04 Mart 2010, 18:00
Hukuk terörü estiriliyor
Hukuk terörü estiriliyor
Hukuk terörü estiriliyor. Sorgulayamayacagin, kim oldugu belli olmayan gizli taniklar... Delilligi süpheli deliller... Hukuk öyle bir hale getirildi ki, bu yasalarla bir hukuk terörü estirilebiliyor. Son dönemde basta Ergenekon sorusturmalari olmak üzere gündeme damgasini vuran birçok davada dikkat çeken bir uygulama, gizli taniklar. Bu gizli taniklarin sorgulanmasi, olaya tanikliklarinin sinanmasi mümkün degil, çünkü tanik gizli. Danistay saldirisinin faili Osman Yildirim örneginde oldugu gibi, davadaki gizli tanik, davanin sanigi bile çikabilir. Ergenekon davasinda en ciddi suçlamalarin iddianamede gizli tanik olarak geçen ve sanik avukatlari da dahil kimsenin teyit etme, dogru söyleyip söylemedigini kontrol etme imkaninin olmadigi taniklarin ifadelerine dayandirildigi görülüyor. Ancak gizli taniklarin savcilarin hazirladigi iddianamenin dayanagi haline gelmesinde son nokta Erzincan Bassavcisi Ilhan Cihaner’in de saniklari arasinda bulundugu Erzincan’daki Ergenekon iddianamesi oldu. Sanik avukatlarindan önce basina sizan 61 sayfalik iddianamenin 30 sayfasini, gizli taniklara dayandirilan iddialar olusturuyor. Erzincan Bassavcisi Ilhan Cihaner ve 3. Ordu Komutani Orgeneral Saldiray Berk’in baslica saniklari arasinda yer aldigi, iki gün önce Erzurum 2. Agir Ceza Mahkemesi tarafindan kabul edilen, 14 sanikli iddianamedeki iddialar 12 gizli tanigin ifadesine dayandiriliyor. Erzincan’daki gizli taniklar Vatan gazetesinin haberine göre iddianamede ifadeleri yer alan 12 gizli tanik sunlar: Erzincan: Erzincan’da ögrenciydi. Okulu bitirip, kolejde ögretmen oldu. Kalem: Erzincan’in kardesi Taha: Erzincan’in babasi. Adiyaman’da yasiyor. Hazar: Erzincan’da isletmeci Efe: Iliç Cumhuriyet Savcisi Bayram Bozkurt oldugu iddia ediliyor. Göyne: Erzincan merkeze bagli bir köyde yasiyor. X: Erzincan merkeze bagli bir köyde yasiyor. Ethem: Köylü. Ülkücü. Çatalarmut: Erzincan Il Emniyet Müdürlügü’nde çalisiyor. Polis, istihbaratçi. Can: Geçici Köy Korucusu. Ülkücü. Hazar: Isletmeci. Hafiz. Munzur: Erzincan’da isletme sahibi. Gizli tanik ifadeleri Yine Vatan gazetesine göre gizli taniklarin iddianamede Erzincan Bassavcisi ve 3. Ordu Komutani’na karsi verdikleri ifadelerden bazilari söyle: Gizli tanik “Erzincan”: “Ben Erzincan’da okurken Murat isimli bir MIT mensubu, Nurcu Kurdoglu Grubu’nun cemaat evi ile Gülen Cemaati’ne ait bir koleje silah ve mühimmat koymami teklif etti. Bu is karsiliginda bana 800 bin TL verecegini söyledi. Ben reddedince beni Erzincan Cumhuriyet Bassavcisi Ilhan Cihaner’le tanistirdi. Savci bana kendini Hüseyin olarak tanitti ve ’Sen niye abilerini dinlemiyorsun, dediklerini niye yapmiyorsun, ailen var, enisten var, kardeslerin memur, yaptigin hata onlarin hepsinin hayatina mal olabilir, bu isin içerisine giren herkes mezara kadar bizimle gelir, önemli olan senin desifre olmaman, seni emniyet de biz de taniyoruz, bizimle görüstügünü kimsenin bilmemesi lazim, cemaatte gelismeler nasil, kaldigin yerde askerler var mi?’dedi. Çok korktum, konuyu Adiyaman’daki babama açtim. Ama bazi istihbaratçilar beni, ’Küçük kizkardesine kadar bütün sülaleni öldürürüz’ diye tehdit etti.” Gizli tanik ‘Erzincan’in verdigi bu ifadeyi, babasi gizli tanik ‘Taha’ ile kardesi gizli tanik ‘Kalem’in de dogruladigi ifade ediliyor. Gizli tanik X: “28 Ekim 2009 günü Kilimli yol ayiriminda Jandarma Üstegmen Ersin Ergut’la bulustuk. Ersin Üstegmen benim arabama bindi, cep telefonumu aldi, bataryasini çikardi. Çatalarmut barajinda mühimmat bulundugunu söyledi. Olay yerine Emniyetin jandarmadan önce gittigini, bu olayda bir film oldugunu bildirdi. Benim Erzincan Bassavcisina ’Gölde bulunan mühimmatlari Erzincan