Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


İŞTE DENİZ FENERİ'NİN MERAK EDİLENLERİ


Açıklama: İŞTE DENİZ FENERİ'NİN MERAK EDİLENLERİ
Kategori: Haber
Eklenme Tarihi: 24 Kasym 2010
Geçerli Tarih: 22 Kasym 2024, 04:46
Site: Görele Sol Platformu
URL: https://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=2334


 

ISTE DENIZ FENERI'NIN MERAK EDILENLERI

  

Aydinlik dergisinden Mehmet Bozkurt, Deniz Feneri 2. iddianamesini inceleyen Odatv yazari Irfan Ergi ile konustu...

Iste Aydinlik dergisi'nin sorulari ve Irfan Ergi'nin yanitlari:

Aydinlik- Deniz Feneri E.v davasinda ikinci iddianame hazirlandi. Bu iddianamede isnad edilen suçlar nelerdir? Birinci davadan farki nedir?

Irfan Ergi- Deniz Feneri e.V davasi hukuki açidan tek bir dava. Bu davadaki ana suç unsuru örgütlü dolandiriciliktir. Yardim amaçli toplanan paralarin amaç disi kullanilmasi suçu var. Yani iyi niyeti suistimal. Burada ilk yakalanan kisiler yargilandi ve hüküm giydi. Bu kisilerin suçlarini kabul etmesi dava sürecini kisaltti. Ama bu dava, içinde sadece üç kisinin oldugu bir suçu teskil etmiyordu. Bunlarin çok sayida suç ortaklari, isbirlikçileri var. Bu isbirlikçilerin bazilari hakkinda sorusturma açildi. Kimi sorusturmalar kapandi, kimi devam ediyor. Bu suçun en büyük ayagi Türkiye’de. Bu uluslararasi bir suç. Paralar, Avrupa’nin çesitli ülkelerinde toplaniyor. Çesitli bankalara tahsis ediliyor. Çok sayida kisi tarafindan nakit olarak aliniyor. Kuryelerle kismen Türkiye’ye getiriliyor, baska ülkelere götürülüyor. Gazeteciler bazen buna 'üzüm salkimi' yapilanmasi diyorlar. Alman polisinin yaptigi semayi gördüm. Onlar da isim isim hangi sirketler, hangi baglantilar, Alman ceza kanuna göre hangi suçlar islenmis bunlarin hepsini bir sema halinde çikarmislar.
Deniz Feneri, uluslararasi bir suç oldugu için Alman Adaleti kâgit üzerinde görünen ana yöneticilerinden üç kisiye hüküm verdi. Bunlar Mehmet Gürhan, Mehmet Taskan ve Firdevsi Ermis. Bu isimler Deniz Feneri e.V 1. Davasinda yargilandilar ve hüküm giydiler. Simdi sorusturma derinlestirildi.

“PARALAR KANAL 7’NIN IKINCI KATINDA TESLIM EDILDI”

Aydinlik- Ikinci iddianamede elebaslari kimler?

Ergi- Frankfurt Bölge Mahkemesi 26. Ceza Dairesi Hâkimi Dr. Jochen Müller, karar mütalaasinda asil elebaslari diye dört isim saydi. Biri Zekeriya Karaman, Yenidünya Anonim Sirketi'nin Yönetim Kurulu Baskani, Kanal 7'nin patronu. Digeri Zahid Aykut Akman ve Ismail Karahan, Kanal 7’nin reklâm müdürü. Bir de Harun Kapiyoldas, Kanal 7’nin muhasebe müdürü. Bu dört kisiye yardim ve yataklik yapan on alti kisi hakkinda da sorusturma açildi. Aralarinda bir dönem Almanya’da Kanal 7’nin reklâm müdürlügünü yapmis Mehmet Balikçi da var.
Birçok kurum hakkinda da sorusturma açildi. Çünkü bunlara kara para aklama, usulsüz para kullanimi, iyi niyeti suistimal ve dolandiricilik gibi suçlamalarla sorusturma açilmis. Deniz Feneri e.V. Yardim Dernegi çogunlukla ayni yardim yapmis. Birçok sirketten naylon fatura alinmis. Iddianameye göre bu yöntemle suçu örtmeye çalismislar. Bu sirketler hakkinda savciligin böyle bir süphesi var.
Düsünün Deniz Feneri’nin paralariyla sirketler kuruluyor, gemi aliniyor. Televizyon sirketi ayni zaman da gemi isletiyor. Gemicilikle televizyonculugun ne alakasi var? Bunlar Atlas diye bir gemi almislar zamaninda Vakifbank’tan aldiklari kredilerle. Daha sonra bu gemi Türkiye’de Haliç limited sirketine satilmis. O sirket kimin? Zekeriya Karaman’in oglunun ana hissedari ve yöneticisi oldugu sirket. Dikkat ederseniz bunlarin sirketlerinin hepsi ayni binada. Basindan yapilan haberlerden de biliniyor ki iddianamede adi geçen sirketlerin bazilari 'tabela sirketi'.
Deniz Feneri’nden kuryelerle nakit olarak Almanya’dan Türkiye’ye getirilen paralarin Kanal 7’nin ikinci katinda teslim edildigi söyleniyor. ‘Bizim bu isle alakamiz yok’ diyen, açiklamalar yapan, tekzipler yayimlayanlar ‘bu paralar bize gelmemistir’ diyemiyor.

“ANKARA-FRANKFURT ISBIRLIGI AGIR YÜRÜYOR”

Aydinlik- Bu uluslararasi bir sorusturma oldugu için savcilar hem Almanya’daki hem de Türkiye’deki sirketleri inceliyor mu?

Ergi- Deniz Feneri e.V. davasini uluslararasi adli kurumlar yürütmüyor. Ulusal adli makamlar yürütüyor. Ancak olayin Türkiye boyutu çok yogunluk kazandigi için suçun asil elebaslarinin burada bulundugu süphesi kuvvetli oldugu, kara paralarin büyük kisminin buraya aktarildigi düsünüldügü için Almanya ile Türkiye arasinda adli yardimlasma yürütülüyor.
Ankara’daki savci Nadi Türkaslan'in ekibi ile Frankfurt Savcisi Kerstin Lotz ve ekibi arasinda suç ve suçlunun ortaya çikarilmasi için isbirligi var. Ama ne yazik ki bu isler biraz agir yürüyor. Almanlar daha önce gelmek istemisti. Sorgularda hazir bulunmak istemislerdi. Bu konuda yetkili Ankara Savciligi nedense bunu reddetti. Ret kararini Türkaslan'a danisarak mi verdiler, hangi gerekçeyle ret ettiler bilemiyoruz.

“TÜRK SAVCILARIN DAVET BEKLEMESINE GEREK YOK”
Aydinlik- Adalet Bakani Sadullah Ergin geçen hafta yaptigi açiklamada Alman savcilardan randevu istediklerini söyledi. Alman Savcilardan randevu günü mü bekleniyor?

Ergi- Türk Savcilarin Almanya’ya gitme istegine, Almanlar olumlu cevap verdiler. Almanlarin bu cevabi Adalet Bakanligi üzerinden Ankara savcilarina bildirildi. Adalet Bakani yaptigi son açiklamada randevu vermelerini bekliyoruz dedi. Bunu arastiracagiz. Bakalim Alman yetkililer ne diyecek. Alman Savcilari ‘yarin gelmeyin’ diye bir sey söylemez, söyleyemez. Her an görüsebilirler. Adalet Bakani’nin bu açiklamasini pek anlamis degilim.

Aydinlik- 2. iddianamedeki on alti süpheli Almanya’da mi Türkiye’de mi?

Ergi- Bunlarin büyük çogunlugu Türkiye’de. Aralarinda su an hapiste olan Mehmet Gürhan’in kayinbiraderi de var. Baskindan sonra hakkinda tutuklama karari çikmisti. Türkiye'ye kaçti. Bu kisinin bir dönem gemide bile kaldigi söylendi.

“ALMANYA'YA NEDEN GITMIYORLAR?”

Aydinlik- Bu kisiler Almanya’ya giris yapmak isteseler tutuklanirlar mi?

