Yakut kadehe billur şarabı doldur dedi hayyam

Baktı ona gülbahçesinin yanından geçen yırtık pabuçlu eğri burunlu adam

Ben bu niğmetleri yıldızlarından bol olan dünyada açım dedi

Şaraba değil ekmek almaya bile yetmiyor param

                                                                            N.H.R.

Anayasa değişiklik paketi adı altında önümüze yaklaşık 30 maddelik bir yasa değişiklik paketi sunuluyor, ipleri ABD'nin elinde olan kukla AKP hükümeti tarafından.

Ve TÜRKİYE HALKLARINA deniliyor ki; 12 eylül anayasasını demokratikleştiriyoruz, 12 eylülcülerden hesap sormanın yolunu açıyoruz, askeri vesayet rejimini kaldırıyoruz, ey bize inanan müminler siz, 12 eylülden beri demokrasiye açsınız, bizde aziz, mübarek ramazan günü size bir iftar sofrası hazırladık, mönüde her şey var buyurun iftar yemeğine.

Ancak muhalefet partileri (BDP hariç) diyorlar ki yemeğe yağı ABD'den getirtmişler, yağ domuz yağıymış, Akp kendine bağlı bir yargı, kendine dağlı bir askeriye yaratmak istiyor ve (bağımsız yargı'nın) kendilerine bağlı hale gelmesi için referanduma gidiyor böyle olursa demokrasimiz elden gidecek, bu iftar sofrasından yerseniz din elden gider ve ABD'ye bağlanırsınız alimallah.

AKP, evet demeyenler bizden değildir, vatana ihanet ederler, pkk'ye yardım etmiş olurlar, bunlar zaten (cehapa, mehape, bedepe ve yarsav) aynı cephedeler, bunlar terörden besleniyor diyor. Bakınız başbakanın, AKP çevresinin konuşmaları.

Diğer tarafta duranlar yani ( HAYIR !) cılar yani CHP, MHP,den kızalelma koalisyonuna ve hatta (TKP)'ye kadar varan kabaca (sistemin beka) sını savunanlar ise AKP'nin (bağımsızlık teminatı askeriyemizi!, özgür ve bağımsız yargımızı!) hedef aldığını bunları rayından çıkaracağını, BDP'nin de sandığa gitmeyerek yani boykot ederek AKP'ye destek verdiğini, AKP ve BDP'nin  aynı cephede olduğunu ve terörden beslendiğini anlatıyorlar.

Evetçiler evet derken hayırcılar hayır derken biri birini BDP işbirlikçisi, PKK destekçisi olmak, terörden nemalanmakla suçlarken aslında Kürtlere nasıl baktıklarını, Kürtlerle yan yana düşmenin ne yaman kötülük olduğunu anlatmaktan öte 30 civarında yasa teklifinin neresi ileri neresi geri ya da hepsi de evet'i veya hepsi hayır'ı neden gerektirdiğine ilişkin hiçbir fikir yok. 

Kaldı ki bu propaganda tarzı nedeniyle her iki tarafta orda terör var buraya kaç diyerek terörden NEMA lanıyorlar, biri birini terörizm işbirlikçisi ilan ederek oylarını artırmaya çalışıyorlar ve aynı eda aynı ırkçı çılgınlıkla her gelip geçişte her siyasi laf edişte Kürtlere yani köyün abalısına bir tekme bir yumruk atmadan hiçbir şey yapamıyorlar. .

BDP ise boykot kararı almış ama neden, niçin bu karara vardığını kendi parti binalarının kendi toplantılarının dışına çıkaramamakta, bu ırkçı saldırılardan başını kaldırmakta zorlanıyor.

Bence bu referandum 30 soruya evet veya 30 soruya hayırdan çok AKP'ye evet veya hayırcılara evet şekline dönmüştür,                

Kürtler her iki tarafın ortak düşmanı ilan edilmiştir bu curcunaya adı (TKP) olan partiye varana kadar bazı solcularda ortak olmuşlardır ve bana acı veren işin bu sol ya da sosyalizm iddiaları olan cephede açtığı yara veya bu cepheye bulaştırmayı başardığı çamurdur.      

Kendimi ırkçı cepheden ayırmak için, kendimi evetçilerin ve hayırcıların kuyruğundan kurtarmak için, kendimi sistemin bekasından ve sistemin ABD patentli gülen cemaatli Muhammet İkbalci Nurs köylü Sait in Kürtlüğünü inkarcı liberal İslamcı değişimcilerinden ayırmak için referandumu protesto edeceğim ve herkesi de protesto etmeğe, biz 30 değişikliğin hepsine hayırlı veya hepsine hayırsızdır diyecek kadar kalıba girmedik diyenleri protesto etmeye sandığa gitmemeğe şayet ceza almaktan korkanları da sandığa oy pusulası yerine neden boykot ettiklerini veya boykot ettiklerini yazdıkları bir pusula atmalarını ve oy pusulalarını saklamalarını öneriyorum daha sonra bir adreste toplar sayarız ve belki bir garibana soba tutuşturacağı yaparız.