polisinin daha önce bana ’Sana mühimmat verelim bir yere at biz de sonra gidip bunu bulalim’ dediklerini söylememi teklif etti. Ancak kabul etmedim. Ersin üstegmen ’Ergenekon davasini Amerika’nin destekledigi cemaatin bir komplosu, bu davanin Amerika’nin Türkiye’yi ele geçirmek için bir yol oldugunu bildirdi. Mühimmatin polis tarafindan konuldugu izleniminin verilmesi için benim ‘gizli tanik’ yapilacagimi söyleyince, ’Benim çoluk çocugum var’ dedim. Ersin üstegmen bana ’Seni alay komutaniyla görüstüreyim. Senin yüzünü degistiririz. Estetik ameliyat yaptiririz. Sana is buluruz. 10 bin TL para veririz. Bu tür seyleri sen düsünme. Ancak dosya Erzurum’a gidince kimliginin gizli kalmasini garanti edemeyiz. Çünkü Erzurum Savcisi polislere yakindir. Polisler Erzurum savcisindan seni ögrenirler’ dedi.” Gizli taniklar nerede dogru söylüyor? HSYK tarafindan yetkisi alinan eski Özel Yetkili Erzurum Savcisi Osman Sanal’in yerine görevlendirilen Cumhuriyet Bassavci Vekili Taner Aksakal, mahkemeden, gizli taniklara baski yapilmasi nedeniyle, taniklari bir an önce dinlemesini istedi. Ancak ortaya çikan bilgilere göre, Ilhan Cihaner’in tutuklu sanik oldugu iddianamede, ifadelerine basvurulan gizli saniklardan bazilari, Erzincan Savciligi’nda Erzurum’da baski altinda ifade verdiklerini söylerken Erzurum Savciligi’nda verdikleri aksi ifadede de bu kez Erzincan Savciligi’nda baski altinda konustuklarini söylemisler. Türkiye’de son dönemde ciddi suçlamalar gizli taniklarin ifadelerine dayandirilirken gizli taniklarin hukuki açidan ne derece güvenilir oldugunu ve gizli sanik ifadelerine dayanarak hazirlanan iddianamelerin yargilama sürecine olan güveni sarsip sarsmadigini Avukat Ayhan Erdogan ile konustuk. Türkiye’deki gizli tanik uygulamasinin dünyada esi yok Son dönemde Ergenekon sorusturmasi ile sikça karsimiza çikan gizli taniklar hukuki açidan güvenilir mi? Gizli taniklarin mahkemede ve kovusturma sirasinda kimliklerinin gizli tutulmasi dünyada benzeri olmayan bir uygulama. Gizli tanik yasasi çikartilirken örnek aldiklarini söyledikleri ABD’de dahi, sorusturma ve kovusturma sona erene kadar tanigin kimligi ortadadir. Bu haliyle, Türkiye’deki uygulama bir ilk. Gizli tanik kullanilan Ergenekon diye adlandirilan davalarda, davada sanik olan kisinin ayni davada gizli tanik olarak ifadesine basvuruldugunu bile görüyoruz. Örnegin Osman Yildirim adli dava saniginin, gizli taniklardan biri oldugu ortaya çikti. Sanigin beyaninin atfi cürüm niteligini de asan bir zorlama uygulamaya geçirilmis oldu. Gizli tanigi sorgulama imkani yok Gizli tanigin güvenilirligi konusunda bir diger mesele de, taniklik yaptigi olaya vakif olup olmadigidir. Ilhan Cihaner’in yargilandigi dava da dahil bu davalarda gizli taniklarin güvenilir olmadigi ortada. Ergenekon diye kamuoyunun adlandirdigi davalarda da gördük, bunlarin çogu görgü tanigi degil, duyum tanigi. “Oldugunu duydum”, “bana söylendigine göre” diye konusuyorlar. Bu taniklarla yargilama yapiliyor yani. Gizli taniklarin gizlenmesi bu taniklarin olaya tanik olup olmadiginin yani sira, sorusturulan kisilerle husumet içinde olup olmadiklari ya da temin edilmis tanik olup olmadiklarinin bugünkü sistemde tespit edilmesinin mümkün görülmemesidir. Dolayisiyla gizli tanik müessesesi özel bir yargilamada dogrudan infaz maksatli kullanilir duruma gelmis ve zaten ceza yargilamasinin en güvenilmez delili olan taniklik müessesesi hukuki yararliliginin artik dogrudan tartisilir hale gelmesine sebep olmustur. Erzincan Bassavcisi Ilhan Cihaner ile ilgili davada oldugu gibi, gizli taniklarin farkli savciliklarda farkli ifade vermesi de zaten güvenilirliklerinin derecesini ortaya koyuyor. Her sey “delil” ama hiç delil yok Bir iddianamede delillerin büyük