03 Kasym 2010, 23:23
İŞTE AKP'NİN PKK İLE 19 MÜZAKERESİ
İŞTE AKP'NİN PKK İLE 19 MÜZAKERESİ
ISTE AKP’NIN PKK ILE 19 MÜZAKERESI Anayasa Mahkemesi’nin kapattigi Demokratik Toplum Partisi’nin yerine kurulan Demokratik Toplum Kongresi’nin Baskan Yardimcisi Aysel Tugluk, avukat sifatiyla, ikinci kez Abdullah Öcalan’la görüstü. Imrali dönüsü açiklama yapan Tugluk’tan ögrendigimize göre, AKP Öcalan’la yürüttügü diyalog sürecini “müzakere” asamasina çevirmis: “(Öcalan) Devlet yetkilileri ile bir kez daha görüsme gerçeklestirildigini, bu görüsmenin son derece önemli oldugunu, niteliksel bir görüsme oldugunu, ciddi bir görüsme oldugunu ifade etti. Kendisiyle görüsme yapan devlet yetkililerini baris konusunda daha ciddi buldugunu bir kez daha dile getirdi. Yapilan görüsmeleri bir nevi diyalog sürecinden müzakere sürecine geçisi ifade eden bir süreç olarak gördügünü söyledi”. (Hürriyet, 2 Kasim 2010)
“Temas, diyalog, görüsme, pazarlik, müzakere, anlasma” diye ilerleyen sürecin nasil kotarildiginin ayrintilarini, Kaynak Yayinlari’ndan çikan, “ABD’nin Neo-Osmanli Projesi: Büyük Kürdistan” kitabimda okuyabileceginiz bu müzakereler, özetle sunlardi:
1.. AKP’nin PKK ve Öcalan’la ilk temasi, görev süresini tam dört kez uzattigi MIT Müstesari Emre Taner üzerinden kuruldu. Öcalan, ilk temasta, henüz Müstesar Yardimcisi olan Taner’den dagdakilere mesaj gönderme imkani talep etti. Taner, 15 Haziran 2005’te Müstesar olduktan kisa bir süre sonra 20 Ekim 2005’te Mesut Barzani ile görüstü. Barzani’nin, Taner üzerinden Türkiye’den talepleri sunlardi: “Türkiye, Kuzey Irak’taki olusumu tanimali; Kuzey Irak ve Türkiye’deki Kürtlere çifte vatandaslik vermeli; ekonomik iliskileri gelistirmeli, kurulacak askeri okullarda Türk uzmanlar görev yapmali…”
2.. Hükümetin akil hocalarindan Cengiz Çandar, AKP’nin “Kandil ve Imrali” ile görüstügünü söyledi. (Vatan Gazetesi, 26 Eylül 2009) Zaten Çandar, en basindan beri meseleyi “Iki Abdullah”in çözecegini savunuyordu. (Referans Gazetesi, 15 Mart 2009)
3.. Habur’dan giris yapan “baris grubu” da AKP’nin Öcalan ile yürüttügü diyalogun sonucuydu. Öcalan’in çagirdigi baris grubunun Habur’dan girisini, Basbakan Erdogan, henüz toplumsal tepki baslamadan söyle degerlendiriyordu grup konusmasinda: “Dün Habur Sinir Kapisi’nda yasanan anlamli gelismeye de deginerek sözlerimi sonlandirmak istiyorum. Bildiginiz gibi 34 kisi siniri geçti ve sabah saatlerinde 29’u, ilgili yasalarimiz çerçevesinde birakildi. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelisme olarak gördügümü ifade etmek istiyorum. Su anda yargi diger 5’i ile ilgili çalismalarini da sürdürüyor”. Içisleri Bakani Besir Atalay ile DTP Genel Baskani Ahmet Türk’ün 17 Ekim cumartesi günü gizlice bulustuklari ve Habur’dan girisi organize ettikleri basina yansidi. (Milliyet Gazetesi, 21 Ekim 2009)
4.. Taraf Gazetesi’nden Yildiray Ogur, Emniyet Genel Müdürlügü’nün hazirladigi bir analize dayanarak, 2006 yilindan beri PKK’nin Avrupa sorumlusu Sabri Ok ile görüsüldügünü açikladi. Eski Emniyet Istihbarat Dairesi Baskani Bülent Orakoglu da, “Sabri Ok, Abdullah Öcalan ile telefon görüsmesi yapti” dedi. Her iki açiklama birlestirilince AKP’nin Sabri Ok’la, Ok’un da Öcalan’la görüstügü ortaya çikmis oluyordu.
