Karakter boyutu :
30 Mart 2015, 12:39
Topal Osman kahraman mı hain mi?Topal Osman'ın Şifresi - Şaban Kutlu yazdı
TOPAL OSMAN KAHRAMAN MI HAIN MI? Topal Osman’in Sifresi. Cumhuriyet tarihinin en çok konusulan, en çok tartisilan ve halen günümüzde de bir çok sorunun cevabinin arandigi Topal Osman Olayi yakin zamanda yine Türkiye gündemine oturdu. 1883 yilinda Giresun’da dünyaya gelen, yasaminin büyük bir kismini Milli mücadele içinde yurdun dört bir yaninda ki düsman isgali altinda ki bir cepheden bir cepheye kosmakla geçiren, 1. Dünya Savasinda kurdugu gönüllülerden olusan birlikle Kafkas Cephesine katilan, yine kendisinin kurdugu gönüllü birliklerle Karadeniz bölgesindeki Rum çetelerine karsi mücadele eden, ardindan Ankara’ya çagrilip bizzat Atatürk’ün muhafizligini yapan Topal Osman, ikinci kez sinemaya uyarlaninca, zaten var olan önemli tartismalarin iyice gün yüzüne çikmasina neden oldu. Çekimleri yaklasik 1,5 yil süren ve önemli tartismalara kapi aralamasi beklenen ‘Atatürk’ün Fedaisi Topal Osman’ filmi, iddiali içerigine ragmen Giresun’da beklenen ilgiyi görmedigi gibi, Giresun insaninin Topal Osman Aga’ya bakis açisinin da az da olsa belli olmasina neden oldu. Büyük umutlarla yola çikilan, her sahnesinin arkasinda bize göre derin bir siyasi mesaj tasiyan, hatta gündem degistirmek için ortaya atilan siyasi söylemlerden de nasibini alan filmin, tahminlerin de ötesinde çok kötü bir performans sergiledigini söylesek yanlis olmaz. Günümüze kadar yayinlanan onlarca Topal Osman Aga ve o dönemde yasanan siyasi olaylarin iç yüzünü arastiran kitaplarda yer almamasina ragmen, ikinci kez çekilen Topal Osman filminde yer alan sahneler akillara da bir çok soru isaretini de beraberinde getirdi. Bu yöndeki toplumsal tepkileri ve elestirileri inkar etmeyen filmin yönetmeni Atilla Akarsu bu konuda düsüncelerini ifade ederken, bazi kesimlerden tepki görmelerinin de normal karsilanmasi gerektiginin altini çizmekte. Trabzon milletvekili Ali Sükrü Beyi, Mustafa Kemal’e karsi sert muhalefet izledigi gerekçesiyle 27 Mart 1923′de öldürüldügü iddia edilen Topal Osman, Cumhuriyet tarihinin önemli bir kirilma noktasini da içinde barindiran bir sürecin bas aktörü olarak bilinirken, aslinda samimi hemseri iliskisi de yasayan bu iki insan filmin fragmaninda da deginildigi gibi’’ Cumhuriyete Giden Yol’’ da malesef bedel ödeyerek tarih sahnesinde ki yerlerini alan iki masum insan gibi görünüyor. Bu iki masum insanin o dönemde meclis içinde yasanan ‘’Ya Hilafet, Ya Cumhuriyet’’ denkleminin en hassas oldugu bir döneme rastlamasi da tamamen tesadüf gibi gözükmüyor. Derin devlet olgusunun o dönemde de var oldugu notunu sahne aralarina gizleyen Topal Osman filmi, ayni zamanda bu zamana kadar net bir sekilde Atatürk’e karsi söylendigi tescil edilmemis ‘’deyyus’’ sözcügünü de izleyicilere ilk defa açikça ifsa etmekten hiç çekinmiyor. Atilla Akarsu’nun Topal Osman filminin çevrilmesinde herhangi bir akademik danismana ihtiyaç duydunuz