Karakter boyutu :
31 Ekim 2010, 00:23
31 Ekim Uluslararası Karadeniz GünüKarDoğa'dan 31 EKİM Uluslararası Karadeniz Günü basın açıklaması.
31 EKIM Uluslararasi Karadeniz Günü Basin Açiklamasi Sevgili Karadeniz dostlari, Karadeniz’in farkli derelerinden akip gelen doga gönüllüleri, 31 Ekim Uluslararasi Karadeniz günü programina hos geldiniz. 31 Ekim ve Hükümetler 31 Ekim’e hükümetlerin nasil geldigine bir bakalim; Bildiginiz gibi 1992 tarihinde Karadeniz’e kiyisi olan 6 ülke arasinda Bükres Sözlesmesi imzalanmisti. Daha sonra Odesa Deklarasyonu’nu yayinlanmis ve pesinden Karadeniz Çevre Programi (BSEP) baslatilmisti. Yogun uluslararasi faaliyetlerin ve Sinir Ötesi Teshis Analizinin (TDA) tamamlanmasinin ardindan 31 Ekim 1996 tarihinde Karadeniz’e kiyisi olan ülkelerin Çevre Bakanlari, “Karadeniz’in Iyilestirilmesi ve Korunmasi için Stratejik Eylem Plani” ni imzalamislardi. Bu önemli tarih, biz sivil toplum örgütlerinin önerisi üzerine Uluslararasi Karadeniz Günü olarak kabul edilmis ve her ülkenin kendi ulusal stratejik eylem planini hazirlamasi istenmisti. Bu dogrultuda ülkemiz de Çevre Bakanligi ve gönüllü çevre kuruluslarinca hazirlanan “Ulusal Karadeniz Stratejik Eylem Plani” (UKSEP) taslagini hazirlamisti. 31 Ekim ve STK’lar Karadeniz’deki aktif çevre örgütleri tarafindan 1993 yilinda Karadeniz Çevre Platformu (KARÇEP) kuruldu. Karadeniz’in sorunlarina duyarli katilimci STK’larin da destegiyle BSEP Türkiye Karadeniz Ulusal STK Forumu gelistirildi ve "Karadeniz’de Çevre Sorumlulugunu Paylasma Programi” çerçevesinde Karadeniz yöresinde çok anlamli bir sivil hareket baslatildi. Bu çevre sorumlulugu hareketi gittikçe büyüdü, gelisti. Türkiye'nin ilk doga koruma federasyonu KarDoga bu nedenle Karadeniz’de dogdu. Istanbul, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin’den 9 aktif çevre derneginin katilimiyla kurulan federasyon bu 9 dernek arasindaki iliski ve dayanismayi arttirdi. Karadeniz, ayrica DOKÇEP ve Derelerin Kardesligi gibi birçok önemli çevre platformunun çalistigi, birçok yerel çevre platformunun da bulundugu bir bölge olarak çevre mücadelesinin en hareketli ve örnek bölgesi olmustur. 31 Ekim ve sektörler arasi güç birligi 31 Ekim Karadeniz Günü, Karadeniz’e kiyisi olan hükümetler arasi bir program olarak özellikle, sivil toplum örgütlerinin ve halkin Karadeniz’in sorunlarinin çözüm sürecine katilimini saglamasi için var olmus bir gündür. 1996 yilindan bu yana da 31 Ekim’leri bu sekilde kutladik. Ancak bu yil bir degisiklik oldu. Çevre ve Orman Bakanligi 31 Ekim Programini KTÜ’nin kampüsüne kaçirdi. Bilimsel toplantilarla doldurulan 31 Ekim Programinda Karadeniz’in çevre dernekleri ilk defa disarida birakildi. Bu anlamda 31 Ekim Uluslararasi Karadeniz Günü’nün amacindan uzaklastirildi. Bu yil ilk defa Bakanlik ve STK’lar iki ayri salonda 31 Ekim Programi yürütmektedir. Günümüzde çevre STK’lari sadece basit bir görmezden gelinme ile karsi karsiya degildir. Ayni zamanda büyük bir baski altindadir. 31 Ekim Karadeniz Günü ilk defa çevrecilerin bu kadar asagilandigi bir ortamda kutlanmaktadir. Çevreciler baski altinda Çikarsiz bir sekilde ayni havayi soludugu tüm canlilarin yasam hakkini korumak isteyen insanlara ilk defa bu ülkede bir basbakan, bakan ve medya araciligiyla küçümseyici ifadeler kullanilmaktadir. Bu küçümseme sürecinde bazen, “bir takim tipler“ olduk. Bazen “isi gücü olmayan adamlar” olduk. Bazen “vatan haini” olduk, “yabanci sirketlerin adamlari” olduk. Bütün bunlara ragmen bazen asagiladiklari çevrecilerle ayni sifatlari da farkinda olmadan üstlendiler hatta “çevrecinin daniskasi” bile oldular. Aslinda Daniska’nin bu topraklardan olmayan, ithal sey anlaminda gelen bir kelime olduguna bakarsak, çevrecilerin daniskasi olmalarina da sasirmadik. Bu süreçte KarDoga; Doga koruma alaninda çalisan gönüllü bir kurulus olan KarDoga, kurulusundan sonra, Karadeniz’deki petrol sondajina karsi raporlarini sunmus, Nükleere karsi