Ergi- Bunlarin haklarinda derhal tutuklama karari çikabilir. Böyle bir karar var mi, bilemiyoruz. Almanya’da, suçlu kendini güvende hissetsin ve kaçmasin diye tutuklama kararlari oldukça gizli tutuluyor. Eger tutuklama karari varsa Almanya’ya giris yaptiklari an bu karar dosyadan çikarilir ve uygulanir.

Aydinlik- Zahid Akman hakkinda tutuklama karari olduguna iliskin haberler çikti. Bu dogru mu?

Ergi- Akman, Almanya’ya gitse muhtemelen gözaltina alinir. Tutuklama karari var ya da yok. Kendisi olmadigini iddia ediyor. E madem böyle bir karar yok, niye gitmiyor? Yillardir sik sik giderdi Almanya’ya… Ben Zahid Akman’in yerinde olsam, giderim Frankfurt’a havaalaninda bir basin toplantisi düzenlerim. Sorarim ‘hani hakkimda tutuklama karari vardi’ diye.

“100 MILYON AVRO'YU BULUR”

Aydinlik- Almanya’da Deniz Feneri e.V. Dernegi’ne parasini kaptiran, magdur olan yurttaslarla görüstünüz mü? Onlarin bir tepkisi var mi?

Ergi- 2002–2007 arasinda 42 milyon Avro’nun toplandigi saptandi. Kayit disi toplanan parayi da hesaplarsak belki bu miktar 100 milyon Avro’yu bulabilir. Bu paranin yaklasik 3 milyon Avro’su baskinlarda nakit olarak ele geçirildi. Mahkeme masraflari düsüldükten sonra isteyen magdurlar paralarini geri alabilecek Kalan paralar ise Deniz Feneri e.V Dernegi’nin tüzügünün geregi Alman Kizilhaç’a gidecek.

Aydinlik- Deniz Feneri E.v bu paralari Almanya’da yasayan Müslüman vatandaslardan toplamadi mi?

Ergi- Yani bizim Müslüman vatandasimizin fitre, zekât diye verdigi paralar, Hiristiyan kurulusu Alman Kizilhaç’in isine yarayacak.

Aydinlik- Deniz Feneri e.V davasinda yolsuzluk yaptigi tespit edilen sirketlere ne oldu?

Ergi- Yargilamada bu sirketlerin sermayelerinin Deniz Feneri e.V Dernegi’nden alinan paralar oldugu sonucuna varildi. Bu sirketler kapatildi. Mallarina, mülklerine el kondu.

“AK HOLDING”

Aydinlik- Bu davaya adi karisan kisiler AKP'yle yakin olduklari için dokunulmazlik zirhina bürünmüs gibi görünüyorlar. Bu iliski Almanya'dan nasil görünüyor?

Ergi- Sen Zekeriya Karaman'sin, Türkiye'de hatiri sayilir bir medya kurulusunun patronusun. Birdenbire ortaya çikan bir sermayeyle sirket kuruyorsun. Adi da Weiss Holding. Yani Türkçesi Ak Holding. Sonra mahkeme bu sirkete el koyuyor. Hâkim diyor ki 'sen milletin yardimini ve zekâtini aldin, bu paralari amaç disi kullandin'. Bu kisiler sonra çikip 'biz masumuz' diyor. Siz ilk önce bunlarin hesabini yargi ve kamuoyu önünde verin. Kendi yarattiklari kartondan binayi yikmamak için ellerinden geleni yapiyorlar. Hâlâ muteber cemaat ehli, önde gelen is adami, televizyon müdürü imajini korumaya çalisiyorlar. Çok önemli bu onlar için. Almanya bunu yikti. Fakat çesitli sebeplerden dolayi o sorusturma burada yürütülemedigi için o kartondan bina duruyor hâlâ.

“TÜRKIYE'DEKI DENIZ FENERI ILE BAGLANTI BELGELI”

Aydinlik- Sizce AKP, hükümet olarak Deniz Feneri yolsuzlugu konusunda üzerine düseni yapiyor mu?

