16 Haziran 2010, 02:01
Meclis'ten YAĞMA yetkisi
Meclis'ten "yağma" yetkisi
Meclis'ten "yagma" yetkisi AKP'nin Belediye Kanunu'ndaki degisikligi, Büyüksehir Belediyelerine "süper yetkiler" veriyor. Kadir Topbas ve Melih Gökçek, simdiden kendilerine verilen yetkilerden heyecanlandilar. 1994’te Büyüksehir Belediyesi’nin basina geçtiginden bu yana “yetki karmasasi” tartismasini hiç dile getirmeyen Ankara Büyüksehir Belediye Baskani Melih Gökçek, TBMM Ihtisas Komisyonlari kentsel dönüsüm yetkisini büyüksehir belediyesine vermeye kalkinca sevincinden ne diyecegini sasirdi. AKP’li Istanbul Milletvekilleri basta olmak üzere 15 vekilinin, meclis baskanligina ilettikleri kanun teklifi, daha sonra eklenen CHP ve MHP teklifleri ile ayni seyi amaçliyordu: Kentsel dönüsüm alanlarini yeniden tanimlamak. Fakat, ne olduysa 2009'un Aralik ayinda Bayindirlik, Imar, Ulastirma, Turizm Komisyonunda oldu. Istanbul’da yasanan sel felaketinin ardindan Kadir Topbas’in “Istanbul’a özel kanun hazirliyoruz” sözleri gelmisti. Buna uygun olan düzenleme bir anda komisyona bomba gibi düstü. Baskanligini AKP’nin Istanbul milletvekili Nusret Bayraktar, baskan vekilligini bir dönem Topbas’in yaninda “ikinci baskanlik” yapmis Idris Güllüce’nin yaptigi Komisyon, ilçe belediyelerinin yetkilerinin kisitlanmasi ve acil kamulastirma önergelerini Belediye Kanunu’nun 73. maddesine ekleyiverdi. CHP'li ve MHP’li vekillerin tekliflerini geri çekmeleri bir sey degistirmedi. Meslek örgütleri ve ilçe belediyelerinden gelen tepkiler ise esas komisyon olan Içisleri Komisyonunda ifadelerin yumusatilmasina yetecek kadar etkili olabilildi. Düzenlemenin yasalasmasi halinde büyüksehir belediyelerinin nasil yetkilerle donatilacagini iyi bilen Gökçek, birkaç gün önce “Büyüksehir Yönetimi Ulusal Kongresi”nde ilçe baskanlarini büyüksehir belediyelerinin atamasi gerektigini söyleyerek olmasini istedigi yeni dönemi belirtmis oldu. Ilçe Belediyeleri etkisiz kilinsa ne olurdu? 2005’ten bu yana hizla artan kentsel dönüsüm projeleri iki sekilde gerçeklesiyordu. Bir kismi tarihi alanlarda TOKI üzerinden ve 5366 sayili kanuna dayanilarak, digerleri ise Belediye Kanunu’nun 73. maddesi kapsaminda. Her ikisi de büyüksehir onayindan geçmesine ragmen, büyüksehir ve ilçe belediyelerinin farkli partilerden olustugu durumlarda dönüsüm süreci yavasliyordu. Yer yer meslek örgütlerinin ve mahalle sakinlerinin tepki ve taleplerini de biçimlendirebilen bu gerilim belediyelerin birbirini engellemesi ile birlikte yasaniyordu. Kimi zaman ilçe belediyelerinin gerekli gördügü islere büyüksehir onay vermezken, kimi zaman da büyüksehir belediyeleri davalar, 1/1000’lik uygulama planlari ve mülkiyetin el degistirmesinin yavaslatilmasi gibi engellerle karsilasiyordu. Istanbul Kartal, Ankara Dikmen vadisi projelerinde benzer engellerle karsilasilmisti. Kartal Belediyesi, projenin büyüksehir belediye meclisi gündemine öncesinde bilgi verilmeden getirilmesinden yakinarak Kartal merkez dönüsümüne destek olmayacagi açiklamisti. Çankaya Belediyesi ise Dikmen vadisindeki kentsel dönüsüm projesinin 4. ve 5. etaplarina karsi dava açmis ve kazanmisti. Ancak ilçe belediyelerinin ve meslek odalarinin engelleyici rolünü ortadan