Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Suskunluğunu bozdu


Açıklama: Zaman gazetesinin yalanının ardından Tarık Akan susukunluğunu bozdu...
Kategori: Röportaj-Söyleşi
Eklenme Tarihi: 28 Ekim 2011
Geçerli Tarih: 22 Kasym 2024, 03:43
Site: Görele Sol Platformu
URL: https://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=6702


Zaman gazetesinin yalaninin ardindan Tarik Akan susukunlugunu bozdu...
 
Zaman gazetesi,Tarik Akan’in kiracisi oldugu Istanbul Bakirköy’deki Tas Mektep’i mafya babasi Dündar Kiliç’i araya sokarak Hrant Dink’in elinden aldigini, ayrica Akan’in kira yüzünden Rum Vakfi ile mahkemelik oldugunu yazmisti. Hrant Dink’in kardesi Orhan Dink ve Rum Vakfi iddialari yalanladi.Ayrica Tarik Akan Dündar Kiliç’i okulu açtigi dönemde ortagi olan ve “egitimciligi ondan ögrendim” dedigi Dündar Uçar ile karistirdiklarini belirtti.

Bu konuyu görüsmek üzere TasMektep’e gittik.Tüm güleryüz ve içtenligiyle bizi karsiladi.Deprem ve sinemanin da gündeme geldigi söyleside Akan’i kendinden emin gördük.

Yasal girisimleriniz hangi asamada?
Avukatlarim öncelikle tekzip gönderiyorlar.Tekzibimizi basarlar,basmazlar,onlarin bilecegi bir sey. Basmazlarsa tazminat davasi açacagim.Tazminat davasi açsam ne olur,açmasam ne olur? Mahkeme zaten ne belirleyecek,belli.Oradan ne gelirse,Çagdas Yasami Destekleme Dernegi’ne veririm olur biter.Neye dayanarak böyle bir iftirayi defalarca yaziyor,inanilir gibi degil.40 yillik sanatçiyim, aleyhimde nice yazi çikmistir,tek bir kez dahi basini mahkemeye vermedim.Düsünün ki, ‘80 döneminde bir gazete haberinden dolayi 90 gün hücreye kapatiliyorum,arkasindan 8 yil mahkeme sürüyor...

‘Bu benim dünya görüsüm’
Tüm olanlara ragmen Tercüman gazetesini ne tekzip ettim, ne de tazminat davasi açtim. Ama simdi açacagim.Diyor ki,mesela, “niye benle konusmuyor?” Niyekonusayim? Bu benim rengim.Niye sana telefon açayim? Açmam.Senle asla konusmam.Bu benim tavrim.Bu benim yapim.Bu benim dünya görüsüm.Üç dört kez yazmislardi.Cevap vermedim.Internetten gördüm.Gazetelerine para da vermem.Hürriyet arayinca “tamam” dedim.“Gelin görüselim.” Onlara da sunu dedim: “Iddialari bana sormayin.Hrant’in kardesine,vakfa sorun.Bana göre de durum budur.” Onlar da arastirip yazdilar.Su ana kadar pek çok gazeteciler konusmak istediler.Hepsine hayir dedim.Ama,sizi kiramazdim.Hayati agabeyi kiramazdim.Aydinlik gazetesi baska bir seydir benim için.Sözcü baska bir seydir,Cumhuriyet baska bir seydir benim için.

Olaylari degerlendirdiginizde,neden sizi hedef seçtiler? Bir yorumunuz var mi?

Siz gelmeden 5 dakika önce gözüm su resme çarpti. Su resmi çekersen lütfen...bütün saldirilarin nedeni budur! Bu kadar açik ve nettir.Bunun baska anlatilacak bir seyi yok. Bütün bu saldirinin nedeni budur. Baska ne diyeyim?

‘Benden rahatsiz olmasalar üzülürdüm’

Önce gazetemizde Cumhuriyet Devrimi, 27 Mayis, 28 Subat vurgulariniz, sonra Antalya’da 12 Eylül vurgulariniz mi rahatsiz etti bazi kesimleri?

Ergenekon dedim, Balyoz dedim, YÖK dedim, bak bunu söylemiyorlar. YÖK atlaniyor. Bu tepkilerden rahatsiz olacaklar. Onlarin rahatsiz olmalari normaldir. Böyle yazmalari beni mutlu ediyor, memnun ediyor, açik söyleyeyim. Baska türlü ne beklenir ki? Tersi olsa, üzülürüm o zaman. Gerçekten. Benim rengim belli, dünya görüsüm belli. 40 yildir bunlarla çok ugrastik.

Iddialarla ilgili durum nedir?

