Konfederasyonlar Anayasa paketine ne dedi?
AKP hükümetinin Anayasa Komisyonu'nda kabul edilen Anayasa degisiklik paketi ile ilgili tartismalar devam ederken, sendika konfederasyonlari da yaptiklari açiklamalarla pakete iliskin görüslerini kamuoyu ile paylastilar. Tartismalara renklerini veremeyen konfederasyonlar, "toplumsal mutabakat" çagrisinda ortaklastilar.
AKP’nin yeni anayasa paketine iliskin tartismalar devam ederken, sendika konfederasyonlarindan da konuyla ilgili farkli dönem ve mecralarda açiklamalar yapildi.
Pakette kamu emekçilerine grev ve siyaset yasaginin sürmesi gibi 12 Eylül anayasasinda da mevcut uygulamalar sürdürülürken, sendikalarin elestirileri genel olarak “toplumsal mutabakat” ve grevli toplu sözlesme hakki üzerinde yogunlasti. AKP hükümetine yakin konfederasyonlar ise pakete yüzeysel elestiriler yöneltirken, paketin geneline hiçbir itirazda bulunmadilar.
Türk-Is: Anayasa tümden degismeli
Türkiye Isçi Sendikalari Konfederasyonu'nun (Türk-Is) 26 Mart tarihinde hükümete sundugu anayasa degisikligi önerisinde, degisikliklerin anayasanin bütününü kapsamasi gerektigi ifade edilirken, AKP’nin sundugu yeni taslagin “bazi bireysel özgürlüklere öncelik tanimasi”nin olumlu karsilandigi ifade edildi. HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapisinin degistirilmesi konusunda “toplumsal mutabakat” gerektigini söyleyen Türk-Is, yeni paketteki degisikliklerin AB mevzuatina uyumlu olarak hazirlandigi belirtilmesine ragmen çalisma hayatini düzenleyen kurallara yer verilmemesini elestirdi.
Ancak Türk-Is’in degisiklik önerisinde de bu baslikta somut bir düzenleme önerisinin yer almamasi dikkat çekiyor. Öneride 51. maddedeki “ayni zamanda ve iskolunda birden fazla sendikaya üye olunamayacagi” hükmü ile 53. maddedeki “ayni isyerinde, ayni dönem için, birden fazla toplu is sözlesmesi yapilamaz ve uygulanamaz” hükmün kaldirilmasi isteniyor. Türk-Is ayrica sendika yöneticilerine siyaset yapma yasagini elestirirken, memurlara dönük siyaset yasagi konusunda herhangi bir görüs bildirmedi.
DISK: Önce yasalar degissin
Devrimci Isçi Sendikalari Konfederasyonu'nun (DISK) açiklamalarinda ise hükümetin degisiklik paketine dönük elestirilerinin yani sira, “Demokratik, esitlikçi, özgürlükçü, çogulcu ve kadinin toplumsal yasamin her alaninda yer aldigi bir anayasa” talebi agirlik tasidi.
AKP kurmaylarinin 25 Mart günü DISK Genel Merkezi’nde Genel Baskan Süleyman Çelebi ve Genel Sekreter Tayfun Görgün’le yaptigi görüsmenin ardindan yaptigi açiklamada Çelebi, hükümetin paketi sunmadan önce önerileri dinlemesi gerektigini söyleyerek, paketin geri çekilmesini ve degisikliklere bastan baslanmasini önerdi. DISK’in degerlendirmesinde, açiklanan paketin bazi maddelerinin olumlu bulundugu, ancak pakette kesinlikle katilmayacaklari maddelerin de oldugu söylendi. Anayasa degisikligi yapilmadan önce, degisikliklere yasalardan baslanmasi gerektigini belirten DISK, seçim, siyasi partiler, toplanti ve gösteri yürüyüsleri, toplu sözlesme, grev ve lokavt yasalarinda degisiklik yapilmasini öneriyor. AKP’nin paketinde cumhurbaskaninin yetkilerinin 1982 Anayasasi’ndan bile daha genis tutulmasini elestiren DISK, diger taraftan da, sosyal haklarla ilgili düzenlemelerin geri kaldigini vurgulayarak, 54. maddedeki grev engel ve yasaklarinin kaldirilmadigina vurgu yapti.
Seçim barajinin yüzde 10’dan yüzde 5’e çekilmesi gerektigini söyleyen DISK’in barajin tümden kaldirilmasini savunmak yerine daha düsük bir oran önermesi dikkat çekti. DISK ayrica, ILO sözlesmelerini isaret ederek, Anayasa degisikligi yapilmadan önce uluslararasi kuruluslarla yapilan anlasmalarin kanun hükmünde baglayiciligini öngören 90. Maddenin uygulamaya geçirilmesi gerektigini vurguladi.
KESK: AKP iktidarini pekistirmek istiyor
6 Nisan'da Egitim-Sen Antalya Subesi’nde Kamu Emekçileri Sendikalari Konfederasyonu (KESK) MYK üyeleri tarafindan yapilan basin açiklamasinda, AKP’nin yillardir toplu is sözlesmesi ve grev hakki konusunda yandas konfederasyonlarla birlikte emekçileri oyaladigi ifade edildikten sonra, AKP’nin degisiklik paketinde mevcut “toplu görüsme” düzenlemesinden çok farkli olmayan bir düzenlemenin getirilmesi elestirilerek, son kararin Uzlastirma Kurulu tarafindan verilmesinin kabul edilemeyecegi vurgulandi.