çogunlugunu gizli tanik ifadelerinin olusturmasini nasil degerlendiriyorsunuz? Ben Devrimci Karargah davasinin da avukatlarindan biriyim. Örnegin o davada da birçok sanik açisindan delil olarak öne sürülenlerin delil olma niteligi yok. Iddianamede ifadeler, görüsme kayitlari, bilgisayarlar, hard diskler, krokiler diye deliller sayiliyor. Ancak hard diskler, cd’ler vs. incelenince ortaya çikiyor ki bunlarda suç teskil edecek bir sey yok. Ancak iddianameye çöp torbasi gibi delil olarak her sey yaziliyor. Böyle alisilmis ve böyle de gidiyor. Dolayisiyla iddianameye bakip, orada sayilanlara itibar edip ne kadar çok delil toplanmis demek yerine, iddianamenin dayandigi delilleri inceleyip bunlardan hangilerinin ciddi delil niteliginde oldugunun tespiti gerekiyor. Simdiki ortamda herkes her yerin sanigi olabilir. Bostanci’da çatismada öldürülen eylemci Orhan Yilmazkaya’yla çay içtigi için insanlar sanik olabiliyor. Çay içerken fotograflarini çekiyorlar, o da delil olarak gösteriliyor. Çay içilen yere giden yolu gösteren krokiyi koyuyorlar, o da delil oluyor. Ortada terör estiriliyor. Deniliyor ki size, bizim fisledigimiz solcularla çay bile içemezsiniz. Bu durum ancak bu kadar anlatilabilirdi, kendilerine iletmekte yarar var, mesajiniz alinmistir. Bu sorusturmalar darbe dönemlerini aratir nitelikte Ergenekon davasi ve ardindan Ilhan Cihaner’in tutuklanmasina neden olan sorusturma hukuka olan güveni mi zedeliyor, darbecilerin yargilandigi izlenimini mi veriyor? Bugünkü özel yetkili mahkemeler çerçevesinde yapilan sorusturma ve kovusturmalar 12 Eylül dönemini aratir sürece girildigine isaret etmektedir. Darbelere karsi bir mücadele söz konusuysa eger, bunun yöntemi de darbe uygulamalarinda farkli, demokratik, hukuki anlamda güvenilir olmalidir. Unutulmamalidir ki, darbelere, demokratik hukuk devletinde vatandaslarin hak ve hukuklarinin ihlali nedeniyle karsi çikmak, baska bir davranis biçimini içerir. Yok, darbelerin ideolojik olarak sizin düsüncenize karsi olmasi sebebiyle karsi çikarsaniz, uygulayacaginiz yöntem mevcut sistemi demokratiklestirmek olmayip, hak ve hukuk ihlallerini bu kere sizin lehinize isletmek anlamina gelecektir. Türkiye’deki sorusturmalar bugün bu degerlendirmenin yapilmasini zorunlu kilar bir asamaya gelmistir. Türkiye’de bugün özel yetkili mahkemelerin yürüttügü sorusturma ve kovusturmalar sirasindaki hak ve hukuk ihlalleri, özellikle sorusturmalar yönünden darbe dönemlerini aratir bir hal almistir. Türkiye’de su an kamuoyuna yansiyan davalarda hukuki bir yargilama süreci islemiyor. Savcilar arasinda yasanan mücadele, hukuki niteliginden ziyade, süren siyasi bir mücadelenin yansimasidir. Olayin sadece savcilarla ilgili olmadigi açiktir, savcilar arasindaki mücadelenin hakimler arasinda da var oldugunu görüyoruz. Bu da mevcut yargilamalarda üzerinde yürünen hattin hukuki metinler ve hakimin bagimsiz kimliginde var oldugu ileri sürülen vicdani kanaatinden ziyade ideolojik oldugunu gösteriyor. Halkimizin 'Allah kimseyi mahkemeye düsürmesin' ya da 'seni mahkemeye verip sürüm sürüm süründürücem' demesinin kaynagini da bu arada incelemekte yarar bulunmaktadir. Hukuk herkese lazim Son olarak eklemek istedikleriniz… Bugünkü yöntemle, yarin özel yetkili savci ve hakimlerin yapisi degistirilip ayni yetkileri kullanmaya devam edecek olurlarsa, bu anlayisla siyasi partilerin ve milletvekillerinin hepsi sorusturma kapsami içinde sorusturulabilir, gözaltina polis marifetiyle alinabilir. Yani, hukuk herkese lazim. Basta Kenan Evren ve sürekasina ve onlar sayesinde bugün var olanlara hatirlatmakta yine de yarar vardir. (soL-Haber Merkezi)
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 563 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|