GÜLE GÜLE BABA
Bazilari söyler ya; Ölünün arkasindan konusulmaz. Ölünün arkasindan konusulur. Eger ölünün hayatta iken yaptiklarini yüzüne karsi söylemisseniz, veya yayinlamissaniz, veya sizinle beraber herkes ölünün yaptiklarini bilmis görmüsse, yalan ve iftira atmamak kaydiyla ölünün arkasindan yaptiklarini konusursunuz. Yoksa iyi yasayanla kötü yasayani nasil anlayacagiz?
Süleyman Demirel de bu dünyadan ayrildi. Ülkeye faydali isler de yapti. Ülke yönetiminde bulunanlar zaten yapmak zorundalar. Ama bazi kimselerin arkasinda kalan imge biçiminde sözleri vardir. Örnegin;
“Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir.” M. Kemal Atatürk.
“Benim memurum isini bilir.” Turgut Özal.
“Verdimse ben verdim kime ne?” Süleyman Demirel.
Demirel basbakan iken Nazli Ilicak’in Kocasi Kemal Ilicak için (ILK-SAN) Ilkokul Ögretmenleri Yapi Kooperatifine kredi olarak 400 milyar Lira vermisti. Paralar iç edilmis Kemal bey “Baba”sina siginmis, Baba’da “Verdimse ben verdim kime ne?” diyerek herkesin agzini kapatmisti. Bunu ben 2002 yilinda yazdigim ve TCK 301. Maddeden yargilandigim, “VEKILLER NEREYE KOSUYOR” isimli kitabimda islemistim. Simdi bu siirimi Demirel’in arkasindan O’na veda ederken geride biraktiklarinin hatirasi için sizlerle paylasiyorum. Paylastigim kisim, “550 HIRSIZ” isimli 160 sayfalik siirden bir bölümdür.
BABAMIZ
Silahli kuvvetlerden korkardik amma,
Bizim de çok güvendigimiz bir babamiz vardi.
Baba, gençliginden beri politikadaydi.
Bazen hükümette, bazen muhalefette.
Her zaman en büyüge oynardi.
Ister muhalefette olsun, ister hükümette,
O hep iktidardaydi.
O öyle bir baba idi ki,
Hirsizligi gayet ustaca ederdi.
Fark edilince millet tarafindan,
“Benim haberim yok. Kim yapmis?” derdi.
Bazen ugramisti bir ugursuzluga,
Bazen adi karismisti bir yolsuzluga..
Ama hep kurtulmasini bilmisti.
Çünkü kendisi hep gözcülük yapmis,
Hirsizliga kardeslerini ve yegenlerini göndermisti.
Bir darbeyle indirilmisti.
O plaj senin, bu plaj benim gezdirilmisti.
Yeniden basbakan olana kadar
Neler neler çekmisti.
BABA DA YAKALANDI
Bir gün biz rahatça hirsizligimiza devam ederken,
Sessiz ve derinden.
Baska hirsizlarin sesi çikti,
Gazetelerin birinden.
ILK – SAN yolsuzlugu patlak vermisti.
Iskembe desilmis, kokular ortaya serilmisti.
Eyvah! Dedik.
Ne yapti bu kerizler?
Çaldiklarimizi bin gizlerken bizler.
Çikarttilar isleri yolundan,
Simdi ne olacak,
Birileri tutarsa hepimizin kolundan?
“Sizi namussuzlar!
Adam gibi oturmadiniz.
Ülkeyi selamete çikarsinlar diye,
Milletin size olan güvenini kötüye kullandiniz.
Simdi hesabinizi verin adalette,
Bundan sonra kimsenin,
Çaldigi yanina kalmayacak memlekette”.
Böyle derse ne yapariz?
Pili pirtiyi toplayip,
Ya yurt disina, ya bilinmeyen yerlere kaçariz.
Çalanlar babanin yakinlariydi.
Iyi bir vurgundu en hasindan.