Paketin geneline dair degerlendirmede ise, 12 Eylül anayasasinda israrci olan herkesin darbeci generaller kadar suçlu olacagi, bununla birlikte AKP’nin de anayasa degisikligi konusunda sig, kendine yontan, pragmatik bir öneriyle toplumun karsisina çiktigi, halkin beklentilerini karsilamayip kendi iktidarini tahkim etmeyi amaçladigi söylendi. Açiklamada, “ülkede demokratik bir yasam olusturulmadikça yeni anayasa tartismalari anlamsizlasmaktadir” denildi.
Hak-Is: Çorbada bizim de tuzumuz var
Son dönemlerde AKP’nin emek düsmani açilimlarina yumusak tavri ile dikkat çeken Hak-Is, anayasa degisiklikleri konusunda AKP’nin toplu sözlesme degisikligine katkida bulunmakla övünerek, “(…) Kanun Teklifini Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ulasmasi açisindan önemli bir adim olarak görüyoruz” açiklamasinda bulundu.
Hak-Is Genel Baskani Salim Uslu’nun yaptigi yazili açiklamada, paketteki toplu sözlesme düzenlemesinde grev hakkinin bulunmamasindan hiç bahsedilmedi. Ayrica, 51. maddede yer alan hükmün kaldirilmasiyla birlikte yeni Sendikalar Kanunu ile Toplu Is Sözlesmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nda yapilabilecek düzenlemelerin önünün açilmasi bir kazanim olarak sunuldu.
Öte yandan, Hak-Is’in açiklamasinda, mevcut anayasanin 53. maddesindeki “grev esnasinda greve katilan isçilerin ve sendikanin kasitli ve kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan isyerinde sebep olduklari maddi zarardan sendika sorumludur” hükmü ile yine ayni maddedeki “Siyasi amaçli grev ve lokavt, dayanisma grev ve lokavti, genel grev ve lokavt, isyeri isgali, isi yavaslatma, verim düsürme ve diger direnisler yapilamaz” hükmünün kaldirilmasi da övüldü. Hak-Is, yeni Anayasa paketinde memura grevli toplu sözlesme hakkinin verilmemis olmasini ise görmemeyi tercih etti.
Türkiye Kamu-Sen: Önce “milli mutabakat”
MHP çizgisine yakinligina bilinen Türkiye Kamu-Sen’in Genel Baskan Bircan Akyildiz, 25 Mart'ta konfederasyon adina yaptigi açiklamada, anayasa degisikliginin toplumun her kesimiyle uzlasma içerisinde gerçeklestirilmesi gerektigini söyleyerek, “milli mutabakat” vurgusu yapti. Açiklamada degisiklik paketinin içeriginden ziyade, kabul edilme biçimine yogunlasilmasi dikkat çekti.
Teklif metninin bir bütün halinde tartismaya açilmasinin ve halkoyuna sunulmasinin, hem taslak üzerinde müzakere yapilmasini, hem toplumsal mutabakati imkansiz hale getirdigini belirten Akyildiz, tasarinin halkoyuna sunulmasi yerine maddeler halinde mecliste oylanmasiyla müzakere ve uzlasma kültürünün hayata geçirilebilecegini söyledi. Kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkina iliskin düzenlemenin olumlu bulundugunu söyleyen Akyildiz, bununla birlikte yine ILO sözlesmeleri, Avrupa Sosyal Sarti ve Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi’nde atifta bulunarak, 90. maddenin uygulanmasini ve kamu görevlilerine grev ve siyaset yapma hakkinin taninmasini istedi.
Memur-Sen: Genel olarak memnunuz
AKP hükümetinin attigi tüm piyasaci ve gerici dönüsümlere verdigi destek ve ilerici kamu sendikalarina dönük saldirgan tutumuyla bilinen Memur-Sen, AKP’nin anayasa paketini memnuniyetle karsiladi.
Memur-Sen'in Mart ayi sonunda duyurdugu raporda, degisiklik paketinden genel olarak memnun kalindigi açiklanirken, anayasa paketinde emeklilere sendikal örgütlenme, memurlara grev hakki verilmesini ve memura uygulanan siyaset yasaginin kaldirilmasi istendi. Ancak, bu görüs, Memur-Sen’in kurulusundan bu yana kamu emekçilerinin grev ve eylemlerinde grev kirici ve hükümet yanlisi tutumu ile çeliski olusturdu.
Grev hakki haricindeki taleplerinin pakette büyük ölçüde yer almasinin sivil topluma verilen önemin göstergesi oldugunu söyleyerek AKP’yi övmeyi ihmal etmeyen Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, toplu sözlesme hakkinin pakete girmesinin, verdikleri mücadelenin sonucu elde edilmis bir kazanim oldugunu söyledi. Toplu görüsmelerde son sözün Uzlastirma Kurulu’na birakilmasina da karsi çikmayan Memur-Sen, Kurul’da çalisan temsilcilerinin de yer almasi gerektigini söyledi. Bu talep, taraflarin anlasamamasi halinde son karari yine hükümetin emrindeki bürokratlara birakan bir mekanizmanin makyajlanmasindan öteye gitmiyor.
(soL-Haber)
Bu haber 1045 defa okunmuştur.