kaldirmak isteyen AKP, daha önce çikarttigi ilçe belediyelerini terbiye etme yasasina, simdi de ilçe belediyeleri, meslek örgütleri ve mahalle sakinlerinin etkisizlestirme düzenlemesini eklemek istedi. Yeni düzenlemede hem ilçe belediyeleri her ölçekte yetkisiz kiliniyor, hem de daha önce büyüksehir belediyelerinin kaybettigi davalar hükmünü yitiriyor. AKP'nin Istanbul vekilleri de engellerden sikayetçi Gökçek’i heyecana getiren düzenlemeyi gündeme getiren ve baskanligini AKP'nin Istanbul milletvekillerinin yaptigi Bayindirlik Komisyonu raporu kanun teklifinin gerçek amacini tüm açikligi ile ortaya koyuyor. Komisyon, hazirladigi raporda “yargi denetimi bakimindan isleyisi kolaylastirmak” için bazi esaslar öngördügünü belirtiyor. Buna göre “yatirim tamamlandiktan sonra yürütmeyi durdurma veya iptal karari fiilen imkansiz” oldugundan iki konunun maddelere islenmesi gerektigi vurgulaniyor. Bu nedenle teklifte bir yandan büyüksehir belediyelerinin kentsel dönüsümde münhasir yetkili olmasinin, diger yandan da kamulastirmanin aceleligi için büyüksehir belediye meclisinin yetkilendirilmesinin önerildigi belirtiliyor. Büyüksehir belediyelerinin neresi dogruydu ki? Büyüksehir belediyeleri, bankalarin ve rant firmalarinin 2001 krizinden sonra gayrimenkul projelerine hiz vermesi üzerine toprak rantinin küçük mülk sahiplerinden alinarak büyük sermayeye aktarilmasinin araci haline gelmislerdi. Arsa fiyatlarinin yükselmesi ile birlikte büyüksehir belediyeleri de bu sirketlerin rantini arttirmak için sehircilik ilkelerine uygun olmayan on binlerce imar plani degisikligine imza attilar. Imar plani degisikliklerini bütçe açiklarini kapatmak için de kullanan belediyeler, çok sayida kamu arsasini da çetelere satmanin yollarini aradilar. Satis sözlesmesi yine yasal olarak feshedilmesi gerekirken, Suudi seyhlerine “size satabiliriz” sözleri verdiler. Satilamayacagi açik olan cadde ve sokaklarda bile “gökkusagi” adi verilen numunelik projeler üretirken, bir yandan da belediye istirakleri kâr etsin diye otoyol viyadüklerinin altina, metro alt geçitlerine Beltur büfeleri yerlestirildi. Büyük kentlerin sakinleri içme suyundan, orman alanlarindan, afet ve depremlerle canlarindan olurken, gayrimenkul sirketlerinin alisveris merkezi, ofis, konut projeleri için metro çikislari verildi, ana yollari genisletildi, yeni kavsaklar eklendi. Bu uygulamalar hiçbir kamu yarari olmamasina ragmen sürdürüldü. Büyüksehir belediyelerine karsi davalar kazanildiginda ise hep ayni sey söylendi: Telafisi mümkün degil. Kentsel dönüsüm projeleri Kentsel dönüsüm projelerinin en trajik olanlari ise, ilçe belediyelerinin büyüksehir belediyeleri ile ayni partiden oldugu yerlerde, Ayazma ve Sulukule’de yasandi. Üzerinden yillar geçmesine ragmen Ayazmali aileler kurduklari çadirlarini bile yikan AKP’li Küçükçekmece ilçe belediyesinin ev sözünü tutmasini bekliyor. Sulukulelinin yerlileri ise çoktan Kayabasi’na sürüldüler ve kredi geri ödemelerini yapamaz durumdalar. Artik yüksek rant geliri olan yerlerini ise ilçe belediyesi araciligi ile tarikatlar ve seyhler ele geçirdi. Son gelisme ise Ayvansaray’da Püsküllü Sokak üzerinde gerçeklesti. Belediye, kentsel dönüsümü hizlandirmak için