mu? Sorusuna verdigi yanit ise oldukça ilginç; ‘’Ben 20 sene arastirma yaptim, yeterli bilgiye fazlasiyla sahibim. Demek ki sayin Akarsu’ya göre yirmi sene hastanede çalisan doktor oluyor. Atilla Akarsu aslinda bana göre söylemek isteyip de söyleyemedigi, içinde hala bir uhte olan bir çok sey var. Alt yapisi olmayan, maddi zorluklarla bogusan bir filmin bir buçuk yillik çekim maliyeti az olmasa gerek. Iste bu noktada basladigi isi yarim birakmaya pek de niyetli olmayan, aslinda filmle beraber vermek istedigi mesaj baska iken, maddi zorluklarin altindan kalkabilmek ve filmi tamam edebilmek için senaryonun bir takim degisikliklere ugradigi gerçegidir. Genel anlamda filmin ne kadarinin ilk baslangiçta ki senaryoya sadik kalinarak çevrildigi meçhul olsa da, Atilla Akarsu’nun Tayyip Erdogan’in ‘Birinci Meclis tartisilsin söyleminden sonra çekimlere bu yönde devam ettigi de asikar. Yönetmen Atilla Akarsu’nun Topal Osman filminin Giresun Duroglu’nda ki setinin Istanbul’a tasinmasinin ana nedeni, özellikle tamami AK Partili Belediyelerin kanatlari altinda verilen ödünlerle filmin tamamlanmasidir. Filmin yapilmasinda ki amaçlarinin, kimseyi yargilamak olmadiginin altini da çizen Akarsu, tarihi en gerçekçi sekilde masaya yatirmak oldugunu söyleyerek, gerisinin tarihçilerin isi oldugunu vurguluyor. Cumhuriyet Tarihinin çok önemli dönüm noktalarindan biri olan Topal Osman olayinin sahneye aktarildigi filmi çevirirken tarihçi bir danismana ihtiyaç duymayan Akarsu’nun bu konuda ki samimiyeti ise çok tartisma götürür. Zira bu filmde ki senaryonun perde aralarina sikistirilmis ‘’Deyyus’’ sözcügünü kabul edecek bir tarihçinin de bulunmasi oldukça zor gibi görünüyor. Ayrica bu konuda net bir bilgi olmamasina ragmen bu sözün filmde yer almasinin ne kadar dogru oldugunu soran Ulas Karakaya’ya verdigi cevap ise zaten kendini ele vermekte; ‘Onu gidin rahmetliye sorun’. Topal Osman’in sifresi ise iste burada ortaya çikmakta. Nedeni ise filmin iki ayri senaryo ile çekilmesi ve araya pek de göze çarpmayan tek cümlelik ‘’Deyyus’’un montaji ile yola devam edilmesidir. Iste Giresunlu bu sözü kabullenmemis ve filmi boykot etmistir. Diger yandan cesaret edilmeyecek bir tarihi dönemi araladiklarini ifade eden Topal Osman rolünü oynayan Reha Beyoglu filmin 1995 yapimi Cesur Yürek filminin versiyonu oldugunu belirtirken, filmin sinemalarda gösterime girmesinden sonra ise sunlari söylemekte; ’su an ulasilan izleyici sayisi itibari ile durumu ancak hayal kirikligi ile izah edebiliyorum, Giresun insaninin bir kahramanina, sinema gibi önemli bir potansiyele sahip bir alanda sahip çikmadigini, tek eksigin Giresun Halkinin bu filmi taçlandirmasiydi derken aslinda’’ samimi bir itirafla günah çikariyordu. Atilla Akarsu’nun Ulas Karakaya’ya verdigi söyleside izleyici sayisinda tecrübelerine dayanarak verdigi sayinin üst tavani ise bir milyon kisi gibi uçuk bir sayiydi. Ama Sayin Akarsu’nun burada ki demeci birazda siyasidir. Zira filmin