O zamanin parasiyla
400 milyardan fazla para götürülmüstü
Devletin kasasindan.
Basin üstüne üstüne gidiyordu.
Parayi çalanlari teshir ediyordu.
Günlerce haber yapildi gazetelerde.
Babanin ekibi hirsiz olarak tanindi her yerde.
Olay gittikçe çetrefillesti, çatallasti.
Vekilin bürokratin, bakanin boyunu asti.
Bir sabah herkes uykusundan uyandi.
Gazeteleri okuyanlar baktilar ki,
Hirsizligin ucu babaya dayandi.
Biz hem korktuk hem üzüldük.
Dedik;
Baba bu yavsaklara nasil inandi?
Bu beceriksizlerin yüzünden,
Baba da yandi.
Herkes tuttu nefesini , basladi beklemeye.
Acaba baba ne zaman çikacak,
Halkin önüne bir sey söylemeye?
Sonunda baba çikti.
Beklenmedik bir konusma yapti.
Hem de öyle bir konusma ki; “derin”;
Yakasini kimsenin tutamayacagindan gayet emin.
Dedi;
“Onlarca senedir yöneticiyim.
Benim nasil is bitirdigimi herkes bilir memlekette.
Sirtim saglamdir,
Hem hükümette,
Hem adalette,
Hem devlette.
Hirsizlik yaptim mi saglam yaparim.
Simdiye kadar ne yapacaklarimda geri kalmisim,
Ne de sizin gibilere pabuç birakmisim.
Daha beni tanimadiniz mi bunca sene?
“PARAYI VERDIMSE BEN VERDIM KIME NE?”
Baba oldukça sert çikmisti.
Bütün hirsizliga, yolsuzluga karsi olanlarin
Agizlarini kapatmisti.
Kimse beklemiyordu babadan bunlari,
Baba mahcup etmisti,
“Benim köylüm”,
“Benim isçim”,
“Benim memurum” dedigi insanlari.
Bu insanlar ki babaya umut baglamislardi.
Seçim meydanlarinda,
Avuçlari patlayincaya kadar
Babayi alkislamislardi.
OTURDUKLARI MAKAMLARI DOLDURAMAYAN KORKAKLAR MASALARININ ALTLARINA GIZLENDILER
Bu memleketin ileri gelenleri,
Milletin malini korumakla görevlileri,
Oturduklari makamlari dolduramayan yetkilileri,
Babanin bu sözüne hiç seslerini çikaramadilar.
Devletin yetkili makamlarini isgal edenler,
Yargitay, Danistay, Sayistay,
Ve Anayasa Mahkemesinin üyeleri.
Kamu haklarina sahip çikmak için maas alan,
Türkiye Cumhuriyeti’nin Bassavcilari.
Ceza ve hukuk mahkemelerinin hakimleri.
Ve bunlarin emeklileri.
81 ilin baro yetkilileri.
Isçi sendikalari, isveren ve sivil toplum örgütleri.
Ve koskoca bir milletin yetki verdigi,
Hirsizlik yapmamis milletvekilleri
Üniversiteler,
Kocaman kocaman pelerinli hocalar,
Ögretim üyeleri, doçentler, profesörler,
Hepsi korktular.
Sustular.
Ve de sindiler.
Korkularindan,
Oturduklari masalarin altlarina girdiler.
Yalakalastilar tafrasindan geçilmeyenler.
Içlerine attilar tüm bu olanlari.
Koskoca ülkenin namuslu insanlari
Bir hirsiz kadar yürekli olamadilar.
Hirsizin karsisina dikilip,
Bu sözün hesabini soramadilar.
Bir babayigit çikip da
“HEY BABA SEN NE DIYORSUN?
HIRSIZLARA VERDIGIN PARA MILLETIN PARASIDIR.
SEN KIMIN PARASINI KIME VERIYORSUN” ?
Diyemediler.
Bu yazı 1243 defa okunmuştur.