Su dakikaya kadar vakifla mahkemelik bir durum yok. Mahkemelik olamayiz. Bu tas binayi kiraladigim vakit, döküntü vaziyetteydi. 2. Dereceden tarihi eserdir. Aslina uygun tadilat yaptik. Bu binaya yatirdigim para 20 yil içerisinde 2-3 milyon dolari bulmustur. Bu okul için 1981’de aldigim iki ticari taksiyi sattim. Onlarla üç çocugumu büyütmüstüm. Istemedigim islere hayir diyebilen bir adamdim. O taksiler sayesinde geçindim. Bunu da çok az kisi bilir. O taksileri sattim bu okula yatirdim. Egitimciligi Dündar Uçar’dan ögrendim. Dündar Uçar Özel Okullar Dernegi baskani, kendi okulu olan, dünya efendisi bir adamdir. Dündar Uçar’la Dündar Kiliç’i nasil karistirirlar, örnegin? Buranin eskiresimlerine bakin. Gözüm gibi baktim , onardim b i n a y i . Her yil tadilat yapiliyor. Eski bina sürekli bakim istiyor.

Binanin kiralanmasi gündeme gelince Hrant Dink’le bir görüsmeniz mi oldu?

Ben hayatimda Hrant’la yan yana gelmedim. Kardesi Orhan arkadasim. Ama Hrant’i hatirlamiyorum. Görmedim. Isin böyle garip bir tarafi da var.

Size karsi bir sürpriz tanik varmis? Bir de Oral Çalislar’in ismi ortaya atildi?

Sistemler ayni. Bir tanik bulacaksin. Oral Çalislar’in isminin geçmesi üzücü mü, bilmiyorum. Böyle bir yazi yazdiktan sonra, gerçegin tam ters oldugu ortaya çikiyor. Bu aslinda bir faciadir. Simdi imzasiz mektuplar da çikar ortaya. Bekliyorum onlarin sürpriz taniklarini. Mahkemelerde takip ediyoruz sürpriz taniklari. Deneyimliler o konuda.

Sinemayla, televizyonla iliskiniz ne durumda?

Dizilerin hepsine hayir diyorum. Dizilerde çalismak gerçekten köle mantigiyla gidiyor. Bir insan bu kadar sömürülemez. 90 ile 120 dakika arasinda diziler dünyanin hiçbir yerinde yok. Ve 5 günde bitirmek zorundasiniz. Günlük ortalama 18 saat çalisiyorsunuz. Isikçilar, kameramanlar, set isçilerinin durumu bir facia. Yasilçam’da, hizli çekilen dönemlerde 90 dakikalik film için 15 gün harcardik. Sonra bu 4 , sonra 7 haftaya çikti. 7 haftada bir film bitiriyordunuz. Bir hikaye anlatiyordunuz. Bunlar simdi 5 günde çekiyor. Evet, bas oyuncular büyük paralar aliyor, ama alttakiler? Bu mantik zaten bana ters geliyor.

‘Köy enstitüleri ile ilgili bir belgesel çekiyorum’
Bir de, sirf vakit geçirmek amaciyla yapilmis diziler. Sinema dünyasinin film mantigindan uzaklastigini düsünüyorum. Çünkü, ayaklari yere basan hikayeler, insana bir mesaj veren veya yasamini anlatan hikayeler yerine, sirf gise yapsin, para kazanilsin diye veya çok küçük paralarla film çekilmeye ugrasiliyor. Her ikisi de bana yanlis geliyor. Yilda 60-80 film yapiliyorsa, içinden 1 yada 2 film iyi çikiyor. Ama geri kalanlar gerçekten bir facia. Bana önerilenlerin içerisinde iyi olduguna inandigim film olsa, oynarim. Ama gelmiyor. 77’den sonra sert filmler de yaptim. 12 Eylül’e ragmen, inandigim projelerde yer aldim. Ancak, Deli Deli Olma’dan beri iyi proje gelmedi. Iyi bir hikaye oldugunda, düsünmem, yer alirim. Su anda köy enstitüleri ile ilgili bir belgeseli Nazim Hikmet Vakfi adina çekiyorum.



Deprem magduru kardeslerimin acisini paylasiyorum

Gerçekten yürekler acisi bir durum ve manzara var orada. Ancak halkimizda inanilmaz bir dayanisma ve destek görüyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Toplum olarak bu konularda çok duyarliyiz. Öte yandan iktidarin, devletin düzensizligi de ortada. Her sey allak bullak. Bu da Türkiye’nin bir baska yüzü. Deprem nedeniyle vefat eden tüm kardeslerimize rahmet diliyorum. Halkimizin basi sagolsun. Bir sanatçi olarak oradaki kardeslerimize yardim etmek adina üstüme düsen her görevi seve seve yapmaya hazirim. (Aydinlik)


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster