Bu, Son Sel Felaketi Olmayacak!..
Bölgemizi etkisi altina alan yagislar, maalesef yine üzücü felaketlere dönüstü. Siddetli yagmurun neden oldugu sel ve heyelan, Gündogdu Belede’sinde ondan fazla cana, önemli miktarda mal kaybina, evlerin, isyerlerinin, tarim alanlarinin sular altinda kalmasina, yollarin ve altyapilarin tahribine, üretilemeyen bir kaynak olan topraklarimizin sel sulariyla akip gitmesine neden olmaya devam ediyor.
Dogal afetlerin sebebini bosuna baska yerlerde aramayalim
Bölgemiz için bu afetler ne bir baslangiç ne de sondur. Yesil örtünün tahribi, ormansizlasma, açilan arazi yollari, yanlis tarim uygulamalari, yanlis imar planlari, çarpik kentlesme, arazilerin yeteneklerine göre kullanilmamasi, dere yataklarinin islah edilmemesi gibi nedenlerle sik sik sel ve heyelanlarin yasanmasi kaçinilmazdir. Yanlisimizdan dönmedigimiz ve önlem almadigimiz sürece, bu tür felaketlerin sonu gelmeyecek, aksine daha sik araliklarla ve daha siddetli olarak karsimiza çikacaktir. Bu afetlerde hayatlarini kaybeden insanlarimizin ve akip giden canli verimli topraklarimizin telafisi mümkün degildir. Toprak üretilemeyen bir kaynaktir ve olusumu için binlerce yil gerekmektedir.
Sel ve heyelanlar bölgenin kaderi degildir
Dogu Karadeniz Bölgesi’nin jeolojik, topografik, iklim, toprak yapisi gibi özellikleriyle bu tür afetlere açik bir yer oldugu bilinmektedir, ancak afetlerin 1950'lili yillardan sonra hizlandigi, bölgedeki dogal özelliklerinin yüz binlerce yildir bu sekilde oldugu gerçeginden hareketle insan faktörünün etkileri sorgulanmalidir. Biz sel ve heyelanlarin Karadeniz insaninin kaderi olmadigini düsünüyoruz. Kaderi olmadigi gibi bunlara dogal afet de diyemiyoruz.
Yeter ki, herkes ve özellikle ülkeyi yönetenler bu sorunun önemini kavrasin, bu isin üzerine ciddiyet ve içtenlikle egilsin. Yeter ki, basta toprak ve yesil örtü gibi dogal varliklari tahripten baska tercihi kalmadigini sanan, kirsalda çalisan insanimiza kalkinma çareleri yaratalim.
Suyla toprak felaketlerimizin nedeni olmasin !
2000 li yillarin en stratejik iki ürünü olan su ve toprak ne yazik ki felaketlerimizin nedeni haline geldi. TEMA Vakfi Rize Temsilciligi olarak, bölgemizi yasanmaz hale getiren bu felaketlere karsi ne yapilmasi gerektigini bir kez daha ülkemizi yönetenlere, kamu ve yerel kurumlara, halkimiza sunmayi görev sayiyoruz.
Heyelan, Sel ve Taskinlarin Önlenmesi, Zararlarin Azaltilmasi için Alinmasi Gereken Önlemler:
1-Dogal ormanlardaki yasal ve yasadisi kesimler önlenmelidir. Bölge ormanlari sahip olduklari fonksiyonel degerleri ile koruma amaçli orman olarak degerlendirilmelidir.
2-Çaylik alanlardaki genisleme ile durdurulmalidir. %50 den fazla meyilli arazilerdeki çay alanlarinin ormana dönüstürülmesi tesvik edilmelidir.
3-Köy yollarinin güzergah seçimi heyelanlar dikkate alinarak yapilmali, yol insaatlari en az seviyeye indirilmelidir. Mevcut yollarin istinat duvarlari ve drenaj sistemleri düzeltilmelidir. Yol sevleri yüzey sularindan korunmali, güçlü kök sistemine sahip agaçlarla toprak korunmalidir.
4- Çay bahçelerinde eski üreticilerin yaptigi gibi, fazla suyu bosaltici, akitici kanallar yapilmali, bu kanallarin bakimi aksatilmamalidir. Arazideki kaynak ve çesme sulari borularla hareket ettirilerek saha disina akmasi saglanmalidir.
5- Ana dere yataklarinin hali hazir genisligi , 100 yilda bir gelmesi muhtemel bir saatlik yagis siddetine göre(90mm/saat) taskin alanlari birlikte belirlenmeli, dere yataklarinda islah tedbirleri alinmali, taskin alanlarina insaat yasagi getirilmelidir.
6- Menfez, köprü gibi mühendislik hizmetlerinde 100 yilda bir gelecek maksimim debiyi ve heyelanla tasinacak agaçlari da geçirebilecek genislikte hesaplanmalidir.(eski kemer köprüler örnektir)
7-Evler saglam zeminlere yapilmali, yamaç yükünü artiracak çok katli artiracak çok katli betonarme binalardan kaçinilmalidir. Evlerden kaynaklanan atik sular mutlaka kanalizasyon sistemine baglanmalidir. Köylerde ise bu sularin aktif heyelan alanlarina girmesi önlenmelidir.
8-Tas ocaklari etkin bir sekilde denetlenmelidir. Bölgede gelistirilecek her proje daha az “kayaya” ihtiyaç duyulacak sekilde olusturulmalidir.
9-Gelismis ülkelerin uyguladigi, sorunu ortadan kaldirmak için dogru arazi kullanimi, uygun imar ve yerlesim ilke ve planlarinin ortaya konulmasi, uygulanmasi saglanmalidir.
10- Ilin heyelan haritasi çikarilmali, sel ve heyelanlarin yerlesim alanlari ve altyapilarla iliskisini düzenleyen master plan hazirlanmalidir. Bu planda afet bölgesi olarak belirlenen alanlar devletçe bosalttirilmalidir. Hiçbir sekilde imar, mera ve orman affi yapilmamalidir.
11- Yöre halkini heyelanlar konusunda bilinçlendirecek yaygin egitim programlari uygulanmalidir.
12- Bütün çalismalarda meslek örgütleri, gönüllü kuruluslar, yerel dernek ve kuruluslarla kamu kuruluslari arasinda isbirligi saglanmalidir. 27.08.2010
Nevzat Özer
TEMA Vakfi Rize Temsilcisi
Bu haber 735 defa okunmuştur.