31 A?ustos 2010, 13:35
HES'e karşı mücadelenin dedesi öldü
HES'e karşı mücadelenin dedesi öldü
HES'e karsi mücadelenin dedesi öldü Antalya Kumluca'da HES'e karsi mücadelenin sembolü 84 yasindaki Ahmet Türkkan HES çalisanlarina saldirdigi gerekçesiyle karakolda ifade verdikten sonra kalp krizi geçirerek öldü SERKAN OCAK (Arsivi) ISTANBUL- Ahmet Türkkan, 84 yasindaydi. Üç yil öncesine kadar Antalya Kumluca’ya bagli Alakir Vadisi’nde kendi cennetinde huzur içinde yasiyordu. Alakir Çayi’ndaki su degirmeninde yillarca degirmencilik yapti. Yakinlarinin anlattiklarina göre, Alakir’daki onlarca su degirmeninin içinde en güzel un, Ahmet amcanin ögüttükleriydi. Alakirli Ahmet amcanin üç yil önce keyfi kaçti. Alakir’a yalniz yasadigi evinin yakinlarina hidroelektrik santral kurmak isteyenlerle büyük bir mücadeleye basladi. Ancak ömrü yetmedi. Karacaören köyündeki evinin yakinlarinda 11 Agustos’ta ölçüm yapan HES çalisanlari ile tartisan Ahmet amca, Jandarmalik oldu. HES çalisanlari 84 yasindaki Türkkan hakkinda kendilerine saldirdigi gerekçesiyle sikâyette bulunmustu. Jandarma, 17 Agustos’ta Ahmet amcayi ifadeye çagirdi. Türkkan Jandarma’nin ‘arabaniz var mi? sorusuna ‘evet, bir adet el arabam var’ cevabini vermisti. Ancak Ahmet amca karakoldan köy kahvesine döndügünde hakkinda söylenenlere çok kizmisti. Sinirliydi. Saat 15.00 siralarinda ifade veren Ahmet amca, dört saat sonra evinde kalp kirizi geçirdi ve öldü.
Doga savasçisiydi Türkkan, Alakirlilar için bir simgeydi. HES mücadelesinin de en önde gelen isimlerdendi. Karacaören Köyü Kültür, Doga, Turizm Dernegi Baskan Ahmet Basar, Karacaköyü’nün yerlilerinden olan Türkkan hakkinda sunlari söylüyor: “Her lafa verecek tatli bir çift sözü muhakkak olurdu. Çok zeki bir insandi. Sürekli espri yapardi. Son üç yildir basimiza gelen bu HES belasi için ugrasiyordu. Doganin yok olmasini asla kabul edemedi. Bana en son sunu söylemisti: ‘Ben 80 yasindayim. Kendim için bir sey istemiyorum. Vadiden baska gidecek bir yerim yok. Gençlerin çocuklarin geleceginden endise ediyorum. Onlara kurumus bir vadi birakamayiz’. Ahmet amca herkese yardim eden ulu bir çinardi. 17 Agustos’ta Jandarmaya gitmesine çok kizmisti. Bu üzüntüye kalbi dayanmadi.” Dernek Baskani Basar, HES ile ilgili yeni bir gelismeyi ögrendiklerinde Ahmet amcanin zaten iki saat öncesinden haberi oldugunu söyleyerek su anisini anlatti: “Burada yerel bir gazete var. HES firmalarindan reklam aldigi için ‘HES’lerin yararli olduguna dair’ yazilar yaziyor. Bir gün gazetenin sahibi, ‘Bunak degirmenci ne anlasin elektrikten’ diye bir yazi yazdi. Ahmet amca benim araciligimla gazetenin sahibine bir söz iletti: ‘Lüzumsuz lambalari söndürsün o zaman elektrik üretmeye gerek kalmaz!” Türkkan’in HES aleyhine yapilan bir mitingde söyledikleri yerel bir gazeteye söyle yansimisti: “Varlik içinde yokluk çekmek istemiyoruz. Alakir Vadisi’nde 100 yasina kadar yasamak istiyorum.” Türkiye Su Meclisi’nin mail grubunda da Türkkan hakkinda su sözler yer aldi: “Degirmenci Ahmet amcamiz, hayati boyunca Alakir suyunun gücüyle ögüttügü unla büyüdügü için açikti zihni. Cesurdu eylemi. Onu satin alamadilar, kandiramadilar. Ve yine gelmislerdi ve yine direnmisti tüm canlilar adina. Kalbi dayanamadi artik. Döndügünde köyüne, o çok sevdigi ve son nefesine kadar korumaya kendini adadigi Alakir’in kenarinda kavustu sadik yarine. Son nefesini bile verirken aklinin ve cesaretinin kaldirdigi ama artik bu olup bitenlere karsi kalbinin kaldiramadigi o anda, hâlâ özgürce akan Alakir’in sesi kulaklarindaydi. Tüm bu olup bitenlere karsi bu karanlik duyarsizlik içinde yitip giden sözde genç olanlara bir isik olasin... Selam olsun ardinda biraktigin aydinliga. Alakir özgür akacak! Her birimiz Anadolu’nun