Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 07 Mart 2015
Geçerli Tarih: 21 Kasym 2024, 21:43
Site: Görele Sol Platformu
URL: https://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=20634
oNurga
Bir sey soracagim bayim: Çikarlarina dokunulmadan dogrudan sapmayan birini ariyorum da! Ne bileyim, kalpleri temiz olmadigi için günahsizla günahkâr ayrimi yapmadan herkese kötülük eden insanlar çikiyor genellikle karsima. Baskalarinin duygusalligini korkaklik sanan, kendilerine açilan kalpleri zaaflarindan istifade edilecek ya da istismar edilecek malzeme sanan o kadar çok insan görünce… Birden…
Ben mi? Ben yolcuyum bayim. Kendimi ariyorum. Gelecegi yaratacak insanlarin içinde tutarli bir düsçüye ihtiyaç varmis. Anlayacagin onlarin arsinda yer bulmak istiyorum kendime. Yetisebilir miyim, yol çok mu uzak, kestiremiyorum açikçasi. Kendi kendime karinca kadar da mi olamayacagim diyorum. Yo hayir! Karincayi küçümsedigimden degil. Aksine. Karinca bile olamayan o kadar zavalli var ki dünyada.
Beni “öcü geliyor” diye çok korkuttular bayim. Mahalleden çok küçükken kaçmamin nedeni bu? Annem bile engel olamadi düsünsene. Kör bir dervise dünyaya nereden gidilir diye sordum. Eger “insandan” demeseydi ne isim vardi buralarda? “Yolculuga kendinden basla” demesi, inanin hiç aklimdan çikmiyor, yol boyu kulagimda küpe. Çok uzun yillar oldu yolcuyum bayim. Nerdeyim, nereye vardim bilmiyorum.
Ben biraz kekemeyim! Derdimi anlatmakta zorlanabilirim. Siz bana sagirsaniz isim büsbütün zorlasir. Ama deneyecegim! Pardon! Öncelikle bir sey itiraf etmeliyim: Ben ayni zamanda bir kaçagim bayim. Çok yüksek sesle konusamam: Bilerek ya da bilmeyerek eziyet eden, hor gören, asagilayan, alay eden, ihmal eden, baskalarinin acilarina duyarsiz kalan, hatta onlarin acilarini istismar eden, onlari ezen, horlayan, cesaretini kiran, kibrinden yanina yaklasilmayan, içtenliksiz, baskalarindaki küçük iyilikleri bile kiskanan, kendinden memnun… Herkesten kaçiyorum. Bizim mahalledekiler çogunlukla böyleydi bayim.
Bu yolculuk sirasinda çok yaslandim bayim! Anladim ki yolum suyunkinden de uzun. Galiba sabrim da azaliyor git gide. Hakkini arayanlara yumruk gösterenlerle ayni sokakta oturmami benden kimse beklemesin. Bilgisizlerin bilgisizligini yüzüne vuran onlardan daha bilgisizlerle ayni havayi paylasamayacagim. Ögrenmek isteyen herkese eziyet eden ögreticilere katlanmam mümkün degil. Her degisik davranisa saldiran sekilsiz kalabaliklarin içinde bulunursam bogulurum. Adice yöntemlerle hakliyi haksiz çikaranlarla birlikte insan sayilmak da inanin çok agir geliyor bana bayim.
Kimseye zarari olmayan zayiflarin sirtina binerek kuvvetli olma duygusu yasayanlara, insani insandan ayiranlara, insanlarla kendisi arasinda duvar örenlere katlanamadigim için yollardayim çok uzun zamandan beri. Su dünyada insani yalniz birakan, arkadaslik, dostluk eli olmayan, kimseye gösterecek sevgisi bulunmayan gerçek sakatlarla birarada yasamaya kim katlanir? Haklisin, ama ben bir kerelik yasamimi onlar gibi degersizlestirmeyecegim. Bizim adimiza, bizi yönetmek için ortaya çikan ama bize benzemeyen insanlara irademi teslim etmeyecegim. Iste ben bu yüzden de kaçiyorum bayim.
Birkaç durak ötede bir düste konaklarken agaçlarin pesine düsmüs baltalar gördüm bayim. Meyve versin vermesin yakaladigi her agaci kesiyorlardi. Söylenenlere bakilirsa maden ocaklarina attiklari insanlari yakma isinde kullaniyorlarmis kesilen agaçlari. Benim yanimdan geçen bir baltaya “daragaci” yapacak agaç bulamasiniz bu gidisle dedim. Benden baska bir takim itaatsiz insanlarin da itirazlari olmus: “Sizin yaptiginiz is mi” diyerek çikismislar balatalara. Onlardan basina gelenleri bi söylesem küçük dilini yutarsin bayim..... Buralarda bir yerlerde korkunun boyunu geçecek bir yol olmali. Yoksa meydan bunlara kalirsa mankurtlastirdiklari milyonlarca insandan linç çeteleri olusturup önlerine çikanin üstüne sürecekler. “Zaten zor zapt ediyoruz” seklinde bir de bahaneleri var. Sahi mankurt nedir bilir misiniz bayim?
Çok geç kaliyorum.Dedim ya yolum suyunkinden uzun.Kaldi ki “Solcu solunda gerek!” Ama son bir sey var ki sormadan edemem. Siz hiç sözlük karistirir misiniz bayim? Öyleyse orda “oNurga” diye bir sözcüge rastlamissinizdir. Ne demek sözlükte öyle bir sözcük yok? Bunu ben uydurmus olamam. (Ikisi de gergindi.) Peki ya sizde! Sizde, sizde bayim? Çünkü bunu sormasam yalan söylemis olurum. Kusura bakmayin.
…
Öykünün bundan sonrasi yok aslina bakilirsa. Fakat görgü taniklarina göre yolcunun adamdan ayrilip, kosarcasina yoluna devam ettigi bilgisi var elimizde. Yorgun ve bitkin düsünce kendisine sigindigina dair söylentiler dolasiyormus çevrede. Yolcu bir söylentiye göre yolda çoban ateslerine rastliyor ve onlara dans ögretiyor. Sularin dilini çözüyor, taslardan susmayi ögreniyor. Galiba pek fazla da yasamiyor. Öldügünde yarimligi ile buluyorlar onu. Kendini tamamlamis olanlar insaniyet namina, vasiyetine uygun sekilde düslerine gömüyorlar onu. Düslerinin ne olduguna iliskinse yalnizca yukaridaki öyküde birtakim ipuçlari var… Hepsi bu!