5.. PKK lideri Murat Karayilan, Habertürk’ten Amberin Zaman’a söyle diyordu: “Geçen yil Subat ayinda bir hükümet üyesi Öcalan’a gitti ve açilimi konustu. Hükümet üyesi Öcalan’in açilima iliskin hükümete sundugu yol haritasi çerçevesinde müzakere edilebilecek tartismalarin baslayabilecegini ifade etmis ama gerisi gelmemis.” (Habertürk Gazetesi, 16 Nisan 2010)
6.. Aksiyon Dergisi’nde yer alan bir habere göre, Cumhurbaskani Abdullah Gül’ün “orkestra sefligi”nde, MIT Müstesari Emre Taner’in yürütücülügünde ve PKK ile yapilan dolayli görüsmelerde bir yol haritasi belirlendi. Bu yol haritasina göre, PKK’lilar Kandil’den Mahmur kampina inecek, oradan da silahsiz olarak Türkiye’ye dönecekti! (Aksiyon Dergisi, Sayi:757, 8 Haziran 2009)
7.. Hasan Cemal, PKK lideri Murat Karayilan’la “diplomasi islevi tasiyan” bir röportaja imza atmisti. Cemal, yazmadiklarini da hükümete aktardi.
8.. Öcalan, Erdogan ve Gül’ün kendisine dolayli çagrilarda bulundugunu açikladi: “Sayin Erdogan ve Gül’ün dolayli da olsa, basin yoluyla da olsa çagrilari oldu, ricalari oldu. Ben de bunlara cevap verdim. Osmanli zamaninda padisahlar perde arkalarindan dinlerlerdi. Eger çözüm olacaksa biz bunu da kabul ederiz.” (ANF, 26 Temmuz 2009) Cumhurbaskanligi ve Basbakanlik, olusan tepkiler nedeniyle, Öcalan’in avukatlari araciligiyla yaptigi bu açiklamayi yalanladi. Oysa AKP Milletvekili Mehmet Halit Demir, üç gün sonra “Gerekirse Abdullah Öcalan ile görüsülmesi gerektigini” söylüyordu. (Hürriyet Gazetesi, 30 Temmuz 2009)
9.. AKP Milletvekili Mahmut Esat Güven, sartlari düzeltilirse Öcalan’in olumlu mesajlar verecegini, bu konuda Içisleri Bakani Besir Atalay’dan talepte bulundugunu açikladi. (Hürriyet Pazar eki, 1 Agustos 2010)
10.. Öcalan’in AKP’yle pazarliklarindaki sartlarindan biri de cezaevi kosullarinin düzeltilmesiydi. AKP bu konuyu sürece yayarak çözdü, Öcalan’a arkadas bile gönderdi. Öcalan, Adalet Bakanligi’ndan bir heyetle bu konuda yaptigi görüsmeyi avukatlari araciligiyla söyle açikliyordu: “Buraya getirilen arkadaslarla bir kez görüstüm. Buradaki görevliler, ileride televizyon vereceklerini belirttiler. Adalet Bakanligi’ndan gelen heyetle görüstüm. Adalet Bakanligi Ceza ve Tevkif Isleri Müdürü de vardi. Bu görüsmeden sonra kapinin üstünde asagiya ve yukariya yeni bir pencere açtilar. Kaldigim odada yatak, dolap, masa var. Onun disinda bana iki-üç adim mesafesinde yer kaliyor. Yatak, Masa ve Dolap yeri disinda enine iki adim boyuna üç adimlik mesafe var. Bütün yer bundan ibarettir.” (ANF, 11 Aralik 2009) 11.. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Baskani Mesut Barzani, Abdullah Öcalan’dan aldigi mektubu, Ankara ziyareti sirasinda görüstügü Disisleri Bakani Ahmet Davutoglu ve MIT Müstesari Hakan Fidan ile paylasti. (Milliyet Gazetesi, 6 Temmuz 2010)
