07 ?ubat 2013, 19:59
Doğayı korumak için!.
İhsan Çaralan yazdı
Dogayi korumak için!. Ihsan Çaralan Özer Akdemir arkadasimizin özenli haberlerinden her boyutunu izliyoruz: Ülkemizin dogal SIT alanlari, doga harikasi kiyilari, birinci sinif tarim arazileri uluslararasi ve yerli maden sirketleri, HES’çiler, termik santralciler, nükleerciler, kirli sanayi patronlari... tarafindan gün be gün yagmalaniyor. Her gün bu faaliyetlerin sonucu olarak güzel bir doga parçasinin daha yok oldugunu yüregimiz burkularak izliyoruz. Ya da kendi topraklarini düsman isgaline karsi savunurcasina mücadele eden köylülerin sirketlere ve sirketlerin arkasinda yer alan devlet güçlerine karsi giristigi mücadelelerle gururlaniyor, onlarla ayni safta olmakla övünüyoruz. Çanakkale’si, Izmir’i Kaz daglari, Usak-Esme’si, Eskisehir’i, Sinop’u, Mersin’i, Iskenderun’u, Hasankeyf’i, Munzur’u, Ikizdere’si, bu yagmadan kurtulamiyor. Dün ovalarinda pamuk, zeytin, incir, portakal, nar, ayçiçegi, pirinç, bugday... yetisen topraklar, dünyanin akcigeri orman alanlari simdi siyanürün, kömürün, petrol atiklarinin çöplügü haline geliyor. Üstelik yasa, hak hukuk tanimadan; bazen mahkeme kararlariyla, bazen mahkeme kararlarina ragmen, hükümet, vali, jandarma desteginde yapiliyor bu yagma. Ancak dün gazetemizde çikan iki haber bu yagmanin ne asamaya geldigini gösterdi. Haber-1) Kahramanmaras’in Elbistan ilçesinde yeralti sularina sayaç takilacagi, köylülere de sayaç karti dagitilarak suyun bu kartlara islenmis “krediyle” verilecegi köylülere duyurulmus. Bu uygulamayi devletin DSI’si yapacak. Sulama amaçli barajlardan köylülere parayla su verilmesinden sonra simdi de kuyu sularinin da “kart”la, “kredi”yle verilmesine sira gelmis. Bunun bir adim sonrasi da zaten kuyudan çikacak her litre suyun parayla satilacagidir! Haber-2) Erzurum’da Valilik, Il Mera Komisyonunu toplamis, bugüne kadar vatandasin parasiz olarak kullandigi meralarin listesini çikarmis ve bundan böyle bu meralarda göçerlerin ancak meradan bir alani kiralayarak sürülerini, hayvanlarini otlatabilecegini; aksi halde yasak oldugunu ilan etmis! Yani merayi kiraya veren de su ya da bu köy, ya da bir sirket degil, devletin valiligi artik! Bize inanilmaz gelen bu uygulamalar kapitalist piyasa mantigi bakimindan hiç de inanilmaz degil. Tersine, böyle olmamasi inanilmaz! Çünkü onlara göre her sey kâr, her sey üstünden kâr edildigi zaman anlamli. Ve onlar daglarin, ormanlarin, kiyilarin, meralarin tahrip olmasini da umursamazlar, yeter ki bu tahribat onlara para kazandirmis olsun! Onun için yillarca “Zengin ülkenin yoksul bekçileri olmayacagiz!” demagojisini yaptilar. Ve simdi ülkenin yerüstü ve yeralti kaynaklarini yagmalayarak iki tarafli zenginlestiriyorlar. Tipki bunun gibi; “Kuyu suyu da köylüye parayla satilir miymis?” demeyin; onlara göre yer üstündeki içme suyunu nasil siseleyip satiyorlarsa yeraltindaki suyun sahibi de kendileridir ve o su onlara para kazandirmalidir! Ya da meralar orada duruyor diye kimse sahipsiz sanmasin, onlar meralarin da sahibidir ve hayvanlarini merada otlatacak olanlar onlara para ödemelidir! Piyasanin, kapitalizmin mantigi bu. Ve giderek bütün bunlara sahip olmayanlar, sahip olmadiginin ihtiyaci kadarini alacak parasi olmayanlara hayat hakki tanimayan kapitalist kâr hirsi hiçbir alani bos birakmayacak biçimde genisliyor. Akarsular, madenler, verimli tarim arazileri, SIT alanlari derken kuyu sularina, meralara el koymaya ve bunlarin üstünden bin yillardir yasayanlara parayla satmaya kadar genislettiler egemenlik alanlarini. Ve bu zihniyete, kapitalizme karsi bir mücadele için birlesmeden de