belediye arsasinda kimi yüzlerce yil ayni evde oturan ailelere “isgal ettiginiz yerlerin kirasini arttiriyorum, 15 gün içinde evlerinizi bosaltin.” tehditleri savurdu. Geçtigimiz hafta ise bölgede 4 evin yikmi gerçeklesti. Kanun teklifindeki bazi detaylar Kanun teklifinin ilgi çeken diger bir maddesi ise ilçe belediyelerinin mülkleri ile ilgili. Teklif, ilçe belediyelerinin gelir kaynaklarindan biri olan ruhsatlandirma ve kullanim izni verme uygulamasini dogrudan büyüksehir belediyelerine veriyor. Büyüksehir belediyesi, kentin her yerinde 500 hektar’i geçmemek kosuluyla kentsel dönüsüm alani ilan edebiliyor. Bu alanlardaki tüm imar uygulamalarindan büyüksehir belediyesi sorumlu oluyor. Bazi küçük ilçeler ancak 1000 hektardan olustugundan, 500 hektarlik birkaç kentsel dönüsüm projesi ilçe belediyelerinin imarla ilgili tüm haklarini elinden almaya yetiyor. Fakat bu da yetmiyormus gibi teklif ilçe belediyelerinin tasinmazlarinda da kontrolü aliyor. Belirlenen sinirlar içerisinde ilçe belediyelerinin arsasi bulunuyorsa, bu arsalar özel mülkiyet arsasi olarak degerlendiriliyor. Geliri elinden asinan ilçe belediyesi, diger tüm küçük mülk sahipleri gibi kentsel dönüsüm projesinin ortak giderine katilmak zorunda birakiliyor. Sayfalarca sürmesine ragmen teklif, Belediye tasinmazlarinin yerinin degistirilip degistirilmeyecegi ve belediyenin anlasmadigi durumda ne gibi haklari olduguna deginmiyor. Fakat onlarin da kendi üzerlerindeki tasinmazlarin tüm imar isleri için büyüksehir belediyelerinden izin almalari gerekiyor. Bayindirlik Komisyonu’nun hazirladigi kanun teklifinde askeri araziler de dahil olmak üzere tüm kamu arazilerinin belediyeye devredilecegi belirtiliyordu. Içisleri Komisyonu ise hazirladigi teklifte sadece egitim ve saglik alanlarinin büyüksehir belediyesine devredilmesinin önüne geçti. Ancak diger kamu arazilerinin büyüksehir belediyesine devredilmesi hükmü korundu. Agresif kentsel dönüsüm Teklifteki bazi düzenlemeler de hayli ilginç: Yine Bayindirlik, Imar, Ulastirma ve Turizm komisyonu hazirladigi teklifte “Belediye tarafindan kendilerine ayri ada veya parselde yer verilen gayrimenkul sahipleri kamulastirmasiz el atma davasi açamaz” ibaresi bulunuyordu. Içisleri Komisyonu bu maddeyi de degistirdi. Maddenin yeni hali su sekilde ortaya çikti. “Belediye ile anlasma yapmayan veya belediyece kamulastirilmasina gerek duyulmayan gayrimenkul sahiplerinden proje alaninda kendilerine 3194 sayili kanunun 18 inci maddesine göre ayri ada ve parsellerde imar hakki verilmemis olanlanlar kamulastirmasiz el atma davasi açabilir.” Yine teklifte "anlasma yolu esastir" demesine ragmen, sürecin öyle gerçeklesmeyecegi açik biçimde belirtilmis durumda. Istisnai durumlarda uygulanan acil kamulastirma yöntemi tüm uygulamalarda, rahatlikla kullanilabilecek. Bu yolla büyüksehir belediyesi anlasmaya yanasmayan mülk sahiplerinin evlerini mevcut degeri üzerinden satin alacak ya da onlara daha uzak bir yerde yer gösterebilecek. Imar plani degisikligi yoluyla rantiyenin eline geçecek arsanin gelecekteki degeri de yükseltilerek satilabilecek. (soL - Haber)
Haberi Ekleyen: Ali Dursun
Bu haber 600 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|