26 Eylül 2010, 23:12
Narsist sevgiliyi neresinden tanırsın?
Narsist sevgiliyi neresinden tanırsın?
Narsist sevgiliyi neresinden tanirsin? Neredeyse bütün sikintilar gibi narsizmin de kökeni çocukluktadir. Psi.Dr. Alper Hasanoglu Ne olursa olsun bir narsistle birlikte olmak büyük bir çaba gerektirir ve yorucudur. Çünkü onlari tek ilgilendiren sey kendilik degerlerini yükseltmektir. Bir yandan duygusal yakinligi, mahremiyeti istemezler, diger yandan çok kiskançtirlar ve sevgililerinin sahibi olmak isterler... Gerçek aski yasayamazlar. Paris Hilton 2007 yilinda ehliyetsiz araba kullanmak suçundan birkaç gün cezaevinde kalip çiktiktan sonra, olgunlasmis bir ses tonuyla basin mensuplarina söyle söylemisti: “Durmadan beni izleyen bir sürü genç kizdan sayisiz mektup aldim. Belli bir sorumlulugum oldugunu fark ettim. Bu nedenle bundan sonra iyi bir imaj çizmeye gayret edecegim.” Bir ay sonra paparaziler tarafindan sarhos olarak fotograflandiginda üzerinde kendi fotografi basili bir tisört vardi. Insanin kendini sevmesi ruhsal sagligi açisindan çok önemlidir. Kim kendini sever ve oldugu gibi kabul eder, baskalarini da sevebilir. Bu anlamda Paris Hilton’un kendini sevmesini saglikli bir kendilik bilinci olarak kabul edebilirdik; eger çesitli basin organlarinda çikan konusma ve söylesilerinden kafasinda kendinden baska hiçbir canliya yer olmadigini ögrenmemis olsaydik. Tanistiginizda sizi etkileyen insanlardir narsistler. Ilk bakista çok çekicidirler. Çünkü modern dünyanin basari ve deger olarak gördügü her sey onlarda var gibidir. Para, karizma, espri gücü, karsisindakini etkileme kabiliyeti. Etrafindakilerinin sempatisini çok kisa zamanda kazanirlar. Ama onlari yakindan tanimaya basladiginizda, bu olumlu tablo degismeye baslar. Baslangiçta büyüleyici buldugunuz kisinin yalnizca kendinden, basarilarindan bahsettigini görür, baskalarinin onayina ne kadar çok ihtiyaç duyduklarini fark edersiniz. Baskalari olmadan yasayamazlar. Ne kadar iyi olduklarini onlara söyleyen birileri olmadan kendilerini bir hiç gibi hissederler. Ama bu bagimliliklarini da büyüklenmeci bir havada yasadiklarindan, tesekkür etmek, minnettar olmak, karsilik olarak iltifatta bulunmak akillarindan dahi geçmez. Yalanci bir bagimlilik gibidir onlarinki. Olumlu yorumlari haklariymis gibi dogal karsilayip, en ufak elestiriye kizginlik ve geri çekilmeyle tepki gösterirler. Büyüklenmeci tavirlari dogrultusunda etraflarina suskunluktan bir duvar örüp adeta su mesaji verirler: “Benim için bir sey ifade etmiyorsun, sana ihtiyacim yok!” Bu tip narsistler çogunlukla erkeklerden çikar ve büyüklenmecilik, kirilganlik, mesafelilik, empati yoksunlugu gibi özelliklerinden taninirlar. Kendilerini baskalarinin yerine koyup, duygularini anlama becerisi gösteremezler. Baska bir narsist tipse ilk bakista fark edilmez. Çünkü ön sirada durmamaya özen gösterirler. Uyum saglamaya çalisirlar. Baskalarinin istek ve arzulari onlar için daha önemlidir, alttan alirlar ve iliskide bulundaklari insani idealize edip, gözlerinde büyütürler. Karsilarindakini kontrol etme yöntemleridir aslinda bu. Bagimli narsist olarak tanimlayabilecegimiz bu tür narsistler kadinlar arasindan daha çok çikar. Ama bu alttan almaci tavir sadece görüntüdedir. Büyüklenmeci