|
12 Kasym 2010, 16:54
Allah'ın terzileri dikkatleri üzerine çekiyor
Allah'ın terzileri dikkatleri üzerine çekiyor
Allah'in terzileri dikkatleri üzerine çekiyor Türkiye'deki tesettür modasi Reuters'e haber oldu. Ingiliz haber ajansi, Alexandra Hudson'in kaleminden tesettür pazarini anlatti... Istanbul'un kalabalik Eminönü sahili boyunca siyah manto giymis ve basörtüleri çenelerinin altindan baglanmis kadinlarin yani sira yine renkli kiyafetler giymis ve basörtüleri özenli biçimde yüzlerine sarilmis digerleri dikkat çekiyor. 20 sene önce böyle gösterisli, dindar bir görüntü Türkiye'de nadiren görülürdü ancak bugün First Lady Hayrünnisa Gül ve Basbakan Erdogan'in esi Emine, bu görüntünün en üst düzey örnekleri. Basörtüsü Türkiye'nin en ihtilafli konularindan biri olmaya devam ediyor. Resmî olarak laik ancak çogunlugu Müslüman olan 74 milyonluk bu ülkede, basörtüsünün baglanisindan aksesuarlarla süslenisine, baglayanin durusundan hal ve tavirlarina kadar her seye bir anlam yükleniyor. Basörtüsü, Cumhuriyetin ilk yillarinda çag disi ve kirsal olarak damgalanan basit bir bas baglamadan, son yillarda yeni bir muhafazakâr Müslüman sinifin Türkiye'nin laik seçkinlerine meydan okumasini bünyesinde barindiran özenle hazirlanmis ve çok iyi pazarlanabilir bir giyim esyasina dönüstü. Tesettür giyim markasi Armine'nin üretim ve pazarlamadan sorumlu yöneticisi Alpaslan Akman, "10 yil önce basörtülü kadinlar için sik bir sey bulmak zordu, ancak dindar kadinlar için moda son 6-7 senede büyük ilerleme kaydetti." seklinde konusuyor. Bir manto siklikla yaklasik 200 Türk Lirasina (143 dolar) satiliyor. 2007 tarihli bir çalismaya göre, Türk kadinlarinin yaklasik yüzde 69'u bir sekilde baslarini örtüyor. Bunlarin yüzde 16'si da saçlar ve boyunun sikica örtüldügü daha kapali bir tarz olan "türbani" kullaniyor. Türbanin düzgün biçimde baglanmasi daha fazla zaman ve çaba gerektiriyor ve kaymamasi için altina genellikle bir bone takilmasi gerekiyor. Artan Güven Türkiye'nin türbanli First Lady'si Hayrünnisa Gül, dindar kesimdeki artan güvenin bir isareti olarak geçen ay ilk kez esiyle birlikte Cumhuriyet Bayrami dolayisiyla verilen davete ev sahipligi yapti. Cumhurbaskanligi Köskü'nde basi örtülü bir cumhurbaskani esiyle karsilasmak laiklige sadik ordu için oldukça zordu. 1982 yilinda Islami moda evi Tekbir'i kuran ve Türk basininda "Allah'in Terzisi" olarak adlandirilan Mustafa Karaduman, toplumdaki degisimlerin farkinda ve daha fazla büyümeden umutlu. Karaduman, "Ilk on yilda çalismalarimiz oldukça amatördü. Daha sonra 1992'de dünyanin dikkatinin üzerimize çevrildigi ilk basörtüsü defilesini düzenledik. Su anda Islami tarzda giyim dünyanin her yerinde gündemde yer aliyor." diyor. Karaduman, Türkiye'deki 90 ve yurt disindaki 10 magazasinin sayisini artirmayi planliyor. Armine'nin de Tekbir gibi haris büyüme planlari mevcut. Milliyet gazetesi, Islami giyim pazarinin 2,9 milyar dolar degerinde oldugunu tahmin ediyor. Basörtüsünün sokaklardaki varligina ragmen, bayan ögrenciler ve memurlarin laik devletin kurumlarinda basörtüsü takmalari yasak. Bu, muhafazakâr Müslümanlar öncülügündeki AK Partinin kaldirmaya söz verdigi bir kural. Laik kesim, yasagin kaldirilmasinin basi açik kadinlar üzerinde baslarini örtmeleri için bir baski olusturabileceginden endise ediyor. Basörtüsü tartismasi Türkiye'nin sosyo-ekonomik gelisimine ve ülkenin siyasi ve dini kimligi arasindaki sinira ayna tutuyor. Ekonomideki hizli büyüme halkin daha fazla harcama yapmasina imkân tanidi. Yükselise geçen dindar Müslüman kesimin siyasi bilincinin artmasiyla örtülülerin toplumda öne çikmasina daha çok rastlanir oldu. Din, 1980 askeri darbesinden sonra toplumda daha çok göze çarpmaya basladi ve solcu ideolojilere engel olmak için tolere edildi. Ankara Bilkent Üniversitesi ögretim üyesi Özlem Sandikçi, kentlerde yasayan genç kadinlarin üzerlerindeki ev yapimi bol mantolar ve büyük basörtülerini siyasi simge olarak tasidiklarini söylüyor. Sandikçi, örtülerin giderek daha renkli ve gösterisli hale geldigini, çünkü dindar kadinlarin artik görülüp fark edilmek istediklerini belirtiyor ve sözlerini söyle sürdürüyor: "Kadinlarin örtünmeye baslamasiyla bu ihtiyaci karsilayacak olan is kolunun gelismesi kaçinilmazdi. Küçük sirketler büyümeye basladi ve giderek önemli birer oyuncuya dönüstüler." Muhafazakâr Müslümanlar, Islami moda endüstrisinin basörtüsünü metalastirmasindan hoslanmiyor. Kati laiklik yanlisi kesim ise kiyafetlerin çok gösterisli oldugunu, basörtüsünün simgeledigi tevazuya aykiri oldugunu söylüyorlar. Sandikçi, "Gösterissiz olmak dinin bir kosulu ancak tek kosul degil. Kadinlar, Islam adina olumlu bir örnek olusturmak için ayni zamanda hos bir görünüm sergilemek zorundadir." diyor. ANKA
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 1552 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|
|