durmus, simdi de HES faaliyetleri ile ilgili çalismalarini sürdürmektedir. KarDoga, enerji alaninda çalisan bir kurulus olmadigi için, enerji çesitleri arasinda taraf olmaktan öte, enerjinin üretimi, nakli ve tüketim sirasindaki dogaya verilebilecek zararlari engellemeye çalismaktadir. Bu konuda Nükleer Santral gibi kökten reddettigi teknolojiler disinda HES, Rüzgâr ve Günes enerjisi teknolojilerine de esit bir sekilde, uygulama alani ve uygulama sekli, dogaya verebilecegi zararlar konularinda yakinlik duymaktadir. KarDoga Ne istiyor? KarDoga, yenilenebilir enerjiye evet derken doganin da yenilenebilir kalmasi sartini koymaktadir. Bir enerji yatiriminin yenilenebilir olarak kabul edebilmek için doganin kendini yenilemesinin önüne geçmemesini bekler. Bu nedenle dogada kalici ve sürekli zararlar verdigi gerekçesiyle, aslinda temiz enerji sinifinda sayilan HES yatirimlarinin bu seklini temiz enerji olarak kabul etmemektedir. - KarDoga, Karadeniz’de Entegre Havza Yönetim Planlari yapilmadan, bütüncül ÇED uygulamasi olmadan uygulanan ve insaat asamalariyla da dogaya geri dönülmez zararlar veren HES programina karsi durmaktadir. - KarDoga, HES’leri mahkemelerde tartismak degil, Havza Yönetim Planlari süreci ve bütüncül ÇED süreçlerinde tartismak istemektedir. Bu nedenle acilen tüm HES yatirimlarinin durdurulmasini talep etmektedir. - KarDoga, hükümetten tek tarafli olarak askiya aldigi, baski altinda tuttugu bir insan hakki olan “sivil inisiyatif” hakkinin tekrar sayginlik kazandirilmasini talep etmektedir. Medeniyet kaç megavat eder? Su, ne bosa akar ne de gökyüzüne bosuna uçar. Akarsular denize ulasirken canlilara yasam sunarlar ve medeniyetler kurarlar. Karadeniz’in tüm sehirlerini yanlarindan akan akarsular kurmustur. Insanlar sadece akarsularin getirdigi medeniyetle yasamlarini sürdürmektedirler. Suyun bereketi olmadan bu sehirler olmazdi. Simdi bu suya bakip bosuna akmis demek tarihe ihanettir. Kaç megavatla sehir kurabilirsiniz? Kaç megavatla medeniyet kurabilirsiniz? Suyun dogaya ve kültürlere katkisinin ölçüm birimi megavat degildir. Olmamalidir. Akarsulari ve içindeki canlilarin karanlik tünellerden geçirip, iskence ederek türbinlere çaptirmak ve sonra birakildiginda hiçbir sey olmamis gibi davranmak bir insanlik ayibidir. Akarsularin ve baliklarin yasadigi bu süreç, bir insani cezaevine alip, gün yüzü göstermeyip, iskence edip yillar sonra suçu yokmus diye biraktiginizda hiç bir sey yapmamis oldugunuzu düsünmekle aynidir. Su akar, Türk bakar “Su akar, Türk bakar” sözü son zamanda HES karsitlarini küçümsemek için tekrarlanir oldu. Dünyada 2 miyar insanin suya hasret oldugu dünyada suyun akmasi bir nimettir. Bu nimet neden küçümseniyor? Suyun akmasi mi suç? Akan suya bakmak mi suç? Öyle bir dönemdeyiz ki, susuz kalmamak ve suyun akmasi, türkün bakmasi için dualar edecegimiz günler çok yakin. Keske su aksa da bizde baksak. Bugün, burada toplanmamizin nedeni biraz önce anlattigimiz süreçte 31 Ekim’lerin bir baska gelenegi olan “Karadeniz Kahramanlari”nin ilan edilmesi gelenegidir. Bakanligin programindan bir kahraman çikmayacagini bildigimiz için Karadeniz’in çevre dernekleri olarak kendi kahramanlarimizi seçmek istedik. Bu süreçte uzun yillardir bu gönüllü mücadelenin içinde olan insanlari seçmedik. O insanlarin disinda, Karadeniz’in yeni kahramanlarini tanimak istedik. Ekmegini veren dogasini ve ekmegini paylastigi insanlari için zaman ve para harcamayi bilerek karsiliksiz mücadele veren ve kahramanlik gösteren bu kisilerle 31 Ekim’de bir arada olmak istedik. Dileriz bu kahraman yürekli insanlarimiz artar, bu örnek insanlar çogalir ve bizim bildigimiz, derelerinden avuçla su içilen Karadeniz’i gelecek nesiller de ulastirabiliriz. KarDoga – Karadeniz Doga Koruma Federasyonu
Haberi Ekleyen: Ali Dursun Bu haber 963 defa okunmuştur.
|
YAZARLAR
VİDEO GALERİ
GÖRELE ' DE HAVA DURUMUARŞİVLEN HABERLERArama |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||