tamamlanmasina yardim eden belediyeler, bu filmin verecek oldugu mesaji merak etmektedir. Bir yandan maddi manevi yardim sürerken dereye tas atip bulandirmanin bir geregi olmadiginin da hesabini yapmaktadir. Yoksa bu filmin ragbet görmeyecegi gerçegini zaten bilmektedirler. Simdi isterseniz Topal Osman filmine bir baska açidan 1966 yilindan bakalim. Günümüzde Giresun halkida dahil olmak üzere büyük bir halk kitlesinin Topal Osman filminin ilk defa 1966 yilinda yine Giresun’da sinemaya aktarildigini bilen çok az sayida insan oldugunu düsünüyorum. 1966 yilinda Ahmet Mekin’in basrol oynadigi, senaryosunu Berkan Inal’in yazdigi ilk Topal Osman filmi, bu günkünün aksine tamami Giresun’da çevrildi. Filmde oynayan tam bin iki yüz figüran bes kurus almadi. Daha da yetmedi, Giresun Emniyet Müdürü, bazi ilçe kaymakamlari, devlet dairelerinde iyi giyimli memurlar mebus sandalyelerinde yer aldilar. Isin en ilginç yani ise 2 Nisan 1923’te Ankara’da öldürülen ve Topal Osman’in ölümünden sonra, bunlar emir kuludur denilerek memleketleri Giresun’a yollananlardan dört kiside bu filmde yer almistir. Dönemin Giresun Valisi Celalettin Tüfekçi basta olmak üzere herkes filmin bir karesinde yer almis, kisacasi Topal Osman’i da Giresun’u da karsiliksiz sevmislerdir. 10 Mayis 2013 tarihinde bugün 85 yasinda ki Topal Osman filminin basrol oyuncusu Ahmet Mekin kendisiyle yaptigimiz söyleside sunlari söylemektedir, Bizim 1966 yilinda Giresun’da çok ama çok zor sartlar altinda çevirdigimiz 35 mm. lik Topal Osman filmi, o zamanin sartlarinda yogun reklam ve tanitim kampanyasi olmamasina ragmen oldukça ilgi gördü ve uzun süre gösterimde kaldi. Bugünkünün aksine bir buçuk yillik bir sürede degil, filmi bes ay kadar kisa bir sürede tamamladiklarini da belirten Ahmet Mekin, çok zor sartlar altinda Türk sinemasina kazandirdigim bu filmin elimde tek bir kopyasinin dahi olmamasidir demektedir. Dönemin usta oyunculari Ali Sen ve Ayse Ay’in da filmde oynadigini ifade eden Ahmet Mekin, Topal Osman filminin yaklasik sekiz ay tüm yurtta gösterimde kaldiginin altini çizdi. 1966 yilinda çevrilen ilk Topal Osman filmiyle ilgili olarak 3 Haziran 2013 de Atilla Akarsu ile yaptigimiz kisa söyleside Akarsu, ilk filmin basit bir senaryodan ibaret oldugunu ve kendilerinin de bu filmi arastirdigini ifade ederek, Topal Osman’in Rumlarla yaptigi çete savasini konu aldigini, geçmisi arastirmanin ve desmenin bu güne bir yararinin olmayacagini söyleyerek, Giresun insaninin yeni Topal Osman filmine sahip çikmadigini, eskisine ise hiç ama hiç sahip çikamayacagini belirtti. Ilk Topal Osman filminin akibetinin ne oldugunun halen bilinmedigini söyleyen Akarsu, büyük olasilikla filmin Kemal Tahir’in Yorgun Savasci’si gibi 12 Eylül Cuntasi tarafindan yakilmis olabilecegini, bunun gibi yüzlerce filmin ise akibetinin ne oldugunun hala sir olarak kaldigini belirtti. Mimar Sinan Üniversitesi Arsivine ve Kültür Bakanligi Sinema Arsivine basvurmamiza ragmen henüz