12.. AKP’nin PKK ve Öcalan ile pazarliklarindan biri de KCK iddianamesinde yer aliyordu. Iddianamede yer alan tutanakta Irak Cumhurbaskani Celal Talabani söyle diyordu: “Benim Apo ile bir iliskim var. 2 Kasim’da bana avukatlari araciligiyla bir mektup gönderdi. Ben bu talepleri Türk yetkililerine de iletmistim. Benim PKK ile de bir diyalogum var. Bu bayramda ben talep etmisim ateskesi, hem uzatilmasi konusunda da bir yaklasim oldu. Silah birakma ve ateskes ilan etme arasinda fark var. Ben silah birakma yanlisi degilim. Ateskes ilan edilsin. Silah birakmanin karsiligi var. Ateskes ilan etmek ise Türkiye’de çalisan arkadaslarin mücadelesini yükseltmek için olmalidir. Yine PKK’nin bir talebi vardi; genel af ile onu dile getirdik. Biz MIT müstesarlari ile PKK’nin bazi iliskileri var, sizin bilginiz dahilinde mi dedik. Erdogan, MIT müstesarinin tüm ifadeleri benim ifademdir dedi.” (ANF, 14 Haziran 2010)
13.. Cumhurbaskani Gül, 12 Eylül halkoylamasi öncesi, “devlet terörü bitirmek için her yöntemi dener” dedi. Ardindan Karayilan “devletle anlastiklarini” açikladi. PKK, 20 Eylül’e kadar “eylemsizlik” karari almisti! Kararin, MIT Müstesari Hakan Fidan’in 20 Temmuz günü Öcalan ile yaptigi görüsmenin sonucu alindigi ortaya çikti. PKK ile görüsmeyi yalanlayan Basbakan Erdogan, danismani Yalçin Akdogan’in “pazarlik yok, diyalog var” demesi üzerine, “hükümet degil, devlet görüstü” dedi! Oysa görüsen Hakan Fidan hem kendisine bagliydi, hem de Fidan’la birlikte heyette Adalaet Bakanligi yetkilileri vardi.
14.. AKP ile BDP, 23 Eylül 2010 günü heyetlerarasi bir görüsme yapti. Görüsmede “PKK’nin ateskesi uzatmasinin söz konusu” oldugu ifade edildi. (Hürriyet Gazetesi, 24 Eylül 2010) BDP heyeti, “Imrali’nin muhatap alinmasi yönünde bir söyleminiz oldu mu?” sorusuna su yaniti veriyordu: “Bazi görüsmelerin sürdügü biliniyor. O konuda söylenecek yeni bir sey yok”. Basbakan Erdogan, AKP ile BDP arasinda yapilan bu müzakereyi “birlikte iyi olma” biçiminde yorumluyordu. 1 Ekim 2010 günü TBMM’nin açilis resepsiyonunda sohbet eden Basbakan ve BDP heyetinin “müzakere” iliskin dikkat çekici temennileri söyleydi: “Selahattin Demirtas: Sayin Basbakan, hayirli olsun diyelim. “Basbakan Erdogan: Birlikte iyi olacagiz insallah. Görüsme trafigini iyi götürün ha. “Selahattin Demirtas: Valla Sayin Basbakanim, görüsme çift tarafli olursa iyi olur, çift tarafli iyi götürülürse iyi olur. Beraber olacak. “Akin Birdal: Insallah öyle olacak”. (Vatan Gazetesi, 2 Ekim 2010)
15.. Kandil, Öcalan’in “Ateskesi uzatin”, (Milliyet, 20 Eylül 2010) talimati geregi, “Bazi gelismeler var, ateskesi bir hafta uzattik” açiklamasi yapti. (Taraf, 21 Eylül 2010) Taraf Gazetesi, “bazi gelismelerin” ne oldugunu da bir baska haberinde açikliyordu. Meger “Apo’yla barisin takvimi konusuluyor”mus! (Taraf, 21 Eylül 2010)
