Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün yapmış olduğu araştırmaya göre Türkiye ekonomisi büyürken aynı zamanda benzeri görülmemiş bir yoksulluk ortaya çıktı.
BASBAKANLIK RAPORU: BÜYÜRKEN YOKSULLASTIK
Basbakanlik Aile ve Sosyal Arastirmalar Genel Müdürlügü’nün yapmis oldugu arastirmaya göre Türkiye ekonomisi büyürken ayni zamanda benzeri görülmemis bir yoksulluk ortaya çikti.
Türkiye,IMF, Dünya Bankasi, OECD raporlarinda dünyanin yildizi parlayan ülkeleri arasinda ilk siralarda gösteriliyor. Küresel krize kadar üst üste büyüme rekorlari kirarken, yakin gelecekte dünyanin en büyük 10. ekonomisi olmayi hedefliyor.
Ancak sesleri ciliz çiksa da bazi ekonomistler, Türkiye`de gerçeklesen büyümenin istihdam yaratmadigina, issizlige çare olmadigina dikkat çekiyor. Dolayisiyla da bu büyümeyle ‘yoksullugun` da büyüdügüne isaret ediyorlar. Iste bu gerçek ilk kez ‘bilimsel bir arastirmayla` da dogrulaniyor. Hem de Basbakanlik`in yaptirdigi arastirma, Türkiye`nin ‘büyürken` yoksullastigini ortaya koyuyor.
Basbakanlik Aile ve Sosyal Arastirmalar Genel Müdürlügü`nün Prof. Ali Dönmez baskanligindaki bir ekibe yaptirdigi “Sosyal Yardim Algisi ve Yoksulluk Kültürü” arastirmasi yoksulluk ve yardimlarla ilgili bilinen gerçekleri ters yüz ediyor. Örnegin sosyal yardimlarla yoksullugun bitirilemeyecegi vurgulaniyor. Ilk bölümde dünyada ve Türkiye`de yoksullugun nedenlerine dair tespitler yapiliyor.
- Küresellesme ve neo liberal politikalar gelismis ülkelerde de gelir esitsizligi ve yoksullugu artirdi.
- Sermaye çekme yarisinda olan az gelismis veya gelismekte olan ülkeler, ücretleri baskilayici politikalar izlemektedir. Artan issizlik ve düsük ücretler dünya genelinde talep daraltici etkide bulunurken bu durum, her kitada yoksullugun mutlak ya da göreli olarak artmasina neden olmaktadir.
TASERONLASMA, ESNEK ÇALISMA…
- Türkiye`de 1980`lerde baslayan süreçle köyün yoksulluk gizleyici yapisi kirilmis, sehirde düzenli ve sosyal haklari garantiye alan bir istihdam yapisi ise saglanamamistir. Küresellesmenin getirdigi taseronlasma, parça basi isler, esnek istihdam gibi yapilar çogu çalisani sosyal güvenceden mahrum kilarken, çalisanlar her an issiz kalma gerçegi ile yüz yüze kalmislardir. Devletin ekonomiden geri çekilme politikasi, içte ve dista serbest ticarete yönelim, yoksullugu engellemek için geçmiste kullanilan dolaysiz istihdam artirici politikalari kullanilamaz hale getirmistir.
BÜYÜRKEN BENZERI GÖRÜLMEMIS YOKSULLUK
Arastirma Türkiye`nin büyürken yoksullastigina vurgu yapiyor. Hem de benzeri görülmemis bir biçimde.
Türkiye`nin küresel piyasalara eklemlenirken milli gelirinin arttigi ve ekonominin hizli yükselise geçtigi animsatiliyor. Hemen ardindan ise böyle bir ortamda daha önce benzeri görülmemis bir yoksullugun ortaya çiktigina dikkat çekiliyor.
“Kir ile organik baglari kopmus ve su ya da bu nedenle piyasalarda da organik bir bag kuramamis bireyler ve aileler, hiçbir dönemde olmadigi kadar, devletin koruyuculuguna muhtaç duruma gelmistir” deniliyor. Hem insani hem de T.C Devletinin anayasasi ile belirlenmis sosyal devlet olma yükümlülügü nedeniyle, bu insanlara devlet eliyle yardimin zorunlu oldugu belirtiliyor.
Ancak yoksullukla bas etmenin sadece muhtaç kisilere kaynak aktarmak olmadiginin alti çiziliyor. Sosyal dislanma ve yoksulluk kültürünün en az maddi yoksulluk kadar engellenmesi ve yok edilmesi gerektigine vurgu yapiliyor.
14.7 MILYON YOKSUL!
TÜIK verilerine göre Türkiye`de mutlak açlik sinirinda yani günlük 1 dolarin altinda gelirle yasayan kisi sayisi 10 bin. Ancak gida ve gida disi yoksulluk sinirinin altinda yasayanlar ise nüfusun yüzde 20`sini olusturuyor. Yani 14 milyon 681 bin kisi ulusal yoksulluk sinirinin altinda yasiyor.
Kaynak: Hürriyet
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 729 defa okunmuştur.
Paylaş