ulasamadigimiz ama hala elimizde bir afisinin kopyasi oldugu film, imkanlar dahilinde yayinlanmis olsaydi, günümüzde çevrilen ikinci Topal Osman filminin kaderinin bu kadarda kötü olmasinin önüne geçebilirdi sanirim. Nüfusu bes yüz bini gecen Giresun’da, ve gurbetteki binlerce Giresunlu’ya ragmen Özen film tarafindan 12 Nisan2013 tarihinde büyük reklam kampanyalariyla, 62 sinemada 68 kopya ile birden piyasaya sürülen Topal Osman filminin son izlenme sayisi ise Akarsu’nun dedigi gibi bir milyon degil sadece 14.106 kisi. Günümüzde Türkiye’de ki On bir film sirketi içinde sondan üçüncü durumda ki Özen Film ise eski günlerini mumla aramakta. Kisacasi filmi çevirenle filmi piyasaya sürenin ayni kaderi paylastiklarini söyleyebiliriz. Atatürk Arsivide denilen Cumhurbaskanligi Arsivlerinde yer alan Giresun Reji Müdürünün resmi yazismalarina göre, Topal Osman’in esrafina ait oldukça agir ithamlarla dolu 15 Ocak 1922 tarihli yazismada, Haci Hasan Efendinin kendi çikarlari dogrultusunda Rumlarin mallarina el koydugu, Lacinzazade Hakki Beyin Koçgiri Isyanindan devlete ait mallari çaldigi gibi bir sürü iddialar yer almaktadir. Buna mukabil Topal Osman’in Ali Sükrü’yü öldürmesi olayi ise yine akillarda bir sir olarak kalmaya devam etmistir. Zira Topal Osman’in öldükten sonra üzerine atili kalan Yahya Kahya olayinin aydinlatilabilmesi için 55 sene gibi çok uzun süre geçmistir. Meclis Muhafiz Kita Komutani Ismail Hakki Tekçe tarafindan yarali olarak teslim oldugu halde öldürüldügü ifade edilen Topal Osman, 1975 yilinda öldükten iki yil sonra 1977 de Günaydin Gazetesinde Ismail Hakki Tekçe’nin anilarinin yayinlanmasiyla ancak temize çikmistir. Tekçe anilarinda bilinenin aksine, Yahya Kahya’yi Topal Osman’in degil, Ankara’dan yanina iki muhafiz alarak Trabzon’a gittigini belirterek kendisinin öldürdügünü ifade etmistir. Asil sorulmasi gereken soru ise sudur? Acaba Ali Sükrü’ye silahi gerçekten Topal Osman’mi çekmistir? Eger ki derin tarihin sayfalarinin aralanmasi, gerçeklerin ortaya çikmasi için daha ne kadar beklememiz ve daha ne kadar senaryolar yazmamiz gerekiyor? Ali Sükrü olayinda da sanirim gerçeklerin ortaya çikmasi ve sifrenin çözülmesi için çok uzun bir süre geçecek gibi görünüyor. Günümüz Türkiye’sin de sag kesim tarafindan hilafetin bir savunucusunu katlettigi için sevilmeyen, Koçgiri Isyaninda ise Alevi ve sol kesim tarafindan suçlanan, geçmisin Halk Kahramani, günümüzün ise hem magduru hem de suçlusu Topal Osman Aga’nin arkasinda duracak tek Giresun kalmistir. Heykelini Giresun meydanina dikemeyen, filmine sahip çikamayan, kisacasi tarih içinde ki konumunu tam olarak henüz algilayamayan Giresun bir an önce karar vermeli ve kendine sunu sormalidir; Topal Osman gerçekten Kahraman mi? Hain mi? Saban_kutlu_1963@hotmail.com Haberi Ekleyen: Ali Dursun Bu haber 1733 defa okunmuştur.
|
YAZARLAR
VİDEO GALERİ
GÖRELE ' DE HAVA DURUMUARŞİVLEN HABERLERArama |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||