Ergi- Benim hâla çözemedigim bir husus bu. Bu yolsuzlukta, çogu Avrupa'da yasamasina ragmen binlerce Türk vatandasi, Müslüman dolandirildi. Aksi iddia edilse de Alman yargisinin belgelerine göre Türkiye'deki Deniz Feneri ile Almanya'daki dernegin baglantisi var. Buradaki dernege müfettis yollanmadi, sorusturma açilmadi. 'Bekleyelim görelim' politikasi izliyorlar. Ben hükümetin vatandasin yaninda olmasini isterdim. Çünkü rafine hazirlanmis bir merhamet dolandiriciligi bu. Böyle tüyler ürperten bir sey karsisinda hükümetin insiyatifli hareket etmesini beklerdim. Ikinci olarak Cumhuriyet Savcilari da kendiliginden harekete geçebilirdi. Ta ki Isçi Partisi Genel Baskan Yardimcisi Av. Mehmet Cengiz Ankara'da dilekçe verene kadar böyle bir sorusturma baslatilmadi. Yurt disinda da olsa sonuçta Türk vatandaslari magdur oldu. Ayrica bu yolsuzlugun Türkiye ayagi yok mu diye bir sorusturma baslatilabilir, baglanti yoksa zaten kapatilirdi. Adalet niçin var? Ben burada hizmet kusuru görüyorum.

“HÜKÜMET DEDIGIN, 'CUMHUR'UN HAKKINI KORUMALI”

Aydinlik- Alman mahkemesi ve savcilar, Deniz Feneri yolsuzluguna karisan süphelilerle AKP'nin bir baglantisini saptadi mi?

Ergi- Konuyu bütün olarak ele alip, analiz etmeye, yorumlamaya çalisirsak söyle bir tablo ortaya çikiyor: AKP'nin idari ve siyasi olarak konuya el atmamasi, Disisleri Bakanligi'ndan rapor istememeleri dikkat çekici. Türk vatandaslari magdur oldugu için, halen AKP'nin yönettigi Türk Hükümeti davaya müdahil olarak katilabilirdi. Hükümetin buna yetkisi var. Almanlar buna itiraz edemezdi. Her Hükümet nerede olursa olsun vatandasinin hakkini koruyabilir, korumali. Garip bir atalet, gerçekten soru isaretleriyle dolu bir duyarsizlik görüyoruz. Öncesinde 'yesil sermaye' dedigimiz bir sey yasanmis, binlerce Türk insani magdur edilmis. AKP yesil sermaye sirketlerine yakin durmakla suçlanan bir parti. Bence, 'Bu böyle degildir' demek için bile hükümet daha çok insiyatif almaliydi. Dillerinden düsürmedikleri 'cumhur' (halk) kaziklanmis, magdur edilmistir. Göreviniz oldugu halde sorusturma açmiyorsunuz. Bu durum AKP'lilerle, Deniz Feneri süphelilerinin yakin durduklari süphesini beslemez mi?
Siyasi baglanti var mi sorusuna gelirsek. Gerek iddianamede, gerek yapilan ihbarlarda bu yönde çok sayida yorum var. Ihbarlari yapanlarin bir kismi bu baglantiyi açikça dile getirmisler. Su an tutuklu bulunan Firdevsi Ermis yirmi iki kez ifade verdi. Onun iddiasi, somut seyler içermese de Deniz Feneri paralarinin AKP'yi destekleyen Islami siyasete verildigi yönünde.

Aydinlik- Bu davada da ihbar mektuplari var mi? Varsa ihbarlari yapanlar kimler?

Ergi- Biri Abdürrahim Vural, eski bir milli görüs avukati. Yolsuzluga karisan sirketlerin eski çalisanlari ya da magdur edilenler. Mesela Avukat Vural, Yimpas Holding dosyalarindan, basinda çikan haberlerden alinti yaparak bir ihbarda bulunmus.

Aydinlik- Paralar nerelerde kullanilmis? Belgeleri var mi?

