Elektrik her sey degil ama su yasam kaynagi
Kamilet Vadisi’ne HES yapilmamasi için mücadele veren köylüler, “Buradan su akmazsa baliklar ve kurbagalar neyle beslenecek! Canlilar öldügünde neler olur, hiç düsündünüz mü? Elektrik her sey degildir ama su yasam kaynagidir”
HES’lere karsi en içten tavir gösterenler kadinlar ve yaslilar. Neden? Çünkü onlarin suyla iliskileri daha canli...” Hopa’da konustugumuz Biryasam Kültür ve Ekoloji Dernegi Baskani Cemil Aksi’nin ne demek istedigini Artvin’in Kamilet Vadisi’nin bakir dogasinda, toprak yollarda çukurlara gire çika ilerlerken anliyoruz. Zira büyülenmis sekilde bakir doganin içerisinde ilerlerken karsimiza ilk çikan ve daha sonra köy muhtari oldugunu ögrendigimiz inegini güden amca ile Küçükköy’de konustugumuz yasi 50’nin üzerindeki köylülerin HES direnisindeki inanç ve kararliliklari sasirtici derecede güçlü...
‘Evi vereyim dogaya dokunmayin’
Yilin 8 ayini derenin daglarin arasindan süzülerek saril saril aktigi Küçükköy’de geçiren Zeki Yilmaz, Aynur Yilmaz ve Naciye Göre; agzimizdan “HES” kelimesi çikar çikmaz basliyorlar anlatmaya... Kamilet Vadisi’ne HES yapilmamasi için mücadele veren köylülerin dudaklarindan dökülen ilk kelime çok net: “Istemiyoruz.” “Neden?” diye sordugumuzda Zeki Yilmaz sorumuza soruyla karsilik veriyor:
“Bu su akmazsa buradaki canlilar, baliklar, kurbagalar neyle beslenecek? Buradaki baliklar, yaban keçileri öldügünde neler olabilecegini düsünebiliyor musunuz? Elektrik her sey midir?”
Onlar için elektrik her sey degil ama su, yasamin kaynagi... Buna inandiklari için de yillardir derelerinin üzerine HES insa edilmesin diye her türlü direnisi göstermis, birçok farkli alanda mücadele vermisler. Vadinin girisindeki köprüye yürüyerek eylem yapmislar, davalar açmislar.... O sirada söze Aynur Yilmaz giriyor ve ekliyor: “Gerekirse HES’çilerin arabalarini buraya sokmamak için nöbet de tutacagiz.”
HES projesinin bulundugu birçok köy de HES’in saglayacagi ekonomik getiriler nedeniyle projeyi destekleyenler olsa da Küçükköy’de HES’e karsi direnenler derelerinin hiçbir sekilde pazarlik konusu edilemeyecegi konusunda hemfikirler. Hatta Zeki Yilmaz degil HES’çilerden para almak, gerekirse onlari vazgeçirmek için kendi mal varligini verebilecegini söyleyerek, “Benim burada 20 bin TL degerinde topragim var. Üzerine de 200 bin TL degerinde ev yaptim. Isterlerse onu da onlara veririm ama yeter ki bu dogaya dokunmasinlar” diyor. Yanlarindan ayrilirken hepsinin son kelimesi ise yine ayni: “Istemiyoruz.”
‘Vatandas olarak her seyi yaptik’
Küçükköy’den çikip Mençuna Selalesi’ne dogru ilerlerken bu defa dere kenarina kurulmus küçük bir tesisin yaninda soluklaniyoruz. Burada da HES’lerle ilgli bir yazi dizisi hazirlamak için geldigimizi söyleyince tesisin sahibi Sener Can anlatmaya basliyor:
“Burada Türkiye’nin en yüksek selalesi Mençuna var. Eger HES olursa selalemiz yok olacak. Ayrica burada aricilik var, balimiz çok degerli. HES insa edilirse bunlarin hepsi yok edilecek. HES yerine burayi turizme açabilirler.”
Can’in da Küçükköylüler gibi uzun zamandir HES’e karsi direndigini ögreniyoruz. Bu bakir dogaya zarar vermemek için tesisin çöplerini bile arabayla düzenli Arhavi’ye indirdiklerini anlatan Can ekliyor: “Biz vatandas olarak yapabilecegimiz her seyi yaptik. Bundan sonra devlete güveniyoruz.”
‘Halka ragmen bir sey yapilamaz’
Artvin’de HES’e karsi direnen halkin en büyük destekçisi ise çevre için mücadele veren STK’lar... Biryasam Kültür ve Ekoloji Dernegi’nden Cemil Aksi, yerel halkin tüm siyasi olusumlardan uzak bir sekilde “su bitince yasamayacaklarini bildikleri” için HES’lere direndigini söylüyor. Yesil Artvin Dernegi Baskani Nur Nese Karahan da Aksi gibi halkin direnisinin er ya da geç sonuç verecegine inanarak bir köyde verilen film gibi mücadeleyi söyle anlatiyor:
“Köyün cenazesi var. Tüm köy cenazeye gitmis. Tam defin yapilacak o sirada bir haber geliyor ki HES’çiler köye gelmis. Hemen cenazenin defnedilmesi için aralarindan 4-5 kisi seçiyorlar ve kalanlar hep beraber gidip HES’çilerin yolunu kesip, geçit vermiyorlar.”