öyle bölük pörçük karsi duruslarla üstesinden gelinemez yagmanin, talanin. Çünkü yagmanin böregi çok lezzetli ve büyük, yagmacilarin istahi da yedikçe artiyor! ENERJIYE GEREKSINIM VAR MI? Coskun Özbucak Ordu’da HES’lerin yapilmasini isteyenlerin halka yönelik ‘ikna çalismalarinda’ özellikle enerjiye gereksinim duyuldugu vurgulanmaktadir. Bunun yapilmasinin nedeni, insanlarin kamu hizmetlerine sicak bakiyor olmasidir. Sirketler kendi çikarlari için halkin iyi niyetini kullanmaya çalisiyor. Buna iktidar da destek veriyor. Ordu’da HES’ler öne çiktigi için, nükleer ve termik santrallere, rüzgâr ve günes enerjisine deginmiyorum. Hepsi ayni kapiya çikiyor. Ayrica HES’lerle sulara el konulmasi da tartisilacak ayri bir konu olarak duruyor. Her derenin – irmagin üzerinde 2-5-7 adet olan HES’ler derelerimiz kurutuyor, sularimiza el koyuyorlar dedikçe ‘kamu yararindan’ ve ‘enerji gereksiniminden’ söz etmeye basliyorlar. Önce elektrige gereksinim olmadigini devletin kendi rakamlarindan yanit vereyim: “Türkiye’nin 2010 sonu itibari ile 49524 MW kurulu gücü var. Talep edilen güç ise 33392 MW. 2015 yilinda talep gücün 45112 MW olacagi öngörülüyor. Bu hesap Türkiye’nin her yil % 7,5 büyüme oranina göre yapiliyor.” Buradaki rakamlara göre su an HES, termik ve nükleer santral, rüzgâr ve günes vb. yapilmasa – kullanilmasa da 2015 yilinda bile elektrik gücümüzün tümünü harcayama olanagimiz yok! HES’lerle elde edilecek elektrik % 5’i geçmiyor. Enerji nakil hatlarinin eskiliginden kayiplar neredeyse %20’ye yakin. Bunlar yenilense yeter aslinda… Aslinda elektrige gereksinimimizin olmadigini kendileri de söylüyorlar ama halki ‘ikna etmek’ için ne yapacaklarini sasiriyorlar. Bakin neler söylüyorlar. TEIAS Genel Müdürü Kemal Yildir: “çalismalarin tamamlandiginda Libya, Fas, Azerbaycan, Lübnan, Filistin, Suriye, Gürcistan, Yunanistan, Italya, Fransa’ya kadar uzanan hatta Türkiye üzerinden elektrik ticareti yapilacaktir.” (Global Enerji Dergisi sayi:74) Enerji Bakani Taner Yildiz ise, “Türkiye’nin elektrik ticareti olmayan komsusu kalmadi. Nahçivan, Iran, Suriye, Yunanistan, Irak ve bunlarin hepsi ile elektrik ihtiyaci olan tüm komsularla elektrik ticareti yapiyoruz.” (2. Karadeniz Enerji ve Ekonomi Forumu) Bu alintilar Türkiye’nin elektrige gereksinimi oldugu yalaninin en güzel kaniti degil mi? Kendi agizlariyla söylüyorlar, elektrik satacaklarini… Hani elektrige gereksinimimiz vardi? Bu kadar da degil! Köylerde ‘kamu yarari’ oldugunu söyleyerek insanlarda yanilgiya neden oluyorlar. HES’leri devlet yapiyor izlenimi vererek halki teslim aliyorlar! HES’leri devletin degil, yerli ve yabanci tekellerin yaptigini bizler biliyoruz. Ama halk kandirilmaya çalisiliyor. Enerji Bakaninin agzindan üretilecek enerjiyi kimlerin satilacagini duyalim. Enerji ve Çevre Dünyasi Dergisi Ocak-Subat sayisinda Enerji Bakani Yildiz, Türkiye’nin elektrik açiginin bulunmadigini vurgulamis ve 2012 yili tahmin edilen talebin yani sira 35.7 milyar saat enerji üretim kapasitesinin bulundugunu ifade etmis ve ayrica kamunun elektrik ihracinin planlanmadigini ancak elektrik enerjisi kapsaminda ‘özel sektör’ tarafindan 3.07 milyar KW saat enerji dis satimi beklediklerini açiklamistir. Buradan da anlasilacagi gibi elektrik satisini yerli ve yabanci tekeller yapacak. Yani tekeller ürettikleri elektrigi satacaklar. Bunun neresinde ‘kamu yarari’ bulunuyor, bilen açiklasin! Enerji gereksinimi bahane, yerli ve yabanci tekellere yasam alanlarini talan ettirmek ve pazar yaratmak sahane!
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 908 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|