Toplumda olusan, toplumun kabul ettigi, düsünce ve kurallarin uygulanmasini sekillendiren degerler vardir. Genellikle bu degerler, begeniyle izlenir, ahlak ve inançlara dayanir, insani duygu ve düsünceler içerir, neyin yararli neyin zararli oldugunu belirtir. Bir toplumu ayakta tutan temel degerlerin en basinda ise ahlaki degerler vardir. Ahlakli kisiler, toplum içinde davranislarini kontrol etmeden her hangi bir ise tesebbüs etmezler. Ayrica dini, felsefi, kültürel ve toplumsal etkilesimler sonucu, bireylerin zihinlerine yer etmis olan bütün düsünceleri süzgeçten geçirip, iyiyi, kötüyü, dogru ve yanlisi birbirinden ayirt ederek hareket ederler. Ahlâk ile dini de birbirinden ayirmak mümkün degildir. Çünkü, dinsiz ahlâk, ahlâksiz din olmaz da ondan. Nitekim Peygamberimiz; "Din güzel ahlâktir." Buyurmustur. Bütün dinlere ait kitaplar bir araya toplanip arastirilsa ve dünya görüsleri bir araya gelse, yüce dinimizin, ahlâka verdigi degeri vermez. Onun içindir ki, bu gibi degerleri kiskanan ve çekemeyenler olacaktir. Bu degerlere sahip olan toplumlari yikmak ve tahrip etmek isteyen ülkeler geçmiste oldugu gibi bugün de vardir ve yarinda olacaktir. Ama uyanik olan, aklini kullanan, zekasini isleten, tarih bilincine sahip olan toplumlarin degerlerini bozmak ve yikmanin mümkün olmadiginin da bilinmesi gerekir. Hatta tarihi geçmisleri kan ve gözyasi, zulüm ve iskencelerle anilan Emperyalistler, ülkelerin degerlerini bozma ve yikma projelerinin bilinmesi ve hiç unutulmamasi da gerekir. Ürettikleri plan ve projeleri uygulayabilmek için de önce kendilerine bir hedef ülke belirler ve ondan sonra da kültürünün yozlasmasi için, isbirlikçi hainlerin de yardimlariyla, o ülkeleri akli ve fikri daginiklik, milli suur kaybi ile adeta sersemlestirip düsünemez, algilayamaz, anlayamaz duruma getirdiklerini de bilmek ve unutmamak gerekir.
Su sorulari kendimize soralim! Kafasini çalistirmayan, aklini kullanmayan veya baskalarinin akliyla ve sözleriyle hareket eden, tarih bilincinden yoksun, ülkesinin degerleri yabancilara peskes çekilen toplumlar, bir süre sonra Emperyalistlerin usagi ve kölesi durumuna gelir mi gelmez mi? Diye. Hedef ülkeler asirlardir kültür emperyalizmine nasil maruz birakilmis, temel degerleri nasil zayiflamis veya bozulmustur? Diye de kendimize soralim. Ülkemiz de bu bozulmalarla hep mücadele ederek bugünlere geldigini de unutmayalim. Temel degerleri zayiflayan, bozulan ve yok edilen ülkelerde, kavga ve kargasa, öfke ve kin, nefret ve intikam duygulari bir virüs gibi toplum içinde yayilmaz mi? Hatta genel ahlâk kurallari için de bu böyledir. Genel ahlâk kurallari denildigi zaman ise akla hemen bilim, basin, sanat, siyaset, meslek ve ticaret ahlâki ile cinsel ahlâk gelmelidir. Bunlarla birlikte günden güne unutulan ve terk edilmekte olan manevi degerlerimiz de vardir. Bu degerlere "Degerler Manzumesi" de denilebilir. Degerler manzumesi ise dürüstlüktür, ahlaktir, iyi huylu ve güzel sözlü olmaktir. Hayatimizda iyi veya kötü ne yapmissak veya ne yapiyorsak, güzel ve çirkini, dogru ve yanlisi ayirt edip bir aritmaya tabi tutacak olursak, degerlerimizin degeri çok daha iyi anlasilir hale gelir. Anlasilmayan ise, yalan söylemek, iftira atmak, laf tasimak, edep disi hareketlerde bulunmak, bir baskasinin namusuna, iffetine dil uzatmaktir. Zaten bu gibi söylem ve davranislar, ahlâk degil ahlâksizligin daniskasidir.
Eger bütün isler ahlâkli yapilirsa deger ve önem kazanir. Hangi isi yapiyorsa yapsin, hangi görevi icra ediyorsa etsin, hatta kim olursa olsun ahlâkli olmalidir, yaptiklarindan da utanç duymamalidir. Temel olarak ahlak degeri basta olmak üzere diger bazi degerlere de bakmak gerekir. Mesela sanat ahlâki; bu da sanatin, toplum huzurunu ve genel ahlâki koruyarak özünü kaybetmeden gelistirmek üzere, icra edilmesidir. Meslek veya is ahlâki; her meslegin kanunlara, yönetmeliklere, mesleki bilgilere ve usullere uygun olarak, toplum huzurunu ve genel ahlâki koruyarak, görevin en iyi sekilde icra edilmesidir. Ticaret ahlâki da; ürettigi ve sattigi bir ürünün kusursuz ve hatasiz olmasina dikkat etmek, haksiz kazançla satmamak, sagliksiz ve zararli olmasini önlemek, kusurlu ve hatali bir mali halka sunmamak ve bütün bunlari yaparken de toplumun bütün degerlerine saygili olmayi elden birakmamaktir. Cinsel ahlâk ise; cinsel hayatin, genel ahlâka ve kanunlara uygun olarak ve aile yapisini koruyarak yasanmasi olarak sayabiliriz.
Ahlâki degerlerin isine geldigine uymak, isine gelmedigine uymamakla genel ahlâk kurallarina uyuluyor olmaz. Unutulmamalidir ki, en çabuk ve en kolay tahrip edilenler, genel degerlerdir. Günümüzde genel degerlere söyle bir göz atilacak olursa, kimin ne yaptigi, ne söyledigi, insani iliskilerin ne durumda oldugu görülmüyor mu? Ahlâki degerler korunmadan aile varligi, aile varligi korunmadan millet ve devlet varligini korumak ne kadar mümkün olur? Ahlâki degerler birbirine baglidir. Bir ahlâki degerin yikilmasi, baska ahlâki degerlerin de yikilmasina yol açar. Ahlâk sahibi insanlar, yasayislariyla, davranislariyla, hal ve hareketleriyle sözleriyle, davranislariyla toplum içinde hemen kendilerini fark ettirirler. Ama kisisel olarak hiçbir gelecek garantisi olmayan insanlarin özendirildigi emperyalistlerin pazarinda maddi gücüne bakmadan, lükse düskün olmak, iyi, kaliteli, güzel, pahali ve markali giyinmek, özellikle en son model cep telefonuna sahip olmak, son model araba almak için ahlâk disi yollara sapmamak, herkesin hakkina ve hukukuna saygi göstermek de genel degerlerimizdendir. Cebinde parasi bulunmayan, çalisacak bir isi de olmayan kredi kartlariyla hayatini idame ettirmeye çalisan insanlarin, emperyalist üretim-tüketim iliskisinde nerdeyse hiçbir hak talep etmeden üretmek ve tüketmek için adeta birbirleriyle rekabet halinde yoksulluk çeker ve kaderlerine razi olup sükrederler. iste bu da tam Kapitalist sistemin bir mucizesidir.
Bu yazı 709 defa okunmuştur.