Karahan, Artvin’deki bu direnis gücünü ise bir cümle ile açikliyor: “Her seyin dönüsü olabilir ama çevresel felaketlerin geri dönüsü yok.”
Küçükköy’de 50 hane bulunuyor ve hiçbiri burada HES kurulmasini istemiyor. Derelerin yok edilmesinie karsi çikip, HES’çilere hiçbir sekilde geçit vermiyorlar.
Iki muhtar, iki farkli durus
Dogu Karadeniz sahil seridinde HES projesi bulunan tüm illeri gezdigimizde muhtarlarin HES konusundaki tutumlarinin, bölge halkinin davranis ve tutumlarinda ne kadar etkili oldugunu gördük. Bunu en iyi yansitan iki örnek ise Artvin’in Küçükköy Köyü Muhtari Yasar Kiliç ile Trabzon’da Ulucami Köyü Muhtari Ali Koçinoglu...
Iste Dogu Karadeniz’de halk arasinda HES konusundaki bölünmeyi de özetleyen iki muhtar ve iki farkli görüs:
Artvin-Küçükköy Muhtari Yasar Kiliç: “Kamilet Vadisi’nde ‘sonda’ vuruldu, öyle duruyor. Bizim köylümüz hiç istemiyor, bu nedenle çok tepki gösterdik. Elbette HES insaatlari sadece muhtarin istememesi ile engellenemez, köylünün de istememesi gerekiyor. Burada köylü de istemiyor. Yapilmamasi için çok ugrastik fakat kimi zaman jandarma engeliyle karsilastik. Fakat köylüler yilmadi. HES’çilere geçit vermediler. Bunun disinda dilekçe verdik. Bu köyün içerisinde güzelim bir dere akiyor. Bu güzelim dereleri yok etmeye çalisiyorlar. Buranin her yerinde aricilik var, alabalik var, yaban keçisi var. Balimiz Anzer balindan üstün... Bizim köyümüzde 50 hane var, hiçbiri HES istemiyor. Aslinda biz her seyin farkina Murgul örnegini gördükten sonra basladik. Murgul’daki maden insaati sonrasinda oranin çevresinde neden oldugu olumsuz etkilerle doganin öneminin farkinda vardik. Avukat tuttuk, davalar açtik. Eger biz bu farkindaligi yasayip, bu mücadeleye yol yakinken baslamasaydik burasi simdiye HES olmustu.”
Trabzon-Ulucami Köyü Muhtari Ali Koçinoglu: “HES bizim köyün altindan geçiyor. HES projelerinde bize anlattiklari derelerde cansuyunun birakilacagi. Cansuyu da kendini kurutmaz. Bu nedenle burada ben HES insaatlarinin dogayi bozacagina inanmiyorum. HES’lerin bana bir zarari yok, bunun yaninda Türkiye ekonomisine de katkida bulunacak. Yani bu sular bosa akacagina bir ise yarasin. Dogaya zarar vermeden, ki bizim oradaki dogaya hiçbir zarar vermedi, insa edildigi sürece ben HES’lere karsi degilim. Bizim en büyük derdimiz tas ocagi... Dinamit atilinca köyümüzdeki bütün evlerin camlari çatliyordu. Biz de bu ocagi mahkemeye verdik. Durdurduk. Yani eger bir sey benim köyüme zarar veriyorsa ben onun karsisinda dikilirim.”
VATANDASIN HES KAVGASI
Türkiye, 28 Mayis’tan bu yana Gezi Parki’ni korumak amaciyla baslayan direnisi izlerken Türkiye’nin oksijen deposu Dogu Karadeniz de uzun zamandir hayat damarlarini korumak için HES’e karsi direniyor. Artvin, Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu’da onlarca HES projesinin planlamasi ve insaati devam ederken, “Derelerimiz olmazsa biz yasayamayiz” diyen Karadenizliler, HES insaatlarina kimi zaman mühendislerin arabalarinin yolunu keserek, kimi zaman mitingler yaparak, kimi zaman da hukuki yollardan engel olmaya çalisiyor. HES’leri insa eden firmalar, “Dogaya zarar vermeyecegiz, aksine ülkeye para kazandiracagiz” dese de Karadenizliler ikna olmuyor. Rize’nin Findikli köyünde ellerindeki oraklarla teyzeler nöbet tutarken, Küçükçayir köyündeki Kazim Delal, ineklerini satip açtigi davalarla defalarca dev firmalara karsi yürütmeyi durdurma karari çikarmayi basardi. Her ne kadar bölgenin büyük bölümü kendi stratejilerini gelistirerek HES’lere karsi mücadelelerine devam etseler de Trabzon’un Çaykara ilçesi merkezinde, “Su zaten bosa akiyor. Bari HES yapilsin da bir getirisi olsun” diyenler de var. Uzungöl, Ayder Yaylasi gibi turistik alanlarin da bulundugu bölgenin turizmcileri ise hep bir agizdan “Dogamiza dokunmasinlar, HES’lerin saglayacagi ekonomik geliri biz turizmden de saglariz” diyor.
BURCU ÜNAL - KARADENIZ DIRENIYOR
Fotograflar: BÜNYAMIN AYGÜN
Bu haber 1419 defa okunmuştur.