Ergi- Deniz Feneri e.V. Dernegi üzerinden toplanan paralar, sirketlerin finansmani ve faaliyetlerinde kullanildigi gibi, Türkiye'ye de transfer edilmis. Cemaat- tarikat islerinde asagi yukari her sey kayit disidir. Sadece mecbur kaldiklari ölçüde kayit tutulur. Düsünün, camide, dernekte, toplantida para topluyorsunuz. Çuvallara, torbalara dolduruluyor para. Camide makbuz verildigini gördünüz mü? Hiçbir karsilik olmadan nakit para toplaniyor. Istediginizi yapiyorsunuz bu parayla. Örnegin seçim kampanyasi mi yürütecekseniz? Sekiz-on milyon Avro'ya çok iyi bir kampanya yapabilirsiniz.

“ON BIR TANIK, IFADE VERMEYE HAZIR BEKLIYOR”

Aydinlik- Kimler taniklik edecek?

Ergi- On bir tanik hazir bekliyor ifade vermek için. Bunlar arasinda eski çalisanlar da var. Commerzbank'in müsteri temsilcisi var. Sorusturmayi yürüten Alman polisler de var. Basta Emniyet Komiseri Aleksander Böhm. Tanik listesinde Türk kökenli Alman polisler de var. Teknik uzmanlar, vergi uzmanlari ve hâkimler var.

“TÜRKIYE'DEN BELGELER GELIRSE...”

Aydinlik- Ikinci iddianamenin kabul edilecegi tarih belli mi?

Ergi- Türkiye'nin bir adim atmamasi bu süreci uzatiyor. Alman Savcilar Türk Savcilarla yapacaklari görüsmelerden ikinci iddianamenin dosyasina girebilecek belgeleri bekliyor gibi geliyor bana. Davanin açilmama ihtimali de var. Tabii Türkiye'nin dava açmasi sartiyla. Bir kisiyi ayni suçtan iki mahkemede yargilayamazsiniz.

'CEMAAT MAFYASI, HAKKINI ARAMAYI ENGELLIYOR'

Aydinlik- Gurbetçi vatandaslarimizin dini duygulari istismar edilerek dolandirilmalari ilk degil. Jetpa, Yimpas ve Kombassan gibi yolsuzluklar oldu.

Ergi- Almanya'daki magdurlar geç de olsa uyandilar. Avrupa Türkleri Dayanisma Dernegi diye bir dernek kurdular. Eski Yimpaszede Muhammed Demir dernegin basinda. Hatta bir basin toplantisinda basbakanin korumalari Demirci'yi tartaklamisti. Birkaç avukatin destegiyle onlar haklarini aradilar. Halen süren davalar var. Türkiye'deki savcilar da bu konuda dava açabilirlerdi, açmadilar. TBMM'de bir rapor hazirlandi.
Avrupa'da söyle bir durum var: Cemaatler, Türk vatandaslari ayristirdilar. Avrupa'da cemaatler camileri paylastilar. Bir tür 'cemaat mafyasi' oldular. Magdurlar sunu diyor: 'Hükümet bunlarin patronlarini, yöneticilerini milletvekili adayi yapti. Belediye baskani yapti'. Onlardan para yardimi aldiklarina dair iddialar gündeme getirildi. Yimpas'in baskani Dursun Uyar Interpol karariyla aranirken, hakkinda tutuklama karari varken adam bakanlarla kol kola cenazelere katiliyordu. Aydinlik'ta yazdi. Hakkinda arama karari olan bir kisi, ülkenin Içisleri Bakani ile cenazeye katildi. Bunlar da gösteriyor ki zamaninda, vatandasi korumak için gereken önlemler alinmadi.

'TÜRKIYE'NIN IMAJINI ZEDELIYOR'

Aydinlik- Bu yolsuzluk davasinda Tayyip Erdogan'la ilgili iddialar var mi?