tavirlari baska biçimde ortaya çikar. Erkeklerinin kariyer basamaklarini hizla çikmalari için ellerinden geleni yaparlar. Onlarin yükselmesi kendi önemlerinin artmasi anlamina gelir çünkü. Görünüste kendilerini adamalari bir aldatmacadan ibarettir. Isler yolunda gitmediginde gemiyi ilk terk eden onlardir. Ne olursa olsun bir narsistle birlikte olmak büyük bir çaba gerektirir ve yorucudur. Çünkü onlari tek ilgilendiren sey kendilik degerlerini yükseltmektir. Bir yandan duygusal yakinligi, mahremiyeti istemezler, diger yandan çok kiskançtirlar ve sevgililerinin sahibi olmak isterler. Kendisinin sudaki yansimasina asik olan Narkissos gibi onlar da gerçek aski yasayamazlar. Çünkü gerçek ask, ötekiyle ilgilenebilme, sefkat gösterebilme, dinleyebilme, tesekkür edebilme ve uzlasabilme becerisi ister. Yani narsistlerin yapamadiklarini. Bir narsist iliskide bulundugu insan için önemli olan tarihleri bilmez, randevularini unutur, sevgilisinin ailesinin nasil oldugunu merak etmez ve bir tartisma çiktiginda kendilerini korumak için dikkat çekici bir biçimde suskunlasir, adeta dilsizlesirler. Karsilarindakilerin ihtiyaçlarini karsilamak bir yana, ihtiyaçlari oldugunu bile fark etmezler çogu zaman. Kin tutarlar ve intikam almaya yönelik bir davranis biçimi gelistirirler. Rahatlik ve uzlasmaci gibi görünen maskelerinin arkasinda intikam planlari yaparlar. Bütün bu karakter özellikleri göz önünde bulunduruldugunda söylenebilecek tek sey vardir: “Narsistlerden uzak durunuz!” Narsist biriyle girilecek iliski en basindan basarisiz olmaya, mutsuzluk kaynagi olmaya mahkumdur. Bu nedenle en bastan narsist biriyle iliskiye girmemek yapilabilecek en dogru seydir. Ama herkes bir narsisti hemen taniyabilecek psIkolojik bilgiye sahip olmadigina göre ne yapacagiz? Bir narsistle birlikteysek ne yapabilecegimizi, onlarla kendimize en az zarar gelecek bir iliskiyi nasil sürdürebilecegimizi gelecek haftaki yazimda anlatacagim. Narsistik kisilik yapisinin psikolojik nedenleri Neredeyse bütün ruhsal sikintilar gibi narsizmin de kökeni çocukluktadir. Fazla simartma: Anne baba için çocuklari en zeki, en basarili çocuksa, söyledigi yaptigi her sey büyük bir gururla kabul görüyorsa, çocugun ögrenecegi sey anne babanin sevgisini kazanmanin tek yolunun onlarin beklentileri dogrultusunda bir insan olmaktir. Bu tür anne babalar çocuklariyla gurur duyup her yerde onlarin basari hikâyelerini anlatirken, çogunlukla çocuklarina karsi mesafeli ve sogukturlar. Bagimlilik: Bazi anne babalar çocuklarina hiçbir özgür alan birakmaz, kendi baslarina karar almalarina izin vermezler. Kendi ihtiyaç ve isteklerinin, çocuklarinin ihtiyaç ve isteklerine denk düstügüne inanirlar. Çocuk kendi becerilerini, kendi ihtiyaç ve arzularini tanima firsati bulamaz. Bu anlamda anne babaya, yani ötekine bagimlidir. Hangisi olursa olsun sonuçta çocuk kimseye güvenemeyecegini, korkulariyla basa çikmada ve ihtiyaçlarini gidermede yalniz oldugunu ögrenir. Bilir ki ne yaparsa yapsin, anne babadan, yani ötekinden bir ses gelmeyecektir. Hayatta kalabilmek için düsturu su olur: “Size de kimseye de ihtiyacim yok. Size güvenmiyorum!”
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 1201 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|