Toprak
Kutsal kitaplara göre insanoglunun atasi Adem Baba topraktan halk olmustur. Buradaki halk kelimesi Arapça kökenli olup yaratilma anlamina gelmektedir. Yani kökenimiz topraga dayanmaktadir. Adem Baba'ya eslik etmek ve insanoglunun çogalmasini saglayan Havva Ana'miz ise Adem Baba'nin kaburga kemiginden yaratilmis. Dolayli olarak onun da kökeni topraga dayanir.
Havva Ana, Adem Baba uykuda iken sik sik kaburgalarini sayarmis, acaba kendinden habersiz bir baska kadin yaratildi mi diye! Insanin dogasindaki kiskançligin kökeni iste buralara kadar iniyor...
O toprak insanligi sirtlayip tüm tahribat ve kötü kullanimlara ragmen 6 milyari asan insan nüfusunu, tüm diger canlilari ve de bitkileri besliyor. Kendisine ne verilirse ona ihanet etmeden onu bagrina basip kucaklayacak misliyle fazlasini veriyor. Genleriyle oynanan tohumlari bile insanligin yararina deyip reddetmeden bereketini arttirip veriyor.
Onun bu özellik ve becerileri nedeniyle tarihin bilinen ilk günlerinden beri insanlar toprak yüzünden kavgaya tutusmuslardir. Önce klanlarla ve kabilelere basladi kavgalar, derebeylik ve imparatorluklarla devam etti. Ne Persler Dor'lari, ne Romalilar Asyalilari, ne de Osmanlilar Avusturyalilari özledikleri için at sirtinda her türlü zayiat ve afetlere katlanarak binlerce kilometre katetmislerdir; toprak sevdasiydi nice çaglara egemen olan mücadeleleri...
Binlerce kez çignemesine küsmedi toprak, mahsül verdi, çiçek verdi, bal verdi, agaç verdi, bugday verdi, çayir verdi, çimen verdi, meyve verdi, sebze verdi, can verdi... Yorulmadi hiç, eskimedi hiç, yaslanmadi hiç. Evrendeki her canlinin bir ömrü varken o sonsuza kadar gitmeye kararli insanoglu harcamazsa!
Siirlere, sarkilara, destanlara konu oldu. Asik Veysel'in asagidaki dörtlüsü çok sey özetliyor:
"Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile dövmeyince kit verdi
Benim sadik yarim kara topraktir..."
Romanlara konu oldu. Cengiz Aytmatov'un "Toprak Ana"sindaki su paragraf topragin nelere kadir oldugunu bir baska bakis açisi ile sergiliyor.
"... Ey benim toprak anam! Sen hepimizi sicak bagrinda tasiyorsun, bizlere mutluluk bagislamazsan toprakligin nerde kalir senin? Biz senin çocuklariniz ey toprak, bizlere mutluluk bagisla!"
Topragi az olan ülkeler artik saldiri ile toprak elde edemeyeceklerini anlayinca paralari ile fakir ülkelerden satin alarak topraklarini genisletiyorlar; Singapur, her yil fakir Endonezya'dan toprak satin alarak Deniz'i dolduruyor ve alanini genisletiyor! Daglarindan zor ulasilir topraklari sökerek Deniz'i doldurma yarisina giren ülkeler saymakla bitmez.
Dogu Karadeniz'in en az sahip oldugu varliklardan biridir toprak. Her yil bir kismini seller, yagmurlar ve dogal afetler kemirmeden duramaz. Onlari islah edip yeniden kazanmak varken, var olani yagmalayip götürmek isteyenlere Tonyali meydan okuyorsa yanlis mi yapiyor? Ana sütü gibi helal olan topragini yagmacilara tepside mi sunmasini bekliyordu paragözler?
Baska kapiya lütfen...
Dr. Ahmet PASAOGLU
Bu haber 1093 defa okunmuştur.