her vadisinde son nefesimizi verinceye kadar mücadeleye devam edecegiz. Ahmet Türkkan, ‘Alakir’da 100 yasima kadar yasamak istiyorum’ derdi. O artik sonsuza kadar Alakir’da yasiyacak.” *SATILMIS BASKAVAK HES’çiler masum degil Basbakan Rize’nin Ikizdere ilçesinde HES açilisinda yaptiklari ve söyledikleri 8 AKP iktidarinin hak hukuk tanimamada geldigi noktanin göstergesidir. HES’e karsi çikanlari istismarcilikla ve rantçilikla suçlayan basbakanin asil davasi devam eden HES’in açilisini alelacele yapmasi asil istismar ve rantçiliktir. Açilis bahanesiyle referandum da evet demeleri için çalisma yürütmek asil istismarin kendisi degil midir? Rantin ortaklarinin HES projeleriyle akan her suyun 49 yilligina kiralanmasini satis olarak görmemeleri çok dogaldir. Fakat gelinen noktada bu bir satistir ve suyun kullanim hakki 49 yilligina enerji sirketlerine verilmektedir. Yani dün gürül gürül özgürce akan sular, bugün ve yarin artik sirketlerin HES tribünlerinden akacak. Satilmiyorsa neden akarsularimiz uzunlugu 50 km’leri bulan kanal ve tünellere alinmaktadir. Iste bu nedenle de suyumuzu ele geçiren enerji sirketleri tribünleri dönsün diye suyu yatagina birakmadiklari için deneme üretimine geçen Ikizdere HES nedeniyle dere yatagi kilometrelerce kurumaktadir. Sivas’ta Kizilirmak suyunun HES’çilere verilmesi ne kadar masumdur. Sarkisla Saraç köyünün çikisinda, Çepni kasabasinin tarim alanlarinin basladigi yerde kanala alinan Kizilirmak suyu 24 km sonra yine Çepni Kasabasinin arazisinin bitisinde irmaga akitilmaktadir. Koca bir kasaba ve on binlerce dekar tarim alani, buradan geçimini saglayan binlerce Çepni’li insan suya hasret birakilacakken bu duruma karsi çikanlari suçlayan AKP yöneticileri asil masum degildir. Asil dereye yada irmaga su birakilacagi koca bir yalandir. Çünkü HES’çiler su birakmiyorlar. Tepkiler olmasin diye Can suyu birakacaklarini söylemektedirler. Gelismis ülkelerde suyun en az 1/4 ‘ü yataginda birakilirken ülkemizde ancak (1/50) ellide biri kadar su birakilmasi gündemdedir. Bunun anlami sudur akarsularimiz sirketlerin kanal yada tünellerinde akarken, bu güne kadar bu sulardan faydalanan börtü böcek, kuslar, hayvanlar ve köylüler ise su yatagindaki can suyu! kurumasin diye ellerini havaya açacak. Asil rantçilik onlarca yilligina sirketlere kiralanan akarsularimizdan, derelerimizden üretilecek elektrige birde 20-30 yil alim garantisi verilmesidir. Asil istismar ülke enerjisiz mi kalsin laflariyla halkin yurtsever duygularini sömürmektir. Ülkemizin çesitli yerlerinde çalismalari süren termik santraller nedeniyle narenciye bahçeleri yok olacak üretici köylüler olarak, Derelere kurulan HES’ler nedeniyle iklim yapisi degisecek, Karadeniz’de çay bahçeleri kuruyacak, kivileri susuz kalacak, findikliklari solacak üretici köylüler olarak, Içanadolu’da Kizilirmak ve Yesilirmak boyunca bugdaydan, arpadan, çeltige bagdan bahçeye geçimini saglayan üretici köylüler olarak, AKP’den öncede üretiyorduk, AKP’den sonrada üretecegiz. Bu topraklar, bu hava, bu sular ülkenin ve halkin ortak mallaridir. Satilmasina, kiraya verilmesine ve elimizden alinmasina karsiyiz. Ekmegine, topragina ve gelecegine sahip çikan biz üretici köylüler hiçbir zaman çevrecinin daniskasi olmadik ama çevreyi savunduk. Çocuklarimiz Amerikalarda okumadigi için savunduk. Gemilerimiz olmadigi için, on yilda trilyonluk servetlerimiz birikmedigi için savunduk. Bundan sonrada savunacagiz. Toprak, su ve hava üretmek ve yasamak için insanin en dogal ihtiyacidir. Bu nedenle bunlarin kirlenmemesi ve satilmamasi için her zaman mücadele edecegiz. * Tüm Köy Sen Egitim ve Örgütlenme Uzmani
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 1158 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|