16.. Anayasa Mahkemesi’nin kapattigi DTP’nin, Ahmet Türk’le birlikte siyasi yasakli hale gelen esbaskani Aysel Tugluk, “avukat” sifatiyla Öcalan’la görüstü. Adalet Bakanligi’nin kiraladigi gemiyle Imrali’ya giden Tugluk, görüsmenin ardindan Öcalan’in mesajlarini hükümete ve PKK’ya iletti: “PKK’nin eylemsizlik kararini en az bir yil uzatmasi gerekiyor. Kalici ateskes ve silahsizlanma zamana yayilacak. Hükümetin siyasi adimlari beklenecek. Kalici ateskese giden süreçte cezaevi kosullarinin iyilestirilmesi bu döneme katki yapacak.” (Vatan, 28 Eylül 2010)
17.. Hükümet, Öcalan’la Aysel Tugluk üzerinden müzakere yürütürken, bir yandan da Barzani’yle anlasma yoluna giriyordu. Sürpriz bir sekilde Kuzey Irak’a giden Açilim Koordinatörü Besir Atalay, Kürt Yönetimi Baskani Mesut Barzani ve Kürt Hükümeti Basbakani Berham Salih’le görüstü. Basina yansiyan görüsme tutanaklarina göre, Barzani’den “Topun taca atildigi noktada aktif rol almasini” isteyen Atalay, “aktif rolden kastiniz ne?” diye soran muhatabana su ibretlik yaniti verdi: “Bölgede (Güneydogu Anadolu) sayginliginiz var. Bu sayginliginizi kullanmali ve PKK üzerinde etkinizi hissettirmelisiniz. Sik sik medya önünde silahlarin birakilmasi yönündeki telkinleri sürdürünüz. Kürt kamuoyu, Kürt hareketinde tek fayda olarak PKK’yi görme aliskanligini terk edecektir. Bu da sorunlarin çözümü noktasinda isimizi kolaylastiracaktir”. (Milliyet, 28 Eylül 2010)
18.. AKP’nin PKK’yla müzakerelerinin aslinda en önemlisi DTP ile yapilanlaridir. Çünkü Öcalan, DTP’yi AKP’yle müzakere konusunda resmi muhatap tayin etmisti. AKP Adiyaman Milletvekili ve MAZLUM-DER Genel Baskani Ahmet Faruk Ünsal da, bu gerçegi kendi tarafi adina su sözlerle ifade ediyordu: “Öcalan zaten indirekt olarak sürecin içinde. Ayrica, kendisi resmi muhatap olarak DTP’yi gösterdi, DTP de buna itiraz etmeyerek dolayli olarak adres gösterilmeyi kabul etti.” (Milliyet, 8 Agustos 2009) Bu durum en basindan beri kabul edildigi için Basbakan Erdogan, asamali manevralar izledi. Erdogan, önce bir süre “PKK’ya terör örgütü demeyenle görüsmem,” diyerek DTP ile bir araya gelmedi, böylece hem kamuoyunun tepkisini degerlendirdi hem de TSK’yi “idare” etti. Erdogan, sartlar olustugunda DTP Genel Baskani Ahmet Türk’le görüstü. Erdogan, daha önce söyledigi sarti, geri almamak için de pozisyonuyla ters orantili bir manevraya yöneldi: Ahmet Türk’le basbakan olarak degil, AKP Genel Baskani olarak görüstügünü açikladi!
19.. Son görüsme, yazimizin en basinda da belirttigimiz gibi Aysel Tugluk üzerinden yürütüldü. Bu görüsmede dikkat çeken bir ayrinti da, Tugluk’un, PKK lideri Karayilan’in mektubunu, AKP’nin bilgisi dahilinde, Öcalan’a götürmesiydi!
Mehmet Ali Güller Odatv.com
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 672 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|