09 Haziran 2010, 03:08
Franny Armstrong kendini çevreye adadı
Franny Armstrong, iklim değişikliği ve çevreciliğe hayatını adamış bir yönetmen. Daha okul yıllarında iklimin değiştiğini ve insanlığın elindeki kaynakları iyi kullanmazsa, gelecek nesillere bırakacak birşeyi kalmayacağını kavramış.
Ünlü yönetmen Franny Armstrong kendini çevreye adadi. Aysegül EKINCI/LONDRA Franny Armstrong, iklim degisikligi ve çevrecilige hayatini adamis bir yönetmen. Daha okul yillarinda iklimin degistigini ve insanligin elindeki kaynaklari iyi kullanmazsa, gelecek nesillere birakacak birseyi kalmayacagini kavramis. Anlayacaginiz, iklim degisikligi konusuna dünyanin dikkatini çeken Franny Armstrong küçük bir çocukken, yönetmen olmayi kafaya koymus. Dahasi, gelecek nesiller için vakit geçmeden birseyler yapmayi da. Iklim Zirvesi’ne geri sayim baslamisken, haril haril çalisan genç kadin, filmi ve iklim degisikligiyle ilgili Ingiltere’de 2010’da hayata geçecek projesini, kisaca ‘ neden vakit geçmeden birseyler yapalim’ açilimini anlatti. Ingiliz yönetmen, dünya politikacilarina çagrida bulunurken, Microsoft, Ingiliz Posta Kurumu, Pret a manger gibi dünyaca taninan kurumlari etkileyen ‘ Düsük karbon salinimi’ projesinin Türkiye’de de uygulanabilecegini açikladi..Nasil mi? AEkinci: 2009 Aralik ayi dünyanin ayakta kalabilmesi içinçok önemli bir tarih. ‘ Aptallik Çagi’ hem bir belgesel hem de bir film olarak çok etkili. Filmin insanlar üzerinde ne tür etkiler yaratacagini düsünüyorsunuz? FA: Ancak son 20-30 yildir iklim degisimleri hakkinda bilgiye sahip olduk. Insanlik bunun için hiç bir sey yapmadi. Su an kendimizi ve insanligi kurtarmamizin son noktasina geldik. Aralik Kopenhag BM Iklim Zirvesi, dediginiz gibi bizlerin bir sonraki nesil tarafindan hatirlanmamizi saglayacak bir olaydir. Toplumun bundan haberi yok, ne Türkiye’de ne de baska bir ülkede vatandaslar bu toplantinin insanligin en önemli toplantisi oldugunu biliyor. Biz, yaptigimiz filmle bu bilinci uyandirmaya çalisiyoruz. AEkinci: Filmi yapmak kimin fikriydi? FA: Benim fikrimdi. AEkinci: Bu fikir ne zaman ortaya çikti? FA: Ben iklim degisikligi hakkinda ilk defa 80’li yillarda haberdar oldum. Okuldayken, ögretmenlerimden biri, o zamanlar sarah etkisi deniliyordu, yüzyilin sonunda dünya yasanmaz bir hale gelebilir dedi. O zamandan beri bu konu beni çok etkiledi. Konuyla ilgili bir film yapmak istedim ama çok uzun bir süre aklima iyi bir fikir gelmedi. Sonunda, 2002’de 6 farkli insanin dünya etrafindaki yasamlarini belgesel olarak kaydetme fikri geldi. AEkinci: Aptallik Çagi kaç ülkede izleyiciyle bulustu? FA: Ilk önce Mart 2009’da, Ingiltere’de yayina girdi. Bizler bagimsiz bir kurulusuz ve hiç bir maddi destek almadan bu projeyi yaptik. Filmin galasi, Guiness Rekorlar Kitabi’na en büyük gala olarak geçerken, box office rekorlari kirdik. Bu hiç bir ilan veya reklam vermeden tamamen insan gücüyle gerçeklesti. AEkinci: Bunu nasil basardiniz? FA: Gala gecesi için binden fazla insan çalisti.Brösür dagitimindan, sinemalarla görüsmeler kadar her yolu denedik. Daha sonra aklimiza uydu yayini geldi. Ve, New York’tan 61 ülkeye kadar tarihteki en büyük canli yayini gerçeklestirdik. AEkinci: Insanlardan nasil tepkiler aliyorsunuz? FA: Hergün yüzlerce mail aliyoruz. Bir çok insan filmden ne kadar çok etkilendigini ve iklim degisikligi üzerine yapmak istedikleri yardimlardan bahseden e-postalar yolluyorlar. Bu, insanlarin bu tür bir film izlediklerinde ve olayin ciddiyetini