Bir dinin sirri çözülüyor
Esrarengiz bir kupanin desifre edilmesi ve Kudüs tünellerinin gün isigina çikarilmasi çalismalar, son dönemdeki en gizemli konularinin çözümlenmesini saglayabilir: Ölü Deniz Parsömenlerini kim yazdi?
Kudüs yakinlarindaki bir tünelde yapilan bir kazi sonucunda ortaya çikarilan yeni bulgular, bilinen en eski Incil belgeleri olarak gösterilen bazi parsömenlerin sahiplerinin bugüne kadar bilinenlerden farkli toplumlar olabilecegini öne sürüyor.
Hatta parsömenlerin, Incil’e göre On Emir Tabletleri’nin korunmasi için tasarlanan Ahit Sandigi’nin da yer aldigi Kudüs Tapinagi’nin en büyük hazinesi bile olabilir.
Ölü Deniz Parsömenleri yaklasik 60 yil önce antik yerlesim bölgesi olan Kumran’da kesfedildi. Geleneksel inanisa göre, parsömenler ve papirüsler M.Ö ilk yüzyillardan, M.S ilk yüzyillara kadar Kumran’da yasayan Yahudi mezhebi Esseniler tarafindan yazildi.
Ancak son çalismalar, parsömenlerin M.S 70’li yillarda Kudüs Tapinagi’ni yok eden Romalilarin saldirisina kadar bölgede yasayan çok sayida Yahudi toplumu tarafindan yazilmis olabilecegi ihtimalini gündeme getirdi.
Arkeolog Robert Cargill, parsömenlerin Yahudiler tarafindan yazildigini ancak tek bir gruptan ziyade yazilis sürecinde farkli Yahudi toplumlarinin yer almis olabilecegini belirtti. New York Üniversitesi Yahudi çalismalari uzmani Lawrane Schiffman ise, bu konunun büyük tartismalara gebe olacagi düsüncesinde.
KAFA KARISTIRAN KESIFLER
Fransiz arkeolog Roland de Vaux, 1947’de kesfedilen parsömenlerin bulundugu magaralara olan yakinligi sebebiyle, antik belgelerin Kumran’da yazildigini savundu. Vaux, Esseni toplumuna ait oldugunu düsündügü bazi kalintilara da rastladi. Parsömenlerde Essenilere ait geleneklerden de bahsedilmesi, Vaux’un teorisini güçlendirdi. Cargill, parsömenlerde Essenilerin topluca yemek yeme ve banyo ritüellerinin anlatildigini dogruladi.
Ancak Kumran’da 16 yildan bu yana kazi çalismalari yapan arkeolog Yuval Peleg’in en son elde ettigi bulgular, yerlesim yerinin aslinda bir zamanlar çömlek imalathanesi olarak kullanildigini ve banyolarin da balçik çikarilan alanlar oldugunu öne sürdü.
Son dönemde en fazla dikkat çeken gelismelerden biri ise, bir süre önce Siyon Dagi’nda kesfedilen ve üzerinde “Rab (Hz. Isa), geri döndüm” yazan iki bin yillik bir kupanin bulunmasi oldu. Arkeologlari sasirtan sey, bu sözün Ölü Deniz Parsömenleri’ndekine benzer bir kod ile yazilmis olmasiydi.
Arastirmacilar Kudüs’te yasamis toplumlarin da parsömenlerle baglantisi olabilecegini belirtiyor. Savunulan yeni teoriye göre, Esseniler M.Ö ikinci yüzyilda krallarin haksizca basrahip rolünü üstlenmesinin ardindan kendi sürgünlerini baslatan Kudüs Tapinagi rahipleriydi.
Bu düsünceye göre, isyanci rahipler Kumran’a kaçti ve kendilerine özgü Tanri inanislarini burada devam ettirdi. Ayrica, bugün Ölü Deniz Parsömenleri olarak bilinen antik belgeleri yazdilar.
PARSÖMENLER KIME AIT?
Esseniler’in Kumran’daki geleneklerinden kopmadigi belirtilirken, hiçbir zaman degismeyen yazi kodlari koruduklari geleneklerden biri olarak gösteriliyor.
Cargill, rahiplerin güvenlik sebebiyle parsömenleri Tapinak’tan ayri bir yerde yazmayi da düsünmüs olabileceklerini ifade etti.
Son günlerde öne sürülen bir diger teori de Romalilarin Kudüs’ü kusattigi M.S 70’li yillarda birçok toplumun Kumran’dan geçtigi ve parsömenlere katkida bulunduklari.
Arkeolog Ronni Reich’in basinda bulundugu arkeolog ekibi, yakin zaman önce Kudüs’ün antik kanalizasyonunu ortaya çikardi. Kanalizasyonlarda kusatmanin dönemine rastlayan çanak-çömlek ve madeni paralar buldu. Bulgular, kanalizasyonlarin Yahudiler tarafindan kaçis yolu olarak kullanilmis olabilecegini ve Yahudilerin kaçarken parsömenleri de kurtarmaya çalismis olabilecegi düsüncesini dogurdu.
En önemli bulgu ise, kanalizasyonlarin Kumran’a ve Ölü Deniz’e çok az bir mesafede bulunan Kidron Vadisi’ne çikiyor olmasi.
Kudüs Ibrani Üniversitesi profesörü Jan Guneweg, Kumran bölgesindeki magaralarda bulunan tekne parçalari üzerinde kimyasal testler düzenledi. Guneweg, elde ettikleri seramik parçalarini ögüttüklerini, ardindan parçalarin gönderildikleri nükleer tesiste nötron bombardimanina ugratildigi ve üzerindeki kimyasal parmak izlerinin ortaya çikarildigi belirtti.
Guneweg, Dünyada ayni kimyasal bilesimi içeren baska balçik örnegi olmadigi için seramiklerin hangi döneme ve bölgeye ait oldugu belirleyebildiklerini belirtti. Merakla beklenen arastirmanin sonucunda, Ölü Deniz Parsömenleri’nin içinde bulundugu çömleklerin sadece yarisi Kumran’a ait oldugu ortaya çikti.
Ancak Schiffman bu bulguyu kabul etmiyor. “Eger farkli toplumlar söz konusu olsaydi, Esseniler’in ideolojisiyle uyusmayan yazilara rastlanirdi” dedi. Parsömenlerin ideoloji, Mesih beklentileri, takvimsel bilgiler ve kutsal yazitlar ile Yahudi kurallarinin yorumlanmasi açisindan büyük bir uyum içinde oldugunu belirten Cargill de, Schifmman’in görüsünü savundu.
Cargill ve onunla ayni görüsü savunlar hakliysa, parsömenler farkli toplumlarin degil ancak çalismalarini korumaya çalisan Yahudilerin ortaya çikarilmamis yazilari olabilir. Cargill, “Bunlari her kim yazdiysa onlarin korunmasina çok büyük önem vermis. Esseniler olsun olmasin, Ölü Deniz Parsömenleri bize ilk yüzyildaki Museviligin çesitliligi hakkinda çok genis bir bakis açisi sagliyor” dedi.
Bu haber 705 defa okunmuştur.