyasacilik, hayali ihracat, isçi düsmanligi, Kürt düsmanligi, faili meçhuller, dincilik, ABD yalakaligi onlarin da ezberi oldu. Ancak 2002'den bu yana Basbakan olan Erdogan ve partisi AKP bu anlatilan 30-35 yillik dönemin egemen bütün yönlerin mantiki ucu oldu. (soL-Haber)
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 1686 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|