Ergi- Savciligin fezlekesine esas olusturan polisin, nihai raporu vardir. Polisin bes yüz küsur sayfalik sorusturma raporunda üç-bes sayfa Necmettin Erbakan'a ve Tayyip Erdogan'a ayrilmistir. Raporda resimleri de var. Raporda Erdogan'in hayat hikâyesi ve nasil kariyer yaptigi anlatiliyor. Mahkemede de bunlar gündeme getirilmisti. Bu bilgi toplama islemi Erdogan'i hedef almiyor tabii, Milli Görüsün liderleri tanitiliyor.
Bu paralar niye toplaniyor? Bu örgüt niye kuruldu? Amaç ne? Paranin çogu Türkiye'ye transfer edilmis; siyasetin finansmaninda kullanildigina dair çok ciddi iddialar var. Ama gerçek su ki AKP'ye verilmis bir bagis makbuzu yok. Yine de hos bir durum degil yani. Benim ülkemin basbakanin adi Alman polisinin raporlarinda geçiyor. Niye Türkiye'deki davalarda Almanya basbakaninin adi geçmiyor. Bu bile basli basina bir skandal tabii.

Aydinlik- Almanya'da yasayan vatandaslarimizin da gururunu inciten bir durum.

Ergi- Mesela mahkemede Zekeriya Karaman'in oglu Habib Karaman'in dügün videolari gösterildi. Herkes sasirdi, 'ooov' diye sesler yükseldi. Çünkü nikâh sahidi Basbakan. Ayrica hisimliklari var. Bu kadar yakinlar yani.


'BU KADAR SÜPHE VARKEN, ILISKILERINI NIYE ASKIYA ALMIYOR?'

Aydinlik- Almanlar, Türkiye'nin objektif yargilama yapamayacagi süphesi tasiyor mu?

Ergi- Bazi Alman adli makamlari kisisel görüsmemizde bu konuda 'siz ne düsünüyorsunuz' diye benim görüsümü sordular... Bu ne anlama gelir? Türkiye'de dava açilirsa Almanlarin dava açmama ihtimali yükselir. Belki de suçlari yoktur, ihmalleri vardir. Buna yargi karar verecek. Bence Alman adaleti üzerine düseni yapti. Simdi top Türkiye'de. Siyaset kurumu bu tür olaylari engelleyecek adimlar atmali. Ama Türkiye'deki Deniz Feneri Meclis'ten üstün hizmet ödülü almis. Kamu yararina çalisan dernek statüsünde. Açilislarina basbakan, bakanlar katiliyor. Kimseyi suçlu ilan etmiyoruz ama bu kadar süphe varken ben siyasi olsam iliskilerimi gözden geçirirdim. En azindan yolsuzluk iddialari bu kadar gündemdeyken, kamu yararina çalisan dernek statüsünü askiya alirdim.

“MEDYA ÜZERINDE DE BASKI VAR”

Aydinlik- Bu davalari en yakindan takip eden bir gazeteci olarak son kez söylemek istediginiz bir sey var mi?

Ergi- Demokrasinin vazgeçilmez unsurlari olan yarginin, yürütmenin, medyanin görevini yapmasi lazim. Bu iliskileri düzenlemekle yükümlü olan siyaset bunu yapmiyor. Vatandas olarak da gazeteci olarak da bunu talep etme hakkimiz var. Basin olarak bunun üzerine gitmemiz lazim. Çesitli sebeplerle konunun üzerine garip bir ölü topragi serpilmis durumda. Aydinlik, Ulusal Kanal ve birkaç istisna disinda bu konuya kimse dokunmuyor. Büyük ihtimalle AKP'liler, bu davalarin kendilerine yönelik bir komplo olduguna dair belirli kimselerce inandirilmis durumda. Oysa sorun AKP'yi yipratmak falan degil.

Aydinlik- Siz bu haberleri yaparken bir baski gördünüz mü?

Ergi- Zamaninda Milliyet gazetesinden çikarilmam için kapali kapilar ardinda girisimler oldugunu biliyorum. Isin ayrintilarina girmeyeyim ama o dönem Milliyet'in bu baskilara direndigini de biliyorum. Simdi Dogan grubunun bu konunun üzerine pek gidemedigini görüyoruz. Sanki gazetecinin görevini yapmasi suçmus gibi, siyaset baski uyguladi. Bizim haberlerimiz üzerine o dönemki Genel Yayin Yönetmenimiz Sedat Ergin kösesinde savunma yapmak zorunda kaldi.

Odatv.com


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster