14 A?ustos 2010, 17:12
CAN BABAYI UNUTTUK MU?
O Beykozda doğmuş olsa da, Datçayı çok sevip, orada ölmüş olsa da hayat çamuru tamamen Göreleli olan bir adam gibi adamdır.
CAN BABAYI UNUTTUK MU? O Beykozda dogmus olsa da, Datçayi çok sevip, orada ölmüs olsa da hayat çamuru tamamen Göreleli olan bir adam gibi adamdir.
CAN BABAYI UNUTTUK MU? Sonsöz Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm Degdi yorgunluguma Bi ölüm kaldiydi onu da gördüm Beni pisman etmedi dogduguma Az degil tami tamina 11 yil olmus o aramizdan ayrilali. Onun ince göndermelerle süslü siirleri hala çok seviliyor. Argoyu, küfrü yerli yerinde kullanisi siirine bambaska bir tat katiyor. O belki de ömrü davalarda, hapislerde geçen sairlerin en sonuncusu. Simdikiler suya sabuna dokunmadan yasayip gidiyor bildiginiz gibi. Mapusluk, davalik olmamak için olsa gerek, imgesel dillerle anlasilmaz seyler yazip kendi çaplarinda egleniyorlar, birbirlerine kitap imzalayip saircilik oynuyorlar, kendi kendilerine ödüller verip avunuyorlar. Iste bu yüzden Can Yücel gibi bir adami unutmamak lazim gelir demekte israr ediyoruz. Onun Göreleli çamuru siirinde hep etkindi. Haksizliklara tahammülsüzdü. Lafi gedigine koymada üstüne yoktu. Hatta bilirsiniz meshur bir efsanedir, kendisine 'kartpostal sairi' diyen Duygu Asena’ya "kart sensin, postal da sana girsin" diyebilen açik sözlü ve mert bir adamdir. Son dönemlerinde Süleyman Demirel’e hakaretten de yargilanmis ama cezasini yatmadan ölerek, giderayak Demirel’e agzinin payini vermistir.Tüm bunlar size Görelelinin yasam ilkelerini animsatmiyor mu? Hepimiz biraz öyle degil miyiz? O Beykoz’da dogmus olsa da, Datça’yi çok sevip, orada ölmüs olsa da hayat çamuru tamamen Göreleli olan bir adam gibi adamdir. Bakin Can Baba en uzak mesafeyi nasil tarif ediyor... En uzak mesafe ne Afrika'dir, Ne Çin, ne Hindistan Ne seyyareler Ne de yildizlar Geceleri isildayan.. En uzak mesafe Iki kafa arasindaki Mesafedir Birbirini anlamayan... CAN YÜCEL’I ANMA ETKINLIGI Sair Can Yücel, ölümünün 11. yil dönümünde Mugla’nin Datça ilçesindeki evinde ve mezari basinda anildi. Datça Edebiyat Günleri etkinligi kapsaminda düzenlenen anma töreninde ilk olarak katilimcilar, Eski Datça Mahallesi’nde bulunan sairin evini ziyaret etti. Ziyarette Yücel’in evini gezen sevenleri, ani defterine duygularini yazdi. Anma programi kapsaminda Can Yücel Kahvesi’nde, Ataol Behramoglu, Koray Feyiz, Çetin Öner, Faruk Süyün ve Can Yücel’in kizi Güzel Yücel’in konusmaci olarak katildigi "Öyle Rüzgar Esiyor Ki Bu Datça’da" isimli söylesi gerçeklestirildi. Güzel Yücel, söylesinin açilisinda yaptigi konusmada, "Babami anlatmak çok zor. Çok birikimli, çok yürekli insandi ve bir o kadar da sadeydi. Babam hep çocuklara ’Yaptiginiz isi iyi yapin, yasaminiza geçirin onu’ derdi. Bizi de öyle yetistirdi" dedi. Söylesinin ardindan Can Yücel’in mezari basinda anma töreni yapildi. Soru su : Peki, Görele’de bir sey yapildi mi? YASAM ÖYKÜSÜ Can Yücel, 1926’da Istanbul’da dogdu. Milli Egitim Bakanligi da yapmis olan ünlü kültür adami, Göreleli Hasan Ali Yücel’in ogludur. Ankara ve Cambridge Üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çesitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yapti. Askerligini Kore’de yapan Yücel, 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum’da turist rehberi olarak çalisti. Ardindan bagimsiz sair ve çevirmen olarak yasamini Istanbul’da sürdürdü. 1956 yilinda Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten Güzel ve Su adinda iki kizi ve Hasan adinda bir oglu oldu. Son yillarinda Datça’ya yerlesen Yücel’in, her hafta Leman ve her ay da Öküz dergilerinde yazilari ve siirleri yayimlandi. Can Yücel, 1945–1965 yillari arasinda Yenilikler, Beraber, Seçilmis Hikâyeler, Dost, Sosyal Adalet, Siir Sanati, Dönem, Ant, Imece ve Papirüs adli dergilerde yazdi. Daha sonralari Yeni Dergi, Birikim, Sanat Emegi, Yazko Edebiyat ve Yeni Düsün dergilerinde yayimladigi siir, yazi ve çeviri siirleri ile taninan Yücel, 1965’ten sonra siyasal konularda da ürünler verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guavara ve Mao’dan çeviri yaptigi gerekçesiyle 15 yila mahkûm oldu. 1974’te çikarilan genel afla disari çikti, ardindan hapiste yazdigi Bir Siyasi’nin Siirleri adli kitabini yayimladi. 12 Eylül 1980 sonrasinda müstehcen oldugu iddiasiyla Rengahenk adli kitabi toplatildi. 1962’de Ingiltere’deyken, 1709 yilindan kalma, Latin Harfleriyle tas baskisi olarak basilmis bir Türkçe dil bilgisi kitabi bulmasi büyük yanki uyandirdi. Ilk siirlerini 1950 yilinda Yazma adli kitapta topladi. Taslama ve toplumsal duyarliligin agir bastigi siirlerinde yalin dili ve buluslariyla dikkat çekti. Can Yücel’in ilham kaynaklari ve siirlerinin konulari; doga, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardir. Siirlerinin çogunda sevdigi insanlar vardir. Can Yücel için ailesi çok önemlidir; esi, çocuklari, torunlari, babasi... Bu insanlarla olan sevgi dolu yasami siirlerine yansimistir. “Küçük Kizim Su’ya , ‘Güzel’e’, ‘Yeni Hasan’a yolluk’, ‘Hayatta Ben En Çok Babami Sevdim’ bu sevgi siirlerinin bazilaridir. Can Yücel ayrica Lorca Shakspeare, Brecht gibi ünlü yazarlarin oyunlarindan çeviriler yapti. Shakspeare, çevirileri (Hamlet, Firtina, Bir Yaz Gecesi Rüyasi) son derece basarilidir. Shakspeare’in ünlü ‘to be or not to be’ sözünü ‘bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin’ diye Türkçelestirmistir. 1959’da ilk baskisi yayimlanan ‘Her Boydan’ adli kitabinda dünya sairlerinin siirlerini serbest ama çok basarili bir biçimde Türkçeye çevirmistir. 12 Agustos 1999 gecesi ölen sair, çok sevdigi günebakan çiçekleriyle ugurlanarak Datça’ya gömülmüstür. SIIRLERINDEN SEÇMELER KIBAR HIRSIZIN TÜRKÜSÜ Anamin ipiyle indim gökdelen daminizdan Kelebek gibi girdim kelebek caminizdan Taksinize mülkünüze dairenize... Heceleyerek üzerinde ayak ve el uçlarimin Belledim seyyarenizi ve kelimelerinizi... Gözlerinize baktim, mukaddes ciltlerinize, büfelerinize Vesairenize... Siir fenerimle de baktim, son çiglik! Ask yokmus sizde bes paralik! Gidiyorum ben bosçakallar Siçmisim ortalik yerinize Kiçimin fosforuyla aydinlanin siz artik Can YÜCEL 66. SONE Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Degmez bu yangin yeri, avuç açmaya degmez. Degil mi ki çignenmis inancin en seçkini, Degil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Degil mi ki ayaklar altinda insan onuru, O kizoglan kiz erdem daglara kaldirilmis, Ezilmis, horgörülmüs el emegi, göz nuru, Ödlekler geçmis basa, derken mertlik bozulmus, Degil mi ki korkudan dili bagli sanatin, Degil mi ki çilginlik sahip çikmis düzene, Dogruya dogru derken egriye çikmis adin, Degil mi ki kötüler kadi olmus Yemen' e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalniz komak var, o koyuyor adama. William SHAKESPEARE Çeviri : Can YÜCEL ANAYASASI INSANIN Ustamiz Eluard’in izinden Kan yasasi bu insanin: Üzümden sarap yapacaksin Çakmak tasindan ates Ve öpücüklerden insan! Can yasasi bu insanin: Savaslara yoksulluklara Ve binbir belaya karsin Ille de yasayacaksin! Us yasasi bu insanin: Suyu savka döndürüp Düsü gerçege çevirip Düsmani dost kilacaksin! Anayasasi bu insanin Emekleyen çocuktan Uzayda kosana dek Yürürlükte her zaman Can YÜCEL (Bu haber Aydin Kulak tarafindan, internet sitelerinden derlenerek hazirlanmistir.)
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 878 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|