Y.Nuri Öztürk
Işığı Uyandırmak...
04 Ocak 2013, 02:59
Isigi Uyandirmak... Karanligin ve kötünün, dogrudan varligi yoktur. Isik ve iyi ortadan çekilince boy gösterir, karanlik ve kötü.Isik olmak; vermektir, çile çekmektir, istirabi gögüslemektir. Verenlerden olmak; Ali, Hasan, Hüseyin olmaktir. Çöl susuzluguna dayanmak, Kerbela eri olmaktir. Ucuzun, hep asagi dogru yürümenin, hep hazir yemenin, hep uyumanin rahatini sevmez günes adam… Yezit nasipsizligi, tiksindirir onu. Bilir ki; varolmak, isikla dost olmaktir. Bilir ki; karanligi kovmak, aydinligi kucaklamaktir. Bu da, dikenli yollardan geçmeyi gerektirir…Isik ekin insanin içine. Isik, tüm antitezleri eriten, yok eden tezdir. Bu yüzden, düsüncenin cüceleri, acezeleri hep antitez olur, hep hirlar, hep horlarlar. Çünkü verecekleri bir sey yoktur. Bütün sermayeleri, veren elleri karalamak, isigi çarpitmaktir. Isik verenler ise sadece isik vermekle mesguldürler.Isik veren, sevgi tohumu eken hizmet ve sonsuzluk erleri yeterince olmazsa, kötülük boy atar ve kavga, ümit haline gelir.Isik vermeyi, isik adam olmayi,akil-sevgi-Kur’an üçlüsüne oturan bir Islamla esitliyorum. Hesaplara, ideolojilere, politikaya, kin ve öfkeye âlet edilmeyen bir Islam…Anadolu’nun dört bir yanindan su feryat yükseliyor: “Bize, Islam adina öfke ve kin ögretildi. Biz, din adami adi altinda cehennem müfettisi dinlemek istemiyoruz. Insanligin rahmet kucagi olarak nitelediginiz Hz. Peygamber’i, bize, bir kinci bedevî gibi tanittilar. Nikâhlarimiza geçersiz, çocuklarimiza piç diyenler var. Bayramda, cumada, camiden bizi kovanlar var. Islam, bize, çekilmez bir kahir gibi gösterildi. Biz, hiziplerin, politikanin kirli sularinda lekelenmis bir Islam istemiyoruz; biz Kur’an’i ve Hz. Muhammed’i istiyoruz. Klikçilik yapanlarin, insanlar arasinda su veya bu gerekçeyle ayrimi körükleyenlerin hayir getireceklerine inanmiyoruz.”Güzel ülkemin ve aldatilmis halkimin istekleri, en güvenilir, en samimi ve kendiliginden bir anketin sonuçlari halinde, iste böyle özetlenebilir:Üniversitelerimizin degerli üyelerinden bir dekan, bir konferansimin ardindan yanima sokulup söyle inledi: “Bize Islam’i, Müslüman olmayi, bir onur halinde sundun. Içimizdeki mirastan gurur ve haz duymamizi sagladin; sana ebediyen minnettariz.”BIR SEYLER YAPMALIYIZ!Insanimiza din, büyük kismiyla, bilgisiz temsilciler tarafindan anlatilmis ve bu durum, onlarda güvensizlik yaratmistir. Bu güvensizlik, inkâr yobazligi tarafindan sömürülerek kitleler ya manevî bosluga düsmek yahut da din sömürüsü yapan yobazliga “Eyvallah” demek durumuna getirilmislerdir. Bu çikmazi asmak, dini, ana kaynagi Kur’an’a ve akla dayandiracak, yetenekli, yetismis, hizmet aski ve insan sevgisiyle dolu iman ve fikir adamlarina sahip olmakla mümkündür. Bu yapilmadikça din, izbelerde karanlik üretimlerini sürdüren hiziplerin tekelinde kalacaktir. Bunun sonucu ise bu hiziplerin standartlarina uymayanlarin ‘zindik, fasik, kâfir’ ilan edilmeleri ve halkin birbirine kin tutmasi olacaktir.Bu ülkenin insanini, “Filan veya falan zümre gibi düsünmez, filan veya falan efendinin elini öpmezsen Müslüman olamazsin” seklindeki hain ve müsrik tasallutun tahribinden kurtarmak lazimdir.Bugün, her hizip, kendi standartlarina uymayanlari, en amansiz biçimde itham etmekte ve Islam disi gösterebilmektedir. Din adina asilmasi gereken temel problem, budur.Kisacasi, insanimiz; bilgili, gönlü zengin, insan sevgisiyle dolu, Allah’in kullari arasinda ayrim yapmayan hizmet erlerine muhtaç ve hasrettir. Bu hasreti, Allah ile aldatan bezirgân zümreye bogdurmamak, bizim, insanlik borcumuzdur.Gelin, ey yüregi donmayanlar! Yakalim sevgi kandilini, uyandiralim isigi! Bir ses birakalim kubbede! Hadi gelin!...
Bu yazı 1364 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|