kavradiklarinda, ne kadar çok katkida bulunabileceklerini gösteriyor. AEkinci: Filmin vizyona girme tarihi, Aralik ayinda Kopenhag’da düzenlenecek Iklim Zirvesi’nin hemen öncesi denk geliyor. Bu tarihi özellikle mi ayarladiniz? FA: Bunu özel olarak yaptigimiz düsünmek çok dogal ama gerçek olan ne yazik ki bu degil!! Filmin üzerinde tam 2004’ten beri çalisiyoruz. Ben yillardan beri hiç tatil yapmadim ve filmi tamamlayinca, Kopenhag Zirvesi aklimiza geldi. Yani tamamiyle tesadüf oldu.. AEkinci: Dünyanin gözünü diktigi bir projeye imza attiniz. Sizin için Iklim Zirvesi çok önemli. Peki sizce bu zirveden nasil bir karar çikacak? FA: Bu zirveden ya kazanç ya da kayip çikacak. Eger politikacilar ya da ara bulucular dogru kararlari alirlarsa bizleri ödüle götürecek. Bu da bizlerin ve gelecek nesillerin bu gezegen üzerinde yasamamizi saglayacak..Kayip meselesini ise düsünmek bile istemiyorum. Iste tam bu noktada her ülkenin halki çok önemli. Her birey politikacilar üzerinde Kopenhag’da dogru kararlar almasi için baski kurmali. Eger politikacilar Kopenhag’a gidip dogru kararlar almazlarsa, nasil politikaci oluyorlar. Bu hepimizin ölüm raporuna imza atmak gibi birsey. AEkinci: Türkiye’de Greenpeace Türkiye’nin baslattigi baslattigi ‘ One Minute- Bir dakika’ kampanyasi için ne düsünüyorsunuz? FA: Kesinlikle destekliyorum. Buradan, Basbakan Erdogan’a bende çagrida bulunuyorum. Ve diger poitikacilara da. Tüm baskanlar bu önemli zirveye gidip, dogru karar almak zorundalar. Basbakan Erdogan, zirveye gitmeyip ne yapacak golf mü oynayacak? AE: Sizin önümüzdeki yil yani 2010’da Ingiltere genelinde gerçeklesecek bir kampanyaniz var. Bize bahseder misiniz? FA: Kisaca ‘ TENTEN-ONON’ adini alan kampanya çerçevesinde tüm okullara, sirketelere,hükümete, askeriyeye ve monorsiye dahil herkese çevre kirliligini yüzde on indirmelerini istedik. Bunu 2010’da gerçeklestirmelerini sorduk ve kampanyamizin adi buradan yola çikarak ‘ ONON’ oldu. AE: Bunun gerçeklesme ihmali ne kadar? Ne gibi yanitlar aldiniz? FA:Ilk yüzde on çok kolay. Yalitim, isiticilari daha az kullanmak, daha az araba kullanmak, biraz daha az uçmak, yediginzi yemeklerde biraz degisiklik yapmak..Insanlar bu kampanyaya hazir olduklarinda hükümete gidip, ‘ Bakin insanlar çevre kirliligi için birseyler yapiyor, siz ne yapiyorsunuz?’ diye sorabiliriz. Kampanyaya 30 bine yakin vatandas ve bin kurumdan yanit geldi. Microsoft, B&Q Deniz Tasima Yollari, Ingiliz Posta Servisi, Pret a Manger kampanyamiza evet dedi. Bu çok heyecan verici. AEkinci: Umarim, Türkiye’de de buna benzer önlemler alinmaya biran önce baslanir. FA: Neden olmasin, kesinlikle. Önce Basbakan’in konuya el atmasi gerek, gerisi gelecektir. Çünkü hepimiz için tek gerçek, iklim degisikligi için biran önce birsey yapilmasi. Türkiye’nin iklim degisikligi açilimindaki pozisyonu Yönetmen Franny Armstrong öyle heyecanli öyle çaliskan ki, sanki hepimizin adina Kopenhag’a gidip, elini masaya vuracak gibi... Bu röpörtaji yaptiktan sonra Türkiye’nin bu çerçevedeki yerine söyle bir baktim. Gördüklerim hiç de içimi açmadi. Neden mi? Türkiye’nin karbon salimi 2007 yilinda rekor kirarak 1990 seviyesine göre %119 oraninda artis göstermis. Buna ragmen hala 47 tane kömürlü termik santral yapilmasi planlaniyor. Enerji politikalarimiz böyle devam ederse Türkiye, önümüzdeki 10 yil içinde Avrupa’nin en çok kirleten ülkesi olacak.
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 671 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|